BlackBerry: Destansı Bir Çıkış, Dramatik Bir Düşüş Hikâyesi
2000 sonrası doğan kuşağın çok fazla tanıklık edemediği bir döneme odaklanıyor film, isminden de tahmin edileceği üzere… Cep telefonu tarihini kökten değiştiren bu marka, Apple’ın atılımlarından nasibini almadan önce büyük bir pazar payına sahip, oldukça güçlü bir durumdaydı. Çıkışına da düşüşüne de tanıklık etmiş biri olarak bu mevzuyu sadece basit bir piyasada tutunamama hikâyesi zannediyordum. Fakat arka planda dopdolu bir hikâye ve şirket içi çatışma varmış. Mike Lazaridis isminde bir ‘nerd’ deha ile Jim Balsillie ismindeki sinir hastası kurt iş insanının bu macerası, tahmin ettiğimden çok daha ilgi çekici çıktı. 2023 yapımı olan, Matt Johnson tarafından yazılan ve yönetilen filme Apple ve Google Play Store platformlarından ulaşmanız mümkün.
Hikâyenin en başında Mike ve yancısı, tipik bir start-up ortamında kendi potansiyellerini zorlayıp iş piyasasına çivileme dalmak istiyorlar. Her ne kadar tembel sayılabilecek bir ekipleri olsa da teknik anlamda oldukça yeterli olan bu insanların yaşadıkları en büyük sıkıntı piyasayı iyi bilen bir liderlerinin olmaması. Bu noktada Sam karşılarına çıkıyor. Ürünlerini tanıtmak için sunuma gittikleri Sam, orta ölçekli bir şirkette yönetici olarak çalışıyor. Bu sunumda tanışan Mike ve Sam ikilisinin arasındaki kıvılcım, çok geçmeden alev alıyor. Çeşitli gelişmeler yaşanıyor ve Sam bu efsanevi telefonu tasarlayacak olduklarından haberi olmayan ekibin başına CO-CEO olarak geliyor. Bu andan itibaren başarıya giden yolda her şeyin mübah olduğunu bilen Sam’in ekiple yaşadığı gerilimler ile izleyici için oldukça keyifli bir seyir deneyimi başlıyor.
Editör Notu: Yazının devamı spoiler içermektedir.
Glenn Howerton… Yapılan makyajların eğretiliğini unutturacak seviyede müthiş bir performans. Kendi kartvizitini tükenmez kalemle modifiye edip atıldığı bu süreçte hokeye olan takıntısı ve başarısızlığa olan tahammülsüzlüğü ile gelebildiği yerler inanılmaz. Zira kendisinin olayın teknik altyapısı hakkında pek de yeterli seviyede fikrinin olmadığını görüyoruz. Mike ise saf bir deha iken tabiri caizse karanlık tarafa geçiyor çok da farkında olmadan. Çağı yakalaması gereken yerde, Apple’ın dev inovasyonlarını kendince dalgaya alıyor ama bir taraftan da ufak sinir krizleri geçirerek yokuş aşağı giden şirketinin el frenini çekemiyor. Dokunmatik ekranların piyasayı kasıp kavuracağı günler gelirken fiziksel klavye konusunda fazla ısrarcı olan Mike, bu çöküş hikâyesinde Jim kadar pay sahibi.
Filmin en güzel yanı, her önemli detaya tam kıvamında yer veriyor olması ve temposunu hiç düşürmeden çok sürükleyici bir şekilde derdini anlatması. Sam’in zirveye çıktıkça NHL’e Kanadalı bir takım sokma çabasının hastalıklı bir duruma dönüşmesi, anahtar rollerde görev alacak kritik adamların hisse senedi opsiyonlarıyla illegal şekilde şirkete dahil edilmesi vesaire derken Mike’ın bu derecede ayakta uyutulabilmesi beni oldukça şaşırttı. Ayrıca şirket büyümesine rağmen hâlâ çalışanların bir anaokulu çocuğu yetişkinliğinde davranıyor olması da oldukça tetikleyiciydi benim için… Bir telefonun statü sembolüne dönüşme klişesinin daha klişe olmadığı o günlerdeki bu kendine has hikâyenin çok fazla alıcısı olduğunu düşünüyorum. Son olarak da sürpriz bir bilgi olarak, Mike Lazaridis’in İstanbul’da doğmuş bir Rum olduğunu ileteyim sizlere…
Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Blackberry – IMDb
İlginizi çekebilir: Eralp Alper’den Air
İlk yorumu siz yazın!