Geçtiğimiz yıl 150. yaşını kutlayan Pirelli, kadim Anadolu coğrafyasında tekerleğin izlerinin peşine düşerek, 150 antik noktayı “Pirelli Antik Yollarda” adlı bir kitapta ve Youtube belgeselinde derlemiş. Duayen otomotiv gazetecisi Okan Altan’ın 1 ay boyunca 10 bin kilometreden fazla yol kat ederek keşfettiği bu noktaları sizler için kendi içinde gruplayarak, İstanbul, Ankara, İzmir ve Muğla’dan günübirlik gidebileceğiniz veya kısa bir “road trip” yapabileceğiniz antik rotalar oluşturdum.

20231216_125124000_ios
Pirelli Antik Yollarda Kitabı | Kaynak: Pirelli

Beş Antik Rota Önerisi

İznik

1-346
Lefke Kapısı, İznik | Kaynak: bizevdeyokuz.com

İstanbul’a 1,5 – 2 saatlik bir uzaklıkta olan 4500 yıllık İznik, tarihi surların içinde yer alan, yaşayan bir antik şehir adeta. Alıştığımız ören yerlerinin aksine, burada tüm yapılar şehrin içine yayılmış. Makedonyalılar’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya kadar çok katmanlı bir kültürel zenginliğe sahip. Özellikle Lefke Kapısı’nın bulunduğu, birbiri ardına surlarla çevrili alanı çok mistik bulmuştum. Hemen önünde yer alan sanat evinde çini atölyesine katılarak keyifli saatler geçirebilirsiniz. Bunların dışında Bizans’tan kalan, daha sonra camiye dönüştürülen Ayasoyfa Camii, Süleyman Paşa Medresesi ve 2. Murat Hamamı özellikle görülmesi gereken noktalar arasında yer alıyor. Günün sonunda da İznik Gölü kenarında bulunan Çamlık Restoran’da bir şeyler yiyerek güneşi göle batırmanızı tavsiye ederim.

Frig Vadisi ve Kral Yolu

2-282
Frig Vadisi | Kaynak: kutahya.bel.tr

Frigyalılar’ın ülkemize mirası Frig Vadisi ve Kral Yolu, Ankara’ya 3 – 3,5 saatlik bir mesafede yer alıyor. Frig Vadisi tıpkı Kapadokya gibi o kadar geniş bir alana yayılıyor ki ancak araçla gezebilirsiniz. Friglerin dini merkezi olan bu bölge, kaya anıtları, evleri, sunaklar ve oda mezarlarla donatılmış bir açık hava müzesi adeta. Ayrıca Anadolu ilahesi Kibele’nin de gerçek yurdu olarak biliniyor. Pers kralının yaptırdığı tarihin ilk “otobanı” olan Kral Yolu ise, İran’daki Susa ve Persepolis şehirlerinden başlayıp, Sardes ve Efes’e kadar uzanan, 2500 yıllık ve 2500 kilometrelik bir ticaret ve posta yolu. Kervan ve tacirlerin sıklıkla kullandığı bu yol, her 22,5 kilometrede bir kervansarayın ve çeşmenin bulunduğu 111 dinlenme noktasına sahipmiş. Bu sayede bilim ve sanat doğudan batıya doğru taşınıyormuş.

Alacahöyük ve Hattuşaş

3-263
Aslanlı Kapı, Hattuşaş | Kaynak: yoldaolmak.com

Hitit Dönemi’nin önemli bir sanat merkezi olan Alacahöyük, Ankara’ya 2.5 saatlik bir uzaklıkta bulunuyor. Oldukça geniş bir araziye yayılan 7 bin yıllık bu alanda, mabet, büyük yapılar, özel-blok evler, sokaklar, temiz ve atık su kanalları ile şehrin surları gün yüzüne çıkarılmış. Hanedan mezarlarından çıkarılan değerli eşyalar, burada yaşayan uygarlıkların ne kadar gelişmiş olduğunu kanıtlıyor. Atatürk’ün başlattığı ilk milli kazımız sayesinde Sfenksli Kapı, kabartmalı taşlar, güneş kursları, geyik ve boğa heykelleri, savaş aletleri ve süs eşyaları günümüze kadar gelebilmiş. Alacahöyük’ün yarım saatlik uzağında ise Hititlerin başkenti Hattuşaş yer alıyor. 5000 yıllık ana ticaret yollarının tam ortasında, 6 kilometrelik surlarla çevrili bu alanda 50 bin kişi yaşıyormuş. Toplumda genel ahlak seviyesi ve genel ticareti koruyan, 200 kanunluk yasaları bile varmış. Bunun yanında saray ve tapınaklar, Aslanlı Kapı, Kral Kapı, tahıl ambarları ve Nişantepe Yazıtı günümüze kadar gelebilmiş yapılar arasında yer alıyor.

Sardes, Bergama ve Assos

4-209
Hamam-Gymnasium Kompleksi, Sardes | Kaynak: kulasalihligeopark.com

İzmir’den yalnızca 1 saatlik yolculukla Lidyalıların başkenti Sardes’e ulaşabilirsiniz. Önce altın ve gümüşü para sisteminin aracı olarak kabul eden Lidyalılar, takas sistemini sona erdirmişler. Ardından altın, gümüş, bakır ve nikel gibi metal alaşımları karıştırarak elde ettikleri ilk madeni paraya sikke demişler. Daha önce tarihin ilk “otobanı” olan Kral Yolu’nun Sardes ile İran’daki Susa ve Persepolis şehirlerini birleştiren bir ticaret yolu olduğundan bahsetmiştim. Bunun yanında Lidya sikkelerinin yalnızca Anadolu’da değil, Ionia’ya doğru deniz aşırı ticarette de kullanılan ilk modern para birimi olduğunu da belirtmeliyim. Sardes’te özellikle 23 bin metrekarelik emperiyal hamam-gymnasium kompleksi ve Artemis Tapınağı öne çıkan yapılar arasında yer alıyor.

Ardından rotayı çevirebileceğiniz Bergama, Sardes’e yaklaşık 2 saat, İzmir’e yaklaşık 1,5 saatlik uzaklıkta bulunuyor. 2800 yıllık bu antik kent, 200 bin kitap rulolu kütüphanesiyle Romalıların en önemli kültür merkezlerinden biriymiş. Termal sularıyla devasa bir şifa merkezi olan Bergama’nın, tiyatroları, tapınağı, gymnasium yapıları ve yer altı geçitleriyle UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığını söylemeliyim. Tüm bu yapılar mimari ve mühendislik seviyesinin ne kadar gelişmiş olduğunu gösteriyor.

Daha sonra devam edebileceğiniz Assos Antik Kenti, Bergama’ya 2,5 saat, İzmir’e 3,5 saatlik bir mesafede yer alıyor. Tunç Çağı’ndan bu yana yerleşim yeri olmuş bu tacirler şehri, antik mendirekli limanıyla aynı zamanda bölgenin en büyük gümrüğüymüş. Tapınağı, nekropolü, gymnasium yapısı, agorası, meclis binası ve tiyatrosuyla Aristo’ya da ev sahipliği yaptığı biliniyor.

Stratonikeia, Kaunos ve Knidos

5-165
Kral Mezarları, Kaunos | Kaynak: turkisharchaeonews.net

Stratonikeia Antik Kenti’ne Muğla’dan yalnızca yarım saatlik bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Tunç Çağı’ndan günümüze kadar ulaşabilmiş bu kentin köy evleri hala yaşam alanı olarak kullanılıyor. Yüzlerce sütunuyla dünyanın en büyük mermerden inşa edilen kentlerinden biri olan Stratonikeia’da akrapol, imparatorluk tapınağı, gladyatör mezarları, mozaikler ve diğer antik kentlerde olduğu gibi gymnasium, tiyatro, hamam, kent kapısı ve çeşme gibi yapılar günümüze kadar ulaşabilmiş.

2600 yıl öncesinin önemli liman kentlerinden biri olan Kaunos, Stratonikeia’dan 2 saat uzaklıkta bir mesafede yer alıyor. Zamanla denizin alüvyonlarla dolmasıyla liman özelliğini kaybetse de, şaraplar buranın en önemli ticaret kaynağı olmuş. Kaunos özellikle kayalara oyulmuş Likya tarzı görkemli kral mezarlarıyla biliniyor.

Buradan yaklaşık 3-3,5 saatlik bir yolculukla, Türkiye’nin en güney batı ucunda yer alan Knidos’a ulaşabilirsiniz. İki yamaç üzerine kurulan bu antik kent, Ege ile Akdeniz’e girip çıkan gemilerin binlerce yıllık uğrak noktasıymış. Burada kontrol ve sayım gibi gümrük işlemleri yapılırmış. Mimar Sostratos, astronom Eudoksos, sağlıkçı Euryphon ve ressam Polygnotos, küçük olmasına rağmen halkı refah içinde yaşayan bu kentin ünlü isimleri arasında yer alıyor.

Kapak Fotoğrafı: İrfan Bilir

İlginizi çekebilir: Wander Magger’dan Az Bilinen Antik Kentler