Taksim bir çoğumuzun hayatında özel bir yere sahip. Öyle ki kültür, sanat bazen de lezzetli bir yemeğe ulaşmak için burada buluşuyoruz. Bu özel lokasyonda, büyüklerimizin gençlik anılarında yer alan ve bizlere uzun uzun anlattığı bir buluşma noktası yer alıyor. Tarihin içinden süzülerek gelen; uzun zamandır kapalı kalan Café Marmara, çok yakın zamanda yeniden İstanbullular ile buluştu. Mutlulukla hatırlanan birçok hatırayı bugün tekrar canlandırmak için biz de burada buluşuyoruz. Hadi gelin, yenilenen yüzüyle modern, bir o kadarda sıcacık olan bu güzel mekanı birlikte keşfedelim. 

Bu güzel mekan Taksim’de The Marmara Otelin hemen altında yer alıyor. Yıllar önce bu lokasyonun en güzel buluşma noktalarından biriyken kapanıyor. Yıllara dayanan mekan çok yakın zamanda unutulmaz anılara yenilerini eklemek için tekrar bizlerle buluştu. 

Café Marmara’nın hem iç dizaynı hem de menüsü oldukça özenli bir şekilde tasarlanmış. Mekan; iç alan ve dış alan olarak iki kısımdan oluşuyor. Tasarımlarını da Kitchen-İst üstlenmiş. 800 yıl önce İstanbul’a konan ve The Marmara Group logosunda yerini alan kuştan ilham alan tasarım, İstanbullulara tüm gün hizmet edecek bir yuva yaratma fikriyle yola çıkmış. Yuva konseptine gönderme yapan stilize metal dal detaylar ve sarmal yapı, girişte karşılama bankosunda, çikolata teşhir ünitesinde, bar bankosunda, servantlarda, kapı kollarında, kolon etrafındaki ve tüm dekoratif aydınlatmalarda karşımıza çıkıyor. Logodan esinlenilerek tasarlanan özel desenli el yapımı seramikler de kısmi duvar ve kolon kaplamalarında görülebiliyor. Oturma alanlarında sedir tercihi ve ahşap duvar detayları geleneksel Türk mimarisinden esinlenerek sıcak bir hissiyat yaratmış. Bordo ve toprak tonlarının uyumu ise oldukça şık olmuş.

Café Marmara’da menü The Marmara Group’un head chefi Tolga Özkaya tarafından hazırlanmış. Özkaya, menüyü şu şekilde anlatıyor: “Tüm güne yayılan, çeşitli bir menü hazırladık. Bunu yaparken Taksim gibi her milletten milyonlarca insanın geçtiği bir meydanın ruhunu menüye yansıttık. Café Marmara’da kaliteli malzemelerle hazırlanan menümüz ile iyi servisi ve iyi yemeği buluşturduk. Türk, Fransız, İtalyan ve diğer mutfaklardan tabakların olduğu, sabah kahvaltısı için de akşam yemeği için de ideal olan bir yapı tasarladık.” Bu mekanda birbirinden lezzetli yemeklerin yanı sıra çikolata, şarap gibi artizan tatlarda yer alıyor. Hazırsanız sizlere biraz yediklerimden bahsetmek istiyorum.

Öncelikle şunu söylemeliyim; menü oldukça geniş. Kahvaltı, doyumluk lezzetler, yeşillikler, pizzalar, makarnalar ve tatlılar öne çıkan lezzet başlıklarından sadece birkaçı. Ben menüden Somonlu Poke Bowl Salatası ile başladım. Tabakta renkler o kadar güzeldi ki, o tabağın kötü olma ihtimali yoktu. Nishiki pirinci, edamame, avokadolu deniz yosunu, zencefil turşusu, ballı biber sosu ile gerçekten şahaneydi. Sonrasında gelmeden önce notlarıma aldığım ve buranın yorumladığı bir lezzet olan Tavuklu Vol Au Vent yemeğini tattım. Normalde bu yemekte alt taban olarak milföy kullanılıyormuş. Café Marmara ise kruvasan kullanarak lezzetti oldukça arttırmış. Bayılarak yedim gerçekten! 

Pizzalardan Vejeteryan bir pizza tercih ettim. Körpe ıspanak, közlenmiş patlıcan, sakız kabağı, istiridye mantarı, peynir sosu, roka ve parmesanla oldukça lezzetliydi. Hamburger olarak da çedar peyniri, biber reçeli ve trüflü mayonez ile lezzetlendirilmiş Jon’s Burger yedim. 

Mekana girdiğinizde sağınızda çikolata vitrini solunuzda ise harika bir tatlı vitrini göreceksiniz. Şundan emin olun ki ne yiyeceğinize karar veremeyeceksiniz. Ekler, cheesecakeler, profiteroller ve tartlar o kadar lezzetli gözüküyor ki her geldiğinizde birini denemenizi öneririm. Ben Madagaskar Vanilyalı Ekler ve Limonlu bir Cheesecake yedim. İkisi de birbirinden güzeldi. 

Café Marmara özel buluşmalarınız için yeni adresiniz olmaya aday. Hem bu güzel mekanda birbirinden lezzetli tatlarla buluşup hem de güzel ambiyansında şahane sohbetler edebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun!

Kapak Fotoğrafı: Tuba Nil Dengiz

İlginizi çekebilir: Tuba Nil Dengiz’den Sapa İstanbul