Dublin'de Bir Kış Günü: Noel Pazarlarından Publara
Seyahat etme özgürlüğümüzün ve zevkimizin askıya alındığı, yeni şehirler keşfetmenin, tanımadığımız kalabalıklara karışmanın bir süreliğine uzak anılara ve hayallere dönüştüğü bu yıl sürüyor. Bense düşünmeden edemiyorum; şimdi Dublin’de kış nasıldır acaba? Sokaklarında, publarında, parklarında ve duvarlarında The Irish Spirit‘in izlerine rastlanan güzel Dublin, her mevsim olduğu gibi kış günlerinde de birçok seçenek sunuyor ziyaretçilerine… Gidemesek de, göremesek de, gelin Dublin’de bir kış gününün hayallerini birlikte kuralım!
Avrupa’daki herhangi bir yerde olduğu gibi, Dublin’de de kışın gelmesi Noel’in yaklaşması, Noel’in yaklaşması ise şehrin sokaklarında, meydanlarında Noel pazarlarının kurulması anlamına geliyor. Rengarenk yılbaşı süsleri, hediyelikler, tarçın ve muskat kokusunun birbirine karıştığı birbirinden lezzetli tatlılar, sıcak içecekler, oyun ve eğlenceler… Dublin’deki Noel pazarları arasında öne çıkan her yıl kasım ayının son cumartesi günü kurulup 23 Aralık’a kadar açık kalan The Dun Laoghaire Christmas Market. Şehrin hem en uzun süredir devam eden hem de en uzun sokaklarda kalan Noel pazarı olan Dun Laoghaire pazarı, küçük şaleler şeklinde tasarlanmış standlarını şehrin en özel hediyelik ve yiyecek-içecek dükkanlarının pop-up’larıyla dolduruyor. Pazarın en önemli özelliği ve alametifarikası ise dönme dolabı – bu dönme dolap sıradan bir dönme dolap değil: Ünlü Grease filminde kullanılmış dönme dolabın ta kendisi!
Dublin’in Noel pazarları arasında benim favorim ise sadece iki hafta süresince ziyaret edilebilen Dublin Kalesi Noel Pazarı. Adı üzerinde, şehrin tarihi kalesinin içinde kurulan bu pazar, ışıl ışıl yüzlerce çam ağacı ile çevreleniyor ve yılbaşı coşkusunu Orta Çağ atmosferinde yaşamanızı sağlıyor. Kışın üşüyenlerden ve kapalı mekanları tercih edenlerdenseniz de Mistletown Noel Pazarı‘nı önerebilirim. Smithfield’deki sebze-meyve halinde Aralık ayı boyunca kurulan pazarda yetmişten fazla stand oluyor. Pandemi şartlarında bu yıl çok daha sönük geçecek olsalar da, Dublin’in Noel pazarları bu yıl da kurulacakmış. Fakat ben size, normal şartlar altındaki bir yılda sizi nelerin beklediğini anlatmaya çalıştım.
Siz de benim gibi sokaklarda saatlerce yürüdükten sonra biraz soluklanmak, mevsimlerden kışsa biraz içini ısıtmak için bulduğunuz tüm kitapçılara girenlerden misiniz? Dublin’de de bu şekilde içeriye girip saatlerin nasıl aktığını fark etmeyeceğiniz birçok kitapçı var. Bunlardan bence en önemlisi The Winding Stair. Dublin’de günümüze dek ayakta kalmayı başarmış en eski bağımsız kitapçılardan olan The Winding Stair, zincir kitapçılarda bulamayacağnız çeşitlilikte bir kitap seçkisine sahip olmanın yanında, dükkanın arka kısmındaki küçük bölümde ikinci el kitap satışı da yapıyor. İrlandalı yazarlara, şiire, sanata, edebiyat dergilerine de özel bölümler ayırmış kitapçının mutlaka söz etmem gereken bir diğer özelliği ise şehrin en iyi restoranlarından birini de işletiyor olması. Liffey Nehri manzarasıyla, aldığınız kitapları karıştırırken karnınızı da doyurabilirsiniz kısacası!
Sadece yolunuzun üstünde olduğu için değil, seyahatinizin bir parçası yapmanız gerektiğini düşündüğüm Dublin kitapçıları arasında Ulysses Rare Books ve Books Upstairs‘i de eklemeliyim. Eski adı Cathach Books olan, yeni adını ise James Joyce‘un eserinden alan Ulysses Rare Books, Dublin’in en önemli nadir kitap satıcısı. Kitap kokusunu kelimenin tam anlamıyla muhafaza eden bu mekanda çalışanlar, incelediğiniz kitapların ne olduğunu anlatmak, aradığınıza en yakın kitabı bulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Özellikle edebiyat aşığı sevdiklerinize güzel ve anlamlı bir hediye almak için tercih edilebilecek bir kitapçı burası. Books Upstairs ise masmaviliğiyle dikkat çekiyor öncelikle. Burada da özellikle İrlandalı yazarlar ve İrlanda edebiyatından aradığınız ne varsa bulacağınıza eminim.
Yazın açık havada verilen konserler ve açık alanlara taşınan müzik festivallerinin coşkusu bir yana, kalbi müzikle atan Dublin’de kış günlerinin en güzel yuanlarından biri tanımadığınız yüzlerce müzikseverle aynı mekanı paylaşmak, sahnedeki o çok sevdiğiniz sanatçıyı dinlerken tek yürek olmak. Şehrin en sevilen konser mekanlarından biri olan Vicar Street‘in programını özellikle takibe almanızı öneririm. 1500 kişi kapasiteli bu mekan 1998’de açmış kapılarını. Son on yılın beşinde Dublin’in en iyi müzik mekanı seçilmesi de tesadüf değil, çünkü mekan açıldığından bu yana sahnesinde sadece İrlandalı müzik gruplarını değil, Bob Dylan’dan Neil Young’a, Paul Simon’dan, Ed Sheeran’a, Lana Del Rey’e birçok dünya yıldızını da ağırladı. Burada yepyeni isimler keşfetmenin de, ünlü isimlerle buluşmak kadar doyurucu olduğuna emin olabilirsiniz.
Caz ve blues dinleyicisiyseniz, J.J. Smyth‘i, turist kalabalığına karışmak uğruna şehrin gözde publarından fazla uzaklaşmak istemiyorsanız da Temple Bar bölgesindeki (eski adı da Temple Bar Music Centre zaten) The Button Factory‘i tercih edebilirsiniz. Sadece Dublin’in değil yaşadığımız şehrin konser mekanlarını dahi ziyaret edemediğimiz şu günlerde, konser deneyimini özlüyorsanız, Salon İKSV’den canlı yayınlanan çevrimiçi konser serisi Jam Session‘ı pazar günleri Instagram üzerinden takip edebileceğinizi de hatırlatayım.
“Dublin’de kış…”diye, daha doğrusu “Dublin’de…” diye başlayan herhangi bir cümlenin şehrin her biri kendi kişiliğine ve tarihine sahip publarından birinde sonlanmaması mümkün mü? İrlanda’daki 10 bini aşkın pubın büyük çoğunluğunun bulunduğu Dublin’in her sokağında karşınıza çıkan birbirinden değerli publar, kendi müdavimleriyle kendi kültürünü oluşturuyor diyebilirim. Dublin’in en iyi pubları olduğunu düşündüğüm birkaç mekandan ve İrlanda pub kültürü hakkında bilmeniz gerekenlerden daha önceki yazılarımda bahsetmiş, hatta pub kültürünün dilinden konuşabilmeniz için The Irish Spirit Sözlüğü hazırlamıştım. Kış günleri dediniz mi, Dublin pubları arasında belki de önceliğiniz Viktorya dönemi dekorasyonuyla içinizi nostaljiyle ısıtacak Palace Bar ya da birçokları için zamanı durduran The Stag’s Head olmalı.
Yaz – kış demeden uğrayabileceğiniz Dublin publarına bir Noel pazarı turunun ardından bir viski ya da Irish coffee ile içinizi ısıtmak, kitapçılardan aldığınız kitapları içkiniz eşliğinde karıştırmak, konser öncesi buluşmak ya da konser sonrası tanık olduklarınızı paylaşmak için uğrayabilirsiniz.
İlk yorumu siz yazın!