Efes: Antik Kentlerin En Güzeline Seyahat
Türkiye’nin en ünlü, Avrupa’nın ise sayılı antik kentlerinden biri olan Efes Antik Kenti’ni kendi deneyimimden yola çıkarak, kısaca anlatmak istiyorum. 2020’deki ilk ziyaretimden sonra geçtiğimiz Şubat ayında arkadaşlarımı da gezdirmek bahanesiyle tekrar bu nadide kenti ziyaret ettim. Gezi esnasında, “Neden burasıyla ilgili bir yazı yazmıyorum?” diye düşündüm ve Efes’le ilgili düşünce ve deneyimlerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Efes Antik Kenti
İyonya denizi kıyısına kurulan Efes, ilk olarak Antik Yunan kenti olarak biliniyordu. Kentin kuruluşu Cilalı Taş Devri M.Ö. 6000 yıllarına dayanıyor. Roma İmparatorluğu’nun zaman içerisinde büyüyerek Akdeniz’i ve Efes Antik Kenti’ni ele geçirmesiyle, bu kentin kontrolü Antik Roma’ya devredilir.
Her yıl ziyaretçi rekoru kıran Efes Antik Kenti, ilk olarak 1996 yılında UNESCO geçici miras listesine alınır. 2015 yılına gelindiğinde ise UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi’ne girer.
Efes Antik Kenti; İzmir Selçuk ilçesine sadece 5 km uzaklıkta. Ulaşımı ise oldukça kolay. İzmir’in merkezi bir noktasından metroyla Selçuk İstasyonu’na doğru devam edin. Selçuk İstasyonu’nda indikten sonra 10 dakika yürüme mesafesinde yer alan Selçuk Otogarı’ndaki Efes dolmuşlarıyla 15 dakika sürecek bir yolculuk sonrası Antik kente ulaşmak mümkün. Ya da bir alternatif olarak taksi kullanmayı da düşünebilirsiniz.
Artemis Tapınağı
Artemis Tapınağı’nın yapılışına dair değişik görüşler mevcut. En yaygın olanı M.Ö. 550 yılında Lidya kralı Croesus’un emriyle bereket tanrısı Artemis için yapılmış olduğu yönünde. Yapımı ve projelendirilmesinin yaklaşık olarak 120 yıl sürdüğü söyleniyor. Giritli mimarlar tarafından inşa edilen tapınağın, Lidya’nın zengin kralı Kroisos tarafından finanse edildiği de düşünülüyor.
Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak anılan Artemis Tapınağı 1869 yılında, İzmir-Aydın demiryolu yapımında görevli İngiliz mühendis J. T. Wood tarafından bulunur. Maalesef bu tapınak bulunduğu yerden alınarak İngiltere’de sergilenmek üzere British Museum’a götürülür.
Tapınak, Efes’in Kuzeydoğusu’nda bulunuyor. Tapınağın bulunduğu yerde ise fotoğrafta gördüğünüz gibi sadece birkaç antik taş ve sütunlar yer alıyor.
Celcus Kütüphanesi
Celcus Kütüphanesi Avrupa’nın en ünlü antik kütüphanelerinden biri sayılıyor. Eğer Antik Kent’e doğu girişinden girdiyseniz antik tiyatrodan çıkıp 100 metre yürüdükten sonra hemen sağ tarafınızda bu muhteşem yapıyı görebilirsiniz. Efes Celsus Kütüphanesi’nin yapılışı M.S. 135 olarak belirtilir. Celsus; Trajan’ın yönettiği Roma İmparatorluğu’nda o dönemin en önemli senatörlerinden birisidir. Oğlu Aquila’nın ön ayak olduğu kütüphane, babası Celsus’un anısına yaptırılır. O dönem kütüphanede yer alacaj kitapların temin edilebilmesi için tam 25 bin altın toplanır. Bence burası Antik Kentin en büyüleyici yeri.
Kitaplığın ön cephesinde muhteşem heykeller göze çarpıyor. Sütunlar arasındaki kaidelerin üzerinde yerleştirilen 4 adet kadın heykeli Antik heykel sanatının nadide örnekleridir. Bu heykeller Bilgelik, Bilgi, Zeka ve Erdem gibi Antik Çağ’ın önem verdiği değerleri temsil ediyor. Maalesef bazı heykellerin kafası yok. Zaten bölgede meydana gelen depremler nedeniyle Antik Kent büyük tahribatlara uğramış. Bakanlık, Üniversite ve Sivil Toplum Kuruluşları girişimiyle de deprem sonrasında restore etmek için yoğun gayretler sarf edildi.
Antik Tiyatro
Antik Kent’in Doğu girişinden içeriye girdiğiniz zaman sağda göreceğiniz tiyatro, aynı anda 25.000 kişiyi ağırlayabilen bir kapasiteye sahip. Tiyatro’nun sahnesi zaman içerisinde tahribata uğramış olsa da oturma alanları gayet sağlam.
3 kattan oluşan tiyatronun her bir katı farklı dönemlerde, kentin zenginliği ve ihtişamıyla paralel olarak eklendi. İmparator Neron bu tiyatronun 2. katını heykeller, oymalar ve çeşitli sanatsal yapılarla inşa ettirdi. Sonrasında Septimus Sevenus ise tiyatronun 3. katının inşasını sağlayarak ortaya çok büyük bir tiyatro sahnesinin oluşmasına vesile oldu. Keşke her şey normale dönse de burada tiyatro, konser gibi etkinlikleri görebilsek.
Kuretler Caddesi
Efes’in birçok yapısı Kuretler Caddesi’ne doğru uzanıyor. Burayı İstanbul’un İstiklal Caddesi gibi düşünebilirsiniz. Cadde, Celsus Kitaplığı’na doğru uzanmakta olup adını bir rahip sınıfından alır. Burası Antik Kent’in en ünlü caddesi. Zamanında şehre krallar geldiğinde ya da dini bir tören olduğu zaman bu caddeden geçiliyordu.
Caddenin iki kenarında tabanları mozaikli ve sütunlu galeriler bulunuyor. Kuretler Caddesi’nin birçok heykel yer alır. Hatta şu anda Efes Müzesi’nde sergilenen Konsül Stephanos Heykeli de buradan çıkarılmış. Bu caddede Roma altyapısının benzersiz örneğini görebilirsiniz. Kuruluşundan binlerce yıl geçmesine rağmen hâlâ aktif bir şekilde, tahribata uğramadan kullanılmaya devam ediliyor. Bu caddede yürürken kendinizi Antik Çağ’da gibi hissedeceksiniz. Cadde’den Celcus Kütüphanesi’ne yürüdüğünüz zaman sol tarafınızda Yamaç Evler kalacak ve burayı da gezmenizi tavsiye ediyorum. Yamaç Evler, Antik Kent’in Roma Dönemi’ne ait yedi evden oluşan bir yerleşim alanı. Çok iyi korunan evler, Bülbül Dağı eteklerindeki teraslar üzerine inşa edildi. Burayı ziyaret etmek isterseniz giriş için tekrar bir ücret ödemeniz gerektiğini de hatırlatmak isterim.
Hadrianus Tapınağı
P. Vedius Antoninus Sabinus tarafından bağışlanan bu küçük tapınak benzeri anıt, mimari bir kaynağa göre Imparator Hadrianus’u onurlandırma amacıyla inşa edilir. Tapınak, Kuretler Caddesi’nin hizasında yer alır. Kült odasının önünde bulunan sütün düzeneği Suriye tipi denilen türde bir alınlığa sahip. Kapı lentosunun üzerinde Efes Antik Kenti’nin kuruluş efsanesinin canlandırıldığı kabartmalar Geç Antik Çağ’daki bir tadilat sırasında eklenir. M. S. 300 yıllarında buraya İmparator Diocletianus, Costantius, Maximianus ve daha sonra ise l. Theodosius’un heykelleri yapılır.
Efes Antik Kenti çok büyük ve görkemli… Alanı gezmek için en az 2 saatinizi ayırmanızı öneririm. Eğer Antik Kent’e kalabalık bir şekilde gelirseniz girişte rehberler tarafından karşılanıyorsunuz. Dilerseniz Rehberler Efes Antik Kenti’nin tarihini hikâyelerle birlikte anlatarak tüm kenti size gezdirebiliyor. Bu hizmetin ücret karşılığında olduğunu da eklemek isterim.
Buraya geldikten sonra da Şirince, Meryem Ana Evi ve Efes Müzesi gibi yakın yerleri de rotanıza eklemeyi düşünebilirsiniz. İleride birkaç kez daha Efes Antik Kenti’ni ziyaret edeceğimi şimdiden hissediyorum 🙂
Kapak Fotoğrafı: Mert Kahveci (unsplash.com)
İlginizi Çekebilir: Merve Oflaz’dan Afrodisias Antik Kenti
Her yıl gitmezsem kendimi iyi hissedemiyorum dediğim yerlerden biri Kaş biri Efes. Ne güzel anlatmışsın, kalemine sağlık.
Teşekkür ederim 😀😀 Efes'in insanlar üzerinde iyileştirici bir özelliği olsa gerek🙂 Şüphesiz yeryüzünün en güzel yerlerinden biri