Bir Garip Shakespeare: Baba Sahne'den "Bir Baba Hamlet"
Baba Sahne, tiyatro seven, sevmeyen herkesi “Bir Baba Hamlet”le eğlenceli bir şölene davet ediyor. Şevket Çoruh ve Murat Akkoyunlu’nun harikalar yarattığı bu daveti geri çevirmek olmaz. Yoksa gülmekten ağlamadığınız için pişman olursunuz.
Baba Sahne’yi ve Şevket Çoruh’un tiyatro sahnesi kazandırma çabasını bilmeyenimiz ve takdir etmeyenimiz yok gibi. Şimdi de bilmemiz gereken Baba Sahne’ye yakışan Bir Baba Hamlet olmalı. Henüz tanışma şansına erişmemiş olabilir ‘ama ilk fırsatta’ diyerek merak edebilirsiniz. O zaman sözü fazla uzatmayayım, aslını sahnede göreceğiniz bu keyif ötesi oyuna kısa bir girizgah yapayım.
Saatler 20:30’u gösterdiğinde perde açılıyor ve karşımıza bir Hamlet profesörü (?) çıkıyor. Adı profesör ama kendi de bu ünvandan pek emin değil. Amacı Hamlet’i sahneye koymak da, keşke bu işten biraz anlasa… Tek başına yapamayacağı için oyuncu bir arkadaşını destek olması için yanına alıyor. Destek olacak olmasına da maalesef onun da derdi başka. Müzikal yapmak, avazı çıktığı kadar şarkı söylemek ve bir Broadway rüyası yaşamak istiyor ama… Hayaller, şarkılar; gerçekler, tiradlar derken ha gayret başlıyorlar. Ağır rollerde profesör, yan ve kendisine göre angarya rollerde arkadaşı sallan yuvarlan ilerliyor. Arada sürtüşmeler, anlaşmazlıklar, Mersin’e gidilmesi gerekirken tersine gidildiği durumlar olmuyor değil. Hamlet’in annesinden amcasına, Horatio’dan Ophelia’ya kadar tüm karakterler biraz tepetaklak. Yetmiyor, dekor da bu keşmekeşten nasibini alıyor. Kısaca Hamlet, Hamlet olalı böyle bir işkence görmüyor! Shakespeare ise kesin mezarında ters dönüyor, ama gülmekten! Bu arada “çürümüş bir şeyler var Danimarka krallığında” ancak bunun konumuzla pek ilgisi yok 🙂
Baba Hamlet anahatlarıyla böyle ama detayları, izleyince anlamak, yüz felci olana kadar gülmek gerek. Bu kadar eğlendik, kahkahadan yerlere yapıştık da başka bir şey olmadı mı dersiniz? Biz ne kadar güldüysek o kadar da düşündük. Shakespeare gibi bir dehanın otorite, iktidar konusunun evrenselliğini bize anlatması ayrı, bu oyunu başarıyla günümüz dünyasına dem vurdurarak bize sorgulatması ayrı. Olay bilmem kaç yüzyıl öncesinde geçebilir ama sahnede gördükleriniz bir yerlerden fazlasıyla tanıdık gelecek. Son zamanlarda izlediğim en iyi uyarlamalardan biri diyebilirim. Giderken çok bir beklentim yoktu ve hatta klasik diyebileceğim bir uyarlama beklerken bambaşka bir Hamlet’le karşılaştım. Ancak çevirenin (ve haliyle uyarlayanın) Yücel Erten olduğunu görünce bu kadar etkilenmemin sebebini anladım. Elini attığı her oyun bu kadar mı başarılı olur! O yüzden kendisini herkesten çok daha fazla alkışladığımı belirtmek isterim.
Oyuncular Şevket Çoruh ve Murat Akkoyunlu için ne desem az, ne yazsam eksik. Hep derim, oyuncuları sahnede izlemek, ekranda izlemeye benzemez, beyaz camın arkasında gördüğünüzden bambaşka bir kılığa bürünerek sahnede olurlar diye. Oyun sonunda bu tezimi bir kez daha doğruladım (ve sanırım benimle birlikte tüm seyirciler de). Daha dakika bir, gol bir derken, uçuşa geçmeye başladılar, biz de onlarla birlikte kemerleri bağladık ve hatta gülmekten oksijen maskelerini arar olduk. En çok da Murat Akkoyunlu diyorum ve yok böyle bir şey diyorum. Zaten daha başka ne denir ki?
İki perde boyunca hiç sekteye uğramadan oyunun içinde olduysak, bazı yerlerde de oyunculardan rol çaldıysak, yönetmen Emrah Eren‘in ismini anmadan olmaz, değil mi? İzlediğinizde bana hak vereceğiniz üzere, dekor, kostüm, ışık ve olabilecek en keyifli uyarlamayla müzik ve şarkılarda sırasıyla Barış Dinçel, Yakup Çartık, Can Şengün, Faruk Üstün için daha büyük alkışı lütfen eksik etmeyin.
Geçen sezondan bu yana artan bir ivmeyle ününe ün katan, gülenlerin gülmeyenlere izleyip gülsün diye anlattığı Bir Baba Hamlet, kaçmaz, kaçırılmaz! Shakespeare’i anacağınız, Hamlet’e acıyacağınız bu oyun bir sürü eğlence ve kahkaha vadediyor. Şimdiden seyriniz şen olsun!
2017’nin en iyilerini 2018’de sahnelerde yakalamak isterseniz Eda Geven’in 2017’nin En İyi Tiyatro Oyunları listesine göz atabilirsiniz.
İlk yorumu siz yazın!