Son yıllarda Berlin hakkında duyduğumuz şeylere daha fazla karşı koyamayıp geçtiğimiz yılbaşı için bir program yapmaya karar verdik. Hava çok soğuk olmasına rağmen doğru bir zamanlama yaptığımızı şehrin bembeyaz görüntüsüne şahit olunca anladık. Bir de Christmas market’lar eklenince bu bembeyaz görüntüye bize de sıcak şaraplarımız eşliğinde şehrin tadını çıkartmak kaldı.

silo coffee

Berlin Yeme-İçme

Silo Coffee

Silo Coffee | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Silo Coffee | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Gitmeden önce yaptığımız araştırmalar ve birkaç tavsiye sayesinde geçirdiğimiz 4 günde çok keyifli mekanlar keşfetme fırsatı bulduk. Genel olarak şehrin her yerinde girdiğiniz sıradan bir mekanın bile bir tarzı olduğunu görebilirsiniz. Bir kahve içelim deyip uzun uğraşlar sonucunda ulaştığımız Friedrichshain bölgesinde olan Silo Coffee benim gibi kahve severler için çok keyifli bir mekan. İki Avustralyalı’nın açmış olduğu mekan endüstriyel bir havaya sahip. Geniş ahşap masaları ve duvara asılı bisikletle Melbourne ruhunu yansıtan mekan. Menüsündeki ürünleriyle de bir o kadar lokal olabilmiş.

Silo Adres: Gabriel-Max-Straße 410245 Friedrichshain Berlin

Hans Im Glück

Hans Im Glück | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Hans Im Glück | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Oradan oraya yürüyüp şehri keşfetmeye çalışırken acıkıp hem değişik bir atmosfer hem de güzel bir burger yemek isterseniz Hans Im Glück çok iyi bir seçim olabilir. Şehrin kalabalığından sonra bir anda kendinizi bir ormanın ortasındaymış gibi hissedeceksiniz. Ağaç gövdelerinin kullanıldığı ve yeşilin oldukça vurgulandığı mekanda siyah masalar ve doğal ahşap bir arada kullanılarak minimal fakat görmeye alışkın olduğumuz tasarımların arasından sıyrılmayı başaran bir mekan yaratılmış. Yoğunluktan dolayı servis biraz gecikse de bence atmosferi açısından görülmesi gereken bir mekan.

Hans Im Glück | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Hans Im Glück | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Hans Im Glück Adres: Friedrichstrasse 101, Mitte, 10117 Berlin

Dudu Sushi

Dudu Sushi | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Dudu Sushi | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Akşam yemeği için keyifli bir mekan bulabilmek için oradan oraya dolaşıp saatlerinizi boşa harcamamak veya bulduğunuz ilk restorana girip tatsız bir yemek yiyip mutsuz olmamak için yurt dışı seyahatlerinde önceden araştırma yapmak önemli. Torstrasse’deki Dudu Sushi’yi diğer Japon restoranlarından ayıran en önemli özelliği ise kesinlikle ambiansı. İçeri girdiğinizde duyacağınız elektronik müzik ve loş ışıklandırma samimi bir ortam yaratmış. Fakat bu mekana mutlaka önceden rezervasyon yaptırmayı unutmayın!

Dudu Sushi Adres:  Torstraße 134 10119 Berlin

Reingold Cocktail Bar

Reingold Cocktail Bar | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Reingold Cocktail Bar | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Berlin gece hayatı inanılmaz hareketli. Günlerce süren partiler ve sayısız gece kulübüyle şehir 24 saat yaşıyor. İlk defa gidiyorsanız tarihi yerleri gezmekten ve koşuşturmacadan gece hayatını deneyimleyecek haliniz kalmayabilir. Fakat otelinize dönmeden önce Novalisstrasse’deki Reingold Cocktail Bar’a mutlaka uğrayıp muhteşem kokteyllerini deneyin. Adresi bulup mekanın önüne geldiğinizde kapalı demir kapıyı görünce acaba yanlış yere mi geldik diye tereddüte düşebilirsiniz. Kapı ziline bastığınızda kapıyı açan fötr şapkalı ve papyonlu görevliyi gördüğünüzde yüzünüzde doğru bir seçim yaptığınıza dair bir tebessüm oluşacak ve içeri girdiğinizde kendinizi 1920’lerde hissedeceksiniz. Kırmızı loş bir aydınlatmanın hakim olduğu mekanda, barda oturup jazz müzik eşliğinde güzel bir kokteyl içmek oldukça keyifli.

Reingold Cocktail Bar | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Reingold Cocktail Bar | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Reingold Coctail Bar: ‪Novalisstrasse 11, Mitte, 10823 Berlin

Chalet

Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Biz çok enerjiğiz hala yorulmadık ve elektronik müzik de severiz diyorsanız benim önerim Kreuzberg’deki Chalet. Berlin gece hayatıyla ünlü olduğu kadar kulüplerin önündeki uzun kuyrukları ve o beklemelerin sonunda bir anda tam sıra size gelmişken ‘üzgünüz sizi içeri alamıyoruz’ diyen kapı görevlileriyle de ünlü. Buna karar vermeleri ise tamamen sizin stilinizi mekana uygun bulup bulmamaları ile ilgili. Hatta bazı kulüpler için içeri girmek için ne tarz giyinilmesi gerektiğine dair internette yazılar ve iPhone uygulaması bile bulabilirsiniz. Biraz abartılı görünse de aslında insanlarda merak uyandıran başarılı bir strateji bence. Yoksa kimsenin bunları bile bile o uzun kuyrukları bekleyeceğini düşünmüyorum.

Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Chalet’nin önündeki kuyruğu görüp içeri girip girmemekte karar vemeye çalışırken kendimizi sonunda içeride bulduk. 150 yıllık binanın bahçesine girdiğinizde karşınıza çıkan gölet ve ağaçlardan sarkan aydınlatmalar eşliğinde vakit geçirmek eminim yazın daha da keyiflidir. Bizim gibi aralık ayında gittiyseniz de fıçıda yanan odunların başında durarak bahçenin keyfini çıkarabilirsiniz. 3 katlı binanın içerisine girdiğinizde ise yine 1920’lerin etkisinde çok etkileyici bir ortam çıkıyor karşınıza. Viktoryan tarzı deri koltuklar, piyano ve vintage aydınlatmaların sis efektiyle birleşmesiyle ortaya çıkan görüntü kulüpten daha çok ev partisindeymişsiniz havası veriyor. Her katında farklı bi DJ performansı olan Chalet’nin ambiansı görülmeye değer!

Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu
Chalet | Fotoğraf: Deniz Yavuz Bostanoğlu

Chalet Club Adres: Vor dem Schlesischen Tor 3, 10997 Berlin

Öneri: Berlin kültürel olarak oldukça zengin bir şehir, gitmeden önce Good-Bye Lenin filmini izleyip bu güzel şehirin değişimi hakkında biraz fikir sahibi olabilirsiniz!

İlginizi çekebilir: Eda Solmaz’dan Berlin Gece Hayatı