Cunda Fora Glamping: Doğanın Kucağında Geçen İki Gün
“Bu yaz gönül rahatlığıyla nerede tatil yapacağım?” sorusunun zihninizde dolandığını biliyorum. Çünkü hepimiz aynı endişeyi yaşadık veya yaşıyoruz. İşte bu yüzden sizleri geçtiğimiz günlerde hijyen konusunda benden tam puan almasının yanında, her detayıyla harika bir glamping deneyimi yaşadığım Cunda Fora Glamping ile tanıştırmak istiyorum. Devam etmeden önce bir not, bu endişeyle henüz seyahat planları yapmadıysanız hala geç değil, bence önümüzde hala koca bir yaz var ve her anını doyasıya yaşamamız için kollarını açmış bizi bekliyor! Benimle birlikte bu güzel yolculuğa çıkmaya hazırsanız başlıyorum.
Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Cunda Adası’nda yer alan ve merkezi konumuyla ulaşımı fazlasıyla rahat olan Cunda Fora Glamping’e, yaklaşık 4 saat süren bir road-trip sonrasında varıyoruz. Etraf gülen yüzlerle dolu, çevremizi saran zeytin ağaçlarının güzelliğinden mest olmuş durumdayız. Bir yandan gözümüz buranın özel plajı ve iskelesine çarpıyor, deniz uzaktan göz kırpıyor bize adeta; bir yandan da ortamın iç açıcılığı daha ilk andan mutluluğumuzu katlıyor ve anlıyoruz: Yeşilin maviye karıştığı, doğayla bütünleştiğimiz birkaç gün bekliyor bizi, tam da hayal ettiğimiz gibi.
Beklediğimiz gibi oluyor, burada her gün güneşin ilk ışıklarıyla uyanmaya başlıyoruz. Her sabah günün ilk saatleri derin bir sessizlik içinde geçiyor, etrafta sadece bizimle birlikte güne gözlerini açan tavukların, kazların, kuşların sesi var. Bu arada, size deneyimimin en güzel taraflarından birinden bahsetmeliyim – bir karavanda kalıyoruz! İçimde kendi karavanımla dünyayı dolaşma hayalime doğru küçük de olsa bir adım atmış olmanın coşkulu mutluluğu var. Her sabah karavanımızın önündeki minik sandalyelerden birine kuruluyorum ve hemen karşımdaki koca zeytin ağacına konan kuşların karşılıklı atışmalarına şahit oluyorum. Doğanın içindeyim, doğayı yaşıyorum. O kadar güzel ki, ilk sabahımda doğanın kusursuzluğunu izlemekten, bu eşsiz varoluşu duyumsamaktan kitap okuyamıyorum. Gözlerimi ondan, doğadan alamıyorum. Bakışlarımı kitabıma çevirdiğim an, tatlı bir rüzgar esiyor, gözlerim kapanıyor, rüzgara teslim oluyorum. Sonra yeniden gözlerimi satırlara kaydırıyorum, hop, bu sefer minik bir kuş konuyor üzerinde sallandığım hamağın ucuna. Nasıl kaydırabilirim ki odağımı bu eşsiz güzelliklerden? Tarifsiz bir huzur.
Merak edenler için eklemek istiyorum, Cunda Fora Glamping’de karavanda konaklama seçeneği olduğu gibi, aynı zamanda ahşap bungalov seçeneği de bulunuyor. Tercih sizin.
Cunda Fora Glamping’in plaj kısmında en çok ilgimi çeken, tüm alanın kişiye özel ve diğer misafirlerden ayrı olacak şekilde düzenlenmiş olması oluyor. İster kumlu taraftaki şezlonglara ve gazebolara yerleşiyor, ister hemen yan tarafındaki çim alana geçiyorsunuz. Burada da sizi yine şezlonglar, gazebolar ve salıncaklar bekliyor. (Buranın aynı zamanda çok keyifli bir havuzu da bulunuyor, biz tam birer deniz tutkunu olduğumuz için seyahatimiz boyunca en çok deniz tarafında vakit geçirdik.)
Gelelim Cunda Fora Glamping’in lezzetlerine. İsterseniz beni kalbimden vuran kısımdan başlayayım: Burada, ilgili ve güler yüzlü çalışanlar tarafından servis edilen neredeyse tüm lezzetler tamamiyle doğal. Neden derseniz, deneyimlediğiniz tatlarda buranın özel serasından toplanan domates, patlıcan, biber ve salatalık gibi ürünlerin dokunuşunu doyasıya hissediyorsunuz. Evet evet, gerçek anlamda dalından koparılıp konuyorlar önünüze. Yumurtalarsa yine buradaki tavuklardan elde ediliyor. Zeytinler buradaki zeytin ağaçlarından toplanıyor, ekmekleriyse kendi yapımları. Daha ne isterim?
Tadına doyum olmayan kahvaltılar ediyoruz. Gözümü alamadığım onca çeşit arasında özellikle acukanın, kuru domatesin, kayısı reçelinin, cevizli zeytin ezmesinin ve menemenin tadı damağımda kalıyor. Hele o otlu lorlu yumurta yok mu! Buraya özgü bu lezzeti mutlaka denemenizi öneriyorum, tadı hala aklımda.
Sıra akşam yemeğinde. Önümüzde çarşaf gibi uzanan masmavi deniz, geldiğimiz ilk günden beri bir an olsun bize yokluğunu hissettirmeyen biraz sert rüzgarın eşliğinde birbirinden leziz görünen mezelerin masamıza dizilişini izliyoruz. Fava, marine edilmiş enginar salatası, Girit ezmesi, isli midye, kabak çiçeği dolması…
Hepsi ayrı lezzetli ama özellikle karides mantısına, karidesli mantarlı dolmaya ve köpoğluna bayılıyorum. Kadeh kaldırıyoruz: Şerefine Cunda, Ege; şerefine yaz, şerefine hayat!
Konu lezzetli bir hal almışken, Cunda Fora Glamping’in menüsünden, tatma fırsatı bulup çok beğendiğim seçenekleri de paylaşmadan geçmek istemiyorum: Dynamite Shrimps’i, Deniz Mahsullü Fettuccine’yi ve Beef Pizza’yı mutlaka ama mutlaka denemelisiniz.
Burasıyla ilgili çok takdir ettiğim ve altını çizmek istediğim bir konu da şu: Hijyene verdikleri önemi her an hissediyorsunuz. Konakladığımız karavan ve burada zaman geçirdiğimiz her alan çok temiz, çok özenliydi. Tüm alanların sosyal mesafe kurallarına uygun olarak kullanıldığını görmek bizleri çok rahatlattığı gibi, vardığımız ilk gün hijyen ile ilgili olarak, istersek tek kullanımlık nevresim, havlu, yastık menüsü alabileceğimizi öğrenmemiz de çok sevindiriciydi.
Cunda Fora Glamping’in birbirinden huzurlu köşelerinde Fora Sunset Bar’ın karpuzlu limonataları ve ferahlık hissini bize tam anlamıyla yaşatan kokteylleri ile yaptığımız keyifleri de hiç unutmayacağım kesin. Kapılarını iyi ki açtın Cunda Fora Glamping, sayende yaza sımsıcak bir merhaba dedik. En kısa zamanda yollarımızın tekrar kesişeceğinden eminim!
cundaforaglamping.com | @cundaforaglamping
İlginizi çekebilir: İrem Bali’den Kocabahçe Glamping
En kısa zamanımda tatil rotamda