Avrupa'da Doğayla İç İçe Bir Yaz Geçireceğiniz 3 Bölge
Doğayla iç içe tatiller, huzur, sağlık, sessizlik ve lezzeti beraberinde getiriyor. Bu yaz Avrupa’da bir tatil planlıyorsanız, İtalya, Fransa ve Avusturya’da muhteşem manzaralarla karşılaşacağınız, unutamayacağınız deneyimler kazanacağınız bu bölgeleri de rotanıza eklemeyi unutmayın!
Toskana, İtalya Konum
İtalya’nın Toskana bölgesi dendiğinde, kimi ilk olarak Floransa, Siena ve Pisa gibi kentlerden bahseder, kimiyse uçsuz bucaksız bağlar, doğa ve güneşin kavurduğu kırlardan… Doğayla iç içe bir Avrupa seyahati söz konusuysa, biz tabii ki ikinci gruba dahil olmayı seçiyoruz. Çünkü filmlerde görüp aşık olduğunuz o masalsı güzelliklerin, masmavi gökyüzünün altında bağlarla çevrili taş evlerin, her biri birbirinden şirin kasabaların gerçek olduğunu kanıtlamak istiyoruz. Kırlar ve bağların yanı sıra denize de kıyısı olan bir bölge olduğu için, Toskana’da aynı gün içinde deniz kokusunun da, uzun doğa yürüyüşlerinin de tadını aynı anda çıkarabiliyor, sofranızda denizin ve toprağın sunduklarını bir arada bulabiliyorsunuz. Tavsiyemiz, bir otomobil kiralayıp her biri yüzyıllar öncesinden kalma, taş sokaklarında yürümekten zevk alacağınız ve gerçek İtalya’yla tanışacağınız köyleri ve kasabaları bir bir ziyaret etmeniz yönünde. Val d’Orcia’da temiz havayı ciğerlerinize doldurun, güneşi teninizde hissedin, hiçliğin ortasında yol aldığınızı düşünürken karşınıza çıkan o bağ evinde soluklanın. Cortona’nın büyüleyici manzaralarına bakakalıp, bir an Under the Tuscan Sun filminde olduğunuzu düşünün. Rotanızı Viareggio ya da Livorno’ya doğru çevirip denize ulaşın. Taptaze domates ve fesleğeni, onlarca çeşit mantarı, bölgeyi boydan boya kaplayan zeytinliklerin ve üzüm bağlarının mutfağa kazandırdıklarını tatmadan dönmeyin. Toskana güneşinin altında yol almak, keyifi öğle ve akşam yemeği sofralarında sevdiklerinizle saatler geçirmek, yaz tatilinden beklentisi eğlence ve plaj keyfinden çok daha fazlası olanlar için huzuru beraberinde getirecek.
Provence, Fransa Konum
Bir yanda uçsuz bucaksız mor tarlalar ve lavanta kokusu, bir yandan turkuaz ve mavinin onlarca tonu ve kayalıklara vuran dalgaların sesi… Fransa’nın güneydoğusundaki Provence bölgesini ziyaret etmek için ideal mevsim, kuşkusuz yaz. Hazirandan ağustosa kadar açan lavanta çiçekleri, bölgenin iç kesiminde, Mont-Ventoux, Sault, Valréas ve Valensole vadisi çevresini belki de dünyada başka bir yerde bulamayacağınız bir güzelliği kavuşturuyor. Cassis ve Marsilya sahillerindeki bakir koylar ise Akdeniz’in serin sularına atlamak için gizli cennetler vadediyor. Provence yollarında, lavanta tarlaları ve üzüm bağları arasında geçireceğiniz birkaç gün, Van Gogh ve Cézanne gibi büyük sanatçıların bu bölgeye ve renklerine aşık olmasına, bölgenin birbirinden güzel kasabalarını, tarlalarını ve koylarını resmetmeye doyamamasına hak vereceksiniz. Eğer doğayla iç içe olmak kadar sanatla iç içe olmak da vazgeçilmezlerinizdense, bölgenin önemli kentlerinden Avignon’da dünyanın en köklü ve en prestijli performans sanatları festivallerinden birinin gerçekleştiğini, bu yılki tarihlerinin de 6 – 24 Temmuz olduğunu hatırlatalım.
Hallstat, Avusturya Konum
Heybetli Avusturya Alpleri ve berrak bir göl arasında yer alan Halstatt köyünün, dünyanın en çok fotoğraflanan noktalarından biri olması tesadüf değil. Dağların yanında ufacık kalan tarihi evler, bembeyaz ya da yemyeşil yamaçlar ve hepsinin cam gibi göl yüzeyinden yansıdığı o muhteşem manzara, her mevsim aynı güzellikte… Hallstatt’ta doğanın büyüsüne kapılmak için birçok yol var: Bunlardan ilki, çıkabileceğiniz yürüyüşlerde takip edebileceğiz Echerntal patikası. Bir diğer seçenek olarak gölde yüzerek ya da tekne turlarına katılarak kasabayı tam karşınıza alabilir, karşıdan da izleyebilirsiniz. Dağ bisikleti kullanmaktan zevk alıyorsanız, Hallstatt ve çevresinde 19 ayrı bisiklet rotası bulunuyor ve hepsi farklı bir dağ ve göl manzarası vadediyor. Son seçenekse kasabaya yukarıdan bir bakış atmayı sağlıyor: Welterbeblick gök-terası. Tüm o eşsiz görüntüyü ayaklarınızın altında bulabileceğiniz bu terasa asansörle ulaşabileceğiniz gibi egzersiz yapmayı tercih edip, 90 dakikalık bir tırmanışla da ulaşabiliyorsunuz. Halstatt’a hangi açıdan bakmayı tercih ederseniz edin, Alpler’de yazın bambaşka olduğunu, dağ havasının ve serinliğin yaz aylarında sizi mutlu edeceğini unutmayın ve Avusturya çevresine bir seyahat planlıyorsanız, en az bir gününüzü bu kasabaya ayırın.
Önerdiğimiz bu rotalardan en az biriyle beraber tatilinizi planlarken, daima taptaze olan ve kaynağını doğadan alan Tadım Kendine İyi Bak serisinin yanınızda olacağını unutmayın; seyahatinizi sağlık ve zindelikle zenginleştirin!
Avrupa’da değil de Türkiye içerisinde doğayla iç içe bir rota arıyorsanız, size Trakya Rotası’nı tavsiye ediyoruz. Buradan yazımıza ulaşabilirsiniz.
İlk yorumu siz yazın!