Geleneksel çalışma sistemini benimsemiş kurumların çalışanları için, pandemi sebebi ile apar topar hayata geçirilen evden çalışma sistemi yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bir gün son kez eski düzenimizde ofislere gittik ve hiçbirimiz fark etmedik. Evimizden çalıştığımız ilk günden anladık ki, işler her yerde aksamadan devam ediyor. Şimdilerde takvimler tekrar kışı gösterirken, evden çalışmada 4 mevsimi de görmüşken sık sık düşünüyorum. Eski çalışma düzenimizi özlüyor muyum?

Evden Çalışma: Yeni Normalimizin En Önemli Parçası

15 Mart sabahı son kez karanlıkta koşar adım servisi yakaladım. Son kez yoğun sabah trafiğine girdim, son kez kapasitesini aşmış asansördeki son boşluğa sıkışıp masamın bulunduğu kata çıktım. Türkiye’deki ilk vaka henüz açıklanmıştı, evden çalışma fikri o günlerde sadece bir söylentiydi. Günün sonunda eve dönerken ise iki haftalığına evden çalışacak olmanın heyecanı ve marketten aldıklarımın ambalajlarını çamaşır suyuyla yıkayacak olmanın fikren verdiği yorgunluk vardı üstümde. Tabii ki o iki hafta, iki hafta ile kalmadı. Evden çalışma artık ‘yeni’ normalimin en önemli parçası. Ajandasını işine göre belirleyen benim için, evden çalışma ile hayatımda birçok değişiklik oldu.

Evden Çalışmanın Olumlu Yanları

Trafikte saatler harcamak yerine kendime ve evime ayırabildiğim zamanın artması, yorgun olduğum günlerde mesai başlangıcından 5 dakika önce uyanmanın yeterli olması, bilgisayarımın ve internetin olduğu her yerin çalışma ortamına dönüşebilmesiyle kazandığım esneklik ve her şeyden önemlisi pandemi tehlikesi altında bir de kalabalık ofise gidip risk almıyor olmak evden çalışmanın benim için başlıca olumlu yanlarından.

Evden çalışmanın tüm bu olumlu yanları bir tarafta, eski düzenime dair bazı şeyleri ise özlemeye başladım ve evden çalışmayı ilk kez tecrübe etmenin büyüsü geçtikten sonra olumsuz yanlarını da görmeye başladım. İşte evden çalışmanın bana göre olumsuz yanları.

Evden Çalışmanın Olumsuz Yanlar

Her Zaman Ulaşılabilir Olmak

Bilgisayarın ve internetin olduğu her yerin çalışma ortamına dönmesi tamamen iyi bir şey değil. Evden çalışma ile mesai başlangıç ve bitiş saatlerinin ortadan kalktı. Hafta sonu seyahatleri, yıllık ve günübirlik izinlerde valizin ayrılmaz parçası iş bilgisayarı oldu. Özellikle hafta sonu sokağa çıkma yasağı olan zamanlarda, zaten evdeyiz fikriyle, her an bilgisayarınızı açıp iş başına geçebileceğiniz düşünülür oldu. Halbuki insanın evdeyken çalışmak dışında yapabileceği bir sürü şey var… Cuma gün sonunda ofiste bilgisayarımı kapatıp, pazartesi sabahına kadar e-postalardan uzak kalmayı özledim.

Hiç Yüz Yüze Görmediğin İnsanlarla Çalışmak

Büyük çaplı kurumsal şirketlerde sürekli çalışan değişimi oluyor. Ekibinizde, departmanınızda ya da beraber iş yaptığınız başka bir departmanda pandemide işe başlayan birini muhtemelen hiç yüz yüze görmediniz. Belki sokakta görseniz tanımayacağınız biriyle her gün konuşmak, ekibinize yeni başlayan kişinin sizin için e-postadaki görselinden ibaret olması, iş dışında konuşacak bir şeyinizin olmaması başlarda rahatsız etmese de, evden çalışma uzun vadeye yayıldığında günümüzün büyük kısmını bilgisayar ekranından yabancılarla konuşarak geçiren robotlar olacağımızdan korkuyorum.

Evden çalışma düzenine sahip bir şirkette işe başlayan o kişi açısından bakalım bir de. Her gün konuşmak, soru sormak zorunda olduğun insanlarla Zoom’dan, internet bağlantısı elverdiğince kesintisiz konuşup tanışmaya çalışmak ve en önemlisi işleri öğrenmeye çalışmak oldukça zor olsa gerek. İşe uzaktan başlayan o kişi bir gün biz de olabiliriz.

İş Arkadaşlarının Sadece İş Arkadaşı Olması

Ofise gitmek, kim ne derse desin sosyalleşmek demekti. İnsanlarla selamlaşmak, kahve molasına çıkmak, öğlen yemeği yemek, iş çıkışı bir şeyler içmeye gitmek, terfileri ve diğer güzel haberleri birlikte kutlamak. Şirket etkinlikleri, kulüpleri, gezileri… Siz de benim gibi beraber çalıştığı insanlarla arkadaş olan, iş dışında bir şeyler paylaşmayı seven biriyseniz bunlardan uzak kalmışsınız demektir. Pandemi ve kısıtlamalar olmasa bunlar ofis dışında da yapılabilir; ama gün içinde yoğun iş temposunu çekilir kılan arkadaşlarla içilen bir kahve, beraber yenen bir yemek değil miydi?

Dress Code : Pijama-Terlik

Severek aldığım elbiselerim, gözüm gibi baktığım çantalarım, içinde kendimi iyi hissettiğim ayakkabılarım, makyaj malzemelerim… Dolap raflarında eskimeye devam ediyorlar. Uzun zamandır günlerim spor taytı üstüne hava sıcaklığına göre tişört veya sweatshirtle geçiyor. Başlarda pijamalarla, terliklerle ev modunda çalışmak harika gelse de, aynaya baktığımda kendimi şık görmeyi ve giydiklerimle iyi hissetmeyi özledim.

Pazar gecesi yorgun argın döndüğüm seyahatlerin sabahında, evimde minimum fiziksel hareketle de aynı işi yapabilecekken, sırf ofiste bulunmak için kilometrelerce trafik aştığım o günleri hâlâ özlemiyorum. Şu an sahip olduğumuz bu esnekliğe eskiden ayın 1 günü bile sahip olamamamıza ise hâlâ hayret ediyorum. Evden çalışmayı rutinin bir parçası yapmak ve ofiste çalışmanın avantajlarını da anlayabilmek için bir pandemi görmemiz gerekiyor muydu? Sanmıyorum.

Kapak Fotoğrafı: Unsplash/@grovemade

İlginizi çekebilir: Yaprak Civan’dan Evden Çalışma Kuralları