İlk yorumu siz yazın!
Caffé Sospeso: Napoli Usulü Askıda Kahve Geleneği
En güzel anlarımıza eşlik eden kahve hiç tanımadığımız birinin gülümsemesini sağlayabilir mi? İkinci Dünya Savaşı döneminde ortaya çıkan ve 21. yüzyıla kadar uzanan Caffé Sospeso, tanımadığımız bir ihtiyaç sahibinin içini ısıtan bir askıda kahve geleneği. Yapılması gereken askıda kahve satışı yapan bir yerden sipariş verirken “Due caffé, uno sospeso” demeyi unutmamak. 10 Aralık’ta Caffé Sospeso Günü olarak kutlanan bu geleneğin nasıl ortaya çıktığına ve dünyada nasıl yayıldığına hadi hep birlikte bakalım.
Hangimiz sevmiyoruz ki elimizde kahvemizle tatlı tatlı sohbet anlarını. İster uzun saatler süren muhabbetler olsun, ister mesai molamızda ayaküstü laflamalar… Hepsinde bize eşlik eden mis kokulu birer kahve! Osmanlı Türkleri tarafından 16. yüzyılda Avrupa’ya yayılan çekirdeklerinin değerini Venedikli tüccarlar bizden daha iyi bilmiş olmalı ki her ne kadar kültürümüzde büyük yeri olsa da kahve denilince akla hemen İtalya geliyor. Kahve İtalyan kültürünün önemli bir parçası olduğu gibi, ekonomisine de büyük katkısı var. 1680’lerde açılan ilk kahve dükkanlarından Angelo Moriondo, Luigi Lavazza gibi isimlerin kahve kültürüne katkılarına, hatta MUMAC gibi kahveyle alakalı müzelere kadar saymakla bitmez kahvenin ülkedeki yeri. 700’den fazla İtalyan kahve roasting firması var dünya çapında ürünlerini satan; kahve makineleri denilince akla gelen La Marzocco, De’Longhi, Bialetti gibi büyük isimler de hep İtalyan.
Espresso’dan Caffé Shakerato’ya kadar farklı şekillerde karşımıza çıkan kahve, 2018’de yapılan bir araştırmaya göre İtalyanlar tarafından yılda 6 kg kadar tüketiliyormuş. Illy’nin araştırmalarına göreyse İtalyan ailelerin %90’ından fazlası evlerinde kahve içiyormuş ve her 490 İtalyan için bir kahve barı varmış ülkede. Şaşmamak gerek, kahve İtalyan hayatının her yerinde! Kahve denilince akan sular duruyor ülkede. Bir yere geç kaldığınızda “Kahve içiyordum” demek veya sıkıldığınız bir derste/iş toplantısında “Kahve arası mı versek?” diye sormak yeterli. Çünkü kahve bir temel ihtiyaç. “Un caffé, per favore” ile açılmayacak kapı yok İtalya’da. Kahve içmek yalnızca bir kahve içmek değil; anı paylaşmak ve birbirimizi tanımamızı sağlayan bir araç. “Napoli’de kahve, diyalog kurmak ve hikayeler anlatmak için bir bahane.” sözü tüm ülke için geçerli! Belki o kadar farkında değiliz ama yalnızca İtalya’da değil, hepimizin hayatında kahve etrafında şekillenen çok şey var.
Caffé Sospeso Geleneği
Peki “Coffee is a hug in a mug” mı yalnızca? Kahve insanlara da sıkıca sarılamaz mı? Tabii ki sarılıp, insanları birbirine yaklaştırabilir ve hatta bir sosyal sorumluluk projesine dönüşebilir. Fransa’daki asılı baget uygulamasından ülkemizdeki askıda ekmek uygulamasına, İtalya’daki askıda pizzadan, kahveye… Hepsi sosyal sınıflar arasında köprü kurarak dezavantajlı insanlara kucak açıyor. İtalya’da “C’é un caffé sospeso?” sorusuyla bir insanın tüm günü güzelleşebiliyor! Caffé sospeso, aslında anonim bir cömertlik. Bu “Askıda kahve” uygulaması, II. Dünya Savaşı sırasında başlayıp, son yıllarda ekonomik zorluklar sebebiyle tekrardan popüler hale gelen bir Napoliten geleneği. En güzel yanlarından biri alıcı verici karşılaşmıyor; kahveyi ödeyen kişi kimin içeceğini umursamıyor, içen de bu ödemenin kimden olduğunu merak etmiyor. Yalnızca kahvenin tadını çıkarıyor!
Yüzyıllık Caffé Sospeso geleneği 2017 yılında aynı ismi taşıyan belgesel sayesinde daha çok insanla tanışma fırsatı buldu. Belgesel kahveyi teknik olarak ele almak yerine kahvenin sosyal yönüne odaklanıyor. Dünyanın üç farklı yerinde yaşayan farklı kültürlerden üç insanın hayatına şahit oluyoruz belgeselde. Napoli, New York ve Buenos Aires şehirlerinde kahvenin insanların hayatına nasıl dokunduğunu, diğer insanlarla ilişkilerini nasıl şekillendirdiğini ve en önemlisi hayatlarına “nasıl güzellikler getirdiğini” görüyoruz. Belgesel sayesinde bilmeyenler Caffé Sospeso geleneği ile de tanışıyor! Öğreniyoruz ki asılı olan tek şey kahve değil; bazı gençlerin hayatları da asılı. Islah evinden çıkan gençlere iş imkanı sunmak ve beceri kazandırmak için barista ve pizzacılık eğitimleri veriliyor. Bu sayede gençler hem sosyal sorumluluk kazanıyor hem de meslek edinmiş oluyorlar. Kahve yine bir noktada sosyal birleştirici oluveriyor.
Askıda Kahve Nasıl Ortaya Çıktı?
Bir Napoliten herhangi bir nedenle mutlu olduğunda, bir yabancıya kahve ikram etmeye karar verir; çünkü bu, dünyanın geri kalanına bir kahve ikram etmeye benzer. – Luciano de Crescenzo
Biliyoruz ki kahve temel bir ihtiyaç ve hiçbir kimse kahveden mahrum kalmamalı, en fakir olan bile. Bu sebeple ortaya çıkan Caffé Sospeso uygulamasının çıkışıyla ilgili farklı hikayeler var. Bunlardan en yaygın olanı, II. Dünya Savaşı’na dayanıyor. Savaşın getirdiği ekonomik çöküntü nedeniyle herkes espresso alamıyor ve bu sebeple Napoli’de insanlar bir tane fazladan ödeme yaparak “Askıda kahve” bırakıyorlar. 1940’lı yıllarda insanların askıda kahve almak için birbirleriyle yarıştığı dahi söyleniyor. Diğer söylenti ise, bir grup arkadaş birlikte kahve içmeye gidiyorlar ve tezgahtaki fincan sayısından kahve içmeyen birinin olduğu fark ediliyor. Kimin olduğu anlaşılmayınca da bir daha her zaman fazladan bir kahve ödemesi yaparak gelen sonraki kişiye bedava kahve bırakıyorlar.
Gökten düşer gibi gelen askıda kahvenin Napoli’nin işçi sınıfı kahvecilerinden çıkmasına şaşmamak gerek. Tüm İtalya, Napoli kahvesinin en kalitelisi olduğuna hemfikir. Kahve ve Napoli gerçekten ayrılmaz ikililer. Kahveciler toplumun her sınıfının bir arada bulunabildiği bir yer, senatöründen sokak sanatçısına, dilencisine… İtalyan yazar Luciano de Crescenzo “Bir Napoliten herhangi bir nedenle mutlu olduğunda, bir yabancıya kahve ikram etmeye karar verir. Çünkü bu dünyanın geri kalanına bir kahve ikram etmeye benzer” diyor. Napoli’nin kültürel ruhunu yansıtan Caffé Sospeso uygulaması Napolitenlerin iyi kalpliliğini gösterdiği gibi ayrıca sosyal sorumluluk projelerinin de önemini hatırlatıyor bizlere.
Askıda kahve uygulamasının dünyaya yayılmasında önemli faktörlerden biri Napolili Gran Caffé Gambrinus. 2009 yılında kocaman bir Napoliten cezveyi tezgahlarının önlerine yerleştiren tarihi kahve evi, Caffé Sospeso uygulamasını farklı dillerdeki kartlarla turistlere anlatmış. Fazladan ödenen kahvelerin fişleri koca Mokapot’un içine bırakılıyor ve ihtiyaç sahipleri buradan aldıkları fişlerle tezgahtan kahvesini isteyebiliyorlar. Turistlerin uygulamayı çok sevdiğini söyleyen Caffé Gambrinus’un sahibi, geleneğin internet ortamında çok fazla yayıldığını, her gün 40-50 askıda kahvenin ihtiyaç sahipleriyle buluştuğunu söylüyor. Siz de bu geleneğin ortaya çıktığı güzeller güzeli İtalya’ya yapacağınız bir sonraki seyahatte baristanıza “Due caffé, uno sospeso” demeyi sakın unutmayın!
Caffé Sospeso Geleneğinin Etkileri
Toplumsal dayanışmanın güzel bir örneği olan bu gelenek, İtalya’da ağızdan ağıza yayıldığı gibi, bir zaman sonra Caffé Gambrinus sahibinin de dediği gibi internet aracılığıyla farklı ülkelere de yayılıyor. Askıda kahve ABD, İspanya, Arjantin, Bulgaristan, Ukrayna, Rusya gibi ülkelerde de uygulanıyor. Hatta Starbucks da 2013’te askıda kahve uygulaması başlatmış ve her askıda kahve nakit olarak bir hayır kurumuna bağışlanmış. Askıda kahve uygulaması İtalya’da Feltrinelli gibi kitapçılara da ilham olmuş. Feltrinelli “un Libro Sospeso” uygulaması ile fazladan ödenen kitap ücretlerini ihtiyacı olanlara ücretsiz kitap olarak geri döndürüyor! Ben ilk gördüğümde hem şaşırmış hem de uygulamayı çok sevmiştim!
Gelelim askıda kahve gününe: Giornata del Caffé Sospeso! Çeşitli derneklerin desteğiyle 2011 yılından beri 10 Aralık Caffé Sospeso Günü olarak kutlanıyor ve insanlar bugüne özel bol bol askıda kahve bırakıyor! Evet, Giornata del Caffé Sospeso, İnsan Hakları Günü ile aynı gün kutlanıyor ve bu bir tesadüf değil. II. Dünya Savaşı’nda kahve ve şeker ikramıyla başlayan bu cömertlik, aslında insan haklarının da bir nevi sembolü. Napoli İnsan Hakları Film Festivali koordinatörü ve Suspended Coffee Network kurucularından Maurizio del Bufalo bu özel günü ve uygulamayı dünyanın her yerinde yaygınlaştırmayı amaçlıyor.
Yiyeceklerden kitaplara ve kahveye… Bu uygulamalar tüm dünyada hızla yayıldığı gibi Türkiye’de de birçok yerde olsa güzel olmaz mı? Hiç tanımadığımız birine bırakacağımız minicik bir ikramla yüzlerini gülümsetebilsek, kalplerine dokunabilsek? Gittiğimiz kahvecilerin “sadakat kart”larından topladığımız puanlarla kazandığımız bedava kahvelerin sevinci yerine, kahve içmenin bir lüks olduğu kişiye bıraktığımız askıda kahve ile ona da bu sevinci yaşatabilsek.
Kapak Fotoğrafı: primabergamo.it
İlginizi çekebilir: Gastro Magger’dan Kahve Tarihi
O kadar güzel bir yazı olmuş ki... Eline sağlık! Okurken iyi hissettim, keyiflendim 🙂