Edebiyat Dünyası ve AI: Nitelik ve Nicelik Tartışmaları
Robot Sophia’nın sergisi, Midjourney eserleri ve son olarak Jerry Saltz’ın Refik Anadol eleştirileri… Yapay zekanın modern sanattaki yeri tartışma konusu olmayı sürdürürken, ChatGPT gibi platformların kullanımının artmasıyla, benzer tartışmalar edebiyata da taşınıyor.
ChatGPT, OpenAI tarafından geliştirilen ve kendisine verilen girdiye göre insan benzeri metinler üretebilen bir yapay zeka dil modeli yani bir bakıma yazımın Midjourney’i gibi düşünmek mümkün. Aylık bilim kurgu dergisi Clarkesworld’ün Mashable ile paylaştığı bilgilere göreyse işler şu noktada ilginçleşiyor: ChatGPT kullanan insanlar, yapay zeka tarafından üretilen sohbet robotundan bir kısa öykü yazmasını istiyor, ürettiği metni kopyalıyor ve bu çalışmayı yayınladıkları yazılar için ödeme yapan edebiyat dergilerine gönderiyor.
Clarkesworld’ün editörü Neil Clarke “ek iş”lere (side hustle) ilişkin önerilerde bulunan sayfaların cesaretlendirmesi ile birlikte insanların daha kolay bir biçimde para kazanmak için bu yöntemi sıkça kullanmaya başladıklarını ve derginin yalnızca Şubat ayında yapay zeka tarafından yazılmış 500 öykü başvurusu aldığını belirtiyor. Genellikle kötü yazılmış ve hatta çoğu zaman aynı başlıklara sahip AI öykülerinin tespitleri kolay olsa da Clarkesworld’ün gönderim sisteminde yarattıkları karmaşa nedeniyle başvuruları durdurmak zorunda kaldıklarını ekliyor.
AI tarafından yazılan öykülere dair bir diğer sorun ise eser sahipliğinin ve bundan doğan hakların kime ait olacağı. Örneğin AI teknolojisini görseller yaratmak için kullanan Midjourney cephesinde telif hakkı krizleri başlamış durumda. Hatta karşımıza bu tartışmalardan doğan yeni bir kavram olarak “AI image scraping” çıkıyor. Sanatçılar üretimlerini gerçekleştirirken kendilerinden önceki büyük sanatçılardan, sanat tarihinin birikiminden referans alıyorlar. Aslında yapay zeka destekli araçların yaptığı da bundan çok farklı değil. Milyonlarca çevrim içi kayakta yer alan, insanlar tarafından yapılmış çizimleri kendilerini eğitmek için kullanıyorlar. Kimi şirketler hangi dataları kullandıklarını açıkça söylerken diğerleri bunu yapmamayı tercih ediyor. Örneğin; Stable Diffusion’ın Alman yardım kuruluşu LAION tarafından bir araya getirilen bir veri kümesini kullandığını biliyoruz. Çok daha sık karşımıza çıkan Midjourney ise kaynaklarını açıklamayanlar arasında.
Bu mantık üzerinden, AI platformlarının edebiyattaki yerine geri dönersek; ChatGPT gibi yapay zeka dil modelleri de yazıları oluşturmak için, Wikipedia, kitaplar, haber makaleleri, bilimsel dergiler gibi kaynaklardan edindiği veri kümelerini kullanıyor. Bu da yakın zamanda “AI image scraping’ tartışmalarının benzerlerini belki de metinler üzerinden ‘AI writing scarping’ gibi kavramlar üzerinden yapmamızın olası olduğunu gösteriyor. Günün sonunda diğer pek çok alanda olduğu gibi AI edebiyat için de üretim sürelerini kısaltırken üretilebilen içerik sayısını artırıyor. Yine de söz konusu yaratıcı işler olduğunda aklımızdaki soru çok da değişmiyor: “Nicelik adına nitelikten feragat etmeye hevesli miyiz?”
Kapak Fotoğrafı: uxcontent.com
İlginizi çekebilir: Melike Büşra’dan Yapay Zeka ve Sanat
İlk yorumu siz yazın!