Nicole Kidman’ın başrolünde olduğu bu hikaye Hong Kong’da ilgi çekici bir tema ile işleniyor. Nicole Kidman’ın hayat verdiği karakterin bu şehirde yaşama sebebi, üst düzey yönetici olarak iyi para kazanan kocasının iş durumu. 6 sene önce, dünyanın en zengin insanlarının yaşadığı şehirler listesinde liderlik koltuğuna oturan bu şahsına münhasır şehirde, dizinin dramı da parasızlıktan beslenemiyor haliyle… 3 çocuğu olan kadın, yoğun ve koşturmacalı hayatının birçok noktasında etrafından parası karşılığında destek alabiliyor. Fakat bir gün bir trajedi yaşanıyor ve ailenin hayatı geri dönülemeyecek şekilde değişiyor. İlgilisi varsa, dizinin ilk 2 bölümü geçen hafta Amazon Prime Video platformunda yayınlandı.

İlk 2 bölümde izleyiciyi yaşanan trajedinin etrafında kümelendiriyor anlatıcı. Yaşanan sıkıntıları lineer bir düzlemde değil, zamanda ileri geri giderek deneyimliyoruz. En azından dizinin ilk bölümünde yaşanan anların öncesini, ikinci bölümde aktarmayı tercih ettiklerini söyleyebiliriz. Merak uyandırmak için bilindik bir kurgu stratejisi, ama çok da gerek var mı buna emin değilim… Ana karakterimiz olan Margaret’ın yaşadığı trajedinin küçük oğluyla ilgili olduğunu şıp diye öğreniyoruz, fakat mevzunun detayını ve ne olup bittiğini bir süre anlayamıyoruz. Mercy isminde bir genç kızın ile bu zengin ailenin bir şekilde yollarının kesiştiğini anlıyoruz sadece, zira düzenlenen bir partide Mercy’i gören Margaret’ın bütün travması tetikleniyor. Bu noktada çocuğunun başına her ne geldiyse izleyici olarak çok basit bir şekilde hedefe odaklanıyoruz, suçunu bilmesek de…

Tüm bunların yanında, yaşadıkları lüks rezidansta Hilary isminde bir expat kadın daha var. Bu kadınla Margaret’ın arasında bariz bir soğukluk olduğunu, Hilary’nin asansör kapısını ona tutmayışıyla aktarıyor bize yönetmen. Zamanında arkadaş olan bu ikilinin, Margaret’ın travması sonrasında neden bu hale geldiğini bilmiyoruz. Ha zaten bu zenginlerin birbirleriyle barışması ve küsmesi için çok da geçerli sebepler gerekmeyebiliyor. Bu arada Nicole Kidman’ın kocasını oynayan adamın hanımefendiden 10-15 yaş küçük olduğu bazen biraz fazla göze batıyor. Ya da şöyle söyleyim, Nicole Kidman’daki estetik seviyesi, izleyiciyi bu ikilinin aynı jenerasyona ait olduğuna ikna etmek istiyor gibi hissettiriyor…

Editör Notu: Yazının devamı ikinci bölüme dair spoiler içermektedir.

Yaşanan olay her neyse bunun akşam pazarında yaşandığını ilk bölümün sonunda anlıyoruz. E zaten Mercy’nin de teknede başka zenginlere son yaşadığı tecrübelerden bahsettiği yerde onun bu hikayenin anti kahramanı olduğunu da çözüyoruz. Tahmin edileceği üzere, Mercy ufaklığın elini kalabalıkta bırakıyor ve sonrasında olanlar oluyor… Sırf zengin aileye ne kadar fatura kesmesi gerektiği ile ilgili son derece gereksiz, yani acelesi olmayan bir konuda mesajlaşırken ufacık çocuk buhar olup uçuyor adeta. O sahnedeki gerilimin de çok iyi kurulduğunu söylemeden geçmeyelim. Temposu her ne kadar sıkıntılı olsa da, diğer bölümleri de izlemeyi düşünüyorum. Umarım daha da sarar ilerledikçe.

 Sinema dünyasına ve filmlere dair paylaşımlarıma Instagram üzerindeki film blogumdan (@atıptutuyorum) ulaşabilirsiniz.

Kapak Fotoğrafı: Amazon Prime

İlginizi çekebilir: Zeynep Cemre Şahin’den Griselda