İlk yorumu siz yazın!
Enginar: Her Derde Deva Olan Sebzeyi Ne Kadar Tanıyoruz?
Semt pazarlarında satış tarzı açısından da ilgi çeken enginarın lezzetli yemeklerinin olmasının yanında aslında sağlık açısından şifa deposu olduğunu biliyor muydunuz? Elbette Akdeniz’de tadına baktığınız zeytinyağlı enginar yemeğini her yerde bulmanız mümkün değil… Peki gerçekten zeytinyağlı yemeği ile bilinen enginarı ne kadar tanıyoruz?
Enginar Bitkisi
Papatyagiller ailesinden çok yıllık bir bitki olarak tanınan enginar esasında doğada bir çiçeğin tomurcuğu olarak bulunuyor. Sebze olarak tüketilen kısmıysa çiçek bölümü ve brakte denen yapraklardan oluşan baş bölümünden ibaret. Bu lezzetli bitki, çiçek tablası üzerinde tüyler çıkınca hasat edilmeye başlanıyor ve tüketilmeye hazır hale geliyor. Ogunlaştıktan sonra mavi ve mor renkte çiçekler veriyor. Çiçek verdikten sonra artık sebze olarak yenilemez hale gelmiş oluyor. Halk arasındaki tabiriyle kartlaşmış kabul ediliyor.
Enginar, daha önce de belirttiğim gibi özellikle sağlık açısından çok değerli bir bitki. Bilindiği gibi, ilkbahar mevsiminde elde edilen ve oldukça eski zamanlardan beri bilinen şifalı bitkiler sınıfında olan besinlerden biri. Akdeniz denildiğinde akla ilk gelen yemeklerden biri olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Enginarın Anavatanı
Günümüzde bilindiği kadarıyla enginarın anavatanı Akdeniz Bölgesi kabul ediliyor. Bugün Kuzey Afrika’da ve Akdeniz sahillerinde kenger adı verilen yabani enginara da rastlanabiliyor. İspanya’dan göç eden Yahudiler, çok sevilen enginarı İstanbul’a getirip yetiştirince Osmanlı mutfağında da yer almaya başlıyor.
Tabii ki daha sonraları lezzeti ve şifası daha iyi anlaşılıyor ki hala severek tüketilmeye devam ediliyor. Yolunuz Akdeniz’e düşerse kesinlikle yemek listenizin en başında portakallı enginar veya enginarlı pilav yemeğine yer vermelisiniz.
Ben İstanbul’da evimin bahçesinde yetiştirdiğimi söyleyebilirim ama genel olarak bir ılıman iklim bitkisi olarak biliniyor. Yani kışların ılık geçtiği bölgelerde yetiştiriliyor, soğuk havaları pek sevmiyor. Hatta sıcaklık 5-6 derecenin altına düştüğünde toprak üstündeki kısımları bazen kısmen, bazen de tamamen donuyor. Bu bakımdan narin bir bitki olduğunu da söyleyebiliriz. Eğer ortam kuru ve sıcak olursa bu durumda enginarların baş kısımlarında gelişim iyi olmayabilir. Ülkemiz açısından baktığımız zaman özellikle Akdeniz, kendine özgü iklimi nedeniyle enginar cenneti diyebileceğimiz bölgemiz olarak tanınıyor. Bununla beraber özel seralarda da yetiştirilebiliyor. Elbette doğal ortamda ve anavatanında yetişeni ile sera ortamında yetişeninin verdiği lezzetin farklı olduğunu da söylemek gerekiyor.
Enginarın Faydaları
Günümüzde semt pazarlarından kolaylıkla temin edebileceğimiz enginar, aslında çok eski tarihlerden bu yana tıbbi bir bitki olarak kullanılıyor. Özellikle lif, karbonhidrat, protein ve bazı yağ asitlerini açısından oldukça zengin olduğu biliniyor. Bu özellikleri sayesinde yüksek kolesterolü ve kan şekerini düşürücü etkisi de bulunuyor. Bu nedenle özellikle ilerleyen yaşlarda tüketimi önem arz ediyor. Diğer bir yararıysa vücutta detoks etkisi oluşturması diyebiliriz. Doğal bir detoks malzemesi olarak enginar, vücuttan zararlı toksinlerin atılmasını ve organların daha düzenli çalışmasını sağlıyor. Yani tam bir vücut tamir kiti diyebiliriz. Ayrıca dokularda birikmiş olan fazla sıvıyı vücuttan atarak bazı inflamatuar hastalıkların belirtileriyle mücadele ederek etkili bir idrar sökücü olarak da kullanılıyor. Enginarın, karaciğer için de çok faydalı olup siroz gibi rahatsızlıkların tedavisinde de etkili olduğu biliniyor. Bu yüzden mevsiminde taze taze tüketmeniz sağlık açısından oldukça önemli. Sağlıkla kalın!
Kapak fotoğrafı: Unsplash / Siniz Kim
İlginizi çekebilir: İlginizi çekebilir: Enginar Cenneti: Artemis Restoran Seferihisar
mevsimi gelse de yeni tarifler denesek!
Gelir elbet...