Bon Jovi - Forever: Sağlık Sorunlarının Gölgesinde Yeni Albüm
Bazı grupları, parçaları müzikle ilgilendiğinizde, o türü sevip araştırdığınızda keşfedersiniz. Bazı grupları da ne zaman ya da nereden duyduğunuzu hatırlamazsınız bile. Çocukluğunuzda bir şekilde kafanıza girmiştir. kendinizi bildiğinizden beri o şarkıyı, sanatçıyı biliyorsunuzdur. İşte Bon Jovi, benim müzikle kafayı bozup dünyalar kadar grubu, şarkıcıyı keşfetmeden önce de bildiğim, ama nereden duyduğumu bile hatırlamadığım parçalara sahip bir grup. Mesela “Runaway”i nereden bildiğimi hatırlamam. Çocukken bir şekilde duyduktan sonra beynime yerleşmiş. Bu efsane grup, 40. yılında Forever isimli yeni bir albüm çıkardı. Şimdi bu albüme bir göz atalım.
Forever, Jon Bon Jovi’nin 2022 yılında ses tellerinden geçirdiği ameliyat sonrası grubun çıkardığı ilk albüm. Jon Bon Jovi hala iyileşme sürecinde, hatta bir iki ay önce müzik dünyasından haberler yazımda sanatçının bir daha turneye çıkamayabileceğini yazmıştım. Yeni albüm için de ufukta bir turne görünmüyor.
Şimdi albümdeki parçalara bir bakalım. Açılış parçası, albümden çıkan ilk single olan “Legendary”. Adına atıfta bulunursak efsanevi bir şarkı değil. Dinleyeni yakalayan, akılda kalıcı bir pop parçası gibi. Sözlerinde Van Morrison şarkısı “Brown-Eyed Girl” geçiyor. Ancak sanatçının burada kastettiği ise eşi. Yine parçada Neil Diamond şarkısı “Sweet Caroline”ın da ismi geçiyor. Sonrasında gelen “We Made It Look Easy”, ilk parçaya çok benzer bir başka pop şarkısı. Açıkçası ilk iki parça benim pek içime sinmiyor.
Üçüncü şarkı “Living Proof” ise, işte bu bir Bon Jovi parçası dedirtecek olan şarkı. İlk iki parça, sanki bir Bon Jovi konseri öncesi grup daha sahneye çıkmadan Dj’in çaldığı parçalarken, “Living Proof” grubun sahneye çıkıp söylediği ilk şarkı gibi. Bir kere bu şarkıda “Livin’ On A Prayer”, “It’s My Life” gibi unutulmaz klasiklerden hatırlayacağımız, çok sevdiğim talk box kullanılmış. Bon Jovi’nin hit olmuş parçalarıyla aynı formülde üretilmiş bir şarkı. “It’s My Life” parçasına da çok benziyor, sanki onun devamı ve bence albümün en güzeli.
Dördüncü parça “Waves” albümdeki bir başka favorim.Güzel bir gitar soloya sahip bir rock balladı. Tam bir doksanlar şarkısı. Kayıp bir aşk hikayesini konu alan parçayı Jon Bon Jovi Amerikalı Southern rock sanatçısı Jason Isbell ile beraber yazmış. Bu parçada elektro gitarda da bu isim var. Ardından gelen “Seeds” ile tempo düşmeden devam ediyor. Yaylıların da eşlik ettiği davul odaklı parça benim için albümün öne çıkanları arasında değil.
Piyano ile başlayan ve devam eden “Kiss The Bride” albümü slow parça kontenjanından temsil etmiş. Bon Jovi, kızı Stephanie Bongiovi için yazdığı parçada onun düğünü, evliliği hakkındaki duygularını dinleyici ile paylaşıyor. Altıncı parça “The People’s House”, “Keep The Faith”i andıran yapısıyla albümde öne çıkardığım bir başka parça.
Hemen ardından “Walls Of Jericho” isimli şarkı geliyor. Davulu bende biraz “You Give Love A Bad Name”i çağrıştıran parça, albümden özel olarak açıp dinleyeceğim bir şarkı olmasa da “Na na na” kısımlarıyla hemen aklıma takılıyor. Piyanolu bir başka ballad olan aşk konulu “I Wrote You Song” ile albüm yine yavaşlıyor. Klasik Bon Jovi şarkısı olarak düşünülmezse hoş bir parça.
Onuncu şarkı olan “Living In Paradise”ı Bon Jovi, Ed Sheeran ile beraber yazmış. Albümün ilk iki parçasıyla aynı tarzda, tempolu bir şarkı. Sonraki parça “My First Guitar”, Jon Bon Jovi’nin 45 yıl önce yüz dolara sattığı gitarına kavuşması üzerine yazdığı bir şarkı. Albüm, country esintili “Hollow Man” ile kapanıyor.
Genel bir değerlendirme yaparsam, albüm “Living Proof” dışında öyle ortalığı sallayacak bir hit çıkaramayabilir. Ayrıca bahsettiğim bazı pop parçalarıyla eski Bon Jovi hayranlarını mutlu da etmeyebilir. Ancak bence genel olarak başarılı bir albüm. Bazı filmleri aklımıza getirelim. Mesela Rocky Balboa’yı düşünün. Her tür başarıyı elde ettikten sonra bir meydan okuma olur ve yine kendini kanıtlama isteği doğar ya, veya zirveye çıkmış efsane bir araba yarışçısı yine pistlere dönüp kendini kanıtlamak zorunda kalır. İşte müzik dünyasında, Bon Jovi gibi efsane olmuş grup ve sanatçılar için bence bu geçerli değil. Ses tellerindeki soruna rağmen vokal performansı hiç de kötü olmayan, kendisiyle barışık bu ismin, tekrardan yeni hitler çıkarıp kendini kanıtlama ya da eski albümleriyle rekabet etme gibi bir derdi yok. Belki bir daha sahnelerde göremeyeceğimiz bir efsanenin ses tellerindeki sorunların gölgesinde çıkardığı bu albüm beni tatmin etti diyerek yazımı burada sonlandırıyorum. Sevgiler.
Kapak Fotoğrafı: Forever
İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Judas Priest
İlk yorumu siz yazın!