Disosiyatif Feminizmin Havalı Kızları Işığında: Fleabag
Dissosiyatif Feminizm; Emmeline Clein’ın 2019 tarihli “Bildiğim En Zeki Kadınların Hepsi Ayrışıyor” makalesinde kullandığı bir terim. Kavramın çıkışı 90’lara dayanıyor. Tumblr döneminin; depresyon, anksiyete, madde kullanım bozuklukları veya yeme bozuklukları gibi akıl hastalıklarının romantikleştirilmesine yaptığı vurguları içeriyor.
Bu topluluğun kendine zarar verme ve hatta intihar gibi davranışları idealize etmek gibi bir algı yarattığı da bir gerçek. 2019’da yayınlanan Fleabag üzerinden de kavramı biraz aydınlatalım. Phoebe Waller-Bridge, çoğumuz onu ünlendiği Fleabag dizisiyle tanıyoruz.
Tek kişilik tiyatrosun’da; dağılmış saçları, sınıf birincisi sade tarzıyla -Füsun Teyze’nin Boğaziçi Psikoloji okuyan kızı, bir bayram akşamı türk kahvesi cezvesini karıştırırken bir yandan da esprileriyle ortalığı yıkıyor gibi- samimi. Phoebe Waller -Bridge’in oyunculuğunu, rolünü, projesini sonuna kadar destekliyorum ancak Dissosiyatif Feminizm kavramı eşiğine düşmüş çoğu havalı kız (belki de bir dönem çoğumuz) için de bu projeyi bir travmanın keşfi olarak göstermek isterim. Belki hala yazıyla açılacak kilitler vardır bir yerlerde.
Karmaşık ve sorunlu kadın karakterleri betimleyen Fleabag, dizide dördüncü duvarı yıkarak duygularını bastırmak için seyirciyle sürekli temasta, kendine zarar verici davranışlarına rağmen sevimli, bunun farkında ve genellikle kendi şakalarının alay konusu oluyor. Komik olduğu sürece, kendi kendini yok etme noktasına kadar mutsuz veya pasif olmanın gayet iyi olduğunu izleyiciye hissettiriyor.
Dissosiyatif feminizm, kendi kendini yok etmenin açık bir fetişleştirilmesinden ziyade, onun pasif bir kabulü ya da belki de ayrışmanın kendisinin romantikleştirilmesidir. Bu, ataerkinin verdiği özgül acının kabulü. Tumblr dönemi “üzgün kız” estetiğinin bu evrimi, daha sonra kendi acıları hakkında esprili ve alaycı yorumlar yapan kadınları romantikleştirme ve normalleştirme eğilimiyle sonuçlanıyor.
Ataerkil düzende yaşadığımız acıdan uzaklaşmak, acının nedenini ortadan kaldırmaz; bizi sadece uyuşturabilir. Elbette kişilerin TikTok’lar yayınlamayı, karmaşık veya ahlaki açıdan tuhaf karakterleri tasvir eden medyayla etkileşim kurmayı veya mizah bulmaya çalışmayı bırakmaları gerekmiyor. Ayrışmayı romantikleştirmeyi bırakarak, bunun yerine dissosiyatif feminizm tasvirlerini özenilecek veya taklit edilecek bir şey olarak değil, travmanın keşfi olarak görmek pozitif bir perspektif katar, kendini kabul etmeyi hızlandırır. Dissosiyatif feminizmin popüler hale gelmesi, Fleabag gibi karakterlerin ilişkilendirilebilirliğinin kanıtıdır. Ataerkilliğin elindeki kendi acılarımızı kısmen veya tamamen yansıtan deneyimler görüyor ve böylece kurmaca karakterlerin başa çıkma mekanizmalarını aynen kopyalayabiliyoruz.
Ama acının temel nedenine karşı harekete geçmeye, kendine ait bir oda yaratmaya ve ne olursa olsun önce bireysel olarak kendini ortaya koyan kişilere dönüşerek hunharca gülüp alay etmeye ben kesin varım. Tüm arkadaşlarımla hunharca gülmeye.
Kapak Fotoğrafı: Belemir Koç
İlginizi çekebilir: Gizem Kalaç’tan Feminizm’den Atılmak
İlk yorumu siz yazın!