25 Ağustos’ta Netflix’te yayınlanan 8 bölümlük; psikolojik gerilim ve suç dizisi Clickbait, çevirecek olursak da Tık Tuzağı, IMDb’de 9 puan alarak başarısını kanıtladı. Suç, cinayet, karmaşık ipuçlarını tahmin etme gibi konularla ilgilenen izleyicilerin oldukça hoşuna gidecek bu seri, Avustralya ve Amerika yapımı bir mini dizi. Her bölümü yaklaşık 45 dakika süren dizinin çekimleri ise Avustralya’nın Victoria şehrinde yapıldı. Gelin bu yapımı mercek altına alalım.

Clickbait | Fotoğraf: marieclaire.com

Clickbait

Yönetmenliğini Brad Anderson, Emma Freeman, Cherie Nowlan ve Ben Young’ın; senaristlik ve yazarlığını ise Tony Ayres, Christian White, Melissa Scrivner-Love, Bradford Winters ve Pete McTighe gibi isimlerin üstlendiği yapım, aslında dev bir ekibin ortak başarısı. Başrol koltuğunda ise Zoe Kazan, Betty Gabriel ve Adrian Grenier oturuyor.

Yazımın geri kalanında spoiler olacağını hatırlatmak isterim. Dilerseniz diziyi izledikten sonra yazıma dönebilir, hatta yorum yazabilirsiniz.

Dizinin Konusu

Clickbait, oldukça yolunda giden bir aile hayatının sosyal medyada paylaşılan ve bir anda ses getiren bir videoyla sarsılmasıyla başlıyor. Mutlu bir ailenin sevgi dolu babası ve aynı zamanda Pia’nın ağabeyi olan Nick Brewer (Adrian Grenier) gizemli bir şekilde ortadan kayboluyor ve Pia çalıştığı hastanede tesadüfen bir videoyla karşılaşıyor. Videoda Nick’i yüzü kanlar içinde, elinde beyaz bir afiş tutar halde buluyor. “Birini öldürdüm.” “Kadınları taciz ettim.” ve “Bu video eğer 5 milyon kişi tarafından izlenirse öleceğim.” yazılı pankartları gösteriyor ve video gün geçtikte viral olmaya başlıyor. Elbette 5 milyon hatta daha fazla kişi tarafından izleniyor, araştırmalar sonucu Nick’in cesedi bulunuyor. Fakat Nick’i kimin öldürdüğü öyle karmaşık bir soru ki… Çünkü bu soru aslında çok fazla hayatın kesişim noktasında yer alıyor.

Sosyal Medyanın Gücü

Clickbait | filmloverss.com

Nick’in kız kardeşi ile çocukluktan kalma ortak bir sırları var ve aslında bu sır bir gizemi çözebilecek nitelikte. Dizinin başlangıcında yer alan kavga sahnesinde iki kardeşin aralarının hiç de iyi olmadığını görüyor ve devamında aslında birbirlerine ne kadar da bağlı olduklarını anlıyoruz. Pia’nın bu kavga sonrasında sosyal medyada tanıştığı bir yabancı olan dedektifle ise Nick’in ölümüyle birlikte tekrar yolları kesişiyor. Video yayıldıktan, tüm gazetecilerin ve haber kanallarının dikkatini çektikten sonra Nick toplumun nefret odağı haline geliyor. Özel uygulamalar geliştirip onu bulmaya ve cezasını kendi elleriyle vermeye can atan bir güruh toplanıyor. Ancak sonra Nick’in eşi tarafından aldatıldığı ortaya çıkıyor ve toplum kendine yeni bir nefret odağı ediniyor; üstelik canlı ve linç edilmeye müsait biri…

Nick’in kız kardeşi Pia Brewer ve eşi Sophie Brewer, dedektif Roshan Amir ile birlikte bu olayı çözmeye çalışırken Nick’in bambaşka bir kimliğiyle tanışıyorlar. Çevrim içi flört sitelerinde Nick’e ait olan fakat sahte isimle açılan birçok hesap ve birçok mağdur kadınla… Bazılarıyla çevrim içi bazılarıyla ise yüz yüze görüştüğü iddiaları ortaya konan Nick’in, bir kadının da intiharına sebep olduğu öne sürülüyor. Nick’in birinin intiharına gerçekten sebep olup olamayacağı sorusunun cevabı ise Pia ve Nick’in çocukluk sırrında gizli.

Sahte Kimlikler

Clickbait | Fotoğraf: marieclaire.com

Çağımızın belki de en büyük tehlikelerinden biri hatta belki en tehlikelisi internette açılan sahte kimlikler ve bu kimliklere inanıp onlarla bir ilişki içine girme cesaretini sorgulamadan gösteren insanlar. Bunun sonucu kandırılma mağduriyetinden de öte yerlere, dolandırılmaya hatta canından olmaya kadar gidebiliyor. Bu dizinin en sevdiğim kısmı çağın en büyük sorununa böyle gerçekçi bir şekilde değinebilmesi oldu. Dizide sosyal anksiyete yaşayıp evinden çıkamadığından, sahip olduğu hayattan ve kimliğinden memnun olmadığından, sahte kimlikler edinip başlangıçta sadece bir eğlence olarak görülen ama sonrasında insanların canına mal olan olaylar anlatılıyor.

Tanışma sitelerinden birbirlerinin kim olduğuna dair hiçbir fikri olmadan yazışan insanlar, hayatından memnun olmayıp mutluluğu o sahte dünyada arayan evli ama yalnız kadınlar gerçekten varlar ve her gün yeni bir cinayete kurban gidiyorlar. Burda ise Nick katil mi yoksa kurban mı neredeyse son bölüme kadar anlayamıyor, çözmeye çalışıyoruz. Aynı zamanda internette hiçbir kişisel verinin korunmadığını, silinen hiçbir hesabın yok olmadığını ve aslında hakkımızda milyonlarca verinin öylece apaçık durduğunu görüyoruz. Gazetecilerin ve medya dünyasının terfi almak adına cinayet olaylarını nasıl hak ve hukuk çerçevesinin dışında, insanların kişisel alanlarını taciz ederek elde etmeye çalıştığı ve dramlardan faydalanıldığı konularına değinilmesi de medya dünyasının kirli ellerini bir kez daha gözler önüne seriyor. 

https://www.youtube.com/watch?v=QwVLObz0MGs

Dizinin her bölümünde bir oyuncunun hayatına değiniliyor ve bu hiç yüzeysel bir biçimde yapılmıyor. Çeşitli hayatların psikolojik derinliklerine izleyiciyi sıkmadan, tempoyu düşürmeden ve merakı bir an olsun kaybettirmeden iniliyor. Son bölüme kadar belki de katilin herkes olabileceğini düşünüyor, farklı bakış açılarıyla bakıyor, sürekli akıl yürütüyor ve sürekli yanılıyoruz. Bir psikolojik gerilim ve suç dizisinde aradığım yegane şeyi Clickbait başarıyor ve hepimizin aşina olduğu bu konuya bir de Nick odağında bakmanızı şiddetle tavsiye ediyorum!

Kapak Fotoğrafı: filmloverss.com

İlginizi çekebilir: Nesliay Ocakküçük’ten Psikolojik Gerilim Dizileri