Dışarı Saçılan Bütün Duygularla: Bizim Büyük Çaresizliğimiz
2011 yapımı Bizim Büyük Çaresizliğimiz, genç yaşta yitirdiğimiz yönetmen Seyfi Teoman’ın, Barış Bıçakçı’nın aynı isimli kitabından uyarlanmış. İçimizde sevgiye, yalnızlığa, hüzne ve mutluluğa dair ne varsa gözler önüne seren ve bunu hepimizin parçalarını bulunduran üç karakterin içtenliğiyle yapan, baharı beklerken izlenecek en güzel filmlerden!
Sonbaharda bir cenaze evinde başlıyoruz karakterlerimizi tanımaya, her duyduğumuz konuşma yalın ve gizemsiz… Çok geçmeden hikayemiz oluşmaya başlıyor: Nihal Ankara’da üniversite öğrencisi, annesi ve babasını trafik kazasında kaybediyor ve lise çağlarından beri beraber yaşamayı düşleyen, Almanya’daki abisinin yakın arkadaşları Çetin ve Enderle yaşamaya başlıyor.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz, bizi iki senelik dopdolu bir Ankara yolculuğuna çıkarıyor. Mevsimler değişiyor, Nihal büyüyor, sevgi üçünün arasındaki en büyük bağı oluşturuyor. Belirli bir anlatıcısı olmayan, Nihal, Çetin ve Ender’in bakış açılarından izlediğimiz filmin sonunda kendimizi o üç kişilik dünyanın içinde buluyoruz.
Anne ve babasının ölümünün travmasını yaşayan Nihal’in hem düzenini kuruşunu hem de yıkışını izlemek içimizdeki duyguları tek tek oraya döküyor. Çetin ve Ender filmin ilk yarısında Nihal’i açmaya çabalıyor, sonrası ise büyüyen sevgiyle gelen kabulleniş ve gelişen iletişimin getirdiği aile olma hissiyatı…
Filmin bir diğer can alıcı noktası da Çetin ve Ender’in dostluğu ve Nihal’e duydukları ortak sevgi. Çetin’in aksine edebi kişiliği baskın Ender ve Ender’in aksine çok daha baskın bir kişiliğe sahip olan Çetin’in yardımıyla izliyoruz bu kurulmuş dostluğu ve bizi içine çeken sevgi akışını. Bu iki güzel dost beraber nefes almayı öğrenmiş, zamanla aralarındaki sadelik, açıklık ve içtenlik kendini bütün izleyenlere bir şekilde hissettiriyor. Bu güzel ikiliyi İlker Aksum (Ender) ve Fatih Al (Çetin) canlandırıyor. Devlet tiyatroları çıkışlı oyuncularımızın da yardımıyla film iki saatlik bir tiyatro oyununa dönüşüyor.
Çetin ve Ender Nihal’i (Güneş Sayın) tanıdıkça film daha öznelleşiyor ve aralarındaki bağın kuvvetlendiği izleyenin de gözüne çarpıyor.
Filmin sonunda, beraberce paylaşılan bütün duygular, geçen zaman bizim de içimize işliyor, içimizde bir şeyler kıpırdıyor. Bir film yardımıyla, unutulan duygularımıza erişiyoruz böylece. Kendi duvarımızı bu şiirsel film yardımıyla yıkmaya yelteniyoruz.
İyi seyirler!
İlk yorumu siz yazın!