Cebimdeki Yabancı: Serra Yılmaz'ın İlk Yönetmenlik Deneyimi
Cebimdeki Yabancı, 2016 yılında vizyona giren, ülkede gişe rekorları kıran ve İtalya’nın en prestijli ödüllerinden biri sayılan David di Donatello Ödülleri’nde En İyi Film ödülünün sahibi olan Paolo Genovese imzalı İtalyan filmi “Perfetti Sconosciuti / Perfect Strangers”ın Türkiye uyarlaması… Film, oyunculuğuyla beyazperdeden tanıdığımız Serra Yılmaz’ın da ilk yönetmenlik deneyimi.
Filmin tüm haklarını satın alarak BKM ile birlikte ortak yapımcılığını üstlenen Ferzan Özpetek; toplu yemek masası diyaloglarını, muazzam İstanbul manzaralarını ve genellikle entelektüel tipler olan karakterlerini, önceki filmi Bir İstanbul Kırmızısı gibi, bu filmde de özenle işliyor. Filmde genel olarak internetin ortaya çıkmasıyla yaygınlaşan çarpık ilişkiler, insanın ve ilişkilerin tüketimi, cep telefonuna gizlenen hayatlar ve hapsedilen benlikler konu alınıyor.
Buğra Gülsoy, Belçim Bilgin, Şebnem Bozoklu, Çağlar Çorumlu ve Şükrü Özyıldız gibi güçlü bir oyuncu kadrosuna sahip filmde, oldukça başarılı bir oyunculuk performansı sergileniyor. Yedi eski dost bir akşam yemek masasında otururken bir oyun oynamaya karar verirler. Bu oyunda yalan söylemek ve rol yapmak yasaktır. Masadaki herkes, diğerlerine gelen her mesajı açıktan okuyacaktır. Zira küçüklükten beri dost olan bu kişilerin birbirlerinden hiçbir şey saklamadığı ileri sürülmektedir. Ama gerçek hiç de öyle değildir ve işler tahmin edildiği gibi gitmez. Sır gibi saklanan tüm gerçekler, hiç beklenmedik bir anda tek tek ortaya saçılır. Yemek masası adeta bir ateş hattına döner ve ilişkilerdeki tüm dengeler alt üst olur.
Adeta bir tiyatro oyunu gibi iki perdeden oluşan Cebimdeki Yabancı‘nın ilk ‘perdesi’ biraz durgun geçse de ikinci perdede akış ve diyaloglar hızlanıyor. Film her ne kadar tek bir mekânda, yemek masasında geçse de; samimi bir içeriğe sahip. Senaryonun en mühim özelliği ise izleyenlere sordurduğu sorular nedeniyle rahatsız edici olması. Verilmek istenen mesaj çok açık: “Cebimizdeki kara kutular aslında cebimizdeki yabancılardır.”
Filmin bazı zayıf yanları ise arka planda müziğin yetersiz oluşu, film boyunca hareketli kameranın çok az kullanılması ve filmin bir uyarlama olması sebebiyle özgünlükten yoksunluğu…
Kitlesel iletişimin lokomotifi olan telefonların başrolde yer aldığı, topluma ve kendine yabancılaşan insanla yeniden sorgulanan insan ilişkilerinin konu alındığı film, izleyenlerde mutlaka fark yaratacak.
İyi seyirler!
İlginizi çekebilir: SineMagger’dan 10 Filmde Ferzan Özpetek Sineması
İlk yorumu siz yazın!