İlk yorumu siz yazın!
Dirty Dancing: 80’lere Damga Vurmuş İkonik Yapım
Başrollerini Jennifer Grey ve Patrick Swayze’in paylaştığı, yönetmenliğini Emile Ardolino’nun yaptığı, 1987 yılı ABD bağımsız yapımı bir film olan Dirty Dancing; çoğumuzun defalarca izlediği, defalarca izlenmesine rağmen ilk seferki gibi seyir keyfi yaşatan, ikonikleşen dans sahnelerine izlerken eşlik ettiğimiz, geçtiği dönemin eşsiz atmosferiyle büyülendiğimiz ve müzikleriyle hafızalarımızda kalıcı yeri olan sıcacık ve bir o kadar da huzurlu bir film. Filmin birçok şarkısını ve sahnesini bilsem de 90’lar sonunda doğan biri olarak filmi maalesef kısa zaman önce Netflix’e gelmesiyle birlikte başından sonuna kadar izledim ve gösterime girdiği dönemde bu kadar ses getirmiş olmasının ne kadar yerinde olduğunu düşündüm.
Frances Houseman (nam-ı diğer Baby) ile ailesi yaz tatilini geçirmek için birlikte Catskill tesislerine gelirler ve Frances’in burada otelin özgür ruhlu dans eğitmeni Johnny’le tanışmasıyla birlikte film başlar, bizi de bu büyülü atmosferin içine alır. Otel sahibinin uyguladığı kurallar gereği otel çalışanları ve otelin misafirleri arasında çekilen katı sınırlar vardır. Ayrıca otel sahibi tarafından dans ekibine kendi gösterilerini organize etmek için bir özgürlük tanınmamaktadır.
Kendi çevresindeki insanların yerleşik düşünce kalıplarıyla hareket etmeyi kabul etmeyen Frances ise elbette ki bu sınıfsal ayrımı kabul etmez ve otelin animatör ekibiyle yakın bir bağ kurar. Johnny’nin (Patrick Swayze) dans partneri olan Penny’nin elinde olmayan sebeplerden dolayı sahneye çıkamamasından ve eğer sahneye çıkmazsa işini kaybetme ihtimali olmasından dolayı Frances onlara yardımcı olmak için Penny’nin yerine sahneye çıkmayı teklif eder. Johnny, daha önce dans deneyimi ve eğitimi olmadığı için son derece amatör olan Frances’ı çalıştırarak başarılı bir dansçı haline getirir. Elbette bu yoğun dans pratikleri sürecinde ikilinin arasında da duygusal bağ kurulur ve bizler de bu tatlı sahnelere şahit oluruz.
Ele aldığı konu itibariyle klasik diye nitelendirebileceğimiz bir senaryoya sahip olsa bile filmin baş karakterlerinden olan Frances’ın birçok sahnede herkese eşit davranma, statü ayırt etmeksizin her insana yardım eli uzatma, gelişmekte olan ülkelerin ekonomisi, yemek masalarımızda yaptığımız israflar gibi konulara çok yüzeysel olsa dahi değinmesi de izlerken benim hoşuma giden bir detay oldu.
Gelelim filmin damga vurmuş ve kendi zamanının çok daha ötesine ulaşmış olan o ikonik sahnelerle alakalı bazı ilginç detaylara. Johnny ve Frances’ın (Baby) birbirine Sylvia ve Mickey diye seslenerek Love Is Strange şarkısı eşliğinde dans ettikleri bu sahne, söylenenlere göre aslında senaryonun bir parçası değilmiş; tamamen doğaçlama bir şekilde gelişmiş. İkili başka bir sahnenin çekimi için hazırlık amaçlı birlikte böyle bir performans sergilemişler ama yönetmen ikilinin bu hallerini çok beğenince filmde bu görüntüler de yer almış.
Yine benzer bir olay Johnny’nin Frances’a dans dersi verirken Frances’ın sürekli gıdıklanıp güldüğü sahnede de yaşanmış. Jennifer Grey (Frances, Baby) o sahnenin çekimi sırasında sürekli güldüğü için bir türlü çekimi istenilen şekilde tamamlayamamışlar. Patrick Swayze (Johnny) ise bu durum karşısında sinirlenmiş ve yönetmenin ikilinin bu doğal hallerini beğenmesi sonucu filme sahneyi bu haliyle dahil etmişler.
Filmin son sahnelerinde, Johnny’nin Frances için onun ailesine yönelik bir sitemle söylediği “nobody puts Baby in a corner” repliği ise Jennifer Grey’in uzun zaman boyunca restorana gittiğinde komik olaylar yaşamasına sebep olmuş. Garsonlar tarafından Jennifer Grey’e masa seçerken “köşede oturmak istemezsiniz sanırım” minvalinde espriler yapılıyormuş.
Elbette ki Dirty Dancing’den konu her açıldığında herkes tarafından enfes dans sahnelerine sürekli olarak vurgu yapılıyor. Patrick Swayze zaten hali hazırda profesyonel bir dans geçmişine sahipmiş, bununla birlikte Jennifer Grey de rolü için film öncesinde dersler almış. Bu kadar başarılı ve büyülü performansların ortaya çıkması tabii ki tesadüf eseri olmamış.
Aşkı, iyiliği, aileyi, dostluğu, dansı, çekildiği dönemi müthiş bir müzikaliteyle harmanlayarak sunduğu için kaç kez izlersek izleyelim her zaman keyifle kendini izletmeye devam ettirecek nitelikte bir film olduğunu düşünüyorum. Filmi bitirdikten sonra YouTube’a girip o dans sahnelerini tekrar tekrar izleyip müziklerini dinledim. Uzun zamandır izledikten sonra bu kadar mutlu hissettiğim bir film olmamıştı sanırım. Dirty Dancing iyi hissettiren filmler listeme kesinlikle giren, keşke çok daha önce izleseydim dediğim ve birbirinden güzel şarkılar keşfetmeme vesile olan bir filmdi diyebilirim. Şimdiden herkese keyifli seyirler dilerim!
Kapak Fotoğrafı: vogue.fr
İlginizi çekebilir: Sine Magger’dan Film Önerileri
En sevdiğim film. 🙂