Yaşamın promosyonlarına o kadar takılıyoruz ki, deneyimin kendisini geri plana atıyoruz. Yaşamaktan çok yaşamın içindeki ufak şeylere takılmış haldeyiz. Kaygılarımıza, sıkıntılarımıza, hayatın gerektirdiklerine ya da gerektirdiğini düşündüklerimize… Biz bu kadar hayatın içinde kaybolmuşken, zaman ilerlemekten vazgeçmiyor ki! Peki bu geçen zamanda ertelediklerimiz? Bir gün mutlaka yapacağım dediklerimiz ama o günün hangi gün olduğunu hiçbir zaman bilmiyor oluşumuz… Ben de aklıma bu düşünceleri düşüren bir filmden bahsetmek istedim: Clouds.

Clouds Filminin Konusu

2020 yapımı Clouds filmini annemin isteği üzerine izlemeye başlamamızla birlikte, filmin sonunu bir düzine peçete tüketerek getirdik desem abartmış olmam sanırım. Film 17 yaşında kemik kanseriyle boğuşan bir gencin hikayesini anlatıyor. Biraz detaya inecek olursak baş karakterimiz Zach Sobiech müziğe tutkulu ve yetenekli bir genç. Gelecek kaygıları ve hayalleri olan, hatta bence çoğumuzdan daha çok hayatı seven ve severek yaşayan bir çocuk. Kemik kanserine yakalanmasının ardından aldığı kemoterapilere, ve ilaçların bir sürü yan etkisine rağmen dökülmüş saçlarının sebep olduğu kelliğiyle bile dalga geçebilecek kadar sevgi dolu ve sıcacık. Tam üniversitelere başvuru döneminde yakalandığı kanseri atlatmaya yaklaşmışken, kanserin akciğerlerine metastaz yapıp önlenemeyeceğini öğreniyor. Üstelik işe yarar bir tedavi de yok. Yaklaşık 6 ay ömrü kaldığı gerçeğiyle baş başa kalıyor. Daha 17 yaşında…

İşte bu noktada, Zach gerçekten onun için önemli olan şeyleri bulma sürecine giriyor. Müziğe olan ilgisinin aslında tutkuya dönüştüğünü fark ettiğinde de hayallerini gerçekleştirmeye adım atıyor. Belki de çoğu insanın 50’li yaşlarında fark ettiği zaman gerçeğini, bir ömrü 6 aya sığdırarak kanıtlamış oluyor. Filmin gerçek bir hayat hikayesini konu aldığını öğrendiğimde ise bir kez daha şaşırmış ve hayranlık duymuştum. Bu denli güçlü kalınabilmesine, hayat senden kaçarken bile hayatı sevebilmenin nasıl olduğuna… Clouds filmiyle ilgili daha fazla ayrıntıya girmeden sizinle en sevdiğim sahnesini paylaşmak isterim.

Annesi bir anne için belki de en zor olan şeyi yapıp çocuğuyla bu konuyu konuşurken, ona sarf ettiği şu cümleler hayatı ve zamanı bir kez daha değerli kıldı benim için: ”Hepimiz yarınımız olacağını varsayıyoruz. Belki bir çeşit resim gibidir, ona yakından baktığında açık ve koyu kısımları görebilirsin ama geri adım atana kadar gerçekten neye baktığını bilemezsin. Belki bu senin için garip bir şanstır, insanların zamanlarını harcadıkları tüm yüzeysel şeyleri unutması gibi.” Bunları duyduğumda vakit kaybetmiş gibi hissetmiştim. Yapmak istediğim tonlarca şey ve hayallerim aklıma gelmişti. Ve hayat ara sıra bizi sıkıntılı durumlara soksa da bizden tamamen gitmediği sürece sevilecek bir sürü tarafı olduğunu fark ettim.

Filmin Verdiği Mesaj

Sahi çoğumuz bir şeyleri sıralarken; belki yapacağımız işleri, belki yiyeceğimiz yemekleri, belki de tatilde gideceğimiz yerleri… Aklımızda hep daha fazla ön plana çıkmış olanı sona bırakırız. Mesela en sevdiklerimizi, daha çok tadını çıkarma hayaliyle sona atıveririz kafamızda. ”En” olanı bekletiriz sürekli. Şu anda bir şeyler yapma imkanımız varken bile ”en çok hayal kurduğumuz şeyleri” hep ileride yaparım gayesiyle düşünmüyor muyuz? O an yapabilecekken bile, bugünün düşünü birkaç zaman sonraya bırakma alışkanlığımız var. Şu andan geçen sonsuz küçük zaman parçasında bile duygularımızın ve düşüncelerimizin değişme ihtimali varken biz taa bilmem kaç yıl sonrası için ajandamıza planlar yazıyoruz…

Tam da şu an, çılgınlar gibi istediğimiz şeyleri uzun zaman sonra istemezsek peki? Bu zamana kadar sevdiğimiz şeyler, birkaç zaman sonra da hala yerini korusa keşke… Sırf bu yüzden bile dilediklerini, imkanın varsa hemen git ve yap! Henüz hazırlık aşamasında isen de hazır olduğun ilk an. Çünkü şu an bu kadar istediğin şeyi beklemeye aldığında, zamanla aynı kuvvette istemeyeceksin. Zaman evirecek, dönüştürecek, bükecek… Bir şeyleri ertelemekten vazgeçmemiz için ne kadar zamanımız kaldığını öğrenmiş olmamıza gerek yok. Bu hayatı bir kere yaşayacak olduğumuzu bilmemiz yetmez mi? Hadi şimdi harekete geçme vakti!

Kapak Fotoğrafı: cinemablend.com

İlginizi Çekebilir: Yaprak Civan’dan Gentefied