Kadıköy denilince ilk akla gelen muhtemelen herkesin de bildiği barlar sokağıdır. Okul çıkışı, iş çıkısı kendimizi bu sokağa atıp hayatın karmaşasından bir nebzede olsa nefes aldığımız, arkadaşlarımızla ailemizle muhabbet ettiğimiz bir yerdir. Bunların yanında Kadıköy demek vapura binip karşıya geçtiğimiz iskelesi demek, vapurda martılarla kurduğumuz arkadaşlık demek veya maç çıkışı sonrası yediğimiz tükürük köfte demektir. Kadıköy demek hayatın bütün renkleri demektir. Kısacası Kadıköy demek İstanbul demektir. Bunların yanında Kadıköy şimdilerde dünya mutfağının da bir neferi haline geldi. İşte bu mekanlardan biri “Barmy” artık.

Konum

Barmy, Kadıköy’ün dünya mutfağı eksiğini başarıyla kapatıyor. Meşhur Rexx sinemasının hemen yanı başında olan bu mekan, 7 katlı kapalı alanı ve muhteşem bir seyir terasıyla yemek severleri karşılıyor. Bir terası düşünün ki, hem tarihi yarımada manzarasına sahip olsun, hem de tarihi Aya Triada kilisesi manzarasına. Bir yandan güneşi tam Ayasofya Camii üzerinde batırırken, bir yandan da ayı tarihi kilise üzerinden yükseltsin. Tam bir medeniyetlerin buluşma noktası. Tıpkı Kadıköy gibi, tıpkı Barmy gibi.

Barmy’nin lokasyonundan bahsedecek olursak, Kadife Sokak’ta bulunan tarihi bir binanın en ince detayına kadar restore edilmesinden sonra açılışını bu yaz yaptı. Her katta ayrı bir hikaye ile farklı deneyimler yaşamanız mümkün. Deniz taşımacılığı sektöründe uzun süre çalışan Yavuz Tarku’nun Kadıköy’e açtığı Barmy ile aslında hayat hikayesini de katları gezdikçe görebiliyorsunuz. Karşınıza birden İngiliz gemilerinin Şilt’leri çıkarken, başka bir katta Yavuz Bey’in birçok ülkeden biriktirdiği maskeleri görebiliyorsunuz. Dünya mutfağı konseptinin yanında aslında mekanın ambiyansı ile de kendinizi mini bir dünya turunda hissedebilirsiniz.

Lezzetlere gelecek olursak, Barmy’nin genç , oldukça inovatif ve farklı lezzetleri kombinleme konusunda oldukça yetenekli şefi Eyüp Çoban’ın felsefesi, mevsimsel malzemelerle birlikte menüyü oluşturmak. Malzemeleri de Kadıköy’deki çarşı esnaftan tedarik etmesi, tazeliğe ne kadar önem verdiğinin anlaşılmasını sağlıyor. Birlikte kombinlenmesi konusunda aklınıza gelmeyecek tatları başarılı bir şekilde dengeleme konusunda gerçekten şaheserler yaratıp bizlerle sunuyor. Mekanın işletmesi ise Laçin Alkanlı yönetiminde olup, tecrübesi mekanda oldukça hissediliyor.

Dünya mutfağı ve lokal lezzetlerden oluşan menüsünde bizler nereleri tattığımızı anlatmadan önce, Japon mutfağı esintisi de olduğunu belirtmek istiyoruz. Muhallebide matcha aromasını bulurken, başlangıçta wakame de sizi karşılayabiliyor. Böyle sürpriz tatlar ve ters köşelerle yemek daha da serüvene ve gizemli hale geliyor.

Akşamımıza summer roll ve Aperol Spritz ile başladık. Summer roll’un içerisinde somon gravlaks ve salatalık vardı. Altında ise wakame yani su yosunu ile servis edildi. Yemekten önce başlangıç almayı sevenler için bence güzel bir tercih. Bir diğer soğuk başlangıcımız ise konfi ördekli karpuz salataydı. Evet evet ördekli ve karpuzlu. Kağıt üzerinde her ne kadar uyumsuz bir çift olarak görünseler de tabak içerisinde inanılmaz güzel bir uyum yakalamışlardı. Salatanın içerisinde edamame, nektarin ve portakal çok güzel bir ballı teriyaki sos ile servis ediliyor. Meyvelerin mevsimselliğine göre salata içerisindeki içerikler zamanla değişeceğini ilettiler.

Sonrasında ara sıcak olarak füme uskumru paçangayı tercih ettik. Klasik pastırmalı paçanga böreğe yeni bir soluk getirilmiş. Paçanga içerisinde füme mozarella ve rezene salatası ile servis ediliyor. Bildiğiniz pastırmalı paçangaları unutun. Yaşasın yeni paçanga böreği! 74 yaşındaki Rum bir amcadan Uskumru fümelerin tedarik edildiğini ilettiler ve malzemelerin seçimi konusunda Barmy’nin ne kadar hassas olduğunu bu detaylardan anlayabiliyoruz.

Bir diğer ara sıcağımız ise Yaki idi. Yaki, pita ekmeği üzerinde kuzu şiş yanında ise tatlı patates cipsi ile geliyor. Patateslere ayrı bir parantez açmak gerekirse bir sepet sadece tatlı patateslerini yesem bile bana yetebileceğini sanmıyorum. İnanılmaz güzel bir şekilde pişirilip servis edilmişti.

Son ara sıcağımız ise Ravioli. Ravioli içerisinde istiridye ve kestane mantarı, girit kabağı, kaju, ceviz ve üzerinde krema ile servis edildi. Alışılmışın bir dışında Ravioli’ydi ve Girit Kabağı, kaju gibi farklı detaylar oldukça yemeği farklılaştırmıştı. Ana yemek olarak ise çok güzel bir mühürlenmiş kuzu sırt tercih ettik. Kuzu sırt tarhunlu patates püresi üzerinde servis ediliyor. Yanında ise taze baharatlı kereviz turşusu tabağın lezzetini maksimize ediyor. Kesinlikle denenmesi gereken bir lezzet daha bence.

Yemeğin yanında içeceklerin doğru şekilde eşleşmesi, yemek serüvenini daha da zenginleştiriyor. Başlangıçlarımıza Sevilen Füme Blanc eşlik ederken, ana yemeğe doğru giderken Suvla Karasakız ile devam ettik. Kuzu Sırtında ise bir başka kırmızı şarap olan Likya Arkeo Acıkara (1.5 saat karafta havalandırıldı) ile taçlandırdık. Mekan yemek-şarap eşleşmeleri konusunda tecrübeli. Arzu edildiği takdirde bu eşleşmeler konusunda yardımcı oluyorlar.

Akşamımızı tatlı yemeden sonlandırmadık istemedik ve bu konuda iki tercihimiz oldu. Tatlı olarak Matcha muhallebi ve Katmer tercih ettik.  Matcha, yaban mersini ve frenk üzümü muhallebiye çok yakışmıştı ve oldukça sıra dışı bir lezzet olarak değerlendirdik. Katmer ise klasik bir kare şeklindeki sunumdan ziyade küçük üçgen şeklinde hazırlanmıştı. Oldukça yöresel bir lezzetin modern bir şekilde sunumu insanın daha da bir iştahını açıyor. Yanında gelen Bodrum sorbesi ise adeta ferahlatan bir lezzet olarak katmere ayrı bir hava katmıştı.

Covid-19 önlemleri açısından menüleri QR kodla inceleyebiliyorsunuz. Mekanın terasının da bulunması neticesinde açık hava opsiyonunun da olması akşam yemekleri için büyük bir tercih nedeni. Diğer katlarda oturma düzenleri COVID önlemleri kapsamında düzenlenmiş.

Yakın zamanda farklı sürprizlerle beraber binanın alt katında bulunan sahneyi hayata geçirebileceklerini ilettiler. Keyifli bir akşam yemeğinden sonra müzik eşliğinde günü sonlandırabileceğiniz bir opsiyon sunulması Barmy açısından muhakkak bir tercih sebebi olacaktır.

İlginizi çekebilir: Çağlar İnceoğlu’ndan Sour & Sweet Artisan Bakery