Dünyanın Dört Bir Yanından En Büyüleyici Kütüphaneler
Kütüphaneler, bir şehrin kültürel zenginliğinin en büyük ölçütlerinden. Dünyanın farklı köşelerinden seçtiğimiz bu 7 kütüphane ise sadece kültürel değil, tarihi, sanatsal ve mimari zenginliği de yansıtıyor, koleksiyonlarıyla olduğu kadar tasarımları ve görsellikleriyle de ziyaretçilerini büyülüyor.
Dünyadaki En İyi Kütüphaneler
Trinity College Eski Kütüphanesi, Dublin, İrlanda
Fotoğraf: wcsa.world
6 milyon kitabı aşkın arşiviyle İrlanda’nın en büyük kütüphanesi olan Trinity College Kütüphanesi, bugün dördü kampüs içinde, biri dışında olmak üzere beş binaya yayılmış durumda. Kütüphanenin bu listede yer almasına neden olan büyüleyici salon ise, tahmin edebileceğiniz gibi kütüphanenin en eski binasında. “The Long Room” adı verilen 65 metre uzunluğundaki ana salonun iki yanında, zeminden ikinci katın tavanına kadar yükselen kitaplıklar, koridor boyunca ise aralarında Gülliver’in Gezileri’nin yazarı Jonathan Swift’in de yer aldığı İrlandalı yazarların mermer büstleri sıralanmış. Kraliçe I. Elizabeth’in emriyle 1592’de kurulan kütüphanenin bu binası 1712’de inşa edilmiş. 200 bin kitabın bulunduğu bina daha fazla kitap kabul edemez hale geldiğinde yıllardan henüz 1850’ymiş. Bunun nedeni, kütüphaneye 1801 yılında, kraliyet tarafından yalnızca birkaç kütüphaneye verilen ve Birleşik Krallık ve İrlanda’da basılan her kitabın bir kopyasını bulundurma hak ve zorunluğunun verilmiş olması. Kitap kokusunun ahşap kokusuna karıştığı bu kütüphanede bulabileceğiniz en önemli eserse İrlanda ve İskoçya için önemi çok büyük olan, Latince yazılmış resimli el yazması gospel kitabı “Book of Kells”. Star Wars serisindeki Jedi Arşivleri’nin yaratım sürecinde de esinlenildiği söylenen bu kütüphaneyi ziyaret etmek için kampüs turuna katılmanız gerekiyor.
İskenderiye Modern Kütüphanesi, İskenderiye, Mısır
Fotoğraf: keepcalmandwander.com
Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak sayılan Antik İskenderiye Kütüphanesi, kesin sebebi yangın, mı, savaş mı, yoksa kundaklama mı, bilinmemekle birlikte 1600 yıl önce kül olmuş. Akdeniz kıyısındaki İskenderiye şehri, bu kaybına rağmen Eski Dünya’nın bilgi ve kültür merkezlerinden biri olma özelliğini korumuş ve ünü bugüne kadar ulaşmış. Antik kütüphanenin mirasını yaşatmak için 2002’de inşa edilen modern kütüphane, bugün Mısır’ın ve Kuzey Afrika’nın en önemli kültür merkezlerinden biri olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Disk şeklindeki devasa binanın okuma salonu Akdeniz manzarasına sahipken, binanın cephesi dünyadaki 100’den fazla dilden harf ve karakterlerle kaplanmış. Cuma ve Cumartesi günleri hariç her gün ziyaret edebileceğiniz kütüphanenin içerisinde dört müze, akademik araştırma merkezleri ve bir planetaryum da yer alıyor.
Kraliyet Kütüphanesi / “Siyah Elmas”, Kopenhag, Danimarka
Fotoğraf: Raksmeymony Yin, myrexpedition.wordpress.com
Kopenhag’daki bu binanın adı Siyah Elmas, çünkü dışarıdan bakıldığında eğik kenarları ve cilalı siyah granitten yapılmış olmasıyla kesilmiş siyah bir elması anımsatıyor. Kraliyet Kütüphanesi’nin ek binası olarak 1999 yılında hizmete açılan Siyah Elmas, Kopenhag Limanı’na bakıyor. Siyah granitten duvarların arasındaki camlı atriyum bölmesi, hem içerinin ışıkla dolmasını hem de dışarıdaki muhteşem manzaranın içeriden görülebilmesini sağlıyor. Danimarkalı mimar Schmidt Hammer Lassen’in tasarımı olan binanın içerisinde iki de müze var: Ulusal Fotoğraf Müzesi ve Ulusal Karikatür Müzesi. Binanın C katında, Danimarkalı sanatçı Per Kirkeby’nin 210 metrekarelik duvar resmi dikkat çekerken, Siyah Elmas için Danimarkalı besteci Fuzzy tarafından bestelenmiş “Katalog” adlı elektro-akustik eser, her gün saat 13.00’te atriumdaki bir yerleştirmenin parçası olarak yayınlanıyor ve ziyaretçilere bir mola vermeleri gerektiğini hatırlatıyor. Kopenhag’ı ziyaret ettiğinizde her Cumartesi gerçekleşen rehberli turlarla Siyah Elmas’ı gezebilir, binanın içine girecek vaktiniz yoksa bile liman ve kanal turu sırasında onu dışarıdan görebilirsiniz.
Klementinum, Prag, Çekya
Fotoğraf: klementinum.com
Tarihi filmlerdeki kütüphaneler gibi gözüken bu muhteşem kütüphanenin gerçek olduğuna inanmak çok güç. Jorge Luis Borges, “Gizli Mucize” kitabında buradan “Kütüphanecilerin dört yüz bin kitabın sayfaları arasında Tanrı’yı aradığı yer” olarak bahsetmiş. Kütüphane ve Tanrı’nın aynı benzetme içerisinde geçmesi tesadüf değil; çünkü bu kütüphane ve içerisinde bulunduğu üniversite kompleksinin temelleri, Avrupa’daki birçok örneğinin aksine kraliyet tarafından değil, Hristiyan tarikatı Cizvitler tarafından atılmış. Söylentiye göre, 1622 yılında inşaata başlandığında kütüphaneye kayıtlı yalnızca bir (“1”) kitap varmış ve inşaat bitene kadar bu sayı 20 bine ulaşmış. Barok kütüphanenin birçoğu nadir eserlerden oluşan koleksiyonu kadar, etrafınızda göreceğiniz hemen hemen her şeyin sanatsal ya da tarihi değeri paha biçilemez. Duvar resimleri, mermer zemini, ahşap oyma sütunları, ana salonu süsleyen antika yerküreler, saatler ve ressam Jan Hiebl imzalı görkemli duvar resmi… Kitaplıklar üzerindeki etiketler ve birçok kitap üzerindeki işaretler dahi 17. ya da 18. yüzyıla dayanıyor. Her gün özel turlarla ziyaret edebileceğiniz Klementinum, Prag’ın her bir yanınızı saran tarihinin önemli bir parçası.
Portekiz Kraliyet Okuma Odası, Rio de Janeiro, Brezilya
Fotoğraf: Mayumi Ishikawa, worldcitiesranking.com
Dört bir yanınızın, yerden göğe kadar kitaplarla dolmasını ister misiniz? Ziyaretçilerini yalnızca Portekizce edebiyatın satırları arasında değil, tarihte de bir yolculuğa çıkaran bu görkemli salon, Rio de Janeiro’daki Real Gabinete Português de Leitura’ya, yani Portekiz Kraliyet Okuma Odası’na ait. Kütüphanenin temelleri 1837 yılında, Portekiz’den Brezilya’ya yerleşmiş bir grup göçmen tarafından atılsa da açılması anca 1880 yılını bulmuş. Kireçtaşından oyulmuş cephe süslemelerinde Denizci Prens Harry, Vasco da Gama ve Pedro Álvares Cabral gibi Portekizli kaşiflerin yer almasının nedeni de kütüphanenin Portekizliler tarafından kurulmuş ve Portekizceye adanmış bir kurum olmasından kaynaklanıyor. Kütüphane – ya da okuma odası – vitraylı camları, süslemeli tavanı ve yerden tavana yükselen oyma ahşap kitaplıklarıyla bir katedrali andırıyor. 350 bin kitaptan oluşan ve 16. yüzyıldan günümüze kitaplar içeren koleksiyon, Portekiz’in dışında bulunan en geniş Portekizce koleksiyon olma özelliğini taşıyor. Kütüphane, hafta içi her gün ziyarete açık.
Royal Portuguese Cabinet of Reading
Stuttgart Şehir Kütüphanesi, Stuttgart, Almanya
Fotoğraf: Stefan Müller, archdaily.com
Dışarıdan baktığınızda kaba ve yekpare bir küp olarak küçümseyebileceğiniz bu dokuz katlı kütüphane, içine girdiğinizde sizi çok şaşırtacak. Kore kökenli mimar Eun Young Yi’nin eseri olan binanın bembeyaz iç tasarımı, cam tavanı ve ters bir piramit şeklindeki orta boşluğu, araştırma yapan, çalışan ve kitap okuyanlara verebileceği en fazla doğal ışığı vermekte çok başarılı. 2011’de inşa edilen bu yeni şehir kütüphanesi, geceleri mavi ışıklarla aydınlatılıyor ve “Uykusuzlar İçin Kütüphane” adındaki bir bölümü gece boyunca açık kalıyor. Açıldığından beri Stuttgart şehrinin kültürel merkezi haline gelmiş kütüphanenin içinde ve terasındaki kafelerin de şehrin tercih edilen mekanlarından olduğunu unutmayın.
Stadtbibliothek Stuttgart Websitesi
Musashino Güzel Sanatlar Üniversitesi Müzesi ve Kütüphanesi, Tokyo, Japonya
Fotoğraf: Flickr/yoxito
Tokyo’daki Musashino Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin kütüphanesi kütüphaneler içinde muhtemelen en çok işlevine odaklanan bina. Çünkü bu kütüphane, kitaplıklar kullanılarak inşa edilmiş! 2500 metrekare alana sahip binanın tüm duvarları, cam kapaklı ahşap kitaplıklardan oluşuyor, kitaplar yalnızca bilgi alma ihtiyacını değil, barınma ihtiyacını da karşılıyor. İçerideyse merdivenler ve sütunlar dahi içine kitap konulabilir şekilde tasarlanmış. Mimar Sou Fujimoto, binayı tasarlarken “bir kitap ormanı” hayal etmiş olsa da 2011’de kapılarını açan bu kütüphane henüz çok yeni sayılır; bu yüzden bu kadar kitaplığın olduğu bir binada şimdilik bir kitap ormanı yerine boş raflar göze çarpıyor. Gittikçe büyüyen, canlanan ve gelişen her orman gibi bu kütüphanenin de zamanla mimarının hayal ettiği forma dönüşeceğine şüphe yok. Aynı zamanda bir müze olan kütüphane, her gün değişen saatlerde ziyarete açık.
Musashino Univeristy Library Websitesi
Ve tabii İstanbul’un farklı semtlerindeki kütüphaneler… Seyahate çıkmadan önce kendi şehrinizdeki kütüphanelerde de vakit geçirebilir, hem tarihi ve mimari birer eser olan binalarını inceleme hem de koleksiyonlarındaki kitaplar arasında kaybolma fırsatı bulabilirsiniz. Beyazıt Devlet Kütüphanesi (fotoğrafta), Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi, İBB Atatürk Kitaplığı ve SALT Araştırma bunlardan birkaçı… İstanbul’da sevdiğimiz kütüphaneler listemizde toplamıştık.
İlk yorumu siz yazın!