Bir klasik müzik konserine gittiğiniz en etkileyici mekân hangisiydi? Bir kilise ya da sinagog, Avrupa’daki yüzlerce yıllık geçmişe sahip bir konser salonu, bir sarnıç ya da bir açık hava sahnesi… Kişisel deneyimlere göre daha farklı alternatiflere sahip bu sorunun bir başka cevabına geçtiğimiz günlerde Binbirdirek Sarnıcı’nda katılma şansı yakaladığım Musicandle Concerts’in “Müziğin Aydınlığı ve Işığın Sesi” başlıklı konseri sayesinde ulaşmış oldum. Ve nihayetinde notaların tınısının mum ışığıyla daha da parladığı bu özel konsere dair yorumlarımı paylaşmak istedim. Keyifli okumalar dilerim.

muzigin-aydinligi-ve-isigin-sesi-3
Müziğin Aydınlığı ve Işığın Sesi | Fotoğraf: Göksel Özmen

Sanatın Büyüsü Mum Işığı ile Aydınlanıyor

Daha önce Yerebatan ve Şerefiye Sarnıcı’nda klasik müzik konserine katılan bir müziksever olarak serin bir sonbahar akşamında adımlarımı Binbirdirek Sarnıcı’na doğru atarken heyecanım daha da yükseliyordu. 64×56 metre boyutlarında bir plan şeklinde olup 3000 metrekareden daha fazla alana sahip olan ve içerisinde 16 sıra halinde 224 mermer sütunun yer aldığı fakat günümüze 212 adedinin bulunduğu 1700 yıllık Binbirdirek Sarnıcı’na girdiğim ilk an nasıl bir konserle karşılaşacağımı az çok tahmin etmiştim. Yüzlerce mum ışığının aydınlattığı ve göz kamaştıran bir atmosfere sahip olduğu sarnıçta Türkiye’de bir ilke imza attıkları konser performanslarıyla büyük ilgi gören Musicandle Concerts’in sahneye çıkışıyla ise o gizemli büyünün etkisi daha da parlamaya başladı. Yüzlerce mumun parlak tatlı ışığı ve notaların eşsiz tınısına eşlik eden konser başladığında ise zaman adeta durdu ve hatta yüzlerce yıl öncesine akmaya başladı.

muzigin-aydinligi-ve-isigin-sesi-2
Fotoğraf Altyazısı | Fotoğraf: Göksel Özmen

Özenle Seçilmiş Repertuvarla Müzik Tarihinde Yolculuk

Klasik Batı Müziği’nin eşsiz eserleri ile bir zaman yolculuğuna çıktığımız konserin yıldızı ise hiç kuşku yok ki icra ettikleri her yapıtla duygudan duyguya sürükleyen Ayşe Birden, Aycan Küçüközkan, Özlem Sevil ve Funda Altun oldu. Dmitri Shostakovich’in “Waltz No. 2”, Isaac Albéniz Suite Española’nın “Asturias”, Giulio Caccini’nin “Ave Maria”, J. F. Händel’in “Sarabande” ve “Passacaglia”, Maurice Ravel’in “Bolero”, düzenlemesi Oğuzhan Balcı’ya ait olan “Karahisar Kalesi”, B. Öçal’ın “Eski İstanbul”, Astor Piazzola’nın “Libertango” ve “Oblivion”, Carlos Gardel’in “Por una Cabeza”, Michel Colombier’in “Emmanuel”, De Curtis’in “Torna a Surriento”, Lucio Dalla’nın “Caruso”, Nino Rota’nın “The Godfather”, Georges Bizet’nin “Habanera” from Carmen ve Francesco Sartori’nin “Con te partirò” eserlerini farklı yorumlar da katarak seslendiren dört zarif hanımefendi, yaylı enstrümanlardan bize ulaşan her sesle ruhumuza dokunurken zihinlerden kolay kolay silinmeyecek anıları işledi.

muzigin-aydinligi-ve-isigin-sesi-4
Müziğin Aydınlığı ve Işığın Sesi | Fotoğraf: Göksel Özmen

Konserde seyircilerin arasından geçerek sütunlar arasında performansını sergileyen konuk sanatçılar Senem Demircioğlu (Mezzo soprano), Altuğ Tekin (Korno), Sertaç Çevikkol (Fagot), Irmak Tokgöz (Trampet-Darbuka), Sena Önel (Balerin) ve Selim Eraydın (Performans sanatçısı) ise bu müzik ziyafetine ayrı bir güzellik kattı. Bunun yanında sahnede yer alan pembe kurdeleler ile Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2004 yılından bu yana meme kanserinde erken teşhisinin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla her yıl ekim ayında düzenlenen Meme Kanseri Farkındalık Ayı’na dikkat çekilmesi de konseri daha özel kıldı. Bu hassasiyet ve farkındalıkları için Musicandle Concerts’e ayrıca teşekkürler. Sezon içinde konserlerine farklı mekânlarda devam edecek Musicandle Concerts’e dair ayrıntılı bilgi ve konser takvimlerine web sitesinden ulaşabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Göksel Özmen

İlginizi çekebilir: Halil Şimşek’ten Derinden Gelen Sesler