Berfin Cicek’in kurduğu, Londra’da yer alan Cicek Gallery, çoğunluğu kadın ve LGBTQ+ topluluğundan, farklı etnik azınlık gruplarından yedi sanatçıyı, ilk karma sergisi olan “Politics of Charm: Women, BAME, Queers & Progress”te bir bir araya getiriyor. Serginin küratörlüğünü Christie’s’ten mezun olan ve çeşitli galeriler ve müzayedeevleriyle çalışan bağımsız küratör Vittoria Beltrame üstleniyor.

berfin-cicek-suppression
Berfin Cicek

Cicek Gallery’nin kuruluş hikâyesi; Abi Joy Samuel, Alla Samarina, Annam Butt, Berfin Cicek, Fia Yang, Kay Gasei, Naila Hazell’in çalışmalarının yer aldığı ilk sergi “Politics of Charm: Women, BAME, Queers & Progress” ve galerinin gelecek planlarını Berfin Cicek’ten dinledik. Sergi, 20-29 Ekim tarihleri arasında, Londra’da 13 Soho Square’de ziyaret edilebilecek.

Cicek Gallery’yi kurmaya nasıl karar verdiniz, hangi fikirle ilk adımlarınızı attınız?

Aslında çok ilginç bir gelişme oldu. Bugüne kadar bir galeri işletmek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Küçüklüğümden beri elimde renkli kalemlerle ve boyalarla tek dileğim bir ressam olmaktı. Zaman içerisinde sanat dünyasında bir sanatçı / ressam olmak için çırpınırken farkettim ki galeri dünyasında çok daha geniş bir aralık var… Genelde ticari galeriler yükselen ve geleceğin sanatçılarını desteklemek yerine, isim yapmış sanatçılarla çalışmayı tercih ediyorlar. Oldukça yüksek komisyon ve zorlu sözleşmelere bağlıyorlar. Benim gibi binlerce yükselen sanatçı için sanat dünyasında yer edinmek oldukça zor. Özelikle kadın, minor, etnik gruplardan, LGBTQ+ sanatçılar için durum çok daha zorlayıcı. Bazen düşünüyorum, bu zorluklardan dolayı kaç tane kadın Picasso ve Da Vinci kaybetmiş olabiliriz? Sektördeki bu dengesizliği görür görmez, girişimci tarafım harekete geçti. 

Geçen sene Ağustos’ta, Croatia’da sahilde uzanırken, meditasyon sırasında bir an aklıma düşen bir fikir şuydu: “Peki, o zaman, madem seni temsil edecek bir galeri bulmak zor, neden kendi galerini kurmuyorsun?” Sanatçılar olmazsa, galeri de yoktur. Bu yüzden, bir iş-insanı olarak değil de yükselen bir sanatçı olarak bu galeriyi işletiyorum. Bu platform benim gibi yeterince temsil edilmeyen yükselen sanatçılar için sanat dünyasına bir giriş kapısı.

basliksiz-1
Abi Joy Samuel & Alla Samarina

Galerinin misyonunu ve hedeflerini nasıl tanımlarsınız? 

Cicek Gallery’nin misyonu çok net. Sanat endüstrisinin hırslı, yükselen sanatçılar için çok zorlayıcı olabileceğinin farkındayım. Amacım, galerinin kurulma yolculuğunda sanatçıları tek tek seçmek ve onlara hak ettikleri değeri vermek. Özellikle yükselen sanatçıların sektörde karşılaştığı finansal engellere ve fırsat eksikliğine çokça tanık oldum. Buna meydan okumak istiyorum. Sektörümüzdeki dengesizlikleri birazcık olsa da kırabilmek adına farklı küçük, etnik gruplardan sanatçıları, LGBTQ+ ve kadın sanatçıları temsil etmeye hevesliyim. 

Genç ve yenilikçi galeri anlayışı, kalıplaşmış galericilik kurallarının dışına çıkmak, eşitlik, dengesizlikleri ortadan kaldırmak, azınlık gruplara öncelik tanımak galerinin öne çıkan yaklaşımları arasında yer alıyor. Bu konudaki eksiklikler sizin galerinizin önceliklerini belirledi sanıyorum?

Evet. Yola bu düşünceyle çıktım ve gururla devam ediyorum. Şanslıyım ki Londra gibi kosmopolitan bir şehirde doğdum, büyüdüm ve yaşıyorum. Bu şehirde dünyanın her yerinden insanlar var ve her gün farklı insanlarla tanışma şansına sahip oluyorum. Londra‘da sanat dünyası inanılmaz geniş ve benim dünyanın 7 farklı noktasından sanatçıları bi araya getirmem oldukça kolay oldu. Şu an temsil ettiğim sanatçılar: Abi Joy Samuel (Yahudi, İngiliz), Alla Samarina (Rus, İngiliz), Annam Butt (Pakistanlı, İngiliz), Berfin Cicek (Türkiyeli, İngiliz), Fia Yang (Çinli, İzlandalı) Kay Gasei (Zambiya, İngiliz), Naila Hazell (Azeri, İngiliz). Hepimiz farklı kültürlerden geliyoruz. Farklı sanat, ses ve stilerimizle Cicek Gallery şemsiyesinin altında kosmopolitan bir topluluk oluşturduk. Ufak bir Londra gibi. 

basliksiz-2
Annam Butt & Naila Hazell

Cicek Gallery’nin kuruculuğunun yanı sıra aynı zamanda sanatçısınız da. Sanat üretiminizi nasıl tanımlarsınız, ilham noktalarınız neler?

Tabii, eminim hayal edebilirsin ki, bazen iki şapka arasında kaybolabiliyorum. Galerici ve sanatçı şapkalarım! Cicek Gallery’yi tek bir kadın olarak yeni kurduğum için doğal olarak daha çok zamanımı alan küçük çocuğum gibi. Özelikle ilk sergimizin tarihleri yaklaştıkça, yapmış olduğum tüm hazırlıklar beni atölyemden biraz uzak tuttu şu sıralar. Sergiden hemen sonra kendimi atölyeme hapsetmeyi düşünüyorum! Yeni projelere atacağım adımlar, bir sonraki sergide yaratacağım fikirler bir döngü içerisinde dönüyor etrafımda. Çok heyecanlıyım bu fikirleri hayata geçirmek için. Temel medyam yağlı boya, bazen heykel üzerine de çalışıyorum. Zamanında mimarlığı bitirip ardından klasik portre, figür boyama ve heykel kursları aldıktan sonra, kendi atölyemde daha çok deneysel ilerleme şansına sahip oldum. Bu hayatta yaşadığım deneyimlerden yola çıkarak gözlemlerimi tuvale döküyorum. Tarz olarak daha çok çağdaş kübizme yakınım. Mimarlık dönemimden Le Corbusier’in kalın siyah çizgi ve şekillerinden, Picasso’nun kübist stilinden ilham aldığımı görebilirsiniz.

Cicek Gallery ilk sergisini açmaya hazırlanıyor. İlk sergide hangi sanatçılar yer alacak, nasıl bir temayla karşılaşacağız?

Evet, çok heyecanlıyız! Şanslıyız ki Simmons & Simmons (global bir avukat firması) bizim ana sponsorumuz. İlk sergimizde temsil ettiğim tüm sanatçılar yer alıyor: Abi Joy Samuel, Alla Samarina, Annam Butt, Berfin Cicek, Fia Yang, Kay Gasei, Naila Hazell. Yükselen sanatçılarımızın yer aldığı “Politika Cazibesi: Kadınlar, BAME, Queers & Progress” adlı sergiyi sunmaktan mutluluk duyuyorum.

Sergi, sanat dünyasındaki dengesizlikleri ortadan kaldırmak amacıyla çoğunluğu kadın ve LGBTQ+ topluluğundan oluşan farklı etnik azınlık gruplarından yedi sanatçıyı bir araya getiriyor. Yüzyıllardır BAME, kadın ve LGBTQ+ topluluklarından sanatçılar halının altına süpürüldü. Bu sergi, sanat kurumlarının eski moda yapısını bozmayı ve yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyor. Her sanatçının işi, zıt tarzlarını sergilemek, birbirlerinin güzelliğini vurgulamak ve farklılıklarında yankı bulmak için birbiriyle diyalog kuruyor. Londra’nın adeta tek bir çatı altında yansıması; her sanatçının kendine özgü kültüründen, yetiştirilme tarzından ve deneyimlerinden tuvale döktüğü çekicilik, daha geniş seslere daha fazla farkındalık kazandıran ve dolayısıyla dünyamızın zenginliğini artıran bir ilerleme. Sergi; soyut, figüratif, kübizmden klasiğe, efsanevi referanslardan oryantalizme, canlı kozmopolit bir yolculuğa davet ediyor.

basliksiz-3
Kay Gasei & Fia Yang

Cicek Gallery’nin gelecek planları arasında neler yer alıyor?

Cicek Gallery’de her iki senede bir yeni yükselen sanatçılara yer açılacak. Aynı zamanda yüzlerce sanatçıyla çalışmaktansa, butik kalmayı tercih ediyorum. Çünkü tek kişi olarak yeterli ilgi, alaka ve zaman vermek istiyorum tüm sanatçılarımıza. Az ve öz, kaliteli sanatçılarla çalışıp, iki sene boyunca ilgilenip, iki senenin sonunda yeni sanatçılara yer açmak şu an ki planım. Galerimiz online devam ediyor. Fiziksel bir galeri şu an için düşünmüyorum çünkü günümüzde her şey online. Çok daha sürdürülebilir. Online devam edip yerimizi büyütüp, farklı lokasyonlarda fiziksel pop-up sergiler organize etmeye devam edeceğim. İlki Londra, belki ikincisi İstanbul olabilir. Ana sponsorumuz Simmons & Simmons ile birlikte, 2023 ve daha ilerisi için birçok sanat etkinliği düzenlemeyi planlıyoruz. Hedefim senede en az dört farklı lokasyonda, dört farklı sergi gerçekleştirmek.

Türkiye’den takip ettiğiniz sanatçı ve galeriler hangileri?

Türkiye’de takip ettiğim galeri ve müzeler arasında İstanbul Modern, Arter, Depo ve CerModern var. Sanatçılar arasında ise Neş’e Erdok, Hale Asaf, Mufide Kadri ve Pinar Yolacan ilk aklıma gelen isimler.

dsc03963-2
Berfin Cicek

Türkiye ve İngiltere’deki sanat dünyasını karşılaştırdığınızda nasıl benzerlik ve farklar gözlemliyorsunuz?

Çok büyük farklılıklar var. İstanbul’a son gittiğimde başarılı sergileri ziyaret etme şansına sahip oldum ve oradaki potansiyelin çok büyük olduğunu gördüm. Genel olarak, İngiltere’de devletten topluma kadar sanata karşı daha çok duyar ve destek söz konusu. Sanatçı kimliğimizle kendimizi daha özgürce ifade etme şansına sahibiz. Türkiye, İngiltere ile karşılaştırılınca, daha kısıtlı bu konuda. Türkiye’de çok yetenekli ve yaratıcı sanatçılarımız var ve sanat dünyasının kesinlikle çok daha geniş ve çeşitliliğe hakim olmasını diliyorum. Kadın sanatçılarımızın çoğalmasını ve devletin sanata daha çok destek vermesini umuyorum. Böylelikle, zamanla toplum da daha duyarlı ve açık olacaktır. Her şey birbiriyle bağlantılı ve ülke ne kadar liberal olup sanatı desteklerse, sanat dünyası da o kadar geniş ve çeşitli olup nefes alabilir. Sanat dediğimiz şey tüm kalplere dokunan, her ülkenin ilacı aslında. 

Son olarak sizin eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bir Türkiyeli kadın olarak, umuyorum Türkiye’de birçok kadın sanatçıya ilham verebilirim, kendi yollarında ilerlemelerini diliyorum. Benimle bağlantı kurmalarını ayrıca teşvik ederim.

Kapak Fotoğrafı: Berfin Çiçek

İlginizi çekebilir: Burcu Dimili’den Mine Çağlar ile: Decollage Art Space Üzerine