"Dün Bugün İstanbul": Sakıp Sabancı Müzesi'nin Yeni Sergisi
İstanbul, bu şehirde yaşayan, ziyaret eden herkes için farklı bir anlam ifade ediyor. Peki gençlerin İstanbul’u denilince akla ne geliyor? “Yeni Neslin Sabancı’sı” vizyonu doğrultusunda, gençlere ve geleceğe yatırım yapan Sabancı Holding, kültür ve sanatın en büyük destekçileri arasında yer almaya devam ediyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen “Dün Bugün İstanbul” sergisi, 3 Eylül ile 28 Kasım tarihleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi’nde ziyaret edilebiliyor.
“Dün Bugün İstanbul”
Ekonomik, tarihî ve sosyo-kültürel açıdan dünyanın önde gelen şehirlerden, Avrupa’nın nüfus olarak en büyük şehri olan İstanbul, 22 genç sanatçının gözlemleriyle “Dün Bugün İstanbul” sergisinin ana konusu oluyor. Yağlıboya resim, çizim, enstalasyon, fotoğraf, video, serigrafik baskıdan oluşan farklı kategorideki 22 eser de bu sergide diyaloglar arası bir bağlantı oluşturuyor.
Sabancı Üniversitesi öğretim görevlisi ve sanatçı Murat Germen’in çağrısıyla buluşan ve yolu Sabancı Üniversitesi Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı programından geçen 22 sanatçı, İstanbul’un dünü, bugünü ve geleceğine dair izlenimlerini, sanatseverlere aktarmak üzere bir araya geliyor.
Basın Toplantısından Notlar
Kadim ama Yorgun İstanbul için Neler Yapabiliriz?
Sabancı Holding desteğiyle düzenlenen “Dün Bugün İstanbul” sergisi, 22 genç sanatçının gözünden İstanbul’a dair izlenimlerden yola çıkarak bir bütün oluşturuyor. Topluluk olarak sürdürülebilirliği odağına alarak faaliyet gösterdiği her alanda olduğu gibi, kültür ve sanata destek kapsamında da öncü ve örnek projelerin yanında olduklarını söyleyen Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, serginin açılışında yapılan basın toplantısında “Sanatın ve sanatçının, yaşadığımız sosyal ve çevresel sorunlara yönelik farkındalığı artırmak, sürdürülebilir çözümler üretmek açısından da çok önemli bir rol üstlendiğini düşünüyoruz” diyerek sergiye dair görüşlerini aktardı.
Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer ise sergi öncesindeki yaptığı konuşmada: “2010 yılında müzemizde açtığımız ‘Bizantion’dan Istanbul’a. Bir Başkentin 8000 Yılı’ adlı tarihi sergimizde İstanbul’un tüm tarihi boyunca ve de hâlâ sahip olduğu renkli kalabalığını, bu devingen kitlenin getirdiği enerjiyi, her türlü yeniliğe ayak uydurma becerisini; binlerce yıllık geçmişe rağmen yansıttığı gençliği, her yeniliği içine sindirme yeteneğini de anlatmaya çalışmıştık. Aradan 11 yıl geçti. Yalnız dünyada değil, ülkemizde ve elbette İstanbul’da pek çok şey değişti. Birbiri ardına yükselen dev binalar, kıtaları aşan yol ağları, denizin altından geçen tüneller, İstanbul’u komşu kentlerle birleştirircesine genişleyen sınırlara ve pek çok Avrupa ülkesi nüfusunu aşan bir kitleye ev sahibi kılıyor. Bizler İstanbul’daki gelişme ve genişlemeleri, kurulan yeni beldeleri izlemekte zorlanıyoruz. Tarih boyunca dünyaya açık penceresiyle her türlü göç ve kalabalığı içine alıp sindiren İstanbul’un da bu ansızın gelen, kültürüne yabancı milyonluk göç karşısında zorlandığını görüyoruz. “Dün Bugün İstanbul” sergisinde İstanbul’a bu kez tarihin ve arkeolojinin değil, genç sanatçıların çağdaş gözüyle bakacağız…” konusuna, geniş bir perspektifte değindi.
Serginin küratörü Murat Germen ise, “Yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen
bu 22 sanatçıya yaptığımız çağrı öncesi niyetimiz, Sabancı Üniversitesi’nin ‘birlikte yaratmak ve geliştirmek’ düsturunu takiben, kadim ama yorgun İstanbul için neler yapabiliriz, onu keşfedebilmekti” diyerek, sergiye dair görüşlerini aktardı.
Gençlerin İstanbul’u
Örsan Karakuş, “Haydarpaşa Garı” adlı çalışması ile İstanbul’un sürekli yaşadığı dönüşüme duyarsızlaşma durumunu, şehrin ikonik yapılarından olan Haydarpaşa Garı’nı odağına alarak irdeliyor. Garın farklı dönemlerine ait fotoğrafları bir araya getiren kolaj, aynı zamanda uzun yıllar yapının merkezinde olduğu bir yaşama ev sahipliği yapan bölgenin çevresinde yaşanan değişime de tanıklık ediyor.
Ege Kanar, 32 adet zil, temas hoparlörleri ve ses kablolarından oluşan “Vasıta” adlı yerleştirmesi ile zillerin İstanbul’daki keşfine dikkatleri çekmek istiyor. 1618’de, geliştirdiği bir bronz alaşımından ilk zillerini üreten Avedis, II. Osman tarafından kendisine takılan “Zilciyan” lakabıyla Yeniçeri ordusu için zil yapmakla görevlendiriliyor. İstanbul’da böylelikle başlayan zil üretimi, siyasi, ticari, endüstriyel ve kültürel dönüşümlerin şekillendirdiği bir süreçte Avrupa ve ABD’yi de kapsayacak şekilde genişliyor ve ziller tüm dünyaya armağan ediliyor…
Cemre Yeşil Gönenli, “Hayal & Hakikat: A Handbook of Forgiveness and A Handbook of Punishment” adlı kitabından yola çıkarak oluşturduğu enstalasyon ile hem fotoğraf sanatına hem de polisiye romanlara merakı ile bilinen II. Abdülhamid’in albümlerinden alınmış mahkûm fotoğraflarına odaklanıyor.
Sigmund Freud’un insana bir zamanlar tanıdık gelse de artık korkutucu olanı tanımlamak için kullandığı “tekinsiz” (unheimlich) kavramı ise Didem Erbaş’’ın “İnsana Yuvasından Uzak” adlı çalışması ile İstanbul’daki evsiz ve göçmenlerin yaşam koşullarına dikkat çekmeyi amaçlıyor.
Bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanlar Programı’na seçilen girişimlerden Erişilebilir Her Şey ile Sabancı Üniversitesi, Sakıp Sabancı Müzesi’nin ortak çalışması ve Sabancı Vakfı desteğiyle “Dün Bugün İstanbul” sergisi, görme ve işitme engelli bireyler için erişilebilir bir içerikle sunuluyor. Erişilebilir Her Şey uzmanları tüm bilgi panolarını işaret diline çevirmelerinin yanı sıra; video, yerleştirme ve görselleri sesli betimledikleri kayıtlarla sanatseverlere sunuyor. Bu kapsamda sergi alanı ve rotası da sesli betimlemeleri ile hazırlanarak ve ziyaretçilerin QR kodu aracılığıyla ulaşabilecekleri çok kapsamlı bir niteliğe kavuşuyor.
“Dün Bugün İstanbul” 3 Eylül ile 28 Kasım tarihleri arasında, Sakıp Sabancı Müzesi‘nde ziyaret edebilir.
İlk yorumu siz yazın!