Bu yazımın konusunu gazetede gördüğüm bir haber belirledi aslında. Öğrendiğimden beri beni hayrete ve dehşete düşüren bu konu etkisini asla yitirmeyecektir zaten. Şu an çeşitli müzelerde, paha biçilemeyen, birbirinden önemli tabloları yapan sanatçıların eserlerinin bir zamanlar yok edilmesi ve yakılması gerçekten de bir dram. Bir tek sanat tarihi için değil bütün insanlık için hem de… Tarihe bakıldığında çok eski değil yakın tarihten bahsediyoruz, 20. yüzyıldan… Bu da ayrıca bir yandan utanç yaratıyor açıkçası.

131105170143_nazi_art_connection_464x261_reuters_nocredit
Dejenere Sanat Sergisi | Fotoğraf: bbc.com

Gazetede gördüğüm haberin konusu Naziler döneminden kalan saklı bir resim koleksiyonunun bulunması ile ilgili. Koleksiyondaki resimlerin ABD ordusunun Fort Belvoir askeri tesisinde kilit altında tutulduğu ve ortaya daha yeni çıktığı anlatılmış. Bu saklı koleksiyonda Hitler’in kendi yaptığı tabloların da olduğu belirtiliyor. Resimler 1945 yani Nazi iktidarının sona ermesiyle toplatılıp depolarda saklanmış ve uzun süre boyunca kayıp olarak bilinmiş. Bu resimlerin yani gamalı haç ve Hitler’in tasvir edildiği tabloların saklanma amacının Nazizmin tekrar canlanmasını önlemek olduğu söyleniyor.

Bu saklı koleksiyon dışında daha önceden bulunan bir diğer koleksiyonda da Nazilere karşı duyulan öfkenin somut bir haliyle karşılaşılmış. Hubert Lanzinger’ın Hitler’i bir atın üstünde tasvir ettiği “Bayrak Taşıyıcı” adlı tablosunda süngüyle açılmış bir delik bulunmuş. Resme yapılan bu saldırının 1945’te yapıtları bulan bir Amerikan askeri tarafından yapıldığı belirtilmekte. Hitler’e karşı oluşan nefret bir tabloda kendini böyle gösteriyor sanırım. Kim bilir daha bilinmeyen ne kadar çok şey var o döneme ait.

Dejenere Sanat Sergisi
Dejenere Sanat Sergisi | Fotoğraf: blog.staedelmuseum.de

Hitler ve Sanat

Nazi dönemi hakkında hepimiz az çok bir bilgiye sahibiz. O dönemin insanlık için nasıl büyük bir drama sahne olduğuna, bu korkunç geçmişe gerek çekilen onlarca filmden gerekse yazılan yüzlerce kitaptan şahit oluyoruz. Bu filmler ve kitaplar genellikle 2. Dünya Savaşı üzerine ama benim değinmek istediğim konu Nazilerin sanatta oluşturduğu büyük boşluk. Bu boşluğu sadece engelleme yoluyla yapmadılar; aşağılayıp küçük düşürerek yaktılar, yok ettiler. Peki bunun sebebi neydi? Sanatçıların Yahudi olması mı? Oysa ki Nazi ideolojisinin bu kategoriye ait gördüğü 112 sanatçıdan sadece 6’sı Yahudi’ydi. Peki, Hitler’in sanat okuluna kabul edilmeyişi mi? Belki de çünkü kaynaklara göre, Hitler kendisini sanat konusunda çok yetenekli görüyordu fakat sanat okuluna kabul edilmemişti. Belki de bu reddedilişinin bir intikamı olarak Hitler bu kadar büyük bir kötülük yaptı bunu kesin olarak bilemiyoruz ama gerçek olan tek şey Hitler’in herkesin dünyasında dolaylı ya da dolaysız kocaman bir yara açtığı.

00altman-superjumbo
Dejenere Sanat Sergisi | Fotoğraf: nytimes.com

Dejenere Sanat

İşte, Hitler’in sanat dünyasında açtığı bu yara Dejenere sanat diye biliniyor. Kısaca, dejenere sanat demek sanatın Nazi kontrolü altında olması demekti. Modern sanat özellikle de ekspresyonist yani dışavurumcu sanatçıların eserleri Naziler tarafından yozlaşmış olarak görüldü çünkü Hitler’e göre sanat ancak somut resimlerle olabilirdi ve modern sanat ise somut resmin bir kenara konduğu ve duyguların ön plana çıktığı yani soyut resme yönelmekti. Ancak Adolf Hitler soyut sanatı anlamsız, açıklanmaya gerek duyulan bu yüzden de varlığını sürdüremeyen bir olgu olarak görüyordu. Kaynaklara göre 1937 yılında Almanya’daki müzelerden yaklaşık 15.000 eser toplatıldı. Toplanan bu resimler Münih’te “Dejenere Sanat” adı altında bir sergide sergilendi ve ne yazık ki bazıları yakıldı. Bu serginin amacı da “yozlaşmış” bu resimlerin izleyiciler tarafından aşağılanması, küçümsenmesi, kınanmasıydı. Hatta, bu sergide, tablolar o kadar değersiz görülmüştür ki çarpık bir biçimde asılmıştı duvarlara.

Adolf Hitler’in bu sergiyi yapmaktaki bir diğer amacı da bu resimleri yapan sanatçıların akıllarında yer eden Alman ırkına karşı olan “şeytani komplo”yu ortaya çıkarmak ve bunu halka göstermekte. Dejenere sanat adı altında resimleri sergilenen sanatçılar arasında Paul Klee, Franz Marc, Emil Nolde, Otto Dix, Ernst Ludwig Kirschner gibi birbirinden önemli sanatçılar vardı. Bugün bu sanatçıların sanat dünyasına kattıklarını ve sanatseverlerin içinde yarattığı hisleri düşündüğümde kaybın ne kadar büyük olduğunu daha çok fark ediyorum. Bir de bu sanatçıların dram dolu yaşam hikayelerini okuyarak o zamanlara tanıklık ettikçe duygu paletinde öfke ve hüzün renkleri birbirine karışıyor. Yaşadıkları onca acının üstüne eserlerinin yakılıp aşağılanmasına daha fazla dayanamayıp intihar eden, göç eden, eserlerini saklayan onlarca sanatçı… Umarım dünyanın, insanın hayat damarlarından biri olan sanat hep özgür kalır ve insanlık bir daha böyle utanç verici ve korkunç bir olayla karşılaşmaz.

Kapak Fotoğrafı: Wikipedia

İlginizi çekebilir: Umut Hanioğlu’ndan Gertrude Stein