Berlin'de Acının ve Dramın İzleri
Berlin denildiğinde akla ilk gelen duvardır; belki Ritter çikolata belki de Brandenburg Kapısı ya da Dom… Berlin’in İstanbul gibi bir geçmişi yok, sanki ona bir tarih kazandırmak için başına gelen onca felaket 100 yıllık bir süreçte başına gelmiş. Berlin, özellikle I. Dünya Savaşı ile başlayan süreçte Nazilerin iktidarının ülkenin yönetimine gelmesi ile birçok felaketi yaşadı. 2016’nın hemen sonunda hâlâ tarihin ve insanlığın utancını çırılçıplak gözlerimize seren ve canlı gördüğüm yürek burkan öyküleri barındıran Berlin’deki mekanları paylaşmaya çalıştım.
İşte şehirde insanlık ve hüznü anlatan yapılar ve duraklar…
Berlin Duvarı
Berlin Duvarı – East Side Gallery
Şehirdeki yıkılmayan ve herkes bu ibretlik manzarayı görsün diye duvarın bir bölümü burada bırakılmış ve üzerine grafitiler ile rengârenk bir galeriye dönüştürülmüştür. Aslında tarihin bir intikamı olarak düşünürüm ben Berlin Duvarını. Hitler ile başlayan Yahudi Katliamı, tarihin başına ördüğü bir iplik gibi, Duvar’ı Berlin’e ördürmüştür.
Kent merkezinin biraz uzağında kalan duvarın nehir tarafına baktığınızda Suriye’de yer alan insanlık dramına ilişkin fotoğrafların yer aldığı bir açıkhava galerisi daha göreceksiniz bu yazının yazıldığı tarih itibariyle.
Şehrin birçok tarafında Duvar ve Duvar’a adanmış, harcanmış, hayatı parçalamış birçok öykü bulacaksınız.
Checkpoint Charlie
Duvarın başlangıcı II. Dünya Savaşı’nın sonucu ile galip devletlerin şehri paylaşması ile ilgilidir. Savaşın sonuçlarından biri de Sovyetler Birliği’nde kalan Alman topraklarının ayrı bir devlet olarak varlığını yıllarca sürmesidir.
Checkpoint Charlie ise şehrin Amerikan hakimiyetinin olduğu bölgenin kontrol noktası imiş. Bu kontrol noktasından Federal Alman Devleti’ne geçiş yapılırmış. Bir nevi gümrük kapısı diyebiliriz buraya. Burada şehrin bir müzesi oluşturulmuş, duvar ve duvardan geriye kalanların hikayesini bulacaksınız. Chekpoint Charlie’de bir müze ve hediyelik eşya alabileceğiniz bir Chekpoint dükkanı var. Oldukça hoş hediyelik eşyalar var. Uğrayın derim.
Topography of Terror
Topograpy of Terror’un bulunduğu alanda Nasyonel Sosyolist terörün merkezi bulunmaktaydı. 1933 yılından 1945’e kadar organize bir şekilde Avrupa’daki Musevi, Sinti ve Romanlara soykırım yapılmıştır. Berlin duvarının da bir bölümünün bulunduğu açık ve kapalı alanlarda soykırımın nasıl başladığını, Hitler’in iktadara nasıl geldiğini, politikalarını nasıl oluşturduğunu ve soykırım utancının nasıl sergilendiğini görsel ve yazılı kaynaklara dayandırılarak açık ve kapalı alanlardaki sergilerde göreceksiniz. Onlarca mektup, onlarca insan hayatının sonunu, onlarca hikayeyi sırasıyla burada karşınıza çıkacak.
Ücretsiz olarak ziyaret edebileceğiniz sergide duvarın bir bölümünü görebilirsiniz. Berlin’e kadar gelmişken burayı atlamayı unutmayın.
Gedenkstätte Berliner Mauer
Duvar demişken şehirdeki duvar ile ilgili anlatabilecek birkaç noktadan biri de Berlin Wall Memorial. Berlin Duvarı’nın tamamlanması ile ilgili bir çok kişinin yaşamına mal olan yeni sistemin yaşattıkları, ölen kişilere ait anıtların, duvarın bir bölümünün, gözetleme kulelerinin bulunduğu açıkhava sergisinde o anları hissedebilmeniz olası. Gedenkstatte’teye S kodlu trenlerle ulaşmanız mümkün. Daha fazla detay için: http://www.berliner-mauer-gedenkstaette.de/en/
Memorial to the Murdered Jews of Europe
Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı, Berlin’de hayatını kaybetmiş Yahudiler için yapılan anıt mezardır. Eğer Brandenburger kapısına yakın bir noktadaysanız burayı görmeden geçmeyin. 19.000 metrekarelik bir alanda 2711 adet irili ufaklı beton bloktan oluşur. 2004 yılında tamamlanan yapı 25.000.000 €’ya mal olduğu kaydedilmiştir.
Eminim bu şehirde daha çok fazla dram, hüzün ve acının tarihi var. Gözlemlediklerimi paylaşmaya çalıştım. Son olarak Alexanderplatz’daki binanın üzerine kocaman harflerle yazılmış dünya mesajını paylaşarak bitireyim:
İlk yorumu siz yazın!