Kahve hayatımıza hiç girmeseydi nasıl olurdu bir düşünsenize…Mevsiminde taze toplanmış çekirdeklerin harika aromasını tatmadığımız ya da kokusunu duymadığımız bir gün pek de aydınlanmış olmuyor aslında. En azından benim için! Bir yandan, bugünlerde herkes kendi çapında birer barista olduğundan yeni kahve trendlerini takip etmek de çok zor olmuyor. Ama bir tanesi var ki, Amerika’da oldukça popüler olmasına rağmen Türkiye’de hak ettiği popülariteyi henüz yakalayamadı. Drip bag kahvelerden bahsediyorum ya da başka bir deyişle tek kullanımlık filtre kahveler.

Drip bag kahveler, 3’ü bir arada kahvelerle çokça karıştırılıyorlar ama aslında hiç alakası yok. Şöyle düşünün, canınızın istediği her yerde dakikalar içinde taze süzülmüş filtre kahve keyfi yaşıyorsunuz; hem de hiçbir makine ya da araca ihtiyacınız olmadan. Kulağa hoş geldiğini biliyorum.

Kolay kullanımı sayesinde evde, ofiste, dağda, plajda, uçakta kısacası sıcak suyun bulunması koşuluyla her yerde taze, mis kokulu ve mükemmel tada sahip filtre kahve keyfini yaşıyorsunuz.

Üstelik hijyene verdiğimiz önemin zirveye çıktığı bu dönemde hala ofise gitmek zorunda kalanların filtre kahve içmek için kimseyle temas etmek durumunda olmadan kullanabileceği harika bir seçenek.

Türkiye’de birbiriyle tatlı rekabette olan 10’u geçmeyen marka bu ürünlerden üretiyor. Bu markalardan bir tanesi Big Chefs’in menüsüne girmeyi bile başardı.

Ben yumuşak içimi, pratik kullanımı, kokusu ve yenilikçi yaklaşımından dolayı drip bag kahveleri çok seviyorum. İncelemeniz için buraya Başkasında Arama’dan bir linkini de bırakıyorum. Drip bag kahvelerin çok kısa bir sürede hak ettiği popülerliği yakalayacağını düşünüyorum.

İlginizi çekebilir: GastroMagger’dan Kahve Çeşitleri