Seferihisar, İzmir iline bağlı ortalama 52.000 nüfusa sahip deniz kıyısında bir ilçe. 2009 yılında Türkiyede ‘cittaslow’ unvanını alan ilk şehir oldu. Ülkemizde tam 18 adet ‘cittaslow’ bulunuyor. Peki nedir bu ‘cittaslow’? Seferihisar’da büyümüş biri olarak nasıl ‘cittaslow’ olunduğundan, bu süreçte neler yaşandığından ve bu unvanın şehre neler getirdiğinden bahsetmek istiyorum biraz.

İtalyancada şehir anlamına gelen ‘citta’ kelimesiyle, İngilizcede yavaş anlamına gelen ‘slow’ kelimelerinin birleşmesiyle oluşuyo bu terim. Bir şehrin bu unvana sahip olabilmesi için çeşitli kriterler bulunuyor. Bu noktada belediye faaliyetleri büyük önem taşıyor. Belediyenin sağladığı; şehir planlamaları, altyapı sistemleri , kaynakların kullanım şekilleri, düzenin ne şekilde sağlandığı, bünyesinde bulunan tarihi yerlere ne derecede sahip çıkıldığı, günümüz teknolojisinden faydalanarak bunları şehre nasıl yansıttıkları, yaşam kalitesi, eğitime verilen destek ve teşvik için neler yapıldığı, turistlere karşı misafirperverliğin ne düzeyde olduğu, üreticiye yapılan yardım gibi durumlar önemli rol oynuyor.

Seferihisar Belediyesi aday olurken birkaç önemli projeyle fark yarattı. Örneklendirmem gerekirse; konum itibariyle yılın her mevsimi güneş alan bir yer olarak bunu fırsata çevirip sokak aydınlatmalarında güneş enerjisi kullanıldı. Mandalina bahçelerinin, zeytin bahçelerinin ,üzüm bağlarının ve enginar tarlalarının bulunduğu verimli topraklara sahip oldukları için tohuma da önem vererek tohum seferberliği projesi başlatıldı. Havadaki karbon salınımı hesaplanması ve enerji santrallerinin yapımına projesi sunuldu. Bu tarz öne çıkan projelerle Seferihisar Türkiye’nin ilk cittaslow unvanını almış oldu. Bu unvandan sonra o dönemin Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Tarkan’ın da desteğiyle birlikte 2013 yılında “Doğa Okulu “ projesi hayata geçirildi. Orhanlı Köyü’nde açılan olan bu okulda tarım faaliyetlerine, toprağa, kültüre ve doğa haklarına kadar yer veriliyor.

Cittaslow unvanı alındıktan sonra Seferihisar, çeşitli medya kuruluşlarında yer almaya başladı ve sosyal medya etkisiyle de birlikte hemen hemen herkes burayı biliyor hale geldi. Özellikle turizm hızla gelişmeye başladı aynı zamanda yerli ve yabancı turistlerin merak ettiği bir yer haline geldi. Seferihisar’ın bir mahallesi olan Sığacık Kasabası en çok müdavimi olunan yer oldu. Zamanla adını daha çok duyurmaya başlar ve popüler bir kasaba haline geldi. Günden güne herkes Sığacık ve Seferihisar isimlerini birlikte sık sık duymaya başladık.  

Şu bir gerçek ki Sığacık küçük bir kasaba fakat görülecek yer yeri var. Göze ve ruha hitap eden güzelliklerle dolu. Kaleiçi sokakları dört mevsim ayrı ayrı güzel bu sokakları mutlaka doyasıya gezmelisiniz. Teos Antik Kenti’nde bulunan Roma İmparatorluğu kalıntılarına şahit olabilirsiniz, Teos Marinada vakit geçirebilirsiniz ya da yerli halkın kendi ürünlerini sattığı köy pazarlarına uğrayabilirsiniz.

Plajlarında sayısız su sporları bulunuyor hem çocuklarınız hem de kendiniz için bir seçenek olabilir. Anlatmaya doyamayacağım plajlarında da yüzebilirsiniz (Büyük Akkum, Küçük Akkum, Ekmeksiz, Akarca). Ek olarak; yerli halkın büyük bir bölümünün geçim kaynağı olan balıkçılık olduğu için taze balığa mevsiminde ulaşılması mümkün. Bu sebepten balık mezatları da yoğun ilgi görüyor.

Mutfaktan da bahsetmeden geçmek istemiyorum. Ege mutfağında yer alan her yemeği burada bulabilirsiniz. Özellikle balık, zeytinyağlıları, kabak çiçeği dolması, keşkek, şevketi bostan, börülce, bakla, enginar ve daha ismini sayamadığım lezzetli bir mutfağı var. Ayrıca  isimlerini belki de burada ilk defa duyacağınız yeşilliklerin tadına bakabilirsiniz (arapsaçı, radika, ebegümeci, delisaçı). Bunları deneyimleyeceğiniz sayısız restoran bulunuyor. Son olarak konaklama olarak her bütçeye her tarza göre oteller, pansiyonlar, kamp alanları ve hatta karavan parkları bile bulabilirsiniz.

Eğer biraz merak uyandırdıysam ve siz de keşfetmek isterseniz Seferihisar’a ilkbahar ya da sonbaharda gitmenizi tavsiye edebilirim. Küçük bir yer olduğu için özellikle yaz aylarında çok kalabalıklaşıyor. Giderseniz ya da gittiyseniz mutlaka bana yazın 🙂 Şimdilik Cittaslow’dan bu kadar!

Kapak Fotoğrafı: cittaslow.org

İlginizi çekebilir: Ecem Özden’den Sığacık Rehberi