Ayın Yeni Çıkan Albümleri: The Cure’dan Linkin Park’a
Kasım ayının yeni çıkan albümlerinden seçtiklerimle sizlerleyim.
İlk olarak uzun süredir beklenen albümle başlayalım. The Cure, 16 senelik bir aradan sonra 14. albümü Songs Of A Lost World’u piyasaya sürdü. Albüm, David Bowie ile yaptığı çalışmalarla da tanınan gitarist Reeves Gabrels’in The Cure üyesi olarak yer aldığı ilk çalışma. Songs Of A Lost World, İngiltere başta olmak üzere pek çok ülkede listelerin zirvesine yerleşirken müzik otoritelerinden de olumlu eleştiriler aldı. Gayet beğendiğim albüm hakkında söyleyeceğim ilk şey oldukça karamsar olması. Futbol deyimiyle konuşursam, “I Can Never Say Goodbye”, “All I Ever Am” ve “Endsong”dan oluşan albümün arka üçlüsü, yani son üç şarkı oldukça sağlam olmuş.
Şimdiki durağımız İsveç. Progresif metal’in en önemli temsilcilerinden Opeth, yeni davulcusu Waltteri Vayrynen ile The Last Will And Testament isimli bir konsept albüm çıkardı. Albüm ile ilgili dikkat çeken noktalardan biri, brutal vokalin geri gelmesi. I. Dünya Savaşı sonrası varlıklı bir patriğin vasiyeti ile ortaya çıkan şok edici aile sırlarını konu edinen albümün üç parçasında, konuk olarak efsane müzisyen Ian Anderson yer alıyor. Zaten flüt albüme çok yakışmış. Flütün yanında güzel bir gitar soloyo da sahip olan, albümün ismi olan tek parçası “A Story Never Told” benim favorim.
İskoç alternatif rock grubu Primal Scream, Come Ahead isimli yeni albümünü yayımladı. Albümün ismi bir Glaskow teriminden geliyor. Bizdeki kavga öncesi “Sıkıysa gel”e benzer bir anlamı var. Grubun vokalisti Bobby Gillispie, bu terimin albümün cesur ve özgüvenli tarzını yansıttığını söylemiş. Albümün kapağında Bobby Gillispie’nin ölen babası Robert Gillispie’nin fotoğrafı var. Gospel introsu ile başlayan ilk parçadan itibaren albümde funk, arabesk, disko, hatta caz gibi değişik türlerden esintiler taşıyan ve yer yer sinematik olan şarkılar var. Favorilerim ise Curtis Mayfield parçalarını andıran funk şarkı “Love Insurrection”, “Deep Dark Waters” ve Funkedelic’in muhteşem parçası “Maggot Brain”e benzeyen melodisi ile Leonard Cohen melankolisine sahip, sömürgeciliği ve çıkar uğruna yerli halkların öldürülmesini konu alan 9 dakikalık epik parça “Settlers Blues”.
Gwen Stefani, Bouquet isimli yeni bir albüm çıkardı. İsminden de anlaşılacağı üzere albümde “Marigolds”, Empty Vase” gibi, adında çiçeklerle ilgili terim geçen çok sayıda şarkı var. Gwen Stefani, ailesi dağıldığında yaşadığı zorlukların sonucunda maneviyatını geliştirip her şeyin içinde bir umut tohumu olduğunu fark ettiğini, hayatının bu döneminde umudun ise yeni müzikler yaratmak olduğunu söylemiş. İşte albümde yer alan çiçek teması da bu tohumun çiçek açması. Albümün bence öne çıkan parçası, country sanatçısı eşi Blake Shelton ile düet yaptıkları “Purple Irises”.
Linkin Park’ın beklenen albümü From Zero bu ay görücüye çıktı. Chester Bennington’ın ölümünden sonra, yeni vokalist Emily Armstrong ve davulcu Colin Brittain’den oluşan yeni kadrosuyla çıkan ilk albümde gözler Emily Armstrong’un performansındaydı. Grupla ilgili daha önce yazdığımda Emily’nin ses yapısının gruba uyduğundan bahsetmiştim. Albümü dinledikten sonra performans olarak da çok iyi iş çıkardığını düşünüyorum. Bütün olarak bakarsak From Zero’yu beğendim ancak “Heavy Is The Crown” dışında öne çıkaracağım çok parça bulamadım.
Amerikalı rock grubu Marilyn Manson, One Assassination Under God – Chapter 1 isimli bir albüm çıkardı. Grubun hayranları dışında, genel rock dinleyicisini de memnun edebilecek bir albüm ortaya çıkmış. Gruba biraz mesafeli olan ben de bu albümü sevdim. Kendi içinde bir bütünlüğe sahipmiş gibi duran albümün ikincisinin de gelmesi muhtemel. Albüm öncesi çıkan ilk üç single’ın listelerde büyük başarı yakaladığı albümde, “Death Is Not A Costume” öne çıkardığım parça.
Sırada iki İngiliz sanatçıdan albüm haberi var. İlk olarak yetmişlerden beri aktif olan, rock’ın yanı sıra blues, folk, caz gibi türleri de müziğinde kullanan Joan Armatrading’in yeni albümü How Did This Happen And What Does It Now Mean’den bahsedelim. Rock, pop, gospel gibi türlerin sularında gezinen albümün “Back And Forth” isimli parçasında sanatçı gitarını konuştururken albümün en beğendiğim parçası, 80’ler rock parçalarına göz kırpan “Someone Else” oldu.
Diğer albüm ise, ülkelerinden kaçarak İngiltere’ye sığınan Ugandalı bir ailenin çocuğu olan Michael Kiwanuka’nın yeni albümü Small Changes. Soul, rock gibi türleri 2010 ‘lardan beri başarıyla icra eden ve bence gittikçe bozulan müzik dünyasının son 15 senesindeki cevherlerden biri olan sanatçı, yeni albümünde de bu başarısını devam ettirmiş. Hayatımızdaki küçük değişikliklerin derin etkilerini konu alan “Small Changes”, Portishead’in “Roads” parçasına benzeyen arka planı ile albümün dikkat çeken şarkılarından biri. Pink Floyd’un efsane parçası “Shine On You Crazy Diamond”dan esintiler taşıyan “Lowdown (Part 2)” ve “Follow Your Dreams” albümün diğer sevdiğim parçaları oldu.
Ekim Ayının Yeni Albümleri
Ekim ayında çıkan yeni albümlere bir göz atalım.
Post rock’ın en önemli gruplarından Kanadalı Godspeed You! Black Emperor, No Title As Of 13 February 2024 28,340 Death isimli yeni bir albümle karşımızda. Albümün ismi, 7 Ekim 2023 – 13 Şubat 2024 tarihleri arasındaki İsrail saldırıları sırasında, Gazze Sağlık Bakanlığı tarafından bildirilen hayatını kaybeden Filistinli sayısından geliyor. Albümle ilgili bir başka detay da albümdeki tüm parçaların isimlerinin büyük harfle yazılmış olması.
Radiohead üyeleri Thom Yorke ve Jonny Greenwood’un grubu The Smile, Wall Of Eyes’dan sonra bu sene Cutouts isimli yeni bir albüm daha yayımladı. Albümdeki parçaların bir kısmı Wall Of Eyes albümünün kayıtları sırasında kaydedilmiş. Mesela albümde yer alan “Tiptoe”, önceki albümün tanıtım partilerinde çalındı. Albüme ismini veren Cutouts ise bir casusluk terimi. Minimal yapıdaki albümde en beğendiğim parça “Instant Psalm” oldu.
Doksanlarda fırtına gibi esen Amerikalı punk grubu Offspring, Supercharged isimli yeni albümünü yayımladı. Basçı Todd Morse, davulcu Brandon Pertzborn ve klavyeci Jonah Nimoy’un katıldığı albüm, ismine gönderme yaparsak supercharger’lı bir araba gibi hızlı ve tempolu parçalara sahip. Albümün öne çıkan parçalarından “Come To Brazil” Metallica’nın “Sad But True” parçası gibi başlayıp Metallica’nın trash albümlerine benzer bir şekilde ilerliyor ve “Oley Oley Oley” diyerek futbol tezahüratıyla sona eriyor. “The Fall Guy”, “Truth In Fiction”, “Hanging By A Thread” ve “Looking Out For #1” albümden sevdiğim diğer parçalar.
Punk demişken bu türü icat eden gruplardan Detroit kökenli MC5 (Motor City 5), tam 53 yıl sonra Heavy Lifting isimli bir albüm yayımladı. Ancak albümün çıkmasından önce grubun orijinal gitarist ve vokalisti Wayne Kramer ve davulcusu Dennis Thompson yaşamını yitirdi. Müziklerinin yanında siyasi görüşleri, 60’ların sonunda Vietnam savaşına karşı toplumsal hareketlere destekleri ve hükümet karşıtı duruşlarıyla da adından söz ettiren grubun bu albümünde bulunan “Blind Eye” ve “Hit It Hard” isimli parçalar dikkate değer.
Avustralyalı şarkıcı Kylie Minogue, 2023 tarihli Tension albümünün devamı olan Tension 2’yi piyasaya sürdü. Önceki albümün yüksek enerjili versiyonu olarak tanımlanan albüm, Tension albümüne göre bence daha güzel. Sia, Tove Lo, Bebe Rexha, Diplo gibi isimlerin katkıda bulunduğu dance pop türündeki albümde, biraz Abba parçalarına benzeyen “Taboo” ve “Good As Gone” gibi güzel parçalar var.
“Human” parçasıyla tanınan İngiliz şarkıcı Rag’n’Bone Man, What do You Believe In isimli yeni bir albüm çıkardı. İsmi, annesinin ölümü ile ilgili oğluyla yaptığı konuşmadan gelen albümde “Rush Of Blood” ve Calvin Harris ile beraber yaptıkları “Lovers In A Past Life” isimli güzel parçalar yer alıyor.
Indie türüne bakarsak İngiliz grup Bastille’den yeni bir albüm var. Albümün ismi & (Ampersand). Tarihteki kişisel hikâyeleri konu alan konsept albüm grubun geçmiş albümlerinden oldukça farklı. Daha çok Dan Smith’in bir solo projesi gibi. Hikâye anlatımına dayanan oldukça dingin olan albümde, “Intros & Narrators” ve “Red Wine & Wilde” favori parçalarım. Bir başka indie grubu Razorlight ise, içinde “Zombie Nation” ve “April Ends” isimli güzel parçalar bulunan Planet Nowhere isimli bir albüm yayımladı.
Amerikalı şarkıcı Halsey, hastalıklarla mücadele ettiği sırada son albümü The Great Impersonator’ı yayımladı. Albüm öncesi 18 günlük bir geri sayım başlattı ve her gün albümde yer alan parçaların bir kısmını yayınlayarak, o parça için ilham aldığı müzisyenin kılığına girdi. Başı The Cranberries parçaları gibi başlayıp daha sonralarında da Anouk’un şarkılarına benzettiğim “Ego” bu albümde öne çıkardığım parça.
Progresif metalin önemli ismi Kanadalı Devin Townsend, PowerNerd adlı yeni bir albüm çıkardı. Albümde yer alan “Gratitude” bence çok güzel bir parça. Son olarak Coldaplay’den yeni bir albüm var. Moon Music isimli albüm hakkında ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Şimdilik hoşça kalın.
Eylül Ayının Yeni Albümleri
Eylül ayında çıkan albümlerden seçtiklerimle karşınızdayım.
İlk olarak efsane bir isimle başlayalım. David Gilmour, 5. Solo albümü Luck And Strange’i bu ay yayınladı. Luck And Strange, tam bir aile albümü gibi. Yaşlılık ve ölümlü olmak gibi konuları işleyen şarkı sözlerinin çoğunu, sanatçının eşi Polly Samson yazarken, kızı Romany Gilmour’da vokal – back vokalin yanında, arp da çalarak albüme katkı vermiş. Albümle ilgili ilginç bir nokta ise, yayınlanma tarihi 6 Eylül’ün, aynı zamanda Roger Waters’ın doğum günü olması. David Gilmour, bu albüm için The Dark Side Of The Moon’dan beri en iyi çalışmam demiş. Ben bu görüşe katılmasam bile albümü oldukça beğendim. “Luck And Strange”, vokalde Romany Gilmour’un da yer aldığı, orijinali The Montgolfier Brothers’a ait olan “Between Two Points” ve harika bir soloya sahip olan “Scattered” en sevdiğim parçalar oldu. “Scattered” parçasının bir yerinde David A. Stewart – Candy Dulfer’ın Llily Was Here” şarkısının melodisini duyuyorsunuz. “Sings” isimli parçadaysa David Gilmour cümbüş çalıyor.
İrlandalı post rock grubu God Is An Astronaut, Embers isimli bir albüm çıkardı. Albümde konuk olarak çelloda İngiliz müzisyen Jo Quail ve sitarda Dara O’Brien var. Bazı parçaları dinlerken Kula Shaker grubunu hatırlıyorsunuz. Albümü çok beğendim, hele 10 dakikalık epik parça “Embers”, hiç bir dakikasını boşa harcamamış. Lloyd Hanney’in davuluyla öne çıkan parça, post rock dışında thrash’den, progresif metal’e çeşitli sularda geziyor.
Thrash demişken bu türün önemli gruplarından ve her zaman üstüne koyarak ilerleyen Amerikalı Flotsam and Jetsam, I am The Weapon isimli yeni albümünü yayınladı. Albüme ismini veren parça gayet gaza getirici olmuş.
Pop’un önemli ismi Katy Perry’nin yeni albümü 143, yoğun olumsuz eleştiriler eşliğinde bu ay yayınlandı. Gerçekten eleştirilere hak vermemek elde değil. Albüm genel olarak bence de kötü, sadece “Crush” parçası, çöldeki küçük bir vaha gibi albümün önüne çıkıyor. Albümün ismi ise sayısal olarak” Seni seviyorum” ifadesini temsil ediyormuş.
Amerikalı alternatif rock – chamber pop grubu Mercury Rev, Born Horses isimli bir albüm yayınladı. Jonathan Donahue ve Grasshopper’ın temelini oluşturduğu grubun bu albümünde, 2015 yılından beri grupla çalışan piyanist Jess Chandler ve klavyeci Marion Genser’de yer almış. Başta kuş ve at olmak üzere hayvanlarla ilgili çok sayıda metaforun olduğu albümde, “Your Hammer, My Heart”, “Born Horses”, “There’s Always Been A Bird In Me” gibi çok güzel parçalar var.
Şimdiki durağımız İskoçya. Snow Patrol, davulcu Jonny Quinn ve basçı Paul Wilson’ın ayrılığı sonrası ilk albümleri olan The Forest Is The Path’i bu ay görücüye çıkardı. Yola 3 kişi devam eden grup, bu ikilinin yokluğunu konserlerde çalan Ash Soan ve Ben Epstein ile doldurmuş. Albümden öne çıkardığım parçalar, “All”, “Years That Fall” ve “Talking About Hope”.
Fransız müzisyen Manu Chao, uzun bir sessizlikten sonra yeni albümü Viva Tu ile bizlerle. 17 yıl sonra gelen yeni albüme Willie Nelson ve Fransız şarkıcı Laeti gibi isimler konuk olmuş. Albümden sevdiğim parçaların başında Enrico Macias parçalarını da hafif andıran “Coraçao No Mar”, “La Colilla” ve eski hit parçalarından esintiler taşıyan, Brezilya’da bir kuryenin hayatını konu alan “Sao Paulo Motoboy” geliyor.
Chamber pop’un en önemli isimlerinden Tindersticks, Soft Tissue adlı albümüyle müzikseverlerle buluştu. Albüm, benim için grubun eski çalışmalarını yakalayamasa bile, “Always A Stranger” parçasıyla aklımda kalıyor.
Son dönemlerin en sevdiğim DJ’i Alman Purple Disco Machine, yine çok güzel bir albümle karşımıza çıktı. Gerçek adı Tino Piontek olan DJ, Nu disco türünde çok güzel işler çıkarıyor. Bu albümde de yetmişler diskoyla beraber synth wave, italo disco gibi çeşitli türler harmanlanmış. Nile Rodgers, Duke Dumont, Nothing But The Thieves ve daha bir çok isim albüme konuk olmuş. “W.T.P”, “Paradise”, “Substitution” “Something On My Mind” ve “Die Maschine” benim favorilerim. “Substitution” parçasında Alphaville “Big In Japan”ı duyacaksınız.
Son olarak, İngiliz caz grubu Ezra Collective’in yeni albümünden bahsedelim. Cazın içine hip hop öğeleri de koyan grubun yeni albümünün ismi Dance, No One’s Watching. “Shaking Body”, gerek adı gerekse yapısıyla Osibisa’nın enstrümantal parçalarına benzeyen “Ajala” ve Beirut grubunun sound’unu akla getiren “Everybody” albümün öne çıkanları.
Haziran Ayının Yeni Albümleri
Bunaltıcı sıcaklar eşliğinde geçen temmuz ayının yeni çıkan albümlerine bir göz atıp, güzel parçalar eşliğinde ferahlamaya çalışalım.
İlk albümümüz İngiliz alternatif rock grubu Kasabian’dan geliyor. Grup, Happenings isimli yeni bir albüm çıkardı. Yarım saat bile sürmeyen bu kısa albümü grup, büyük melodilerle dolu neşeli bir albüm olarak tanımlamış. Açılış parçası “Darkest Lullaby” dinler dinlemez enerjisiyle beni yakaladı. Albümden diğer beğendiğim parçaysa “Call” oldu.
Ülkemizde de geniş bir hayran kitlesi bulunan Amerikalı dream pop grubu Cigarettes After Sex, X’s isimli üçüncü albümünü yayımladı. Albüm genel olarak biten bir ilişki hakkında olsa da albümün ismini aldığı parçada, Marilyn Monroe’nun 1962 yılında ölümünden haftalar önce Vogue dergisi için Bert Stern tarafından çekilen fotoğraflarına atıfta bulunulmuş. Ünlü aktrist, beğenmediği slaytların üzerine X işareti çizmiş. Albümden öne çıkardığım parçalar, “Silver Sable” ve “Ambien Slide”.
Rap dünyasının en ünlü isimlerinden Eminem, The Death Of Slim Shady (Coup De Grace) isimli albümünü bu ay yayımladı. Sanatçının alter egosu Slim Shady’nin ölümünü konu alan albüm, pek çok ülkede listerlerde bir numaraya yükselerek sanatçının bir numara olan 11. albümü oldu. Albüme katkıda bulunanlar arasında Dr. Dre, Big Sean gibi isimler var.
Amerikalı rock grubu Mr. Big, 10. albümünü Ten ismiyle yayımladı. 2018 yılında hayatını kaybeden grubun davulcusu Pat Torpey’in yokluğunda davula Nick D’Virgilio geçmiş. Muhtemelen grubun son albümü olacak Ten’de öne çıkardığım parça olan “I Am You”, Eric Martin’in melodik vokalleriyle Bon Jovi şarkılarını andırıyor.
Ülkemizde çok tanınmayan ancak Jam band’lerin önemli temsilcilerinden Phish, Evolve isimli yeni bir albüm çıkardı. Canlı performanslarını görmek istediğim grubun Evolve albümünde “Monsters” ve “Ether Edge” gibi güzel parçalar var.
Bu ayın en güzel albümlerinden biri geçtiğimiz günlerde ülkemizde konser veren İskoç rock grubu Travis’ten geldi. Vokalist Fran Healy’nin Los Angeles’daki hayatına odaklanan albüm, “Bus”, “Gaslight”, “Alive”, “L.A. Times” gibi klasikleşme potansiyeli olan parçalara barındırıyor. “Raze The Bar” şarkısının back vokallerinde ise Killers’dan Brandon Flowers ve Coldplay’den Chris Martin yer alıyor.
55 yıllık efsane Deep Purple’dan “Her şey eşittir 1” olarak tercüme ettikleri =1 isimli yeni bir albüm geldi. 2022 yılında ayrılan gitarist Steve Morse’un yokluğunda çıkan ilk albümde, gitara blues dünyasında adından söz ettiren Simon McBride geçti. Yeni gitarist hariç, üyelerinin 80’li yaşlara merdiven dayadığı grubu hâlâ yeni müzik üretirken görmek sevindirici. Albümden favori parçalarımsa “If I Were You”, “Pictures Of You” ve “Bleeding Obvious”.
Caz dünyasından iki önemli sanatçıdan albüm haberimiz var. Amerikalı gitarist Al Di Meola, Twentyfour isimli yeni bir albüm çıkardı. Bu albümde de cazın dışında, flamenko esintilerini görüyoruz. Ancak biraz sakin bir albüm olmuş. Bir başka çok önemli gitarist Pat Metheny’de Moondial isimli yeni albümünü yayınladı.
Şimdiki durağımız Avustralya. “We Are The People”, “Alive”, “Walking On A Dream” gibi güzel parçalara sahip olan Elektronik müzik ikilisi Empire Of The Sun, dördüncü albümü Ask That God’ı bu ay piyasaya çıkardı. “Changes” parçası dışında albümü ben çok beğenmedim.
İngiliz indie grubu Glass Animals’ın albümü I Love You So F***ing Much’da bu ayın yeni albümlerinden bir diğeri. Negatif yorumlar da alan albümde bulunan “Whatthehellishappening” ve “I Can’t Make You Fall In Love Again” parçaları bence güzel. Son olarak müzik dünyasından haberler yazımda belirttiğim üzere, sadece Third Man Records’ın şubelerinde ücretsiz olarak dağıtılan Jack White’ın isimsiz albümünden bahsedelim. Blues rock’ın ağır bastığı albümde “What’s The Rumpus” isimli şarkı dikkate değer.
Haziran Ayının Yeni Albümleri
Son iki aydır beğendiğim albümlerin fazla olması müzik dünyasında gelecek için umutlu olmamı sağlamıştı. Bu ay da güzel albümlerin devamı geldi. Şimdi Haziran ayından seçtiklerime bir göz atalım.
Çeşitli filmlerin soundtracklerinde sıklıkla parçalarını gördüğümüz Amerikalı indie grubu Eels, Eels Time isimli yeni bir albüm çıkardı. Shrek 2 filminde kullanılan “I Need Some Sleep” parçasını herkese tavsiye ettiğim grubun yeni albümünde bulunan “Haunted Hero” dikkate değer.
Bir başka indie grubu The Decemberists’de bu ayın yeni albüm çıkaran gruplarından. As It Ever Was, So It Will Be Again isimli albüm, 19 buçuk dakikalık son parçaya kadar güzel bir indie – folk albümü olarak gidiyor. Albümdeki en beğendiğim parçalardan biri, “The Reapers” isimli yetmişler folk gruplarını andıran flüt odaklı parça. Beğendiğim bir başka şarkı ise, “Long White Veil”. Gelelim şimdi albümün son parçası olan epik progresif rock şarkısı “Joan In The Garden”. Parçanın ilk bölümünden sonra yavaş yavaş Pink Floyd “Have A Cigar” şarkısını duymaya başlıyoruz. Alt yapıda Temptations grubunun “Papa Was A Rolling Stone” şarkısı gibi. Daha sonra bence gereksiz uzun olmuş enstrümantal bir space rock kısmı sonrası grup sanki bir Judas Priest’e, Black Sabbath’a dönüşerek parçayı bitiriyor. Gerçekten çok değişik bir şarkı olmuş.
Değeri yeteri kadar bilinmemiş isimlerden biri olan Alman gitar virtüözü Axel Rudi Pell, yeni albümü Risen Symbol’u yayımladı. Vokalde Johnny Gioeli, davulda eski Rainbow davulcusu Bobby Rondinelli, basta Volker Krawczak ve klavyede Ferdy Doernberg kadrosuyla yayımlanan albümde “Guardian Angel”, “Crying In Pain” gibi güzel parçalar var. Ayrıca güzel coverlarına çoğu kez şahit olduğumuz grubun yeni albümünde de Led Zeppelin parçası “Immigrant Song” yorumu bulunuyor.
Pop müziğin tanınan isimlerinden Meghan Trainor, Timeless isimli yeni albümünü gün yüzüne çıkardı. Yine doo – wop soslu albüme, T-Pain, Lawrence gibi isimler konuk olmuş. Albümün öne çıkan parçası: İçinde biraz arabesk bile olan ve dinler dinlemez insanın diline takılma potansiyelli “To The Moon”.
Sırada bir süper gruptan albüm haberi var. Glenn Hughes, Joe Bonamassa, Jason Bonham ve Derek Sherinian’dan oluşan kadrosuyla süper grupların en iyi örneklerinden biri olan Black Country Communion, V isimli yeni bir albüm yayımladı. Albümde bulunan “Restless”, gerek Glenn Hughes’un harika performansı, gerekse Joe Bonamassa’nın müthis solosuyla göz dolduruyor. Glenn Hughes severler, onunla ilgili yazıma da bir göz atabilir.
Elektronik müzik dünyasında Moby’den bir albüm haberi var. Amerikalı sanatçı, Always Centered At Night isimli 22. albümünü çıkardı. Yine çeşitli vokalistlerle çalışan Moby’nin bu albümünü çok beğenmesem de değişik bir sese sahip olan, caz – soul sanatçısı Lady Blackbird’ün vokalde olduğu “Dark Days” güzel bir parça olmuş.
Norveçli DJ Kygo, Kygo adlı kendi ismini taşıyan bir albüm yayımladı. Jonas Brothers, Ava Max, Julia Michaels gibi tanınmış isimler albüme konuk olmuş. İngiliz şarkıcı Hayla’nın vokalde olduğu “Without You” albümdeki beğendiğim parça oldu.
Country müzik efsanesi Johnny Cash’in ölümünden sonra yayımlanan beşinci albüm Songwriter, bu ayın yeni albümlerinden bir diğeri. Albüm, sanatçının 90’ların başında bir dönem plak şirketi olmadığı sırada kaydedilen demolardan oluşuyor. Gospel – country karışımı açılış parçası “Hello Out There” benim favorim.
Finlandiyalı senfonik metal grubu Apocalyptica, 1996 yılında çıkardıkları ilk albüm olan ve Metallica parçalarını yorumladıkları Plays Metallica By Four Cellos’un devamı niteliğinde olan Plays Metallica Vol 2 albümünü çıkardı. Grubun yeni albümünde yorumladığı Metallica parçaları arasında, “One”, “To Live Is To Die”, “Ride The Lightning” gibi şarkılar var. Ben albümü pek beğenmedim.
Son olarak Bon Jovi’den yeni bir albüm geldi. Ünlü grup, 16. albümü olan Forever’ı bu ay yayımladı. Albüm hakkında ayrı bir yazı yazmayı düşündüğüm için, şimdilik sadece albümün haberini verip yazıyı noktalıyorum. Sevgiler.
Mayıs Ayının Yeni Albümleri
Solo kariyerinde harika işler çıkaran The Jam grubunun unutulmaz üyesi Paul Weller, 66 isimli yeni albümünü çıkardı. Britpop gruplarının önemli ilham kaynaklarından olan Paul Weller’in doğum gününden bir gün önce yayınladığı albümün ismi sanatçının 66. yaşına bir gönderme. Albüme katkıda bulunan isimler arasında Noel Gallagher, Richard Hawley gibi isimler var. “My Best Friend’s Coat”, “In Full Flight”, “Soul Wandering” bu albümdeki favorilerim.
Sırada Backstreet Boys, Take That gibi doksanlar boy band’lerinin atası olan New Kids On The Block’dan bir albüm haberi var. Doksanlar başında “Step By Step”, “Tonight” gibi parçalarla özellikle kızların idolü olan grup, 2013 yılından beri ilk albümünü bu ay yayınladı. Still Kids isimli albümden seçtiğim parçalar “In The Night”, “Stay” ve “Runaway”.
Amerikalı usta müzisyen Lenny Kravitz, Blue Electric Light adlı bir albüm yayınladı. Sanatçının Bahamalar’da bulunan stüdyosunda kaydettiği albümün sound’unu çok beğendim. Rock, soul, funk gibi türlerin iç içe geçtiği albümde “Spirit In My Heart” isimli, tam tropikal sahilde keyif yaparken dinlenecek bir parça da var.
Amerikalı alternatif rock ikilisi Twenty One Pilots’ın, Dema isimli kurgusal, distopik bir şehirde geçen, konsept albüm serisinin sonuncu albümü olan Clancy, bu ayın yenilerinden. “Navigating” ve açılış parçası “Overcompensate” bence albümün öne çıkan şarkıları.
Folk dünyasından iki albüm haberim var. Ülkemizde de oldukça sevilen Avustralya’lı grup Angus And Julia Stone, içinde bulunan “Down To the Sea” isimli parçası favorim olan Cape Forestier isimli yeni albümünü yayınladı. Kanadalı folk – country grubu The Deep Dark Woods ise Broadside Ballads vol 3 isimli bir albüm çıkardı.
İskoç indie grubu Arab Strap, bence bu ayın en iyi albümüne imza attı. I’m Totally Fine With It Don’t Give A Fuck Anymore isimli albümün tamamı güzel. Yine de seçmem gerekirse “Bliss”, “Sociometer Blues”, “Hide Your Fires”, “You’re Not Here”, “Haven
Nisan Ayının Yeni Albümleri
Geçen ay, yeni albümler açısından benim açımdan bereketli bir ay olmuştu. Bakalım nisan ayında yeni çıkan albümlerden göze çarpan neler var.
İlk olarak Amerikalı indie – garage rock ikilisi The Black Keys ile başlayalım. Grubun yeni albümü Ohio Players bu ay yayınlandı. Beck ve Noel Gallagher gibi isimlerin katkı yaptığı albümü ben başarılı buldum. Albümde bir William Bell parçası olan “I Forgot To Be Lover”ın harika bir cover’ı bulunuyor. Onun dışında akustik gitarda Beck’in yer aldığı “Fever Tree” ve “Popcorn” parçasını andıran “Every Time You Leave” dikkate değer parçalar.
Space rock türünün en büyük grubu Hawkwind, Stories From Time And Space isimli yeni bir albüm çıkardı. 1969 yılında kurulan Hawkwind, grubun o tarihten bu yana kalan tek üyesi Dave Brock önderliğinde yine güzel bir albüme imza atmış. Özellikle uzun bir intro sonrası caz – rock esintili ikinci bölüm ve sonrasında eski Hawkwind parçaları gibi insanı transa sokan bir kopuş bölümünü barındıran “What Are We Going To Do While We’re Here” isimli parça çok güzel olmuş. Albümden benim sevdiğim diğer parçalarsa “Till I Found You” ve “Frozen In Time”.
Funk, psychedelic gibi türleri aynı potada eriterek kendine özgü bir sound yaratan ve ülkemizde de bir hayran kitlesi bulunan Amerikalı grup Khruangbin, A La Sala isimli bir albüm yayınladı. Grup üyesi Laura Lee, küçükken ev halkını bir araya getirmek için “Oturma odasına” anlamına gelen “A La Sala” diye bağırırmış. Albümün ismi buradan geliyor. “Ada Jean” ve “May Ninth” albümün öne çıkan parçaları.
Amerikalı indie grubu Vampire Weekend, Only God Was Above Us isimli yeni albümünü yayınladı. Klavyeci Rostam Batmanglij’in ayrılmasından sonra üçlü olarak çıkardıkları ilk albümde, daha önce single olarak çıktığında beğendiğimi söylediğim “Capricorn” dışında “Hope” isimli dikkat çeken bir parça daha var.
Grunge’ın en önemli gruplarından Pearl Jam, 12. albümü olan Dark Matter’ı bu ay piyasaya çıkardı. Eddie Vedder’ın en iyi albümümüz dediği ve genelde müzik otoritelerince olumlu eleştiriler alan Dark Matter, bence grubun en iyi çalışması olmasa da, içinde barındırdığı “Won’t Tell”, “Upper Hand” gibi parçalarla gayet başarılı bir albüm olmuş.
Reggae dünyasından bir albüm haberi var. Ünlü İngiliz grup UB40, UB45 isimli yeni bir albüm çıkardı. 2021 yılında iki üyesi hayatını kaybederken vokalistleri Duncan Campell’da sağlık sorunları nedeniyle gruptan ayrılmıştı. Yeni vokalist Matt Doyle’un yer aldığı ilk albüm olan UB45, yarısı yeni, yarısı eski parçaların farklı yorumlarından oluşuyor. 2022 Commonwealth Games (İngiliz Milletler Topluluğu Oyunları)’nın resmi parçası olan “Champion” albümün en dikkat çeken parçası.
Dire Straits’in efsane gitarist ve vokalisti Mark Knopfler, One Deep Water isimli yeni albümünü yayınladı. 2008 yılında İstanbul’da verdiği konsere, 14 gün kaldığım hastaneden doktorları canından bezdirerek kendimi taburcu ettirip, hastane çıkışı direkt katılacak kadar sevdiğim sanatçının son albümü de gayet başarılı olmuş. Bence albümün country – folk yanı biraz ağır basmasa daha da iyi olurmuş. Albüme ismini veren “One Deep Water” öne çıkardığım parça.
Taylor Swift’de bu ay yeni albüm çıkaran sanatçılar arasında. The Tortured Poets Department isimli synth pop türündeki albüm yeni rekorlar kırdı. Spotify’da tek günde 300 milyon dinlenmeyi geçerek tüm zamanların bir günde en çok dinlenen albümü ünvanının sahibi oldu. Önceki rekor yine sanatçının bir başka albümü olan Midnights’a aitti. The Tortured Poets Department, Amazon Music ve Apple Music’de de bir günde en çok dinlenen albüm olmayı başardı.
Ekim ayında ülkemizde konser verecek olan Alman metal grubu Accept, Humanoid isimli yeni albümünü yayınladı. Yapay zeka ve insanların teknolojiye olan bağımlılığı gibi konuları işleyen albümde “Nobody Gets Out Alive” ve “Southside Of Hell” gibi güzel parçalar yer alıyor.
Son albüm haberimiz ise Pet Shop Boys’dan geliyor. İngiliz ikili Nonetheless isimli 15. albümünü çıkardı. Grup, hem dans parçaları hem de baladlardan oluşan bir albüm yapmak istediklerini açıklamıştı. “Dancing Star” ve “Love Is The Law” parçaları bence bu iki türün albümdeki en güzel karşılıkları.
Mart 2024: Albüm ve Tekliler
İlk olarak yeni albümü The Mandrake Project’in turnesinde temmuz ayında ülkemize de uğrayacak Bruce Dickinson ile başlayalım. Beklenen albüm The Mandrake Project bu ay yayınlandı. Bruce Dickinson’ın çoğu albümünde yer alan Roy Z bu albümde de önemli bir rol üstleniyor. Albümden sevdiğim parçalara bakarsak; ilk single olan “Afterglow Of Ragnarok”, ortasında Led Zeppelin’in “Kashmir” parçası gibi oryantal bir bölüm olan “Fingers In The Wounds”, Roy Z’nin gitarlarının öne çıktığı, albümün en Iron Maiden vari parçası “Eternity Has Failed” (Manfred Mann’s Earth Band parçalarına benzeyen kısmını da ayrı bir sevdim) ve de albümün ballad eksikliğini dolduran “Face In The Crowd”.
“Ruby” isimli parçasıyla tanınan İngiliz indie grubu Kaiser Chiefs bu ayın en güzel albümlerinden birine imza atarak, Kaiser Chiefs’ Easy Eighth Album isimli funk soslu güzel bir albüm yayınladı. Öne çıkan parçalara gelirsek; Bruno Mars şarkılarını andıran “Beautiful Girl” ve “How 2 Dance”, girişi Rick James’in “Superfreak”ine benzeyen “Sentimental Love Songs” ve “Noel Groove”.
Geçen ay KMFDM’in yeni albümünden sonra industrial metal’in bir başka önemli grubu Amerikalı Ministry’de Hopiumforthemasses isimli bir albüm çıkardı. Eski Dead Kennedys vokalisti Jello Biafra’nın konuk olduğu albümde Fad Gadget’in “Ricky’s Hand” şarkısının çok gaz bir yorumu bulunuyor.
Peter Gabriel’ın Secret World Tour turnesine vokalist olarak katılmasından sonra tanınan ve 1997 tarihli “Where Have The Cowboys Gone” parçasıyla popüler olan Amerikalı şarkıcı Paula Cole, Lo isimli yeni albümünü yayınladı. “Follow The Moon”, “Monday, Tuesday, Wednesday”, “Flying Home” gibi güzel parçaların olduğu albüm genel olarak gayet başarılı. Güzel ve dinlendirici bir sese sahip olan Paula Cole, benim Tori Amos’a benzettiğim kadın vokallerden.
Bu ay Bruce Dickinson dışında yeni albüm çıkaran bir başka metal efsanesi Judas Priest grubu oldu. Çoğu 70 yaşının üzerinde olan grubun 19. albümünün ismi Invincible Shield. Seksenli yaşlara giren The Rolling Stones’un metal camiasındaki temsilcileri gibi bu yaşlarda böyle başarılı bir albüm çıkarmak gerçekten takdire şayan. “Crown Of Horns” albümün en sevdiğim parçası oldu.
Power metal türünden ise iki yeni albüm var. Finlandiyalı Sonata Arctica grubu Clear Cold Beyond isimli bir albüm çıkarırken, İngiliz DragonForce, Warp Speed Warriors adlı yeni albümünü çıkardı. Albümde bulunan “Doomsday Party” Boney M’in “Ma Baker” parçasını anımsatıyor.
60’lar, rock and roll dinleyenler “Runaround Sue” parçasını mutlaka bir yerlerde duymuştur. İşte o parçanın sahibi Dion, Girl Friends isimli blues rock türünde yeni bir albüm yayınladı. Blues ve country müziğin önde gelen kadın sanatçılarının katkılarıyla oluşturulan albümde Carlene Carter, Sue Foley, Shemekia Copeland gibi birçok isim var. “An American Hero” ve “I Got Wise” dikkate değer parçalar.
Caz dünyasında ise Norah Jones, Visions isimli yeni albümünü piyasaya sürdü. “Come Away With Me”, “Sunrise” gibi hit parçalara sahip Amerikalı pop – caz sanatçısının bu albümünde de “All This Time” ve “Alone With My Thoughts” gibi güzel parçalar yer alıyor.
Amerikalı indie grubu Gossip, 2019 yılında tekrar bir araya geldikten sonraki ilk albümleri olan Real Power’i bu ay yayınladı. Albüme ismini veren parça “Real Power” bence çok başarılı olmuş. İngiliz alternatif rock grubu Elbow’da bu ay yeni albüm çıkaranlardan. Albümün ismi ise Audio Vertigo. “Things I’ve Been Telling Myself For Years” albümdeki favori şarkım.
New age dünyasında ise, ülkemizde de oldukça popüler olan Kanadalı sanatçı Loreena McKennitt, The Road Back adlı yeni bir albüm yayınladı. Günümüzün popüler isimlerine de bir bakalım. Ariana Grande, Eternal Sunshine isimli bir albüm çıkardı. Shakira’nın 12. albümü Las Mujeres Ya No Lloran bu ayın yenilerinden bir diğeri. Beyonce’nin yeni albümü Cowboy Carter ise, ayın 27’sinde piyasaya çıkacak.
Son olarak yeni single’lara bakalım. Nick Cave And The Bad Seeds, ağustos ayında çıkacak yeni albümleri Wild God ile aynı ismi taşıyan parçayı bu ay yayınlarken, Iron & Wine, Fiona Apple il
Şubat 2024: Albüm ve Tekliler
Özellikle İstanbul olarak bu sene pek yaşamadığımız kışın son ayını geride bırakırken, Şubat ayında çıkan albümlere bir göz gezdirelim.
Amerikalı indie grubu Grandaddy, Blu Wav isimli yeni albümünü bu ay yayınladı. Grubun basçısı Kevin Garcia’nın ölümünden sonra çıkan ilk albüm olan Blu Wav, ismini bluegrass ve new wave türlerinin kısaltmasından almış. Bu iki tür dışında albümde country ve dream pop etkisi de oldukça hissediliyor. Bluegrass zaten country müziğin bir dalı. Dream pop etkisinden dolayı ben albüme Dreamy Blu wav ismini veriyorum. “Long As I’m Not The One” bence albümün en güzel parçası.
Alman industrial metal grubu KMFDM (Kein Mehrheit Für Die Mitleid), Let Go isimli 23. albümünü çıkardı. 40. yılını kutlayan grup, bu albümde de standardını korumuş. Açılış parçası “Let Go”, ağır gitarları, elektronik öğeleri ve doksanlar disko esintileriyle dikkate değer.
Olivier Libaux ve Marc Collin tarafından kurulan ünlü Fransız cover grubu Nouvelle Vague, Should I Stay Or Should I Go isimli yeni bir albüm yayınladı. İsminden anlaşılacağı üzere The Clash’in unutulmaz parçasının yorumu da albümde yer alıyor. Post punk ve bossa nova’yı çok güzel harmanlamasıyla tüm dünyada tanınan grup, ülkemizde de bir dönem, özellikle “In A Manner Of Speaking” parçasıyla çok seviliyordu. Grubun bu albümünde, “People Are People”, “Rebel Yell” “Rapture” gibi yine pek çok unutulmaz parçanın yorumu var. Ama bence albümün en güzeli, orjinali The Associates grubuna ait olan “Breakfast” parçası. James Bond filmlerinin şarkılarını anımsatan yorumu ve grubun vokalistlerinden Alona’nın güzel sesiyle albümde öne çıkıyor.
Amerikalı şarkıcı Usher, yeni albümü Coming Home’u yayınladı. 21 Savage, H.E.R, Summer Walker gibi isimlerin konuk olduğu albümde, synth pop soslu “Keep On Dancin’” ve BTS üyesi Junk Kook’un “Standing Next To You” parçasının Usher remix’i benim öne çıkardıklarım. Albümde ayrıca Billy Joel’in “Uptown Girl” şarkısının sample’ını kullanan “A-Town Girl” isimli bir parça da var. Popüler isimlerden yeni albüm çıkaran bir başka isim ise Jennifer Lopez oldu. Ben Affleck ile olan aşkı ve evliliğinden ilham alan, ve sanatçının son yirmi yılda çıktığı duygusal, psikolojik, ruhsal yolculuğu anlatan albüme ayrıca This Is Me… Now: A Love Story isimli filmde eşlik ediyor. Albüme katkıda bulunanlar arasında sanatçının eşi ünlü aktör Ben Affleck ve Chaka Khan gibi isimler göze çarpıyor.
İngiliz Brit pop grubu Cast, 3 kişilik kadrosuyla çıkardığı ilk albüm olan Love Is The Call’u piyasaya sürdü. Grubun vokalist ve gitaristi John Power, bu albümde bas gitarda da yer alıyor. Albümde yer alan parçalardan “Time Is Like A River” ve “Tomorrow Call My Name” favorilerim.
Kiss’in eski gitaristi Ace Frehley, 10000 Volts adlı yeni bir solo albüm çıkardı. Albümde bulunan “Fightin For Life” oldukça gaza getirici ve canlı performanslarda coşkuyu zirveye taşıma potansiyeline sahip.
Amerikalı indie grubu MGMT’nin Loss Of Life isimli albümü de bu ayın yenilerinden. “Time to Pretend”, “Kids”, “Electric Feel” gibi çok güzel parçaları üreten grubun bu albümü benim için hayal kırıklığı oldu. Albüm, psych rock’dan Brit pop’a farklı sularda yüzüyor ama bir şeyler eksik bence. Bir karakter ortaya koyamıyor. Albüme Fransız şarkıcı Christine And The Queens’de bir parçada vokaliyle konuk olmuş.
Sıradaki durağımız İsveç. Metalcore grubu Amaranthe, The Catalyst isimli bir albüm çıkardı. Üç vokalistli grubun brutal vokallerini bu albümde, ayrılan Henrik Englund Wilhelmsson yerine Mikael Sehlin üstlenmiş. “Liberated” ve “Stay A Little While” albümdeki beğendiğim parçalar oldu.
Son olarak İngiliz şarkıcı Paloma Faith’in yeni albümü The Glorification Of Sadness’dan bahsedelim. Sanatçının oldukça kişisel olarak adlandırdığı albümün öne çıkan parçası, single olarak ekim ayında yayınlanan ve Adele’in “Rolling In The Deep” parçasına benzettiğim “How You Leave A Man”.
Ayın yeni single’larından da bir iki örnek verelim. Vampire Weekend, nisan ayında piyasaya çıkacak “Only God Was Above Us” isimli albümden “Capricorn” ve “Gen-X Cops” isimli iki parça yayınladı. Özellikle “Capricorn” albüm için beklentimi yükseltti. Pearl Jam ise yine nisan ayında çıkacak Dark Matter albümü ile aynı ismi taşıyan parçayı bu ay gün yüzüne çıkardı. Sonraki yazıda görüşmek üzere, hoşça kalın.
Ocak 2024: Albüm ve Tekliler
İlk olarak İngiliz indie grubu The Vaccines’in yeni albümü Pick-Up Full Of Pink Carnations’dan bahsedelim. Albümün isminin ilham kaynağı, Don McLean’in “American Pie” parçasında geçen bir satır. Parçada geçen “I was a lonely teenage broncin’ buck / With a pink carnation in a pick-up truck” bölümü biraz değiştirilerek albüme ismini vermiş. Şarkıyı yazarken o sıralar Los Angeles’da yaşayan grubun vokalisti Justin Young, Amerikan rüyasının bitişini anlatan bu parçayı, kendi hayatında biten ilişkileri, Freddie Cowan’ın gruptan ayrılması gibi olayları düşünerek, hayallerin yıkılması ile bağdaştırmış. Albümün temposu neredeyse hiç düşmüyor. “Sometimes, I Swear” ve “Love To Walk Away” öne çıkardığım parçalar.
Britpop grubu Shed Seven, A Matter Of Time isimli yeni bir albüm yayınladı. Gruba yeni katılan davulcu Rob Maxi Maxfield ve klavyeci Tim Willis’in yer aldığı albüme ayrıca The Libertines’in önemli ismi Pete Doherty ve Happy Monday grubundan tanıdığımız Rowetta’da katkıda bulunmuş. Grubun gitaristi Paul Banks, bu albümle grubun köklerine nostaljik bir yolculuk yaptığını söylemiş. Albümde “Tripping With You”, “Kissing California” ve “Let’s Go Dancing” gibi güzel parçalar var. “Ring of Changes” parçası ise Franz Ferdinand şarkılarını andırıyor. Grubu tanımayanlar için 1996 tarihli “On Standby” parçasını da tavsiye ederim.
Progresif rock’ın önemli gruplarından Magnum, Here Comes The Rain isimli bir albüm çıkardı. Grubun gitaristi ve kurucu üyelerinden olan Tony Clarkin, albümün çıkmasından 5 gün önce hayatını kaybetti. Her zaman çizgisini ve istikrarını koruyan grup, bu albümde de başarılı işlere imza atmış. “After The Silence”, “I Wanna Live” ve “The Seventh Darkness” favori parçalarım.
Amerikalı punk rock grubu Green Day 14. Albümü olan Saviors’u yayınladı. Albümden çıkan single’ları pek beğenmemiştim, ama Green Day yine belli bir çizgiyi korumuş. Özellikle Billie Joe Armstrong 51 yaşına gelmiş olmasına rağmen ilk günkü vokal performansını koruyor. Albümün son parçası “Fancy Sauce” dinledikten sonra hemen dilime takıldı.
DJ’ler dünyasında ise Hollandalı ünlü DJ Armin Van Buuren’ın Breathe In isimli yeni albümünü görüyoruz. Albümde, 2019 yılında Grammy adaylığı bulunan İngiliz house müzik grubu Goodboys ile yaptıkları bir parçada bulunuyor. “Love Is A Drug” ise bence öne çıkan parça.
Metal dünyasında Saxon grubunun Hell, Fire And Damnation albümü bu ayın yenilerinden. Bu albümle beraber Paul Quinn’in yerine gruba Diamond Head’in gitaristi Brian Tatler katılmış. Amerikalı punk grubu Alkaline Trio, Blood, Hair And The Eyeballs isimli 10. Albümünü yayınladı. Grubun davulcusu Derek Grant bu albümle birlikte gruptan ayrıldı. Atom Willard grubun yeni davulcusu oldu. Albümün ismi ise, Blink -182’den de tanıdığımız grup üyesi Matt Skiba’nın annesinin bir sözünden geliyor. Acil servis hemşiresi olduğu zamanlarda, iş arkadaşlarıyla beraber çok yoğun gecelere ”Blood, Hair And The Eyeballs” derlermiş. Albümün en sevdiğim parçası “Scars” oldu.
Synth pop grubu Future Islands, People Who Aren’t There Anymore isimli son albümlerini bu ay çıkardı. Bence inişleri çıkışları çok olmayan, sakin ve tekdüze bir synth pop albümü olmuş. Beni hayal kırıklığına uğratan bir başka grup ise, mükemmel bir ilk albümden sonra, beklentimin çok yüksek olduğu The Smile’ın ikinci albümü olan Wall Of Eyes oldu. Eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan albümü belki birkaç kez daha dinlemeye ihtiyacım var.
Ayın diğer yeni çıkanlarına baktığımızda ise Amerikalı rapçi Kid Cudi’nin Insano ve R&B sanatçısı Kali Uchis’in Orquideas isimli albümlerini görüyoruz. Yeni çıkan single’lardan da örnekler verelim. Bring Me The Horizon, bu sene yayınlayacakları Post Human: Nex Gen albümünden “Kool – Aid” isimli bir parça yayınladı. Indie grubu MGMT’nin Şubat ayında çıkacak Loss Of Life albümünün üçüncü single’ı “Nothing To Declare”de bu ayın yenilerinden. Son olarak, Amerikalı ikili The Black Keys’in, nisan ayında piyasaya çıkacak olan Ohio Players albümünün ilk single’ı “Beautiful People (Stay High)”ı yayınladıklarını duyurup, yazıyı burada noktalıyorum.
Aralık: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk olarak Peter Gabriel ile başlayalım. Efsane isim, cover ve yeniden yorumlanan parçaların içinde bulunduğu albümleri saymazsak, 21 sene sonra I/O isimli yeni bir albüm yayınladı. Albümde 12 parça yer alıyor, ancak bu parçaların Bright-Sight Mix ve Dark-Sight Mix adı altında iki farklı versiyonu bulunuyor. Albüm çalışmaları 1995 yılında başlasa da Peter Gabriel’in diğer projelerine odaklanması dolayısıyla 2000’lerin başında yayınlanması planlanan albümün çıkış tarihi günümüzü bulmuş. Sene başından itibaren Peter Gabriel, her dolunayda yeni bir parça yayınlayarak albümü sene sonunda çıkardı. Parçalara gelirsek, ilk single olan “Panopticom”, “I/O” ve “Four Kinds Of Horses” benim öne çıkardıklarım.
İsveçli senfonik rock grubu Therion, Leviathan albüm üçlemesinin sonuncusu olan Leviathan 3’ü bu ay yayınladı. Albümde bulunan ve bence albümün en güzel parçası olan “Ruler Of Tamag” yani “Cehennemin Hükümdarı”, Türk mitolojisinden yeraltı tanrısı Erlik Han’ı konu alıyor. Tamag, eski Türk lehçelerinde cehennem anlamına geliyor. Şarkının koro kısmında Türkçe sözler var. Grup bu sözlerin çevrilmesinde Almora grubundan Soner Canözer’den yardım almış. Grubun gitaristi Christofer Johnsson, Türkçe’nin melodik ve şarkı söylemeye uygun bir dil olduğunu ve gelecekte yine Türkçe’yi kullanmak istediğini söylemiş.
Smooth caz denince akla ilk gelen isimlerden olan Amerikalı müzisyen Kenny G, Innocence isimli bir albüm çıkardı. Smooth caz bana biraz yemek müziği gibi gelse de eskilerden günümüze güzel örnekler vardır. Kenny G’nin eski albümlerinde bulunan “Forever In love”, “Songbird” gibi parçaları da onlara örnektir. Bu albüm ise yedi orjinal parça dışında ninnilerden oluşuyor. Uykuya dalmak için denenebilir.
İngiliz alternatif rock grubu Keane, 2003 tarihli İngiliz romantik komedi filmi Love Actually’nin soundtracki için yaptığı ancak filmde kullanılmayan ve yayınlanmayan “Love Actually” isimli parçayı yayınladı. O zamanlar plak şirketi olmayan grubun bu parçasını filme koymayan filmin yönetmeni Richard Curtis, parçanın filmde yer almaması konusunda yaptığı açıklamada, parçayı filme koymaya çalıştığını ancak sonunda melankolik ve yoğun geldiği için koymadığını, ama altı ay sonra grubun Hopes And Fears albümü bir numaraya yükseldiğinde ne kadar büyük bir hata yaptığını anladığını söylemiş. Şimdi parçanın yayınlanmasıyla herkesin şarkıyı dinleyebilme imkanına sahip olmasının kendisini mutlu ettiğini de eklemiş.
Bu ay albüm çıkaran efsane isimlerden biri de Neil Young. Usta isim, Before And After isimli bir albüm yayınladı. Sanatçının az bilinen 13 eski parçası, akustik olarak yeni yorumuyla albümde yer alıyor. Neil Young vokal yapması dışında, gitar, piyano, mızıka gibi albümdeki tüm enstrümanları da kendisi çalmış.
Ünlü aktör Ryan Gosling ve Mark Ronson, Barbie filminin soundtrack’inde bulunan “I’m Just Ken” parçasının farklı versiyonlarını içeren Ken The EP isimli bir EP yayınladı. Mark Ronson ve Andrew Wyatt tarafından yazılan parça, Spotify’da 70 milyondan fazla dinlendi. EP’de parçanın bir de Purple Disco Machine tarafından yapılan remixi bulunuyor.
Kısaca diğer yeni çıkan single ve albümlere göz atarsak, Kanadalı şarkıcı Tate McRae’nin yeni albümü Think Later, Avustralyalı pop müzik şarkıcısı Sam Fischer’in ilk stüdyo albümü olan I Love You, Please Don’t Hate Me ve Nicki Minaj’ın Pink Friday 2 albümlerini görüyoruz. Single’larda ise Green Day, “The American Dream Is Killing Me” isimli bir parça yayınlarken, Kanadalı rock grubu Sum 41, mart ayında çıkacak yeni albümünden “Rise Up” isimli parçayı yayınladı. Hepinize iyi bir yıl dileyerek yazıyı burada noktalıyorum. Hoşça kalın.
Kasım: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk olarak Roger Waters ile başlayalım. Pink Floyd’un efsane ismi, The Dark Side Of The Moon Redux ismi ile tüm sözlerini kendisinin yazdığı, 1973 tarihli Pink Floyd’un efsane albümü The Dark Side Of The Moon’u piyasaya çıkışının ellinci yılında yeniden yorumladı. Albüme Roger Waters dışında katkı veren başka Pink Floyd üyesi yok. Albümde gitar solo da yok. Konuşmalar var. Pink Floyd davulcusu Nick Mason albümün harika olduğunu ve orjinalini bozacak bir şey görmediğini söylemiş. Genel olarak orjinal versiyonun yanında bu albümü “Time” dışında beğenmedim. Hele “Money” yorumu, sanki biri Leonard Cohen’in vokalini taklit ederek parçayı yorumlamış gibi bence bayağı gereksiz olmuş.
Kanadalı indie grubu Metric, Formentera 2 isimli yeni albümlerini yayınladı. Bu albüm, grubun 2022 tarihli Formentera albümünün devamı niteliğinde. Albümde “Days Of Oblivion” gibi dream pop öğeleri taşıyan parçalar var. Grubun vokalisti Emily Haines, albümden çıkan ilk single olan “Just The Once”ı regret disco olarak tanımlamış. (Grubun Dead Disco isimli eski bir parçası vardı).
“Never Gonna Give You Up”, “Together Forever” gibi parçalarıyla hatırladığımız seksenlerin ünlü ismi Rick Astley, Are We There Yet? isimli bir albüm çıkardı. Glastonbury Festivali’nde İngiliz indie grubu Blossoms ile The Smith parçalarını çok güzel yorumlayan sanatçının yeni albümünün ilham kaynağı, Bill Withers, Al Green, Marvin Gaye gibi soul müziğin efsaneleri olmuş. Albümden benim sevdiğim parça ise, şarkıcının eski pop – dans pop türü hareketli parçalarının aksine piyano ağırlıklı slow parça “Blue Sky” oldu.
Amerikalı pop punk grubu Blink-182’nin yeni albümü One More Time… yayınlandı. Bu albümde grubun kurucu üyesi ve vokalist – gitaristi Tom DeLonge’un geri dönüşünü görüyoruz. 17 parçadan oluşan uzun bir albüm olmuş. Favori parçalarım, nakarat kısmında geçen “Ole, ole” sözleriyle çok güzel bir tezahürat parçası olabilecek “Dance With Me” ve synth wave soslu “Blink Wave”.
Amerikalı alternatif rock grubu Blue October, üç albümden oluşacak Spinning The Truth Around’un ikincisi olan Part 2’yi çıkardı. “Slow Down” isimli parça öne çıkıyor. 2024 yılında yayınlanacak Part 3 ise, Part 1 ve 2’de bulunan şarkıların remiks ve alternatif versiyonları ile, grubun önceki albümlerinde bulunan bazı parçaların remikslerinden oluşacak.
Indie folk’un önemli ismi Amerikalı Sufjan Stevens, 10. Albümü olan Javelin’i yayınladı. Genel itibariyle diğer Sufjan Stevens albümleri gibi gayet sakin, dinlendirici olan albümde bir de “My Red Little Fox” isimli şeker gibi bir parça var. Rap dünyasında Drake’in yeni albümü For All The Dogs ve Bad Bunny’nin Nadie Sabe Lo Que Va A Pasar Mañana isimli albümünü görüyoruz. Bir başka yeni albüm ise, bu yazın sevilen şarkılarından “Rush”ı içinde barındıran Troye Sivan’ın son albümü Something To Give Each Other.
Hollandalı senfonik metal grubu Within Temptation, Bleed Out isimli yeni albümünü bu ay yayınladı. Albümün 2020 yılında çıkan ilk single’ı ile beraber beş single, albümden bağımsız olarak yayınlandı. Albüm duyurusu 2023 yılında yapılırken, grup daha sonra iki single daha çıkardı. Bence albümün öne çıkan parçası ise “Unbroken”.
Bu ayın en önemli albümü ise, 60 seneden fazla süredir müzik dünyasında yer alan, gelmiş geçmiş en önemli gruplardan biri olan The Rolling Stones’un yeni albümü Hackney Diamonds. Bu albümle ile ilgili önümüzdeki ay ayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum.
New wave’in önemli gruplarından OMD, Bauhaus Staircase isimli yeni bir albüm çıkardı. 2010’ların sonu ve 2020’lerin ilk dönemlerindeki politikacılardan ilham alan albümde Kraftwerk parçalarını çağrıştıran “Anthropocene” isimli parça dikkate değer. Seksenlerin önemli metal gruplarından Dokken’ın içinde “Lost In You” gibi güzel parçalar bulunduran yeni albümünün ismi ise Heaven Come Down.
Yeni çıkan single’lardan örnekler verirsek, albüm fabrikası King Gizzard And The Lizard, “Theia”, “Silver Cord” ve “Set” adlı üç single yayınlarken, metalcore grubu Bring Me The Horizon, DArkSide isimli bir single çıkardı. Ringo Starr ise Rewind Forward adlı bir EP yayınladı.
Eylül: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Bu ayın yenilerine, elektronik müziğin ünlü grubu The Chemical Brothers ile başlıyoruz. İngiliz ikilinin yeni albümü For That Beautiful Feeling bu ay yayınlandı. Albüme 26 Ekim’de çıkacak Paused In Cosmic Reflection isimli retrospektif kitap eşlik edecek. Kitapta, grup üyeleriyle ve de grubun daha önceden çalıştığı Beck, Beth Orton, Noel Gallagher gibi isimlerle yapılan röportajlar yer alıyor. Bu albüme katkıda bulunan isimlerse Beck ve Halo Maud isimli Fransız vokalist. Progresif house, dans gibi türleri içine alan albümdeki parçalardan “The Weight” gaza getirici dolu dolu bir parça. Alakasız türler de olsa bana Beastie Boys’un “Sabotage”ını hatırlatıyor. Öne çıkaracağım diğer parça ise, girişini pek beğenmesem de sonradan güzelleşen ve dans pistlerinin aranan parçalarından biri olmaya aday “Live Again”.
Sırada üç progresif metal grubunun yeni albümleri var. İngiliz grup Tesseract, War Of Being isimli yeni bir albüm çıkardı. Grup, aynı zamanda albüme dayanan aynı isimde bir video oyunu çıkardı. Hem VR hem de masaüstü platformlarda oynanabilen oyunun tasarımcısı grubun vokalisti Daniel Tompkins. Amerikalı sludge – progresif metal grubu Baroness ise Stone isimli altıncı albümünü yayınladı. Ülkemizde oldukça sevilen ve sık sık konser vermeye gelen İsveçli grup Soen, Memorial adlı yeni bir albüm yayınladı. Benim de çok sevdiğim ve daha önce hakkında ayrı bir yazı yazığım grubun bu albümünden aklımda sadece “Hollowed” isimli ballad kaldı. Elisa isimli kadın bir vokalistin eşlik ettiği parça gayet güzel olmuş. Onun dışında albüm beklentilerimin altında kaldı.
İngiliz indie grubu The Coral iki yeni konsept albümle bu ayın gözüme çarpanlarından biri. 2000’li yılların başında, “Dreaming Of You” isimli eğlenceli parçalarıyla tanıdığım grup (bu parçayı mutlaka dinleyin), Sea Of Mirrors ve Holy Joe’s Coral Island Medicine isimli iki albüm yayınladı. Sea Of Mirrors, bir western filminin hayali soundtrack’i. Yaptığı albümlerde folk öğelerini sıkça kullanan grup, bu albümde de country rock, folk gibi türlere yer vermiş. En sevdiğim parça, Edward Sharpe & Magnetic Zeros parçalarına benzettiğim “Wild Bird” oldu. Albüme, grubun eski kurucu üyesi Bill Ryder-Jones ve Love grubunun gitaristi Johnny Echols konuk olmuş. Ayrıca 28 Days Later filminden tanıdığımız İrlandalı aktör Cillian Murphy’yi, albümün son parçası olan “Oceans Apart”da duyuyoruz. Sadece fiziksel olarak basılan Holy Joe’s Coral Island Medicine’da ise, “Leave This Town” ve “Down By The Riverside” isimli güzel parçalar var.
İsveçli elektro pop ikilisi Icona Pop, Club Romantech isimli üçüncü albümünü yayınladı. Amerikalı house grubu Sofi Tukker ile yaptıkları, 2020 yılında single olarak yayınlanan “Spa” isimli parça, Chemical Brothers’ın yeni parçası “Live Again” gibi insanda dans etme isteği uyandıran bir şarkı. Sıradaki durağımız Kanada. Eğlenceli parçalar yapan Kanadalı alternatif rock grubu Barenaked Ladies, yeni albümleri In Flight’ı yayınladı. Albümde “Lovin’ Life” ve “One Night” isimli iki güzel parça var.
“One Of Us” parçasıyla doksanların simgelerinden biri olan Joan Osborne, Nobody Owns You adlı yeni bir albüm çıkardı. Bence doksanların en güzel albümlerinden biri olan, 1995 tarihli, içinde “One Of Us” dışında, “St. Teresa”, “Pensacola” gibi süper parçalar barındıran Relish albümünden sonra bir daha aynı başarıyı yakalayamayan sanatçının bu albümünde sesinin de artık baya bir değişmiş olması beni biraz hüzünlendirdi. Eski Joan Osborne’nün sesi olmasa da albümde “The Smallest Trees”, “Time Of The Gun” gibi güzel parçalar var. Diğer yeni çıkanlardan örnekler verirsek, Avustralyalı şarkıcı Kylie Minogue’un Tension isimli yeni albümünü görüyoruz. Black metal severler içinse İsveçli grup Marduk’un Memento Mori isimli yeni bir albümü olduğunu duyuralım.
Single’lara baktığımızda Sia, 2024 yılında çıkacak Reasonable Woman albümünün ilk single’ı olan “Gimme Love”ı yayınladı. Usta müzisyen Steven Wilson ise bu ay sonu çıkacak The Harmony Codex albümünden “Impossible Tightrope”, “Rock Bottom” ve “What Life Brings” isimli üç yeni single yayınladı. Gelelim en önemli single’a. 60 seneden fazla süredir etkin olan rock müziğin efsane grubu The Rolling Stones, gelecek ay çıkacak yeni albümleri “Hackney Diamonds”dan “Angry” isimli çok güzel bir parça yayınladı.
Ağustos: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk olarak gerçek adı Andrew John Hozier Byrne olan İrlandalı müzisyen Hozier’in yeni albümü Unreal Earth ile başlayalım. Albümün ilham kaynağı Dante’nin İlahi Komedyası’nın Cehennem bölümü. Hozier, albümü pandemi zamanı yazmış. Albümdeki parçalarda İrlanda dilinden örnekler var. Hozier bir röportajında başka dillerle ifade edilemeyen bazı şeyler olduğunu söylemiş. Albümdeki favori parçam ise “Abstract (Psychopomp)”.
Sıradaki albümümüz İngiliz elektronik müzik grubu Jungle’ın Volcano isimli albümü. Neo soul – dans karışımı bir sounda sahip olan grubun dördüncü albümüne Channel Tres, Roots Manuva gibi rapçiler katkıda bulunmuş. Grup üyesi Josh Lloyd, bu albümün şimdiye kadar yaptıkları en samimi albüm olduğunu belirtmiş ve soul müziğe olan sevgilerini yinelemiş. Gerçekten de albümde soul müzik bayağı baskın. Albümün enerjisi oldukça yüksek. Özellikle “Back On 74” parçası dinledikten sonra hemen aklınıza takılıyor. Bu arada grubun ilk albümünde bulunan “Lucky I Got What I Want” isimli harika bir parçayı da dinlemenizi tavsiye ederim.
Henüz 14 yaşındayken Bon Iver’ın “Skinny Love” coverı ile üne kavuşan İngiliz müzisyen Birdy’nin yeni albümü Portraits’de bu ayın yenilerinden. Bu albümde bulunan “Raincatchers” parçasının mart ayında çıkan en sevdiğim single olduğunu yazmıştım. Seksenler pop esintili, yer yer Kate Bush’u hatırlatan parçaların olduğu bu albümden sevdiğim bir diğer parça “Ruin 1” oldu. Bazı yerlerde Birdy’nin sesini Tori Amos’a da benzettim bu albümde.
Kanadalı efsane müzisyen Neil Young’un rafa kaldırdığı bir başka albüm daha gün yüzüne çıktı. 1977 yılında yayınlanması planlanan ama sonradan yayınlanmayan Chrome Dreams albümü bu ayın yeni albümlerinden biri oldu. Albümde bulunan 12 şarkı, çeşitli albümlerde daha önce yayınlandı. Albüm, parçaların farklı versiyonlarını bekleyenler için pek bir şey ifade etmeyebilir. Çok fazla değişiklik yok. “Sedan Delivery” ve “Hold Back To Tears” parçalarında daha sonra yayınlanan versiyonlarda olmayan bazı sözler var. En sevdiğim Neil Young parçalarından biri olan “Like A Hurricane”de bu albümde bulunuyor ama American Stars ‘N Bars albümdeki versiyonun aynısı. Neil Young 2007 senesinde, daha orjinali yayınlanmadan bu albümün devamı niteliğinde olan Chrome Dreams 2’yi yayınlamıştı.
Gerçek adı Will Oldham olan indie – folk sanatçısı Bonnie “Prince” Billy, Keeping Secrets Will Destroy You isimli yeni bir albüm çıkardı. Aynı zamanda aktör olan sanatçı, 2006 yılında Amerikan post rock grubu Tortoise ile birlikte Bruce Springsteen’in “Thunder Road” parçasını yorumlamıştı. Orjinalinden güzel olan coverların en iyi örneklerinden biri olan bu yoruma bir bakmanızı tavsiye ederim. Bu albümde ise “Behold! Be Held!” gitar, keyboard ve saksafon karışımlı dingin havası ile öne çıkıyor.
Haziran ayında Hollywood Vampires grubuyla ülkemizde konser veren glam rock’ın usta ismi Alice Cooper, Road isimli yeni bir albüm çıkardı. Albümde bulunan “Rules Of The Road” parçasının girişi Golden Earring grubunun “Radar Love” parçasını anımsatıyor. Albümü çok beğenmesem de 75 yaşındaki usta müzisyenin, enerjisinden bir şey kaybetmeden eski usul bir hard rock albümü ortaya çıkarmış olması takdire değer.
İngiliz post punk grubu Public Image Ltd. yeni albümü End Of World’ü yayınladı. Sex Pistols grubundan hatırlayacağımız vokalist John Lydon, albümdeki “Hawaii” parçasını nisan ayında kaybettiği eşi Nora Forster’a adamış. Bence albümün öne çıkan parçası ise “Car Chase”.
The Last Shadow Puppets’dan tanıdığımız Miles Kane, One Man Band isimli beşinci albümünü yayınlarken, metalcore grubu Asking Alexandria ise Where Do We Go From Here isimli yeni bir albüm çıkardı. Single’lara geldiğimizde Guns N’ Roses’ın “Perhaps” isimli parçasını görüyoruz. Bir başka yeni single ise, progresif metal grubu Tesseract’ın eylül ayında çıkacak olan War Of Being albümünde yer alacak olan “The Grey” isimli parça. Alternatif rock ve indie türlerinde ise Slowdive grubunun “The Slab” isimli single’ını, Amerikalı grup The National’ın “Space Invader” ve “Alphabet City” isimli iki yeni parçasını, Wilco grubunun eylül ayında çıkacak Cousin albümünün ilk single’ı olan “Evicted”’ı görüyoruz. İskoç synth pop grubu Chvrches ise ilk albümleri The Bones Of What You Believe’in ekim ayında çıkacak 10. Yıl özel baskısından “Manhattan” isimli bir single yayınladı. Albümde, bu parça gibi 2013 yılında kaydedilmiş ancak yayınlanmamış üç tane daha parça olacak.
Temmuz: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk olarak rap dünyası ile başlayalım. Raple pek aram olmasa da sevdiğim bazı gruplar – sanatçılar var. Onlardan biri de Amerikalı rapçi Nas. Sanatçının yeni albümü Magic 2 yayımlandı. 2021 tarihli Magic albümünün devamı niteliğinde olan albümde, 50 Cent ve 21 Savage’ın konuk olduğu parçalar var. 50 Cent’ in yer aldığı ve 50 – 60’ların ünlü R&B grubu The Dells’in “I Can Sing A Rainbow / Love Is Blue” parçasının sample olarak kullanıldığı “Office Hours” ve girişi Nilüfer’in “Dönsen Bile” şarkısını anımsatan “Motion” albümden seçtiğim parçalar. Rap dünyasının bir başka ismi Post Malone da Austin isimli yeni bir albüm çıkardı. Ancak bir rap albümü değil. Baya baya akustik gitarın önde olduğu bir pop albüm ortaya çıkmış. “Something Real” albümün öne çıkan parçası. Sanatçı eskiden Guitar Hero oyunu sayesinde gitara merak sarmış. Youtube’da AC/DC, Metallica videoları seyrederek gitar çalmayı öğrenmiş. Üzerindeki Bob Dylan dövmesinden Nirvana parçalarını coverlamasına, rock’a olan ilgisi bilinen bir isim Post Malone.
PJ Harvey’in yeni albümü I Inside Old Year Dying bu ayın yeni çıkanlarından biri. Tekli olarak yayımlanan ve albüme ismini veren “I Inside Old Year Dying” parçası geçen ayın en beğendiğim teklisi olmuştu. PJ Harvey’in kendi yazdığı şiir kitabı Orlam’dan uyarladığı 12 parçadan oluşan albümde çocukluğunun geçtiği Dorset bölgesinin kaybolmaya yüz tutmuş lehçesinden örnekler var. “Prayer At The Gate” albümdeki hoş parçalardan bir diğeri.
Gelecek yıl kuruluşunun 60. yılını kutlayacak ünlü funk – R&B grubu Kool And The Gang, People Just Wanna Have Fun isimli yeni bir albüm yayımladı. 2020 ve 2021 yılında üst üste kurucu üyelerinden ikisini kaybeden grubun diğer kurucu üyesi ve basçısı Robert “Kool” Bell yaptığı açıklamada albümde funktan caza, pek çok türden örnekler olduğunu, yeni ve eskinin bir araya geldiğini söyledi. İşte o caz esintisi taşıyan parçalarından biri olan “99 Miles To JC” dinlerken sizi rahatlatma potansiyeline sahip güzel bir şarkı olmuş.
İngiliz grup Blur, sekiz senelik bir aradan sonra The Ballad Of Darren isimli bir albüm çıkardı. Albümü oluşturan parçaları grubun vokalisti Damon Albarn, bir Gorillaz turnesi sırasında yazmış. Albümün kapak fotoğrafı ise ünlü İngiliz fotoğrafçı Martin Parr’a ait. Melankolik yapıda sakin bir albüm ortaya çıkmış. Ben çok ısınamadım.
Amerikalı indie grubu Local Natives’in yeni albümü Time Will Wait For No One da bu ayın yenilerinden biri. Bu albüm ben de Tame Impalaya’yı andırdı biraz. Yeni albüm yayımlayan bir başka indie grubu ise Grouplove. “Tongue Tied” ve “Ways To Go” gibi parçalarıyla tanınan grubun yeni albümünün ismi, “I Want It All Right Now”. Gayet enerjik bir elektro pop parçası olan “Climb” ve yavaş başlayıp sonradan güzel bir gitar solonun da katkısıyla sizi zirvelere taşıyan “Wall” albümdeki favori şarkılarım. Punk dünyasına bakarsak, geçtiğimiz sene tekrar birleşen, “Oceans Avenue” parçalarıyla sevdiğim pop punk grubu Yellowcard’ın, Childhood Eyes isimli bir EP yayımladığını görüyoruz.
Bu ayın en güzel albümlerinden birinde sıra. Antony Hegarty, Anohni ismine geçtikten sonra Antony And The Johnsons grubuyla ilk albümü olan My Back Was A Bridge For You To Cross isimli ilk albümünü bu ay yayımladı. Grubun adı da artık Anohni and the Johnsons. Yaptığı şarkılarla her zaman dinleyicilerin içine işlemeyi başaran Anhoni, yine harika bir iş çıkarmış. Ölümünden kısa bir süre önce Lou Reed ile yaptığı konuşmada, Lou Reed’in bir buz kalıbının ağzında erimesi gibi çok basit şeylerin güzelliğini fark etmesini anlattığı “Sliver Of Ice”, “Rest” ve “Scapegoat” gibi harika parçalar bu albümde yer alıyor.
Son olarak yeni çıkan teklilerden birkaç örnek verelim. Kanadalı indie grubu Metric, yeni çıkacak olan Formentera 2 albümünün ilk teklisi olan “Just The Once” parçasını yayımladı. İsveçli rock grubu The Hives “Rigor Mortis Radio” isimli bir single çıkardı. İngiliz ikili Royal Blood’ın son teklisinin ismi ise “Pull Me Through”. Geçtiğimiz gün hayatını kaybeden Sinead O’Connor’ı buradan anarak yazımı noktalıyorum.
Haziran: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Haziran’ı geride bırakırken, bu ay yeni çıkan albüm ve single’lardan gözüme çarpanlara birlikte göz atalım.
Haziran: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler,
Amerikalı metal grubu Avenged Sevenfold’un yeni albümü Life Is But A Dream ile başlayalım. Grup, baya deneysel bir albüme imza atmış. Progresif metal türünde olan albümde, System Of A Down’dan, Daft Punk’a çeşitli gruplardan esintiler duyuyorsunuz. Açılış parçası “Game Over”ı dinlerken acaba SOAD mı dinliyorum diyebilirsiniz. “(O)rdinary” parçası, iki önceki şarkı olan “Easier”da fragmanını gösterdikleri Daft Punk’a verilen selamın doruğa çıktığı şarkı. “(D)eath” parçasında ise yetmişler film müziklerine bir gönderme var bence. Hatta Arctic Monkeys’in son albümü olan The Car’a konulabilecek bir parça.
İzlandalı efsane post rock grubu Sigur Ros, on senelik bir aradan sonra Atta isimli yeni albümleriyle döndü. Bu albümde 2012 yılında gruptan ayrılan klavyeci Kjartan Sveinsson’un dönüşünü de görüyoruz. Grup, albümle beraber 41 kişilik bir orkestra eşliğinde turneye çıktı. Temmuz ayında ülkemize de uğrayacak olan grubun Türkiye konseri maalesef orkestranın eşlik etmediği konserlerden biri olacak. Albümün Robert Ames önderliğinde London Contemporary Orkestra ile olan kayıtları Londra Abbey Road stüdyolarında yapılmış. Yeni albümde grup bildiğimiz Sigur Ros soundunu korumuş. İlk dinleyişimde çok öne çıkan parça bulamasam da “Fall” dikkatimi çekti. Post rock demişken, bu türün yakın sularında gezen Balmorhea’nın da Pendant World isimli yeni bir albüm çıkardığını ve temmuz ayında ülkemize konuk olacağını hatırlatalım.
Geçtiğimiz ay, “Gila Monster” isimli single’ını duyurduğum King Gizzard & The Lizard Wizard’ın yeni albümü yayınlandı. Albümün tam adı: Petrodragonic Apocalypse; Or, Dawn Of Eternal Night: An Annihilation Of Planet Earth And The Beginning Of Merciless Damnation. Bu albüm 2019 tarihli Infest The Rats’ Nest isimli albümün devamı niteliğinde bir metal hatta trash albümü olmuş. “Gila Monster” favori parçam. Açılış parçası “Motor Spirit”de dikkate değer parçalardan. Grup tam bir albüm fabrikası gibi çalışıyor. 2022 yılında beş albüm çıkardılar.
Yaşayan efsane Bob Dylan, Shadow Kingdom: The Early Songs Of Bob Dylan isimli, Alma Har’el tarafından yönetilen konser filmini albüm formatinda yayınladı. Albüm sanatçının kariyerinin ilk yarısındaki 13 şarkının yeni kaydı ve bir tane yeni enstrümantal parçadan oluşuyor. “What Was It You Wanted”, “Forever Young” ve de yeni parça “Sierra’s Theme” albümün öne çıkanları.
Groovejet (If This Ain’t Love) parçasıyla hafızalara kazınan İngiliz şarkıcı Sophie Ellis-Bextor, Hana isimli bir albüm yayınladı. Sanatçının Covid öncesi yaptığı Japonya gezisi albümün ilham kaynağı olmuş. Albümün ismi Hana, Japoncada çiçek demek. Albüm güzel bir synth – dance pop örneği olmuş. “Reflections” ve uzaylıların dünyadaki insanları kurtarmaları ile ilgili son parça “We’ve Been Watching You” dikkate değer şarkılar.
Foo Fighters, davulcuları Taylor Hawkins’in ölümünden sonra ilk albümleri olan But Here We Are’ı yayınladı. Grubun vokalisti Dave Grohl, bu albümde davulları da üstlenmiş. Taylor Hawkins dışında, Dave Grohl’un annesinin de ölümü albümdeki duygu yoğunluğunu arttırmış. Albüme ismini veren “But Here We Are” favori parçam. Alternatif rock dünyasından bir başka albüm haberi Queens Of Stone Age’den geldi. Grup, In Times New Roman isimli yeni bir albüm yayınladı. Bence albümün öne çıkan parçası ise “Paper Machete”. Punk dünyasında ise Rancid grubu Tomorrow Never Comes adlı bir albüm çıkardı. Çok kısa parçalardan oluşan albümün uzunluğu yarım saati bulmuyor. Caz’a baktığımızda ise Pat Metheny’nin yeni çıkan Dream Box albümü gözüme çarpıyor.
Blues, southern rock sevenler için iki yeni albüm haberim var. Bir tanesi, Allman Brothers Band grubunun gitaristi Warren Hayes ve basçısı Allen Woody tarafından doksanlarda kurulan Gov’t Mule grubunun yeni albümü Peace…Like A River. Diğeri ise rock and roll ve blues rock türlerinin günümüzdeki önemli temsilcilerinden Rival Sons’ın Darkfighter albümü. Özellikle soundunu çok sevdiğim Gov’t Mule grubunun son albümünde de “After The Storm” isimli dikkate değer bir parça var.
Son olarak single’lara bir göz atalım. Radiohead’den Thom Yorke ve Jonny Greenwood’un kurduğu The Smile “Bending Hectic” adlı bir single yayınladı. Amerikalı şarkıcı Dolly Parton’ın sene sonu çıkacak olan Rockstar albümünden ikinci single olan “Magic Man” yayınlandı. Heart coveri olan parçada sanatçıya Heart’ın vokalisti Ann Wilson da eşlik ediyor. İngiliz indie grubu Bloc Party’nin Amerikalı müzisyen KennyHoopla ile birlikte yaptığı “Keep It Rolling” parçası bu ayın yenilerinden bir başkası. İngiliz dream pop grubu Slowdive’ın eylül ayında çıkacak Everything Is Alive albümünden çıkan ilk single ise “Kisses” adını taşıyor. Bu ayın en sevdiğim single’ı ise PJ Harvey’in temmuz ayında çıkacak albümünden çıkan ikinci parça” I Inside The Old Dying”. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Mayıs: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Amerikalı şarkıcı Kesha, Gag Order isimli yeni bir albüm çıkardı. Önceki albümlerinde “Take It Off”, “Die Young” gibi dans pop türünün güzel parçalarına sahip olan sanatçı, bu albümde daha deneysel, saykodelik takılmış. Zaten albümdeki şarkıların sözlerine baktığımızda ölüm, depresyon gibi karanlık konuları görüyoruz. Albüme katkıda bulunanlar arasında sanatçının annesi Pebe Sebert ve “Only Love Reprise” şarkısındaki vokali ile sekiz yaşındakı yeğeni Luna Rose Sebert Sampayo’da yer alıyor.
Amerikalı pop rock grubu Jonas Brothers, altıncı albümü olan The Album’ü yayınladı. Jon Bellion’ın katkılarıyla hazırlanan albüm çoğunlukla iki – üç dakika aralığında olan kısa parçalardan oluşuyor. Funk esintilerini pek çok yerde gördüğünüz albümde, Bruno Mars, Earth Wind And Fire, Doobie Brothers gibi sanatçı ve grupların şarkılarına benzer parçalar var. Albümdeki şarkıların içerikleri ise daha çok aşk ve grup üyelerinin aile hayatlarıyla ile ilgili.
Lana Del Rey, mart ayında çıkardığı Did You Know That There’s A Tunnel Under Ocean Blvd albümünden çok kısa bir süre sonra “Say Yes To Heaven” isimli bir single yayınladı. Bu parça aslında 2012 yılında yazılmış ve sanatçının 3. albümü olan Ultraviolence’a konulması planlanmışken albüm dışı bırakılmış. Daha sonra bu parçanın farklı versiyonları Tiktok’ta viral oldu ve mayıs ayında da hiç yayınlanmamış bu versiyonu single olarak piyasaya sürüldü.
Sırada Fransız ikili Daft Punk’tan bir albüm haberi var. İkili tekrar bir araya geldi zannedip hemen heyecanlanmayın. (Ben yakın gelecekte tekrar yola devam edeceklerine inanıyorum) Grup, 2013 tarihli, bence tüm zamanların en iyi albümlerinden biri olan Random Access Memories’in onuncu yılı dolayısıyla albümün genişletilmiş bir versiyonunu yayınladı. Albümde toplam süresi 35 dakika olan dokuz şarkılık yeni materyal var. Kimisi albümdeki parçaların demo ya da farklı versiyonları, bazıları ise albüme konmamış parçalar. Yeni şarkılara bakarsak, 2013 tarihli albümün Japonya baskısında olan “Horizon” isimli harika parça bu albüme gelmiş, “Give Life Back To Music”in “GLBTM (Studio Outtake)” isimli, bana Santa Esmeralda’nın Don’t Let Me Be Misunderstood” yorumunu hatırlatan süper bir versiyonu yine bu albümde mevcut. Albümün diğer öne çıkanlarına bakarsak, grubun 2013 tarihli albümde yer vermediği “Prime” isimli bir parça var ki, başka bir grup yapsa senelerce hit olabilecek bir potansiyeli var bu şarkının. Son olarak, “Touch” parçasının son kısmı bu albüme ayrı bir parça olarak konmuş ki bence de şarkının en güzel bölümü burasıdır. İlerleyen günlerde sadece albüm hakkında belki bir yazı da yazarım.
Bu ayın bence en güzel albümlerinden biri Amerikalı rock grubu Dave Matthews Band’in yeni albümü Walk Around The Moon. Kemancı Boyd Tinsley gruptan kovulduğu için bu albümde yer almadı. Klavyeci Buddy Strong ise grubun daimi üyesi oldu. Albümde bulunan, “Madman’s Eyes”, “Walk Around The Moon”, bence Cowboy Junkies’in “Blue Moon” yorumunu çağrıştıran “The Ocean and The Butterfly” ve “Something To Tell My Baby” parçaları benim favorilerim.
Progresif rock’ın efsane grubu Yes, 23. Albümü olan Mirror To The Sky’ı yayınladı. Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden davulcu Alan White’a adanan albümde davulda Jay Schellen’ı görüyoruz. Albümden ilk gözüme çarpan parçalar, “Luminosity” ve albüme ismini veren “Mirror To The Sky”. Her iki parçada çok uzun olduğu için tam yorum yapabilmem için biraz daha dinlemeye ihtiyacım var.
Amerikalı Celtic punk grubu Dropkick Murphys, Okemah Rising isimli yeni bir albüm çıkardı. “I’m Shipping Up To Boston” isimli parçasıyla tanınan grup, gayda, banjo, mandolin gibi çok sevdiğim enstrümanları kullanıyor. Dinleyeni lunaparka gitmiş gibi eğlendirebilen grubun bu albümünde de “My Eyes Are Gonna Shine”, “I Know How It Feels” ve “I’m Shipping Up To Boston (Tulsa Version)” gibi güzel parçalar var.
Kuzey İrlandalı alternatif rock grubu Therapy? Hard Cold Fire isimli yeni albümünü yayınladı. Doksanlı yıllarda bir Hüsker Dü parçası olan “Diane” yorumuyla büyük başarıya ulaşan grubun son albümü de dikkate değer. Özellikle “They Shoot The Terrible Master” ve “Ugly” parçalarını oldukça beğendim. Bir başka yeni albüm, İngiliz pop grubu Simply Red’den geldi. Time isimli albümde, “Hey Mister” ve “Just Like You, Pt.2” sevdiğim parçalar.
Son olarak yeni çıkan single’lardan örnekler verelim. İngiliz rock grubu Blur, temmuz ayında çıkacak The Ballad Of Darren albümünün ilk single’ı “The Narcissist”i yayınlarken, Amerikalı alternatif rock grubu Queens Of Stone Age ise “Emotion Sickness” isimli bir single çıkardı. Rap dünyasında ise Post Malone’un haziran ayında çıkacak Austin albümünün ikinci single’ı olan “Mourning”i görüyoruz. Bu ayın en sevdiğim single’ı ise Avustralyalı psych rock grubu King Gizzard & The Lizard Wizard’ın “Gila Monster” isimli parçası oldu. Parça, metal, hatta thrash türüne göz kırpıyor diyerek yazımı noktalıyorum.
Nisan: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk durağımız, 24 senelik bir aradan sonra yeni bir albüm çıkaran İngiliz elektronik müzik ikilisi Everything But The Girl’in yeni albümü Fuse. Ben Watt ve Tracey Thorn’dan oluşan ikili, “Missing” parçasıyla doksanlarda büyük ses getirmişti. Röportajlarında 2023 senesine uygun, modern bir sound amaçladıklarını söyleyen grubun son albümündeki beğendiğim şarkılar “Forever” ve “No One Knows We’re Dancing”.
Sırada progresif rock’ın en önemli temsilcilerinden İngiliz grup Jethro Tull var. Grup, geçen sene çıkardıkları The Zealot Genes albümünden bir sene sonra RökFlöte isimli yeni bir albümle karşımızda. İskandinav paganizmini konu edinen albümü progresif rock sevenlere tavsiye ediyorum. Tamamı güzel olan albümde “Voluspo” ve “Wolf Unchained” parçaları biraz daha öne çıkıyor.
Nisan ayı thrash severler için bereketli bir ay oluyor. Metallica’dan sonra thrash metal’in önemli gruplarından biri olan Overkill de Scorched isimli yeni albümlerini yayımladı. Güzel bir riffle başlayan, albüme ismini veren açılış parçası “Scorched” albüm hakkında hem fikir veriyor, hem de grubun kırk senedir kendi çizgisini koruduğunu gösteriyor. Sırada grunge dünyasından bir albüm haberi var. Seattle’lı grup Mudhoney, Plastic Eternity isimli bir albüm çıkardı. “Almost Everything” bence albümün en güzel parçası. “Cascades Of Crap”, içindeki synthesizer ile bana Alman progresif rock grubu Eloy’u hatırlatan enteresan bir şarkı olmuş.
Caz dünyasına baktığımızda İngiliz grup GoGo Penguin’in yeni albümü Everything Is Going To Be Ok’i görüyoruz. Albümlerinde elektronik öğeleri de sıkça gördüğümüz grubun yeni albümü zor bir dönemde gerçekleşmiş. Piyanist Chris Illingsworth büyük annesini kaybederken, basçı Nick Blaska ise hem anne hem kardeşini kanser yüzünden kaybetmiş.
Ünlü İngiliz synth pop ikilisi Pet Shop Boys Lost isimli bir EP yayımladı. Pet Shop Boys Annually kitabının 2023 versiyonuna eşlik eden EP’yi oluşturan parçalar, 2016 tarihli Super albümü için 2015 yılında Londra ve Berlin’de kaydedilmiş. Neil Tennant, bu parçaları albüme koymama nedeninin parçaları beğenmediklerinden değil, albüme uymamaları yüzünden olduğunu söylemiş. Açıkçası ben pek beğenmedim bu EP’yi.
Yine İngiltere’den devam ediyoruz. Indie grubu The Heavy, Amen isimli yeni bir albüm yayımladı. Önceki albümlerinde pek çok güzel parçası olan ve çeşitli dizilerde şarkıları kullanılan grubun “Nobody’s Hero” isimli pek bilinmeyen harika bir parçası vardır. Dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Amen albümüne gelirsek bence başarılı bir çalışma olmuş. “Just Like Summer” ve ”Feels Like Rain” parçaları favorilerim.
İsveçli power metal grubu Sabaton, Echoes Of The Great War isimli EP üçlemesinin sonuncusu olan Stories From The Western Front’u yayımladı. Daha önce bu seriden Weapons Of The Modern Age ve Heroes Of The Great War EP’lerini yayımlayan grup, bu sefer 1. Dünya Savaşı’nın en çok kayıp yaşanan cephelerinden biri olan Batı Cephesi’ni konu edinmiş. Grup, albümde bir Motorhead parçası olan “1916”yı yorumlamış.
Hollandalı Dj Tiesto’nun yedinci albümü Drive da bu ayın yenilerinden. Albüme katkı verenlere baktığımızda Black Eyed Peas, Charli XCX, Tate McRae, Ava Max gibi isimleri görüyoruz. Bence albümün en güzel parçası, 2020 yılında piyasaya çıkan ve albümün ilk single’ı olan “The Business”. Onun dışında “Lay Low” dikkat çekici bir başka parça. İngiliz şarkıcı Ellie Goulding, Higher Than Heaven isimli yeni albümünü yayımladı. Açılış parçası “Midnight Dreams” modunuzu yükseltebilecek bir parça.
Son olarak bu ayın yeni çıkan single’larına bir göz atalım. Kelly Clarkson, haziran ayında çıkacak yeni albümü Chemistry’den “Mine” ve “Me” isimli iki tekli yayımladı. Amerikalı pop rock grubu Jonas Brothers, “Waffle House” isimli bir single yayımladı. Grubun yeni albümü The Album mayıs ayında çıkacak. PJ Harvey, “A Child’s Question, August” isimli bir tekli yayımladı. Amerikalı rock grubu Greta Van Fleet’in son teklisinin ismi ise “Meeting The Master”. Sonraki yazıda görüşmek üzere.
Mart: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Ocak ayının yeni çıkanları yazımda “Flowers” isimli single’ından bahsettiğim Miley Cyrus’un yeni albümü Endless Summer Vacation yayınlandı. Spotify’da bir haftada en çok dinlenen parça rekorunu kıran “Flowers” bence albümün en güzel şarkısı. Albümdeki “Thousand Miles” parçasına Brandi Carlile, “Muddy Feet” parçasına ise Sia vokal katkısında bulunmuş.
Fransız elektronik müzik grubu M83, geçen ay ilk altı parçasını yayınladıkları Fantasy isimli yeni albümlerinin tamamını bu ay dinleyiciler ile buluşturdu. Bu albümde “Midnight City” tarzı hit parçalar arayanlar hayal kırıklığına uğramaya hazır olsunlar, çünkü gayet deneysel bir albüm olmuş. Elektronik dünyasından bir diğer albüm Fever Ray’den geliyor. Kardeşi Olof Dreijer ile birlikte kurdukları The Knife grubundan tanıdığımız Karin Dreijer’ın solo projesi Fever Ray, üçüncü albümü Radical Romantics’i çıkardı. Albüme kardeşi Olof Dışında, Nine Inch Nails’den Trent Reznor katkıda bulunmuş.
Amerikalı power metal grubu Kamelot, Awakening isimli yeni bir albüm çıkardı. Grubun yeni davulcuları Alex Landenburg’la yaptığı ilk albüme bazı parçalarda konuk olan vokalistler ise Epica’nın vokalisti Simone Simons ve Melissa Bonny. Albümdeki parçalardan, girişinde oryantal tınılar bulunan “Bloodmoon” güzel bir çalışma olmuş.
Bu ayın en beğendiğim çalışması, İngiliz indie grubu The Veils’ın yeni albümü … And Out Of The Void Came Love oldu. Önceki albümlerinde “Lavinia”, “Through The Deep, Dark Wood” gibi çok güzel parçaları olan grubun bu albümünde de “No Limit Of Stars”, “The World Of Invisible Things”, “Epoch”, “The Pearl (Part 2)”, “Someday My Love Will Come” isimli öne çıkan şarkılar var. Albümün yapımı da kolay olmamış. Vokalist Finn Andrews bir konser sırasında el bileğini kırmış. Bir eli alçıda olduğu için yeni albüm çalışmalarını yaparken yazdığı şarkıların önce sağ el piyano bölümlerini kaydetmiş sonra da sol el piyano bölümlerini. Finn’in eli tam eli iyileştiği sırada grup bu sefer kendini yeni bir plak şirketi arayışında bulmuş. Kayıtlar aralıklarla devam ederken bu kez Finn’in bir kızı olmuş. Uzun süren zor bir süreç sonunda bu albüm tamamlanmış.
İngiliz progresif metal grubu Haken, Fauna isimli yeni bir albüm yayınladı. Klavyeci Diego Tejeida’nın ayrılması sonrası çıkan ilk albüm olan Fauna’da klavyeyi eski üye Peter Jones devralmış. Her ne kadar konsept bir albüm olmasa da, albümün dayandığı bir tema var. Her şarkı hayvanlarla ilgili. Bazı şarkılar hayvanların insanlarla olan ilişkileri hakkında, bazılarında ise hayvanlar metaforik olarak işlenmiş. Örneğin açılış parçası “Taurus”da Afrika antiloplarının göçü, bir metafor olarak kullanılıp, Rusya Ukrayna savaşının etkileri yüzünden evlerinden ayrılmak zorunda kalanları anlatıyor.
Daha önce çıkardığı iki single’ı beğendiğim Fall Out Boy’un yeni albümü So Much (For) Stardust yayınlandı. “Love From The Other Side” ve “Heartbreak Feels So Good” favori parçalarım. Amerikalı aktör Ethan Hawke’da albümde yer alıyor. “The Pink Seashell” parçasında Ethan Hawke’nin 1994 tarihli Reality Bites filmindeki diyaloğu kullanılmış.
Lana Del Rey’in yeni albümü Did You Know That There’s A Tunnel Under Ocean Blvd albümü de bu ayın yenilerinden. Ağızda dağılan tam yağlı beyaz peynir gibi yumuşacık bir albüm olmuş. Baştan sona dinlendirici, sakinleştirici bir etkisi var. Sadece Eminem’in “Love Yourself” şarkısı gibi başlayan “Peppers” parçası tarz olarak bence albümün geneline uymamış. Favori parçalarım ise, “Paris, Texas”, “Let The Light In”, “Taco Track x VB.”
Depeche Mode’un Memento Mori albümü de bu ayın en önemli çalışmalarından biri. Andy Fletcher’ın ölümünden sonra çıkan ilk albüm. Yayınlanan ilk single olan “Ghost Again” parçasını çok beğenmiştim. Tüm albümü dinledikten sonra bence albümün en güzel parçası ve ilerde Depeche Mode klasikleri arasına girebilecek bir potansiyeli var. Albümün diğer güzel parçalarına gelirsek, Kraftwerk sound’lu, hatta Kraftwerk’in “Showroom Dummies” parçasına bayağı benzeyen “People Are Good” ve “Always You” diğer favorilerim.
Ayın yeni çıkan single’larına da bir göz atalım. Amerikalı metal grubu Avenged Sevenfold’un haziran ayında çıkacak Life Is But A Dream albümünün ilk single’ı “Nobody” yayınlandı. Bu parça grubun 2018 tarihli “Mad Hatter” parçasından sonra çıkan ilk yeni parça. İngiliz elektronik müzik ikilisi The Chemical Brothers, “No Reason” isimli yeni bir single çıkardı. Metallica’nın nisanda yayınlanacak 72 Seasons albümünden üçüncü single olan “If Darkness Had A Son” bu ayın yenilerinden bir diğeri. Amerikalı şarkıcı Angel Olsen, nisan ayında yayınlayacağı Forever Means isimli EP’den “Nothing’s Free” isimli vokal caz’a göz kırpan bir single çıkardı. “Feel It Still” parçasıyla tanınan Amerikalı alternatif rock grubu Portugal The Man’in yeni single’ının ismi ise “Dummy”. Bu eğlenceli parça yer yer Gnarls Barkley’in “Crazy” şarkısına benziyor. Ve son olarak geldik benim için bu ayın favori single’ına. İngiliz şarkıcı Birdy, temmuz ayında yayınlayacağı Portraits albümünün ilk single’ı olan “Raincatchers” isimli parçayı yayınladı. İlk dinleyişte sizi içine çeken şarkıyı şiddetle tavsiye ediyorum. Sevgiler…
Şubat: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
İlk olarak Red Hot Chilli Peppers gitaristi John Frusciante ile başlayalım. Ünlü gitarist 1 And 2 isimli iki ambient tarzı albüm yayınladı. Deneysel çalışmalara her zaman açık biri olmama rağmen bu albüm için pek iyi şeyler söyleyemeyeceğim. Ben bunu “ses albümü” olarak adlandırdım. John, synth ile elde edilen seslerden bir albüm oluşturmuş. 1 isimli albüm sadece plak olarak basılırken, 2 ise dijital ve cd olarak çıkarıldı. Frusciante, bu albümde analog aletlerden yararlanmış. Solo albümlerinde “Carvel”, “Central” gibi harika parçalara sahip olan sanatçıdan böyle bir albüm görmek bende açıkçası hayal kırıklığı yarattı.
Sırada senfonik rock yapan kadın vokalli iki grubun yeni albümleri var. Bunlardan biri Hollandalı grup Delain. Grup, yeni vokalisti Diana Leah ile ilk albümleri olan Dark Waters’i yayınladı. Bu albümde ayrıca eski gitarist Ronald Landa ve davulcu Sander Zoer’in gruba geri dönüşünü görüyoruz. Basçı Ludovico Cioffi ise diğer yeni üye. Bir başka kadın vokalli senfonik rock grubu ise Alman Xendria. The Wonders Still Awaiting isimli yeni bir albüm çıkaran grup, Delain’de olduğu gibi geniş çaplı bir kadro değişikliğine gitmiş. Yeni vokalistlerinin ismi Ambre Vourvahis.
Gerçek adı Elena Alexandra Apostoleanu olan Inna, Just Dance #DQH1 isimli bir EP yayınladı. Inna, ülkemizde çok popüler olan ve Türkiye’nin pek çok yerinde konserler vermiş bir isim. Amerikalı müzisyen Beck, yakın dönem bazı konserlerinde çaldığı “Thinking About You” isimli parçayı single olarak yayınladı. Bu parça sanatçının geçtiğimiz yıl cover’ını yaptığı Neil Young’ın “Old Man” parçasından sonraki ilk çalışması. Beck ayrıca bu yaz Phoenix grubu ile Amerika turnesine çıkacak.
Bir sonraki durağımız Kanada. Yüz milyon üzeri satış rakamı ile tüm zamanların en çok satan kadın country müzik sanatçısı olan Shania Twain, Queen Of Me isimli altıncı albümünü yayınladı. Bu albüm sanatçının İngiltere listelerinde bir numaraya yükselen üçüncü çalışması oldu. 1997 yılında çıkardığı, içinde “You’re Still The One”, “That Don’t Impress Me Much” gibi parçaları barındıran Come On Over Me isimli albümünü çok sevdiğim sanatçının bu albümüne kendimi pek yakın hissetmesemde, pop ve country sevenlerin bir göz atmasında fayda var.
Elektronik müziğe göz attığımızda İngiliz ikili Orbital’ın Optical Delusion isimli yeni albümünü ve Fransız grup M83’ün mart ayında çıkacak Fantasy albümünün ilk altı parçasından oluşan Fantasy Chapter 1 EP’sini görüyoruz. Depeche Mode ise mart ayında yayınlayacağı Memento Mori isimli albümün ilk single’ı olan “Ghosts Again” isimli parçayı yayınladı. Bu güzel parça albüm için beklentimi arttırdı.
Amerikalı rock grubu Linkin Park “Lost” isimli bir single çıkardı. Bu parça, yirmi sene önceki grubun ikinci albümü Meteora zamanında kaydedilmiş. Amerikalı şarkıcı Pink ise dokuzuncu albümü Trustfall ile karşımıza çıkıyor. Albümdeki bazı parçalara vokal katkısı veren isimler ise The Lumineers, First Aid Kit ve Chris Stapleton. Albüme ismine veren “Trustfall” ve “Runaway” parçaları dikkate değer. “Runaway” parçası Bruno Mars’ın “Locked Out Of Heaven” şarkısını andırıyor.
İsveçli metal grubu In flames, Foregone albümünü yayınladı. Gitarist Chris Broderick’in ilk albümü olurken, davulcu Tanner Wayne’nin ise tüm şarkılarda çaldığı ilk albüm oldu. Daha önce single olarak çıktığında bahsettiğim “Foregone Pt.2” parçası dışında “Cynosure”da albümdeki favori parçalarımdan biri oldu.
Daha önce single’lar çıktıkça bahsettiğim Gorillaz’ın Cracker Island albümü de bu ay yayınlandı. Amerikalı rock grubu Paramore’un This Is Why isimli albümü yine bu ayın yenilerinden. Diğer yeni çıkanlara hızlıca bakarsak, alternatif rock grubu Pierce The Veils’In The Jaws Of Life ve Indie grubu Yo La Tengo’nun This Stupid World albümlerini görüyoruz. Ve son olarak Amerikalı grup Godsmack’in muhtemelen çıkaracakları son albüm olan Lightning Up The Sky’ın yayınlandığını sizlere duyuralım.
Ocak: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Bu ayın yeni çıkanlarına göz atmaya daha önceki yazımda bahsettiğim iki albümle başlayalım. Bunlardan biri Maneskin’in geçtiğimiz hafta çıkan Rush albümü. Albümden çıkan single’lardan “The Loneliest” favorimdi. Albümün tamamını dinledikten sonra “Baby Said” isimli parça da öne çıkan şarkılardan diğeri oldu. Grup bu albümün yapım aşamasında Radiohead’den ilham aldığını açıklamış. Diğer albüm ise yaşlı kurt Iggy Pop’un merakla beklediğim albümü Every Loser. Albümden çıkan “Frenzy” ve “Strung Out Johnny” zaten albümün güzel olacağının sinyallerini vermişti. Tamamını dinledikten sonra gerçekten güzel bir albüm olmuş. Chad Smith, Duff McKagan, Taylor Hawkins gibi isimlerin albüme katkıda bulunduğunu başka bir yazımda belirtmiştim. Bunlar harici Jane’s Addiction grubu üyeleri, Pearl Jam gitaristi Stone Gossard ve Blink-182 davulcusu Travis Barker’da katkı veren diğer isimler. Albümde “Morning Show” isimli bence biraz da ticari kaygılarla yapılmış, albümün genelinden biraz farklı, slow bir parça var. Ticari kaygılar düşünüldüyse de iyi ki düşünülmüş ve ortaya böyle güzel bir parça çıkmış.
Sırada sürpriz bir albüm çıkartan İskoç indie grubu Belle And Sebastian var. En son albümleri A Bit Of Previous’ı 2022 mayısında yayınlayan grup, bu ayın başında yeni albüm duyurusu yaptı. 9 Ocak’ta “I Don’t Know What You See In Me” isimli single’ı yayınladıktan sonra 13 Ocak’ta da Late Developers isimli yeni bir albüm çıkardı. Bence çok güzel bir albüm olmuş. “Do You Follow”, “When The Cynics Stare Back From The Wall” ve “Late Developers” isimli harika parçalar var albümde. “When The Cynics Stare Back From The Wall” grubun kurulmasından önce yazılmış ancak yayınlanmamış bir parça. Bu parçada vokalde Camera Obscura grubundan Tracyanne Campbell’ı da görüyoruz.
Amerikalı şarkıcı Miley Cyrus, Mart ayında çıkacak Endless Summer Vacation’ın ilk single’nı yayınladı. “Flowers” isimli parça disko altyapısı ile dikkat çekiyor. Bence Modern Talking “You’re My Heart, You’re My Soul” ve Gloria Gaynor “I Will Survive” karışımı bir parça ortaya çıkmış ve de güzel olmuş. Şimdi biraz “Gürkan Sonat Magazin Servisi”ne bağlanıp son dedikoduları alalım. Efendim parça iddialara göre Miley Cyrus’un kendisini aldatan eski eşi Liam Hemsworth hakkındaymış. Parça ayrıca Liam Hemsworth’un Miley’e ithaf ettiği Bruno Mars’ın “When I Was Your Man” şarkısının sözlerine gönderme yapıyormuş. “Flowers”In yayın tarihi de Liam Hemsworth’un doğum günüymüş. Bu kadar magazin yeter diyerek gerçek dünyaya döndüğümüzde, parçanın Spotify’da bir haftada 101 milyon kez dinlenerek rekor kırdığını görüyoruz.
Sırada The Velvet Underground’ın kurucu üyesi John Cale var. 80 yaşındaki Galli ulu çınar Mercy isimli yeni bir albüm çıkardı. Aynı zamanda iyi bir müzik yapımcısı olan sanatçı, müzik kariyeri boyunca çeşitli türlerde albümler yayınladı. Son çalışmasında da dark wave, elektronik gibi türlere göz kırpan sanatçıya bu albümünde Sylvan Esso, Panda Bear, Animal Collective’den Avey Tare gibi isimler eşlik etmiş. Özellikle albümün son şarkısı olan “Out Your Window” gerek piyanosu gerekse John Cale’in öne çıkan vokali ile harika bir parça olmuş.
Elektronik türlerine geldiğimizde İngiliz grup Ladyronu’un Time’s Arrow isimli yeni bir albüm çıkardığını görüyoruz. “Seventeen” isimli eski parçaları geçen sene TikTok’da viral olan grubun yeni albümünde, synth pop, dream pop gibi türlerden esintiler dinleyebiliyorsunuz. “Misery Remember Me” isimli şarkı favorim. Elektronik müziğin en önemli temsilcilerinden Moby, Ambient23 isimli iki buçuk saatlik bir ambient albümü çıkardı. Fransız grup M83 ise, mart ayında çıkacak Fantasy isimli albümden “Oceans Niagara” adlı bir single yayınladı.
İngiliz punk – garage rock grubu The Subways, Uncertain Joys isimli bir albüm yayınladı. Albümdeki “The Devil And Me” parçası bence albümün en iyisi. Kanadalı indie sanatçısı Mac DeMarco, Five Easy Hot Dogs isimli enstrümantal bir albüm çıkardı. Albüm Los Angeles’dan New York’a yapılan bir araba gezisi sırasında kaydedilmiş. Sanatçının “Chamber Of Reflections” gibi harika parçalarından sonra ben bu albüme ben pek ısınamadım.
Biraz da yeni çıkan single’lara göz atalım. Metallica, nisan ayında müzikseverlerle buluşacak 72 Seasons albümünün ikinci single’ı olan Screaming Suicide’ı yayınladı. James Hetfield’in yaşlandığının artık sesinden de belli olmaya başlaması bende biraz hayal kırıklığı yarattı. Fall Out Boy mart ayında gelecek olan yeni albümleri So Much For Stardust’tan “Love From The Otherside” ve “Heartbreak Feels So Good” isimli iki tane çok beğendiğim single yayınladı. Yazıyı yazdığım şu dakikalarda yayınlanan ikinci single’ın tanıtımında Nicole Kidman yer almış. 1960’ların başında kurulan ünlü İngiliz rock grubu The Zombies, “Dropped Reeling And Stupid” isimli bir single çıkardı. Steely Dan sound’una benzettiğim bu güzel parçayla mart sonunda çıkacak Different Game isimli albümü merakla bekliyorum. In Flames, şubatta yayınlanacak yeni albümlerinden 5. Single olan “Meet Your Maker”ı yayınlarken, Amerikalı indie grubu Yo La Tengo “Aselestine” isimli bir single çıkardı. Son olarak da tüm dünyada popülaritesini arttırmaya devam eden iki Türk vokalist ve Hollandalı müzisyenlerden oluşan Altın Gün grubu mart ayında çıkacak Aşk albümünden “Rakıya Su Katamam” isimli ikinci single’ı yayınladı. İlerde bu grup hakkında bir yazı yazmayı planladığımı belirtererek yazımı burada bitiriyorum. Görüşmek üzere…
Aralık: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Latin müzik severler için bir albümle başlıyoruz. Brezilyalı sanatçı Daniela Mercury Baina isimli bir albüm çıkardı. 1999 yılında ülkemizde verdiği konsere katılma şansını yakaladığım şarkıcının Eletrica isimli konser albümünde bulunan “Trio Metal” isimli parçayı dinlemenizi tavsiye ederim. Başarılı sanatçı 2007 yılında Bale Mulato – Ao vivo konser albümüyle de Latin Grammy Ödülü kazandı
Amerikalı şarkıcı Lana Del Rey Mart 2023’de yayınlanacak 9. Albümü olan Did You Know That There’s A Tunnel Under Ocean Blvd albümüyle aynı ismi taşıyan ilk single’ını yayınladı. Albüme katkı verenler arasında Father John Misty, Bleachers gibi isimler var.
Hollandalı doom – death metal grubu celestial Season, Mysterium isimli üçlemenin ikinci albümü olan Mysterium 2’yi yayınladı. Doksanlarda “Above Azure Oceans” parçasıyla tanıdığım grubun müziğini Anathema’ının ilk zamanlarına ve My Dying Bride’a benzetebilirim. Keman, çello, piyano gibi enstrümanlara sıkça yer veren grubun bu albümünde de “Our Nocturnal Love” isimli öne çıkan bir parça var.
Elektronik müziğe baktığımızda, Neil Barnes ve Paul Daley ikilisinden oluşan İngiliz grup Leftfield’in This Is What We Do isimli bir albüm çıkardığını görüyoruz. Geçmişte “Original” isimli çok güzel bir parçaya sahip olan grubun bu albümünde bence çok öne çıkan bir parça yok. Weeknd’in ise, ikinci Avatar filmi olan Avatar: The Way Of Water filmi için hazırladığı “Nothing Is Lost” isimli parçası yayınlandı.
Alternatif rock, indie türlerine baktığımızda çeşitli single’ları görüyoruz. Bunlardan biri Avustralyalı alternatif rock grubu The Church’un 2023 şubatında çıkacak The Hypnogogue albümünden “C’est La Vie” isimli single’ı. Londra’lı grup Wolf Alice, İngiliz şair Christina Rosetti’nin bir şiirine dayanan Christmas şarkısı “In The Bleak Midwinter”ı single olarak yayınlarken, Amerikalı grup Paramore’da şubat ayında çıkacak altıncı albümleri This Is Why’dan ikinci single “The News”u yayınladı
Gorillaz, 2023 yılında çıkacak olan Cracker Island albümünün dördüncü single’ı olan “Skinny ape” isimli parçayı New York Times Square ve Londra Piccadilly Circus’da gerçekleşen iki güzel sanal gösteri ile yayınladı. Bu albümden şu ana kadar çıkan single’lar içinde “Cracker Island” ile birlikte benim favorim.
Rock efsanelerinden Iggy Pop 2023 Ocak’ta yayınlanacak yirminci albümü olan Every Loser’dan “Strong Out Johnny” isimli bir single daha yayınladı. Daha önce yayınladığı “Frenzy”den sonra bu single’da gelecek albüm için bende baya bir beklenti oluşturuyor. Albüme katkı veren isimlere bakarsak Guns N’ Roses’dan Duff McKagan, Red Hot Chilli Peppers’dan Chad Smith ve mart ayında vefat eden Foo Fighters’ın davulcusu Taylor Hawkins var.
Weezer dört Ep’den oluşan serinin sonuncusu olan SZNZ: Winter’i kış gündönümü olan 21 Aralık’ta yayınladı. Vivaldi’inin “The Four Seasons”ını ilham alan grup her mevsimi şarkılarla karşılıyor. Daha önce 20 Mart’ta SZNZ: Spring, yaz gündönümü olan 21 Haziran’da SZNZ: Summer ve 22 Eylül’de SZNZ: Autumn’ı yayınladı.
Diğer yeni çıkan Single ve albümlere hızlıca bir göz atalım, İtalyan grup Maneskin Ocak’ta görücüye çıkacak albümü Rush’dan “La fina” isimli yeni bir single çıkarırken, İngiliz DJ Carl Cox 11 sene sonra Electronic Generations isimli bir albüm yayınladı. İskoç şarkıcı Lewis Capaldi ise “Pointless” isimli single’ını çıkardı. Birleşik Krallık’da pop dünyasından albüm çıkaran bir diğer isim ise Marry Me isimli albümünü piyasaya süren İngiliz şarkıcı Olly Murs oldu. Rap dünyasında ise Asap Rocky’nin “Shittin’ Me”, Juice Wrld’nin “Face 2 Face” isimli single’ını ve Lil Pump’un “She Know” adlı Ep’sini görüyoruz.
Kasım: Yeni Çıkan Albümler ve Tekliler
Kanada doğumlu Fransız sanatçı Mylene Farmer’ın 12. Albümü olan L’emprise yayınlandı. Mylene Farmer’in bu albümüne katkıda bulunan isimler arasında Fransız indie ikilisi Aaron, Woodkid, Moby, Archive gibi gruplar ve sanatçılar var. Albümdeki yedi şarkıda gerçek adı Yoann Lemoine olan Fransız şarkıcı, yönetmen Woodkid’in imzası var. “Rallumer Les Etoiles” parçasında Moby, “Do You Know Who I Am” ve “Ne Plus Renaitre” parçalarında ise Archive grubundan Darius Keeler’in katkılarını görüyoruz. Albümün öne çıkan parçaları ise Mylene farmer’in Aaron’la beraber seslendirdiği “Rayon Vert” ve albüme ismini veren “L’emprise”. Aaron ve Archive’dan bahsetmişken, grupları merak edenler için Aaron’un “ U-Turn (Lily)” Archive’in ise “Again” isimli parçalarını dinlemelerini tavsiye ederim.
2016 yılında hayatını kaybeden efsanevi sanatçı David Bowie’nin dört cd, bir blue ray’den oluşan Divine Symmetry isimli bir box seti yayınlandı. Albümde sanatçının yayınlanmamış demoları, Honky Dory albümündeki parçaların alternatif miksleri, BBC radio session’ları ve canlı kayıtlar bulunuyor. Sette ayrıca iki tane de kitap mevcut.
Enstrümantal müzik yapan İngiliz dörtlü Los Bitchos, Los Chrismos isimli iki parçalık bir Ep çıkardı. Yaptıkları müzikte Türk müziği, özellikle Türk saykodelik rock tınıları duymak mümkün. Annesi Türk olan grubun gitaristi Serra Petale, bir röportajında Türk usulü Van Halen ve Cocteau Twins sounduna sahip olmak istediklerini belirtmiş.
The Doors’un kayıp şarkısı “Paris Blues”’un da içinde olduğu aynı ismi taşıyan albüm yayınlandı. Albüm, daha önce yayınlanmamış “Paris Blues” dışında The Doors’un stüdyo ve canlı blues kayıtlarından oluşuyor. “Paris Blues”’un hikayesine gelirsek, Parça The Soft Parade ya da L.A. Woman albüm çalışmaları sırasında kaydedilmiş. Grup üyeleri dahil kimse tam olarak bilmiyor. Parçanın master bandı kaybolmuş ve sağlam tek kopyası grubun klavyecisi Ray Manzarek’deymiş. O kopyanın üzerine de Manzarek’in o zamanlar küçük olan oğlu Pablo bazı şeyler kaydetmiş ve böylece kopya zarar görmüş ancak bir takım düzenlemelerle kopya kullanılır hale getirilmiş.
Geçen haftanının diğer yeni çıkanlarına hızlıca bir göz atarsak, Norveçli progresif metal grubu In The Woods…, Diversum isimli bir albüm çıkarırken, İngiliz rapçi Stormyz’nin yeni albümü This Is What I Mean yayınlandı. Amerikalı doom metal grubu Elder’in yeni çıkan albümünün ismi ise Innate Passage.
Kasım ayının genel değerlendirmesine geçmeden önce yaklaşık iki hafta önce çıkıp gözümden kaçan Antimatter’in yeni albümü A Profusion Of Thought’a bir parantez açmak istiyorum. Mick Moss ve depresif müzik denince akla ilk gelen gruplardan Anathema’dan tanıdığımız Duncan Patterson tarafından kurulan grubun son albümünde de “Fold” isimli yine klasik Antimatter’in insanın içine işleyen parçalarından birinin olduğunu belirtmek isterim.
Tüm kasım ayında benim öne çıkardığım çalışmalara gelirsek, öncelikle iki tane efsane isim bu ay yeni albüm yayınladı. Bu isimler Neil Young ve Bruce springsteen. Bruce Springsteen Only The Strong Survive isimli bir cover albüm yayınlarken, Neil Young da Crazy Horse grubuyla World Record isimli yeni albümünü çıkardı. Her ne kadar iki ismin albümü de beklentimin altında kaldıysa da bazı oyuncuları kamera önünde hareket etmeden sadece dursa izleyeceğim gibi, bazı müzisyenleri de ıslak çalsa dinlerim. Bunlar da o isimlerden.
Gelelim benim en sevdiklerime, Soul sanatçısı Lee Fields’in Sentimental Fool albümü bu ayın benim için en iyilerinden. Tom Odell’in sadece piyano ve kendi vokalinden oluşan minimalist albümü Best Of My Day çok güzel bir albüm olmuş. Rock – metal türlerine geldiğimizde bu yazımda bahsettiğim Antimatter’in A Profusion Of Thought albümü dışında, Therion’un Leviathan 2, ve Devin Townsend’in Lightwork albümleri ile In Flames’in Foregone Pt.2 single’ı benim beğendiklerim. Caz da Bill Frisel’in Four albümü, pop da ise Mylene Farmer’in L’emprise albümü favorim. Kasım ayından seçtiğim parçalardan oluşan listeyi de sizlerle paylaşıyorum. Görüşmek üzere.
Kapak Fotoğrafı: Rockol
İlginizi çekebilir: Gürkan Sonat’tan Müzik Dünyasının Günceli
Sıkı bir The Cure hayranı olarak eski ruhu bir şekilde yakaladığımız söyleyebilirim. Bir Disintegration olmamış ama gene de başarılı buldum ben de.