Gözde boş zaman değerlendirme aktivitesi olarak görülse de aslında uğrunda boş zaman yaratılması gereken bir hobidir kitap okumak. Her bir kitap başka bir bakış açısıdır, gelişimdir, deneyimdir, geçmiştir, gelecektir… Uygar olmaktır, kültürlü olmaktır kitap okumak; geçmiş kuşakların bilgi birikimidir, geleceği her alanda geliştirebilmenin mihenk taşlarındandır. Bir artı değil, zorunluluktur. Ovidius ne demiş; “Yetişen zekaları kitaplarla beslemeyen uluslar, yıkılmaya mahkumdurlar.”

Gelin görün ki zaman geçtikçe insanlar daha az kitap alır ve okur oldu, gençler başka her şeyi kitaba tercih eder oldu, çocuklar kitapla hiç tanışmaz oldu – ki bir Çin atasözüne göre kitapsız büyüyen çocuk susuz büyüyen ağaca benzer… Sonra ne oldu? Dar mı dar bir kelime haznesi, kıt bir düşünme kapasitesi, kapsamsız bir görüş açısı, yazı dilinde göz kanatan hatalar, ufuksuz bir gelecek, çığ gibi büyüyen ön yargılar, ana dilde hakimiyetsizlik ve kendini ifade edememe…

Oysa ki şu söz ne kadar doğru: Dünyamızın sınırlarını dilimizin sınırları belirler. Bu sınırlar beynimizdeki hapishanenin sınırlarıdır. Peki en büyük iki engel nedir bu sınırları genişletmeye? İlgi ve zaman. Evet, ortalama bir sosyal medya kullanıcısının hipnotize olmuş şekilde tüm dikkatini verdiği telefon/bilgisayar ekranı başından söküp bir kitaba vermesini sağlamak oldukça zor. Ama bilginin en büyük sermaye ve güç olduğunu kabul görüyorsa, kitaplarla barışsak iyi olur. Barışmanın ilk adımı da, neye merak duyduğunuzu keşfetmek olsun. Okumak bir arayışın sonucuysa, arayışı da merak tetikler. 

Arama motoruna girseniz ‘okuma alışkanlığı edinmek için 10 adım’ tarzında zebil link bulursunuz. Şöyle bir göz attım bu adımlara; “istikrarlı olmak, kitap klüplerine katılmak” gibi genelgeçer veya asla olmayacak öneriler… Ha bir de sesli kitap kanalları var. Aslında gittikçe popülerleşiyor, metropol yaşantısına ayak uydurmada oldukça etkili olduğu söylenebilir. Şüphesiz ki görme engelliler veya disleksi hastaları gibi okuma konusunda bu tarz desteğe duyan arkadaşlar için muhteşem bir opsiyon. 

Sorun internet ve teknolojik aletler değil; onlarla ilişkimiz, onlarla ne yaptığımız. Bu yazımın amacı aslında kitap okumaya vakti olmayan, vakti olan ama yokmuş gibi davranan, alışkanlığı olmayan ve edinmek isteyen, kitap delisi olup da yenileri için tavsiye arayan arkadaşlara harika bir teknolojik platform önerisi: Biryudumkitap.  E-postanıza her sabah saat 8:00’de, kahvaltı ederken veya kahvenize eşlik etmesi için birkaç dakika içinde okuyabileceğiniz, kitaplardan alıntı çok güzel pasajlar, metinler ve öyküler gönderiyorlar. Tamamen ücretsiz, e-posta ve ad soyad bilgilerinizle bu platforma biryudumkitap.com‘dan abone olabilirsiniz. 

App Store’dan ulaşabileceğiniz biryudumkitap uygulamasını da mutlaka denemelisiniz. Sesli dinleme özelliğinin de olduğu bu uygulamadan; merak ettiğiniz kitaplar hakkında genel bir bilgiye, yazarla ilgili detaylara ve ‘kimler okumalı’ kısmıyla da hedef kitle bazında bilgi edinebilirsiniz. Kategoriler (tarih, biyografi, kişisel gelişim,öykü, ekonomi, aşk ve cinsellik) kısmından ilerleyerek sizin için en doğru kitaba ulaşabilir ve nokta atışı yapabilir; “uyumadan dinlenecek 5 öykü, çok satan kurgu dışı kitaplar, psikoloji seçmeleri” gibi çeşitli listelerden de kendinize favoriler hazırlayabilirsiniz. Umarım seversiniz, şimdiden iyi okumalar!

Kapak fotoğrafı: Unsplash / Ella Deane

İlginizi çekebilir: BiblioMagger’dan Kitap Önerileri