“4 yaşındayken okul müdürü bana yaramaz çocuk dediği için ağlamıştım. Ailem akşam beni teselli etmeye çalışmıştı. Şöyle demişlerdi: ‘Hayatta hiçbir şey net değildir. Siyah-beyaz değildir, iyi ya da kötü değildir. İnsanlar değişir, hepsi bu.’ Daha da ağlamıştım, değişme mecburiyeti bana korkunç gelmişti.” Bu monologla başlayan 2005 yapımı “Douches froides”, genç bir adamın dersler, judo takımı, ailesi, arkadaşları ve sevgilisi ile olan ilişkileri üzerinden anlatılan bir büyüme ve değişme hikayesi.

Judo takımının yıldızlarından olan Mickael, derslerinde başarılı bir öğrenci. Üstelik uzun yıllardır, sınıfın en çok arzulanan kızlarından biriyle beraber. Diğer yandan oldukça zorlu bir aile yaşantısı var Mickael’in, içki problemiyle başa çıkamayan babası işini kaybetmenin, ondan bıkmış olan annesi ise ayrılığın eşiğinde. Üstelik yaklaşan sınavlar ve bu sorunlu aile yaşamıyla başaçıkabilmesini sağlayan tek dayanağı, kendini tek iyi hissettiği uğraşı olan judo; fakat spor yapmak için annesinin temizlik görevlisi olarak çalıştığı spor salonuna gece gizlice girmesi, eve döndüğünde ise elektrik sayacının limiti aşmaması için soğuk suyla duş alması gerekiyor. Ve çok korktuğu değişimin ayak sesleri, filmin başlamasıyla birlikte duyuluyor: Judo takımının sponsoru olan zengin bir işadamının oğlu, Clément takıma katılıyor ve Mickael’den onunla arkadaş olması isteniyor.

Mickael için Clément’in takıma ve hayatına gelişinin olumsuz hiçbir yanı yok, asıl konumuz hayatına ve özellikle kız arkadaşı Vanessa ile ilişkilerine olan etkileri… Clément’in Mickael’den ekonomik ve sosyal statü anlamındaki farklılıklarını anlamamak için kör olmak gerekiyor. Mickael bunu dert etmiyor, yedeği olarak takımda yer alan ve koşarken dört tur fark attığı Clément’in ona ihtiyacı olduğunu görüyor çünkü. Ne zaman ki daha düşük bir kiloda yarışan takım arkadaşları sakatlanıyor ve Mickael’den 8 kilo vererek onun yerini alması isteniyor, filmin başında ayak sesleri duyulan değişimin bir kasırga gibi yaklaştığını hissediyoruz.  Mickael, Clément ve Vanessa üçlüsü arasındaki arkadaşlık ve cinselliğin birbirine karıştığı ilişki başta zevkli, baştan çıkarıcı ve tutkulu gözükse de kısa sürede üçünü birden farklı yönlere savuracak bir felakete evriliyor.

Antony Cordier’nin ilk filmi, üç liseli gencin birlikte yaşadığı ve fakat her birinde çok farklı değişimlere neden olan bu üçlü ilişkinin etrafında değişim mecburiyetine odaklanıyor. Mickael Clément’in hayatına girdiği andan itibaren değişmeye başlıyor ve bir yandan kilo kaybederken, hayatının kontrolünü de kaybediyor. 74 kilodan 66 kiloya yaklaştıkça, Clément’ten de uzaklaşıyor ve bu ekonomik ve sosyal farklılıklarını ön plana çıkarıyor. Mickael zayıfladıkça güçsüzleşiyor, iktidarını kaybediyor ve bu yaşadıkları üçlü ilişki ve üçlü cinsellikte kız arkadaşı ile Clément’in bir ikili olarak ayrışmasına sebep oluyor. Mickael’in yedeği olmaktan çıkan Clément, bu üçlü ilişki ve üçlü cinellikte de onun yerini alıyor.

Adını Mickael’in evdeki rahatsızlığına karşı okuldaki rahatının metaforu olan “soğuk duş”tan alan film, yüzleşmek zorunda olduğu değişikliklerin Mickael üzerindeki etkisini de anlatıyor. Başrol oyuncusu Johan Libéreau, kendine olan güvenini kaybeden bir sporcuyu başarılı bir şekilde canlandırıyor ve farklı şeyler deneyimlemekten hoşlanırken bunun sonuçlarından ve gerektirdiği değişikliklerden kaçan ergen psikolojisini güzelce yansıtıyor. Büyüme hikayeleri izlemekten, Fransız sinemasından ve cinselliği bir araç olarak kullanarak hayatla yüzleşen karakterlerden hoşlanıyorsanız kaçırmamınız gereken bir film “Douches froides”.

İlginizi çekebilir: SineMagger’dan Film Önerileri