Sorduk: Türkiye'de En İyi Tatil Beldesi Neresi? Vol.1
Ezgi, Nergis, Serra ve Lisya’ya Türkiye’de en sık gittikleri ve en sevdikleri tatil beldelerini sorduk. Keyifle okuyun!
Kaş – Ezgi Doğanay, Reklamcı & Urban Melody Yayın Yönetmeni Türkiye’nin En İyi Tatil Beldeleri
Türkiye’deki tatil beldelerini düşününce seçim yapmak oldukça zor çünkü Ege ve Akdeniz’e inince zaten her yer ayrı güzel. Uçaktan indiğimiz anda büyük şehirlerde fazla rastlamadığımız farklı kokular burnumuza çarpar. Bir yanda zeytin ağaçları, diğer yanda masmavi deniz ve güneşin sıcağıyla karışmış yaz kokusu…
Favori tatil beldemi seçmek gerekirse sanırım, Kaş benim için birinci sırada yer alıyor. İklimi güzel, denizi güzel, yemekleri güzel, insanı güzel kısacası Kaş’la ilgili her şeyi seviyorum diyebilirim. Burada kimse kimseyi yargılamıyor, gösteriş yapmıyor, herkes kendi halinde ama bu kendi halindelik size karşı çok mesafeli anlamında değil, herkes çok cana yakın ve yardımsever.
Kaş’ta denize girmek için nereye gitmeli diye sorsanız, ‘Kaş’ın her yerinde deniz harika’ cevabını alırsınız. Benim favorilerim ise 1. Kaputaş plajı: Üşenmeyin mutlaka gidin. Öğleden sonra dalgalar artıyor, bence yine de güzel ama dalgalı deniz sevmiyorsanız sabahtan gitmekte yarar var. 2. Hidayet Koyu: Artık buraya bir beach club açılmış ama rahatsız edici bir aşırılık yok. Kaliteli ve düzgün bir yer ve denizi inanılmaz güzel bir koy, gidin, balıklarla yüzün! 3. Limanağzı’ndaki Mekanlar: Ben Bilal’in Yeri’ne gitmiştim. Marinadan sürekli kalkan motorlarla 10-15 dakikada cennettesiniz, deniz yine masmavi tabii.
Yemek konusunda da Kaş’ta seçenek çok! Tüm balıkçılarda hemen hemen aynı mezeler bulunuyor ve hepsi çok lezzetli. Hangisinde yer bulursanız ona gidin mutlaka beğeneceksiniz. Et derseniz kesinlikle Zaika, şansa bırakmayın yer ayırtın! Müzik konusunda da Kaş iddialı. Bu kadar küçük bir yerde İstanbul’dan daha fazla kendinize göre mekan bulabilirsiniz. İster rock, ister jazz, ister pop. Benim tavsiyelerim müzik için; Echo, Gagarin, Hideaway ve nefis kokteyller için Inn Bar. Bir de gün batımı için tabii ki Deja Vu.
Kabak Koyu, Nergis Sevinç, Reklamcı Türkiye’nin En İyi Yaz Tatil Beldeleri
Siz de eğer şehrin kalabalığından ve rutin hayatınızdan biraz uzaklaşmak istiyorsanız en iyi seçenek Kabak Koyu. Çeşme, Bodrum veya Kaş evet çok güzel, ancak Kabak Koyu’nda kendinizi tamamen dış dünyadan uzaklaştırarak, vaktinizi isterseniz sadece dinlenerek veya hiç durmadan aktivite yaparak geçirebilirsiniz. Biz iki kez üst üste Shambala isminde bir otelde kaldık. Aradığınız her şeyi biraz şehir konforundan da ödün vermeden burada bulabilirsiniz. Sahil çok keyifli, deniz çok güzel, insanlar çok rahat… Eğer tüm gün sahilde vakit geçirmek istemezseniz tekne ile gizli koyları keşfetmek için tur yapabilirsiniz. Biraz macera olsun derseniz şelaleye yürüyebilir veya uzak/yakın güzel koylara ormanların arasından taşların üzerinden geçerek hem eğlenceli hem heyecanlı bir yürüyüş yapabilirsiniz. Sakin bir tatil isterseniz de otelinizde manzaraya karşı içkinizi yudumlayabilir sabahları yoga derselerine katılabilirsiniz.
Biraz da Cennet Koyu’ndan bahsetmek istiyorum. Kabak Koyu’ndan daha da güzel olan bu gizli kalmış bölgeye tekne ile veya 2,5 saatlik bir orman yürüyüşü ile varabilirsiniz. Gelecek 2-3 tekne dışında kimse olmayacak ve bembeyaz kum ile masmavi bir deniz sizi karşılayacak.
Çeşme – Lisya Kalma, themagger.com Yayın Yönetmeni Türkiyenin En İyi Deniz Tatil Beldeleri
Çeşme bitti diyorlar, gerçekten öyle mi? Biz Türkler olarak bir yeri çok sevdik mi, bir belde çok popüler oldu mu, orayı fazlasıyla geliştirmeye, dokusunu bozacak mekanlar açmaya çok meraklıyız. Kanımızda var… Yalnızca Çeşme değil, Kaş’a da aynısını yapıyoruz, Bodrum’a da yaptık. Ancak Çeşme yalnızca dokuyu bozan restoran ve barlardan, Alaçatı’nın kalabalıklığından ibaret değil. Alaçatı’nın inanılmaz fazla popülerleşmesinden sonra, yeni mekanların açılmasıyla güzelleşen Hacımemiş Mahallesi’ne hafta içi giderseniz fikirleriniz çok değişir. Size önereceğim birkaç mekan Çeşme-Alaçatı hattına olan önyargılarınızı değiştirecek.
Örneğin, Hacımemiş’te bulunan Eflatun… İnanılmaz tatlı sahipleri var. Yemekleri inanılmaz lezzetli. Bir robespierre’i var dillere destan. Bir deniz mahsüllü makarnası var dillere destan. Eflatun’a gittiğinizde yapmanız gereken, içerdeki avlusunda oturmak. Böylece Hacımemiş’in kalabalığından uzaklaşıp, kendinizi İtalya’da hissediyorsunuz. Ben Hacımemiş’te Kapari Bahçe’ye de bayılıyorum. Kapari Bahçe’ye rezervasyon yaparken mutlaka sokakta değil, bahçesinde oturmak istediğinizi söyleyin. Böylece muhteşem bir atmosferde, leziz kokteyllerinizi içerken buraya bayılıyorum diyeceksiniz. Çeşme’de herkes beach’lerin giriş paralarından şikayetçi. O zaman Boyalık’ın halk plajını deneyin. Bayram ve hafta sonları çok kalabalık olan bu plaj, hafta içleri, özellikle sabah 9-11 saatleri arasında bir cennet. Rüzgar yoksa girdiğiniz denizin güzelliğine inanamayacaksınız. Dalyan’da bulunan Ladin Otel’in denizinin rengi de havuz gibidir. Tertemizdir. Happy hour ve insan görme meraklısı değilseniz Ladin’in denizine gidin. Yaş ortalaması daha büyük olacak, ama gününüz kalabalıktan uzak ve çok keyifli geçecek.
Kumru mu yemek istiyorsunuz? Ilıca’daki Kumrucu Aykut‘un kumrusunu deneyin. Sakin ortamı, eski Çeşme’de olduğunuzu hisseceğiniz lokasyonu ve nefis kumrusuyla mutlu bir öğün geçireceksiniz.
Çeşme’de balık yemek için, illa Alaçatı’nın merkezine gitmek zorunda değilsiniz. Starfish restoran, Fethi’nin Yeri – Adabalık, Horasan gibi deniz kenarındaki balıkçıları tercih ederseniz, gerçekten güzel bir tatilde olduğunuzu hissedersiniz. Biraz dans etmek istiyorum derseniz, yine tarzınız olmayan insanların geldiği, et ete olan barlara gitmeyin; Veranda Alaçatı‘yı tercih edin mesela. Leziz mezelerin ardından, Türkçe 90’lar eşliğinde, kumların üzerinde saatlerce dans edin.
Bir tatil beldesini sevmek için, illa çok bakir olmasına veya “in” yerlere gitmenize gerek yok. İyice araştırın ve sevdiğiniz tarz mekanları tercih edin. Sonucunda çok başka bir deneyim yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz.
Akyaka – Serra İnce, Dijital Medya Danışmanı
Akyaka’nın merkezine inerken bir dağ yolundan aşağı iniyorsunuz. Tam Akyaka’nın girişinde bir enerji koridoru olduğunu düşünüyorum. Sanki hayat yavaşlıyor, yavaş çekim gibi. Sonra birden güzel yemekler, Azmak’ın 8 derece suyu, gecenin derinliklerine doğru spontane plaj partileri derken ruhunuz yavaş kalsa bile vücudunuz hareketleniyor. Yaşamak için ilk adımlarımızı attığımız Akyaka benim için böyle bir yer işte. Öneri mi?
Kimseyi dinlemeyin, bırakın kendinizi, emin olun olmanız gerektiği yerde olacaksınız. Biz sevgilimle neredemiyiz? Deli Memet’te yöresel otlardan kokteyl içiyor olabiliriz, 22’de gözlerimiz kapalı dans ediyor olabiliriz, rüzgardan sarhoş olmaya kiteboard yapmaya gitmiş olabiliriz, bakir koylarda şarabımız ile güneşi batırıyor olabiliriz.. Biz oralardayız. Akyaka’ya geldiyseniz, yavaşlayın.
İlk yorumu siz yazın!