Birçokları için Filipinler deyince akla ilk gelen beyaz kumsalları ve hareketli gece hayatı ile Boracay oluyor, ancak ben bu yazıda sizlere dalış noktaları ile dünyanın en iyileri arasında gösterilen Coron Adası’ndan bahsedeceğim.

Konum

Oldum olası “”wanderlust” kelimesini çok sevmişimdir. Seyahat tutkusunu tek seferde özetleyen nadide kelimelerden biridir. Yeni yerler keşfetme arzusu, yolda olma veya yola çıkma isteği, devamlı uçak biletlerine bakma veya satın alma gibi eğilimler gösteren kişiler için kullanılıyor. Seyahat etme tutkusunu böylesine yoğun yaşayan kişiler, içinde bulunduğumuz bu karantina günlerinde oldukça zor zamanlar yaşıyorlar. Dünya haritası hala en sevdikleri oyuncak olsa da, karantina döneminde eski seyahat fotoğraflarını sosyal medya hesaplarından tekrar ve tekrar paylaşmakla yetiniyorlar.

Tüm bu karantina sürecinden hemen önce, henüz seyahat etmenin önünde hiçbir engel yokken Filipinler’e gitmiştik. Koronavirüs Çin dışında Tayland ve Filipinler’de ilk vakalarını vermişken yollara düşmüştük. Havalimanlarında maske takan tek tük insanlar, ülke girişlerinde termal kameralar yeni kuruluyordu. Bizim seyahatimizden bir ay önce başkent Manila yakınlarındaki yanardağ kül püskürtmeye başlayınca ülkedeki tüm maskeler tükenmişti. Biz de yanımıza Koronavirüs için değil, yanardağ için maskelerimizi alıp seyahatimize başlamıştık.

Bir yıl önce Tayland’la başlayan Uzak Doğu maceramızın ikinci durağı için Filipinler’i gözümüze kestirmiştik. Uzak Doğu seyahat destinasyonları içinde Filipinler henüz kendine yeni yeni yer etmeye başlarken Tayland; Singapur, Malezya gibi ülkelerin gölgesinde hem hesaplı hem de muhteşem denizi ile bize göz kırpmıştı.

Kısaca bahsetmek gerekirse; Pasifik Okyanusu’nun batısında yer alan Filipinler 7641 ada ve adacıktan oluşan bir ülke. Tropik kuşakta yer aldığı için ortalama hava sıcaklığı yıl boyunca 25-30 derece arasında seyrediyor. Hal böyle olunca da ülke genelinde turizm yıllık gelirin önemli bir kısmını oluşturuyor.

Birçokları için Filipinler deyince akla ilk gelen beyaz kumsalları ve hareketli gece hayatı ile Boracay oluyor, ancak ben bu yazıda sizlere dalış noktaları ile dünyanın en iyileri arasında gösterilen Coron Adası’ndan bahsedeceğim.

Coron Adası’nda Gezilecek Yerler

Başkent Manila’dan direk uçakla 1 saat 30 dakikada Busuanga Havalimanı’na (Francisco B. Reyes Havalimanı olarak da geçiyor) varıyorsunuz. Buradan bineceğiniz taksi veya önceden rezervasyonunu yaptığınız transfer aracı ile yaklaşık yarım saat sonra da Coron kasabasına ulaşıyorsunuz. Coron Adası’nın tam karşısında bulunan Coron kasabası, turizmden önce geçimini balıkçılık ve kaju yetiştiriciliğinden kazanıyormuş. Turizm ile birlikte bölgedeki konaklama tesisleri, yeme-içme mekanları ve alışveriş dükkanları çoğalmış ancak Coron kasaba halinden bir türlü kurtulamamış. Atıl durumda bulunan sahil şeridi, akşam ondan sonra tüm mekânların kapanması ve genel olarak etrafın pis oluşu hala kat edilecek çok yol olduğunu bizlere gösteriyor. Zaten Coron’u geleceğin turizm destinasyonlarından biri haline getiren de birbirinden güzel dalış noktaları, mercan kayalıkları, plajları ve lagünleri oluyor.

Eğer Coron’u seyahat destinasyonlarınızdan biri olarak seçiyorsanız tekne turları dışında ana karada yapacak çok fazla bir alternatifiniz bulunmuyor. Gün batımını izlemek için Tapyas Dağı’na çıkabilir, güneşlenmek için Bali Beach’e gidebilir veya günün yorgunluğunu atmak için akşamüzeri Maquinit Termal Havuzu’nu ziyaret edebilirsiniz.

Bali Beach

Coron’a vardığımızda bizim ilk tercihimiz Bali Beach’e gitmek olmuştu. Tuk-tuk denilen motor taksilerle toprak bir yoldan yaklaşık yarım saat süren yolculuğun ardından Bali Beach’e ulaşıyorsunuz. Bizim için tam bir fiyasko olan bu plaj herkesin beklentisine göre farklı cevaplar verebilir, o yüzden ben durum değerlendirmesi yaparken kararı size bırakıyorum. Bali Beach, Hindistan cevizi ve kaju ağaçları altında ince kumlu küçük bir plaj. Tahtadan yapılmış birkaç masa ve oturma düzeni bulunuyor. Coron etrafında bulunan adalara karşı eşsiz bir manzara sunuyor. Plajda sadece bir tesis bulunuyor ve oradan da temel ihtiyaçlarınızı giderebiliyorsunuz. Kıyıya vuran çok sayıda plastik çöp, Hindistan cevizi parçaları yüzünden pek temiz sayılmaz. Deniz çok derin değil ancak tamamı sazlık, yüzerken göğsünüze ve bacaklarınıza değebiliyor.

Plaj sonrası geri dönüş yolu üzerinde bulunan Maquinit Termal Havuzu’na cüzi bir ücret karşılığında girebilir, günün getirdiği tüm yorgunluğu deniz kenarına kurulu bu havuzda atabilirsiniz. Bölgede bulunan birçok turist buraya gün batımında gelip termal suyun keyfini çıkartıyor.

Tekne Turları

Coron’un masmavi denizinin keyfini çıkarıp denizaltı zenginliklerini izlemek istiyorsanız tekne turu satın almanız gerekiyor. A – B – C – D diye isimlendirilen tekne turları aynı tarzda ancak farklı lokasyonlarda sizlere yüzme, güneşlenme, dalış ve doğal güzellikleri keşfetme imkanı tanıyor. İtalya’nın gondollarını andıran ancak denizde alabora olmalarını engelleyecek sağlı sollu destekleri ile adeta denizin üzerinde süzülen bu teknelere binmeden önce yanınıza deniz gözlüğü, deniz ayakkabısı, güneş kremi ve yedek kıyafet almayı unutmayın. Tur sırasında bir yerden bir yere giderken teknenin içine çok fazla su girebiliyor, bu da tur boyunca tüm kıyafetlerinizin ıslak kalmasına neden oluyor.

Satın aldığınız tekne turları ile görebileceğiniz yerlerin başında Coron Adası’nda bulunan göller geliyor. Kayaların üzerine kurulmuş tahta yürüyüş yolları ve merdivenlerle ulaşabileceğiniz bu tatlı su göllerinde yüzebilir, dalış yapabilir, manzaranın tadını çıkarabilir veya suyun derinliği ve berraklığı ile büyülenebilirsiniz. Tur kapsamında gidilebilen en popüler göller: Baracuda ve Kayagan.

Tekne turu sırasında görebileceğiniz bir diğer güzellik ise doğal oluşumlu lagünler. Büyük, Küçük, İkiz, Yeşil gibi isimleri olan bu lagünlerde ister yüzerek ister kano kiralayarak gezebilirsiniz. Kimi lagünlerde soğuk doğal kaynak suları ile sıcak deniz suyunun birbirine karıştığı noktada yüzüyor olmak oldukça keyifli oluyor.

Coron Adası tekne turlarında yapabileceğiniz en güzel aktivitelerden biri mercan kayalıklarına dalış yapmak oluyor. Hemen herkesin rahatlıkla yapabileceği bu dalışlarda çoğunlukla ayağınız yere değiyor ve sadece deniz gözlüğü ile su altı dünyasını keşfedebiliyorsunuz. Rengârenk balıklar, kocaman denizyıldızları ve mercan kayalıklarını görünce sudan çıkmak istemiyorsunuz.

Turların belki de en sürprizli ve ilginç yanı İkinci Dünya Savaşı sırasında batan Japon savaş gemisine dalış yapabilme imkânı oluyor. Derinliği 20 metreyi bulan batığı net bir şekilde görmek için profesyonel ekipmanlar ile dalış yapmanız gerekiyor, sadece su yüzeyinden görmek isterseniz geminin baş kısmını deniz gözlüğü ile izleyebiliyorsunuz.

Boracay, Cebu, Bohol, El Nido gibi farklı destinasyonlarda dünyanın her tarafından turist ağırlayan Filipinler’de Coron Adası’na da bir şans vermeyi, bir sonraki Uzak Doğu seyahatinizde deniz keyfini Coron’un mercan kayalıklarına dalış yaparak çıkartmayı düşünebilirsiniz. Evde olup kendimize uğraşlar aradığımız bu dönemde siz de Coron Adası hakkında küçük çaplı araştırma yapabilir, bir sonraki seyahatinizin hayallerini şimdiden kurmaya başlayabilirsiniz.

Kapak fotoğrafı: Onno Paluyan

İlginizi çekebilir: Yavuztan İnam’dan Filipinler Gezi Rehberi