Burari Vakası: Bir Ailenin Gizemli Ölümü
8 Ekim 2021′de Netflix Türkiye tarafından yayınlanan ve orijinal adıyla “House of Secrets: The Burari Deaths” olan bu belgesel dizi, tarihi ve suç türünde karşımıza çıkıyor. IMDb‘de 8.7‘lik bir puana sahip olan bu Hindistan yapımı dizi, toplam 3 bölümden oluşuyor. Dizi, Hindistan Delhi’de 11 kişinin aynı ev içerisinde ölü bulunduğu davayla ilgili tüyler ürpertici gerçekleri ve ölümleri hakkındaki teorileri inceliyor.
Burari Vakası: Bir Ailenin Gizemli Ölümü
Editör Notu: Yazının devamında bu belgesele dair spoiler bulunabilir. Dilerseniz bölümlerin tamamını izledikten sonra bu yazıya dönebilirsiniz.
Belgeselin Konusu
Hafta sonu bir solukta, dikkatimi hiç dağıtmadan merakla izlediğim bu belgesel, izlerken kanımın donduğu yapımlardan biri oldu. Müziğini AR Rahman’ın bestelediği, yönetmenliğini ise Leena Yadav’ın üstlendiği belgesel, 2018 yılında gerçekleşen gerçek bir olaya dayanıyor. 3 farklı kuşağın birlikte yaşadığı 11 kişilik bir evde, 10 kişinin tavana asılarak hayatını kaybettiği, diğer kişinin de yerde ölü bulunduğu kan dondurucu bir olayı anlatıyor. Olay dememin sebebi, belgeseli izlemeye başladığınızda neredeyse sonuna dek gelmeden cinayet mi işlendiği yoksa toplu intihar vakası mı olduğu arasında kesin karar verememeniz oluyor.
Cinayet mi Yoksa Toplu İntihar mı?
Temmuz 2018’de Chundawat ailesinin komşuları tarafından, ailenin üyelerinin ortalarda görünmediği, bakkallarını açmadığı, her zamanki yürüyüş etkinliklerine katılmadığı gerekçeleriyle polise başvuruluyor. Polis eve girdiğinde 3 kuşağın bir arada yaşadığı aile bireylerinden 10’unun tavanda asılı olduğu, ellerinin kablolarla bağlı olduğu, ağızlarına mendil kulaklarına da tıkaç sıkıştırılmış olduğu; aile üyelerinden en yaşlısı Narayani’nin de yatağının kenarında yerde ölü bulunduğu ortaya çıkıyor.
Tüm aile üyelerinin evlerinde ölü bulunması ülkede kısa sürede sansasyon yaratıyor. Haliyle polisin de kafası karışıyor. Başta hepsinin elleri bağlı olduğu için cinayet olabileceğini düşünüyorlar fakat kesin bir sonuca varamıyorlar. İncelemeler sırasında evin dış cephesinde bulunan havalandırma borularının 6’sının yukarı, 5’inin aşağı dönük olduğunu görüyorlar; tıpkı evde yaşayan kişilerin cinsiyetlerinin 6’ya 5 olarak ayrıldığı gibi. Sonra da keşfediyorlar ki, aile bireyleri boruların dış cephede yer aldığı şekliyle tavandan asılıyor…
Evde Bulunan Eşyalar
Soruşturma sürerken söylentiler ve medya baskısı artıyor. Bu sırada soruşturma ekibinin evde bulduğu 11 adet günlük, son derece rahatsız edici ancak önemli bilgileri açığa çıkarıyor. Bu günlüklerle birlikte aile geçmişine dair karanlık sırlar ortaya dökülüyor. Günlüklerin buyurgan bir dille, emirler veren dini bir kitap gibi yazıldığı anlaşılıyor. Günlükler okundukça bunların evin en büyüğü, büyükbabanın ağzından yazıldığı ortaya çıkıyor. Fakat sorun şu ki Lalit’in babası Bhuvnesh yıllar önce ölmüş.
Eğitimli İnsanların Batıl İnançları Olabilir mi?
Tüm komşular tarafından tüm aile üyelerinin oldukça iyi kalpli, cömert, yardımsever, iyi eğitimli, maddi durumları yerinde olduğu söyleniyor. Herkes bu ölümle çok sarsılıyor, üzülüyor. Çoğu yüksek lisans düzeyinde eğitim almış, iyi şirketlerde üst düzey yönetici olarak çalışan bu insanların intihar edebileceğini düşünemiyorlar. Kimseye zararı olmayan bu insanların cinayete kurban gitmesini ise akıllarına bile getirmiyorlar. Üstelik nerdeyse birkaç hafta önce neşeyle evin genç kızının nişan törenini kutlanmış, dans kareografileri hazırlanmışken böyle bir son kimseye mantıklı gelmiyor. Sokaktaki kamera kayıtları incelendiğinde ise 3 kuşak ailenin en küçükleri olan torunların birkaç gün önce kendi dükkanlarının içinden kablo aldığı, diğer aile üyelerinin de eve birçok tabure taşıdığı ortaya çıkıyor.
Zor Günler ve Başa Alınan Darbe
Lalit’in genç yaşta geçirdiği motosiklet kazası hayatının yön değiştirdiği olaylardan biri oluyor. Bu kaza sırasında başına sert bir darbe alıyor. Bu kazadan sonra bir de saldırıya uğruyor. Hatta en son çalıştığı dükkanın içine kilitleniyor, dövülüyor, Lalit dükkanın içindeyken dükkan ateşe veriliyor. Saldırganın niyetinin ne olduğunu ise kimse bilmiyor. Bu darbelerden sonra hastaneye gitmiyor ve gerekli tedavi yapılamıyor. Babasının da kısa zaman önceki ölümü sebebiyle yaşadığı depresyon, bu baş darbesiyle birleşiyor ve Lalit tamamen içine kapanıyor. Hiç konuşmuyor hatta başına aldığı darbe sebebiyle konuşma yeteneğini kaybettiğini düşünüyorlar. Fakat belgeseldeki doktorlar bu darbeyle kesinlikle konuşma yeteneğinin olumsuz etkilenmeyeceğini söylüyorlar.
Lalit’in babası Bhuvnesh, ölmeden önce ailenin yapacağı tüm işlere karar veriyor, torunlarının alacakları eğitimlere kadar yakından ilgileniyor. Onun ölümü sonrasında ise bir otorite boşluğu oluyor ve bu görevi Lalit üstleniyor. Zamanla bu görevi o kadar içselleştiriyor ki adeta babasıyla bütünleşiyor. Sonrasında anlaşılıyor ki Lalit kazada aldığı baş darbesiyle psikoz geçiriyor ve kimlik değiştiriyor. Darbe sonrasında tamamen babasının kimliğine bürünüyor ve ailede olan biten her şeye karar vermeye başlıyor.
Psikoz
Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimi. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir (grandiyöz veya paranoid delüzyonlar gibi), kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir de denilebilir.
Psikoz belirtileri şöyle sıralanabilir:
- Düşünce bozukluğu, düşüncelerin belirli bir düzene oturtulamaması, karmaşık bir hale gelmesi bunun sonucu olarak konuşmada bozukluklar, dikkat toplamada sorunlar vb.
- Duygudurumda değişkenlik, belirli sebepler olmaksızın kişinin duygudurumunda değişiklikler olabilir, değişkenlik görülebilir. Örneğin herhangi bir neden olmaksızın kişi çok üzülebileceği gibi yine bir neden yokken çok coşkulu olabilir.
- Delüzyonel inançlar, kişinin gerçek dışı düşünce ve inançlara sahip olması. Bu inançlar çok güçlü ve ısrarcı olabilir.
- Halüsinasyonlar, kişilerde gerçekte var olmayan şeyleri görme, koklama veya duyma gibi duyu bozuklukları görülebilir.
- Kişilik değişikliği, kişinin kişiliğinde ve davranışlarında büyük değişiklikler olması.
Bu vaka ile ortak nokta ise; Lalit bir psikoz yaşıyor ve onun bu durumu tüm aileyi etkisi altına alarak ortak psikoz vakasına neden oluyor.
Manipülasyon
Psikozdan sonra tamamen babasının karakterine bürünen Lalit, tüm ailenin davranışlarını yönlendirmeye başlıyor. Ailenin yapacağı dini ritüellere karar veriyor ve onlar bu ritüelleri gerçekleştirdikçe güzel işlere girdikleri, maddi durumlarının gittikçe iyiye gittiğini söyleyerek ritüellerin dışına çıkmamaları gerektiği yoksa bu hayat şartlarını kaybedecekleri konusunda onları uyarıyor. Babasının onunla konuştuğunu, günlüklerde de yazılan tüm bu ritüellerin, kaybettikleri babalarını hayata geri getireceğini söylediğini iletiyor ve tüm ailesini manipüle ederek ritüelleri zorunlu kılıyor.
Yaptıkları tüm ritüeller ve yapmalarını zorunlu kıldığı davranışlar Bhuvnesh’in dilinden (aslında Lalit’in dilinden) günlüklere yazılıyor. En son ailece gerçekleştirdikleri bu ritüel, başta aslında diğerlerinden farksız. Lalit tüm aileyi boynundan tavana adeta köklenen bir ağacın yere uzanan dalları gibi bağlıyor, evin en yaşlısı olan babaanne ise ritüele yatağının yanından katılıyor. Kabloyla eller bağlanıyor, ağız ve kulaklar tıkanıyor. Lalit en son da kendini bağlıyor. Aslında farklı bir açıdan bakıldığında Lalit adeta bir tarikat lideri ve diğer tarikat liderlerinden farkı çok daha küçük bir yapıyı peşinden sürüklemiş olması.
Aslında ritüel bir intihar değil. Hatta olayla ilgilenen suç uzmanları hâlâ olayı tanımlamakta güçlük çekiyor. Suç değil, ölme niyetleri olmadığından intihar da değil. Ne yaptılarsa isteyerek yapıyorlar ve bu yüzden cinayet de değil… Günlükteki bir sayfada ritüel sonrası herkesin birbirini çözmeye yardım edeceği yazıyor, yani ritüelden sağ çıkmayı hedefliyorlar.
Öyleyse bu olaya ne diyeceğiz, kazara ölüm mü?
Kapak Fotoğrafı: Netflix
İlginizi çekebilir: Nesliay Ocakküçük’ten Psikolojik Gerilim Dizileri
İlk yorumu siz yazın!