Budapeşte’de amaçsızca geziniyoruz. Nedendir bilmem sevemedim bu şehri; insanların soğukluğundan mı, girdiğim müzelerde öğrenemediğim tarih yoksunluğundan mı bilmiyorum. Hayır diyorum Budapeşte bu olmamalı yanımdaki arkadaşıma, bir şeyleri kaçırıyor olmalıyız. Ne Osmanlı’nın ne koskoca Avusturya Macaristan’ın izlerini bulabiliyorum. Hatta Nazi soykırımına dair de düzgün bir müze bulamıyorum koskoca şehirde.

Konum

Böyle bir tatminsizlikle glühwein içerek günü tamamlıyoruz. Akşama doğru otelimizin bir arka sokağında bulunan gece hayatının en renkli sokağına dalıveriyoruz: Kazinczy Street. Canlı bir sokak demişken, öyle çok fazla bir şey beklememenizi şiddetle öneriyorum. Bu arada, Budapeşte’deki çoğu restoran ve bar ya underground konseptinde ya da pasajların içinde yer alıyor. Buna benzer Szimpla Kert diye bir bar çıkıyor karşımıza. İçeri girdiğimizde koskoca bir harita buluyoruz duvarda: Szimpla’ya; dünyanın en büyük Ruin Bar’ına hoşgeldiniz!

Szimpla kat kat farklı bölgelere ayrılmış; ilk girdiğimizde sisha konseptiyle karşılaşıyoruz. Biraz ilerleyince wine bar çarpıyor gözümüze. Az ilerde sigara içilen, içilmeyen kısımlar ayrılmış Kraft beer bölgesi olarak. Tutamayıp kendimizi üst katları da geziyoruz. Soundcloud & Mixcloud dans pistinden, grill konseptine kadar burada her şey mevcut. Şanslıyız; o gün jazz konseri var studio tarafında. Açıkhavada sinema izlenebilecek bir bölge bulunması da beni en çok etkileyenlerden.. Bunun dışında mekanı öyle bir dekore etmişler ki salaşlık asla göze batmıyor; rengarenk duvarlar, objeler insanın içini ısıtıyor.

Jazz konseri başlayana kadar biralarımızı alıp güzel müziklerine kaptırıyoruz kendimizi. Arada chill-out bazen de alternatif çalıyor arkadan; keyfimiz yerine geliyor..

Budapeşte’ye yolunuz düşerse ilk gitmeniz gereken yer olarak not alınmalı, Berlin’de de Szimpla’nın farklı bir şubesi varmış, yolu düşenlere duyurulur.

Szimpla Kert Adres: 1075, Budapest Kazinczy utca 14