En Uzun Gece: Kimlik ve Aidiyet Peşinde Bir Yolculuk
Kim olduğumuz ve ait olduğumuz yeri bulmaya yönelik arayış, kimi zaman beklenmedik yoldaşların rehberliğiyle şekillenir. Dünyanın son beyaz kayalık gergedanı ile terk edilmiş bir penguenin “kendi denizlerine” doğru çıktıkları sıra dışı yolculuğa tanık olun: Athica Books’tan En Uzun Gece! Kimlik, aidiyet ve bağ kurma üzerine kurulu bu dokunaklı hikaye, en uzun gecede dahi kirli su birikintisinin içinde parıldayan yıldızlar olduğunu hatırlamak isteyenlere göre.
“Benim bir adım yok ama kim olduğumu biliyorum. Babalarım bana bu hayatta bir isme sahip olmaktan daha önemli şeyler olduğunu öğretti. Evet benim birden fazla babam var. Bu hikaye küçük bir yumurta için her şeylerini riske atan babalarım Chiku, Wimbo ve Norden’ın hikayesidir.”
Çocuk kitaplarının büyüsüne yalnızca çocukken değil, her zaman kapılmışımdır. Yıllardır resimli kitaplar, masallar ve çocuk romanları topluyorum. Bana göre, çocuk edebiyatı eşsiz bir çekiciliğe sahip; derin gerçekleri basit ama büyülü bir şekilde anlatıyor. En küçük nezaket eylemi bile muazzam bir önem taşıyor, hayata dair benzersiz bir bakış açısı sunuyor. Bir yetişkin olarak bu hikayelerde her zaman ilham bulduğumu söyleyebilirim. Sevgi ve umut temalarıyla bağlantı kurmak için kendimi sık sık bu kitapların sayfalarında bulduğum da bir gerçek. Bu yıl bu deneyimi bana yaşatan hikayelerin başında En Uzun Gece geliyor. 2024 yılında okuduğum ilk kitap olan En Uzun Gece, yıl boyunca dönüp dolaşıp sayfalarını çevirdiğim, benim için “Yılın kitabı!” dediğim bir kitap.
Athica Books aracılığıyla bizle buluşan, 21. Munhakdongne Çocuk Edebiyatı Ödülü sahibi En Uzun Gece, yaş sınırlarını aşarak okuyucuya derin düşünceler sunuyor. Denizi bulma yolculuğunda sayısız uzun gecenin hikayesini anlatan kitap, dünyada kalan son beyaz kayalık gergedanı Norden ve terk edilmiş “uğursuz” bir yumurtadan çıkan genç penguenin yol hikayesi. Her bir adımda acı, öfke, umut, kimlik arayışı, birbirine sıkıca kenetlenme ve hayatımızda yaşadığımız her bir duygu var. Norden ve penguen arasındaki bağ, tüm farklılıklarına rağmen yol aldıkça derinleşiyor; fiziksel bir yolculuktan çıkıp derin bir duygusal yolculuğa evriliyor.
En Uzun Gece’nin güzelliği sadeliğinde yatıyor. Kışkırtıcı ama nazik dil, ağır olmadan duygusal derinliği aktarabiliyor. Uçsuz bucaksız ve belirsiz bir dünyada yol alan gergedan ve penguenin arkadaşlığı, yol boyunca bir sığınak haline geliyor. Birbirlerini tam anlamıyla anlamıyor olsalar dahi bu “biz” olma hikayesi, her yaştan okuyucuya en beklenmedik arkadaşların bile hayatımızda can simidi olabileceğinin bir işareti.
Kimlik ve Aidiyet Arayışı
“Şu ufku görüyor musun? Yeşil renkte parıldıyor. Bu benim denizim.”
Norden
Edebiyatta sıklıkla karşılaştığımız aidiyet arayışı En Uzun Gece’de dokunaklı bir şekilde ele alınıyor. Kitap boyunca hem Norden hem de penguen için “Ben kimim?” sorusu, hikayeyi şekillendiren temel unsur. Çocuk edebiyatı eleştirmeni Song Soo Yeon “kendi kimliğinle yaşamak”ın acısı, korkusu ve coşkusunu basit ve derin bir şekilde gösterdiğini söylüyor En Uzun Gece için. Gerçekten de öyle. Capcanlı imgeler, içten hikaye anlatımı dünyadaki yerimizi bulmak için kurduğumuz bağlar ve kat ettiğimiz mesafeler üzerinde düşünmeye davet ediyor bizi. Bir gergedan veya penguen olabiliriz; ama özümüzde, gerçekten kimiz?
“Türünün son örneği” Norden ve “uğursuz” denilerek terk edilmiş bir yumurtadan dünyaya gelen penguenin kimlik arayışıyla boğuştuğu bu hikayede, deniz, kimlik ve aidiyetin metaforik bir keşfi. Attıkları her adım, onların kim olduklarına ve birbirleri için ne anlama geldiklerine dair yeni bir cevap. Kimlik bu hikayede sabit bir varış noktası değil; deneyimler ve bağlarla şekillenen akışkan bir yolculuk. Kimlik yalnızca nereden geldiğimiz, ne ile etiketlendiğimiz veya “ne olduğumuz” da değil; beslediğimiz bağlar, gösterdiğimiz cesaret, “kim olmayı seçtiğimiz” üzerine inşa edilen bir kavram. Hatta uğursuz bir yumurtadan çıksak dahi, kendimizi sevilen ve mutlu biri olarak görebilme gücümüz kimliğimiz. Zaman zaman unutsak da, En Uzun Gece kimliğin hem kişisel hem kolektif bir yolculuk olduğunu, tıpkı denizin kendisi gibi sonsuz ve derin olduğunu hatırlatıyor.
Neden Okumalı?
Temasından dolayı Küçük Prens’le kıyaslanan En Uzun Gece, -benim nezdimde-, biraz büyük konuşuyorum ama ilerleyen senelerde Küçük Prens’i geçebilecek nitelikte. Duygusal derinliği ve sessizce işlenmiş metaforları ile bu kitap, her yaştan okuyucuya hikayeden çok daha fazlasını sunuyor.
Türünün son örneği olmanın yalnızlığını her zaman yüreğinde taşıyan Norden ve köksüz penguenin hikayesi, kayıp ve yalnızlık temalarını işlerken dahi umut dolu. Zorluklar ve belirsizliklerle mücadele ederken, hikaye, nihai hedefin değil, yolculuğun kendisinin ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyor bizlere. Bu hikaye, hem çocuklara hem de yetişkinlere, zaman zaman yalpalasak da kendimizi toparlayıp yeniden yola koyulacak gücü içimizde bulabileceğimizi gösteriyor.
Yol boyunca Norden ve penguen kendileri ve birbirleri hakkında daha fazla şey keşfediyor. Bu süreç çocukların büyüdükçe karşılaştıkları kimlik ve aidiyet gibi temel kavramlara dokunuyor. Bu sebeple, En Uzun Gece bana kalırsa çocukların kimlik ve aidiyet kavramını keşfetmeleri için ilgi çekici ve erişilebilir bir yol. Dahası, gergedan ve penguenin hikayesi, çocuklara benzersiz yönlerini kucaklamayı öğretirken, kendilerinden farklı olanlarla kurdukları ilişkilerin güzelliğini fark etme konusunda bir kılavuz.
Yetişkinler olarak bizler de zaman zaman bu hatırlatmalara ihtiyaç duyuyoruz. Kimlik kolektif bir deneyim. Birey olarak kendi yolumuzu çizerken, çevremizle kurduğumuz bağların kimliğimizi nasıl şekillendirdiğini sıklıkla gözden kaçırıyoruz. Her ne kadar “bireyselliğin” baskın olduğu bir dünyada yaşıyor olsak da, En Uzun Gece topluluğun önemi ve ilişkileri şekillendirme biçimini zarifçe gösteriyor; paylaştığımız bağlar ve çıktığımız yolculuklar aracılığıyla kim olduğumuzu keşfetme fikrini bize hatırlatıyor.
En uzun, en karanlık gecelerde dahi umut ve bağın bizi daha parlak bir ufka götürebileceğini hiçbir zaman unutmayalım. Herkesin kendi denizini bulması ve zaman zaman “uğursuz yumurta” olarak görülse de, kendi benliğini kucaklayarak büyük denize tek başına dahi olsa açılabilmesi dileğiyle.
Göz göze, kalp kalbe, can cana ve burun gagaya…
KAPAK: Yaprak Civan
Athica Books aracılığıyla bizle buluşan
En Uzun Gece kitabını buradan sipariş verebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Yaprak Civan’dan Aradığın Şey Kütüphanede Saklı
İlk yorumu siz yazın!