Ruhun ilacı olan şeyleri sıralamak gerekse, ilk ikiye kesinlikle dansı koyarım. Küçük yaşlardan beri çok çeşitli dans türlerini izlemeyi, denemeyi seven biri olarak yaş fark etmeyen bu sporu herkese tavsiye ediyorum.

Profesyonel danslar bir yana, kendi başınıza salınırken bile elinizin, kolunuzun, ayaklarınızın size anlatmak istediği şeyler var. Belki dışarı çıkmak için can atan duygularınızı, belki de inkar ettiğiniz düşüncelerinizi su yüzüne çıkarmaya bile deva olabilir hepsi.

Her dans farklı bir ruh, kültür, mesaj içerir. E durum böyle olunca dünyanın dört bir yanından gelen farklı ritimler, farklı danslar ortaya çıkarmış. Bunu yaparken de yılların özgünlüğünü hareketlerine yansıtmaktan vazgeçmemiş. Eşli ya da solo… Evde kaldığımız şu günlere dansı (benim yaptığım dans bile değil elimi kolumu sallamak diyenleri duyar gibiyim), güzel bir hobi veya meditasyon olarak yerleştirmeyi bence düşünebiliriz.

Başlıyorum madem bir şeylere, o zaman yaptığımın bir de adı olsun diyenler için, bazı dans türlerinden fikriyle, ruhuyla açıklamalı biraz bahsetmek istiyorum.

Dans Türleri

Salsa

İlk sıraya yıllarca severek dans ettiğim salsayı koyuyorum. Küba kökenli bu dans türü, birden fazla müzik türünün harmanlanması ile ortaya çıkan ritimlere sahip. Latin Amerika’dan Amerika’ya yapılan göçler sayesinde burada ününü başlatmış ve tüm dünyayı sarmış. Özellikle çiftli olarak sergilenen salsa, Sosyal Latin dansları arasında olmanın hakkını veriyor ki öğrenilmiş birkaç temel hareketle bile dans gecelerinde veya özel günlerde keyifli zaman geçirmenize yardımcı oluyor.

Avrupa’yı gezdiğim zamanlarda özellikle 50 yaş üstü çiftlerin böylesine güzel Salsa yapabildiklerini görmek beni hep gülümsetti. Belki bu yazıyı okuyup internetten videolar ile küçük adımlar öğrenmeye başlayan çiftler de olur.

Tango

Uzaklardaki Arjantin’e selam. Aşk ve tutku kelimeleriyle tanımlıyorlar ya hani bu dansı, çok da doğru yapıyorlar. Hani dans duyguların dışa vurumudur demiştim ya, tango belki de en doğru örneklerden. Bazen öfke, bazen aşk, bazen ise bir şeylere isyan. Keman ve piyano ağırlıklı parçalar bu dansın eşlikçisi. Antonio Banderas’ın Take the Lead filminden tango sahnesini izleyip de başlamak istemeyen kişiler bir elin parmaklarını geçmez bence.

Flamenko

Şimdi İspanya’ya Endülüs’e gidiyoruz. Kelimeleri yazarken bile kulağımda topuk sesleri ve el çırpışlar var. Kimler yaymış bu dansı diye araştırınca karşıma Berberi Arap Müslümanlar, İspanya Yahudileri, Çingeneler çıkıyor. Ne demiştik dans bir kültürdür, burada da kültür karması tam önümüzde. Seville, ziyaretini mutlaka bir Flamenko dansı gösterisiyle taçlandırmanızı öneriyorum.

Samba

Belki de dans adı söylendiği anda direkt olarak nereden çıktığı hemen akla gelebilen danslardandır samba. Afrika’dan Brezilya’ya taşınan bu dansın geçmişi 19. yüzyıla dayanıyor. Belki ilk aklımıza gelen görsel Rio sokaklarındaki festivaller ve geçitler boyunca yapılan tekli danslar. Ancak uluslararası yarışmalarda ve kurslarda bu dans çiftli olarak gerçekleştiriliyor. Neşe saçan samba için ciddi bir kondisyon gerektiğini söylesem yanlış olmaz çünkü yüksek tempo, sert adımlar ama anı zamanda yumuşak diz hareketleri gerektiren bir dans kendileri.

Sirtaki

Hoşbulduk komşi. Arnavutların ortaya çıkardığı düşünülen ancak daha çok Yunanistan ile anılan bu dans, hızlı ve yavaş ritimlerin bir karması adeta. Yavaş bir başlangıç belki, parçanın ortalarına doğru artmış tempo ve hızlı bir bitiriş. Kara sevda ve çaresizlik de görmek mümkün bu dansta coşku ve umut da. Dj sizsiniz, ruh halinize göre bir ritim tutturup komşuyu ziyaret etmek isterseniz buyrun sirtakiye.

Vals

Salon dansları nelerdir diye sorulsa ilk söyleyeceğim tür vals olurdu diye düşünüyorum. Asalet temsili bu dansın en eski merkezi Fransa’nın Provence bölgesi. Ancak geniş kitlelere ulaştığı evrelere Avusturya sınırlarından geçmiş. Günümüzde iki farklı ritim ile karşımıza çıkıyor, Viyana Valsi ve Modern Vals. Bir merkez etrafında dönerek yapılan bu dansın bedene dayanıklı bir çatı da oluşturduğu biliniyor.

Zeybek

Batı Anadolu bölgesi halk oyunlarından olan zeybek, kahramanlık gibi soyut bir kavramın bence en güzel somutlaştırmalarından biri. Tekli veya grup eşliğinde dans etmek mümkün. Kaç kişi yapılırsa yapılsın dans eden kişiler cesur kahramanların temsili olarak icra ediyorlar ruh dolu bu dansı. Akıllardan silinmemesi gereken en güzel oyunlardan biri de Mustafa Kemal Atatürk’ün, vefatından 8 ay önceki bir baloda yapmış olduğu zeybek bence.

Swing

1920’ler, caz müzik, ritmik tempolar… Ne çok hızlı ne de çok yavaş bir danstır Swing. Parça boyunca inişler ve çıkışlar vardır ancak coşkuyu sürekli olarak hissedebilirsiniz. Tarihi dokusu itibariyle, savaş sonrası yenilenmeye çalışan halkı neşelendirmek ve yaraları iyileştirmek amaçlanmış. Türkiye’de özellikle son 5 yıldır daha da popüler hale gelen bu dans kesinlikle denemek isteyeceğim türlerden.

Her şeyden önemlisi içinden geldiği gibi dans edebilmek, işte o zaman özgünlük seninle olur.

Kapak fotoğrafı: Unsplash / Ardian Lumi