Perşembe-pazar gidilen Berlin tatilinin kesinlikle ezber bozduğunu, güncel sanat, mimari, kent, toplum ve benzeri kavramlarını yeniden ele aldıran, ‘yürürken düşündüren’ bir tatil olduğunu hatırlatır ve işte bu nedenlerle mutlaka bu kenti deneyimlemenizi öneririm!

Konum

image
Berlin

Avrupa kentlerinde gezerken çoğu zaman orta çağ ve klasik dönemin mimari öğelerinden etkilenilir ya Berlin’de durum bambaşka. Yıkım sonrasında yeniden inşa edilmesi ve duvara bağlı olarak kentin gelişimi de mimarisi de oldukça farklı. Berlin’de 4 gün içerisinde modernizmden günümüze mimarlık tarihinde ve dolayısıyla yapılı çevrede iz bırakmış birçok ünlü mimarın eserleriyle tanışma fırsatımız oldu. Onları aşağıda sizlerle paylaşarak bu yazıya başlamak istedim çünkü bu isimlerin eserlerini bir kentte toplamak hiç de kolay değil…

1. Philharmonic Hall (H.Scharoun)

2. Memorial to the Murdered Jews of Europe (P.Eisenman)

memorial to the murdered jews of europe
Memorial to the Murdered Jews of Europe

3. Neue National Galerie (L.Mies van der Rohe)

neue national galerie
Neue National Galerie

4. Jewish Museum (D.Libeskind)

jewisch museum
Jewish Museum

5. Neues Museum ve Am Kupfergraben 10 (D.Chipperfield)

am kupfergraben
Neues Museum ve Am Kupfergraben 10

Ve diğerleri;

6. Galeries Lafeyette (J.Nouvel) | 7. Reicstag ve Philology Library (N.Foster) | 8. Deutsches Historisches Museum (I.M.Pei) | 9. Pariser Platz 3 (F.Gehry) | 10. Bauhaus Archieve (W.Gropius) | 11. Velodrom (D.Perrault) | 12. Hansavierlel (A.Aalto) | 13. Schlesisches Tor Social Centre (Alvaro Siza Vieira) | 14. Unite D’Habitation Berlin (Le Corbusier) | 15. Quartier Schützenstrasse ve Apartments in südlische Friedrichstrasse (A.Rossi) | 16.The Kreuzberg Tower (J.Hejduk) | 17.The Debis Headquarter (R.Piano) | 18.Daimler Chrysler (R.Stirk Harbour) | 19.French Embassy (C.Portzamparc) | 20.Friedrichstrasse Checkpoint Charlie ve Netherlands Embassy (OMA-R.Koolhaas) | 21.Philip Johnson Haus (P.Johnson) | 22. Topography of Terror (P.Zumthor)

Bu yapılara tatiliniz sırasında kolayca ulaşmak için bu websitesini de kullanabilirsiniz.

Berlin’de Nerede Kalınır?

25 h berlin lobby
Berlin

Berlin diğer Avrupa kentlerine oranla çok daha uygun fiyatlı bir kent. Her bütçeye uygun otel bulunması mümkün ancak alternatif bir öneri isteyenlere 25hours Hotels Bikini’yi şiddetle tavsiye ederim. Tiergarten ile komşu olan Bikini’nin içerisindeki otel kesinlikle çok yaratıcı bir alternatif. Özellikle de sabah hayvan sesleri ile uyanmayı özleyenler için. Otel misafirlerine kenti rahatça gezebilmeleri için ücretsiz Mini Cooper ve/ya bisiklet hizmeti de sunuyor. 25 hours Bikini Hotel’e ek olarak Gorki Apartments de diğer alternatif olarak değerlendirilebilir.

Berlin’de Nerede Ne Yemeli?

Bence Berlin bir dönüşüm alanı olarak sanayi yapılarını çok etkin bir biçimde dönüştürmeyi başarmış bir kent. Bunun bizim için etkileyici örneklerinden biri eski fabrika yapısı içerindeki Michelin yıldızlı şef Tim Raue’nin La Soupe Populaire restaurantı. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızıve bu ambşansı ve yaratıcı şefin birbirinden lezzetli yemeklerini tatmalısınız.

tim raue la soupe popularie1
La Soupe Populaire
tim raue la soupe popularie2
La Soupe Populaire

Bir diğer dönüşüm yapısında konumlanan Sage Restaurant da Berlin’de akşam yemeği için tercih edilebilecek bir mekan.

the sage restaurant
The Sage Restaurant
the sage
The Sage Restaurant

Öğlen yemeği için  Till The Cows Come Home’u önerebilirim. Kent içerisinde bir konteynıra tutunmuş bu slow food mekandaki keyifli bir yemekten sonra hemen yanındaki Berlin’in ünlü üçüncü dalga kahvecisi The Barn’da bir kahve molası ile güne keyif katabilirsiniz.

till the cows come home
Till the Cows Come Home

Berlin’de Gece Hayatı

Berlin’in ünlü gece hayatı kesinlikle deneyimlenmeli. Berghain’in kapısındaki sırada saatlerce beklenilmeli (Biz gece 03.00’ten 05.00’e kadar bekledik oradan biliyorum). İçeri girilip bitmeyen eğlenceye ve son derece alternatif, ezber bozan eğlence anlayışına tanık/dahil olmalı, elektronik müziğin ritmine kapılmalı… Ve belki de bizim yaptığımız gibi ertesi gün uçağınız varsa otelden eşyaları alıp uyumadan direkt uçağa geçilmeli… Ama tüm bunlardan önce tüm Berlin gezildikten ve kültür-sanat-mimari bağlamında tatmine ulaştıktan, keyifli bir akşam yemeği de yendikten sonra Le Croco Bleu, az önce bahsettiğim La Soupe Populaire ile aynı yapıda konumlanan bu bara gidip kendinizi, barın arkasındaki dâhiye teslim etmenizi ve anın tadını çıkarmanızı, ikinci durak olarak Odessa Bar’ı ya da Monkey Bar, Buck&Breck, Bar Tausend, Bar 3 gibi alternatifleri öneririm.

le crocobleu
Le Croco Bleu
monkey bar
Monkey Bar

Eğer bugün İstanbul’da Karaköy-Galata “kafasını” seviyorsanız bir de bu “kafa açan” Berlin mekanlarını keyifle beğeninize sunarım.

Auf wiedersehen…

Aavespa’nın önceki macerası için Aslı Yalçın’ın “Dört Mimar, Bir Araba ve AAVespa: İtalya Road Trip” yazısına göz atabilirsiniz.