Dubai Lahbab Çölü'nde Safari: Bitmeyen Coğrafi Keşifler
Amerika’nın California eyaletindeki 100 metrelik sekoyalar ve Nepal’daki Himalayalar‘ın ardından sıra bir diğer coğrafi keşfe geldi: Çöl. Dubai Lahbab Çölü’nde bir safari deneyimi…
Dubai’de Çöl Safarisi
Dubai’de sıcak sezona denk geldiyseniz, en iyi fikir çöl safarisine katılmak derim. Farklı versiyonları var çöl safarisinin. Ortalama fiyat aralığı 150-350 AED. Aklım tüm geceyi çölde geçirebileceğim turda kalsa da ben öğleden sonra başlayıp akşam biten turu tercih ettim. Yaşım 35’ti ve hiç çöl görmemiştim, bu nedenle biraz fazlaca heyecanlanmış olabilirim.
Çöl safarisinin farklı alternatiflerine buradan ulaşabilirsiniz.
Öğleden sonra 2 gibi otelden alındık. Yaklaşık bir saatlik yolumuz vardı Lahbab Çölü için. İlk durağımız arazi aracı sürüşlerinin olduğu bir bölgeydi. Orada çektiğim bir fotoğrafı paylaşıyorum sizinle. Çeşit çeşit araçlar vardı. Kumda adrenalini arttırmak için keyifli bir yöntem fakat ben kendimi halihazırda tuttuğumuz jeep ile yapacağımız ‘off-road’a sakladım.
Develeri Sevmek
Akşamı geçireceğimiz kamp yerine 15-20 dk uzaklıkta bir mesafede, develerin yanında tekrar mola verdik. Amaç deveyle gezmek isteyenlere de zaman tanımaktı. Vegan bir hayat sürdüğüm için bu teklif bana hiç cazip gelmedi. Ben de sadece develeri sevdim, yanaklarını sıkıştırdım. Evet, gerçekten. Bayılırım develerin yanaklarını sıkıştırmaya, onlar da seviyor ki izin veriyorlar bana diye düşünüyorum.
Kum Sörfü: Yüksek Adrenalin Seviyesi
Ardından 4-5 jeep bir araya geldi ve kum tepelerinin ardından off-road’a başladılar. Her ne kadar o çılgın görüntüyü telefonlarımızla çekmek istesek de başaramadık elbette. Hatta araçtan iki fire de verdik, midesi bulananları kamp yerine bıraktık ve devam ettik kum sörfümüze. Yaklaşık 20 dakika süren, turuncu kum tepelerinden ve yamaçlarından bazen düz bazen neredeyse 90 dereceyle açıyla gittiğimiz, acaba yana devrilir miyiz diye düşünürken diğer bir tepeden dikine indiğimiz, arada bir de silecekleri sıçrayan ve önümüze dolan kumları temizlemek için çalıştırdığımız çılgın turun ardından şöfürümüz sarhoş olan bizleri çölün ortasındaki kamp yerine bıraktı. İşte safarinin en sevdiğim kısmı.
Bu tura 3 kez farklı zamanlarda katıldım, en önemli sebebi de her daim aklımı çelen şu düşünce: çölün ortasında çay içmek! Ya da bira, her neyse. (Dubai’de her yerde rahatça bira içemeyeceğimizi düşünürsek, evet, çölde bira içmek düşüncesi de gayet akıl çeliyor doğrusu.)
Kamp yerinde birçok küçük etkinlik var, hatıra fotoğrafı çekilmesi, hediyelik eşyalar, geçici kına vb. Şimdi düşününce bu etkinliklerle çok ilgilenmemişim, o nedenle aklıma diğerleri gelmedi. Benim ilgilendiğim şey çayımı alıp, çölün ortasında anın tadını çıkarmaktı. Kampın etrafı çöl ile kaplı olduğundan, kolayca kum tepelerine çıkıp fotoğraf çekebiliyorsunuz ya da bir kum tepesine oturup sadece seyrediyorsunuz, büyüleniyorsunuz. Zaten hemen ayakkabıları çıkarma isteği geliyor insana; kumları hissetmek, ayaklarınızın kumlar arasında kaybolması ve yalın ayak yürümek. Avuç avuç altın sarısı kumu alıp, akşam üzerinin getirdiği güzel ışıkla birlikte pırıl pırıl elinizden akıtmak. En az dalgalarla boğuşmak gibi kumda koşturup, tepeye tırmanmak veya inmek. Fazlasıyla yoran bir eylem aslında, çölün tamamen kendine has kuralları var sonuçta.
Kamp Yerinde Etkinlikler
Tüm bu yorgunluğun ardından elbette karnımız acıktı. Ardından bize bilgi verildi, önce sahneye zenne çıkacak, ardından açık büfe başlayacak. Zenne gösterisi keyifliydi, hava da kararmaya başlayınca gösteri daha ışıl ışıl bir hal aldı. Açık büfe yemeğimizi de yedik, ardından dansöz çıktı sahneye. Hepsinden sonra da ateşle dans eden bir adam. En etkileyici gösteri sonuncusuydu doğrusu.
Dediğim gibi aslında safariye katılırken içerisindeki etkinlikler pek ilgimi çekmiyordu. Fakat çölde olma hissiyatını tekrar tekrar yaşamak istediğim için katıldım her defasında.
Seyahat planlarımı yaparken genelde ülke veya şehir ismi belirleyerek değil de onun yerine görmek istediğim bir coğrafi güzellik, veyahut sanat eserini düşünerek rota çizmeyi tercih ediyorum. Üniversitede adını duyduğum dünyanın en uzun canlılarını görmek isteğimden ötürü San Francisco’ya yolculuk yaptım örnek vermek gerekirse. Bir önceki yazımda da o muhteşem ağaçlardan bahsettim.
İlginizi çekebilir: Deniz Cengiz’den Sekoya Ağacı
Konumuza dönmem gerekirse ben yine hayran kaldım; uçsuz bucaksız, pırıl pırıl çöle.
Bir dahaki sefer gece de kalmak ve kum tepelerinden yıldızları da izleyebilmek dileğiyle…
Kapak fotoğrafı: Deniz Cengiz
2005 yılının anılarına uzandım yazı sayesinde.. 🙂 Dubai'ye dair en sevdiğim aktivite bu olmuştu benim de.. Kumlarda board yapmak enfes bir deneyimdi bir kere ve çıglık çığlığa kum tepelerinde hız yapmak da acaiiip bir adrenalin yaşatmıştı... 🙂