Eymir Gölü: Ankara'nın Hafta Sonu Kaçamağı
Tatsız olaylar yaşadığımız onca günden sonra ve buna paralel olarak ülkece mizah dozunu arttırdığımız şu günlerde gelin enerjimizi biraz daha arttıralım. Bu hafta sonu da ne yazık ki Zanzibar’da değil, Ankara’daydık. O tarafları aratır mı bilmem fakat Eymir Gölü tüm sevimliliğiyle ve canlılığıyla bizi kendine doğru çekiyor, gelin gidelim!
Ekinoksu geride bırakıyoruz ve yirmi derecelere sağlam bir merhaba diyoruz, o halde evde pineklemek yok! “Ankara’da hafta sonu ne yapılır ki?” sorusuna AVM’ler dışında alternatif bir çözüm olarak Eymir Gölü, çoluk çocuk herkesin güzellikle toplandığı bir yer. Öncelikle nasıl gidileceğinden başlayalım. Yer yön duygum pek hoş olmasa da Eymir Gölü’ne Konya yolu üzerinden gidiyoruz. Artık ondan sonrasını bakkala, manava, bilimum esnafa sorarak bulabileceğinizi düşünüp bol şans diliyorum. Söylemeden geçmeyim, eminim aynı fikirdeyizdir: müziksiz yol olmaz! Bu aralar favorim, Aluna George – Outlines. Bu gereksiz ve Eymir ruhuna uymayan bir tavsiye. Esas tavsiyeme gelecek olursak, Mor ve Ötesi’nden “Güneye Giderken”. Bir adet daha var ki dünyalar güzeli, o da Kumdan Kaleler – Yeter Ki. Mutluluk dolarak gideceğinizden eminim!
Eymir’e araba ile giriş yapamayacağınız için arabayı girişe park edip biraz yürümeniz gerekecektir. Yürümekten sakın gözünüz korkmasın; hava güzelse yol çok keyifli, bol oksijen ve neşe dolu. Yürümek beni bozar derseniz bisiklet de kiralayabiliyorsunuz. Üstelik bisikletler çeşit çeşit. Ben tabii ki de görünüşüne aldanıp güzel bir bisiklet seçtim ama oldukça eski olduğu için frenlerinde bir takım problemler vardı, lütfen siz daha realist olun.
Eymir’de favorim, Bağ Evi. Özellikle kahvaltılar için oldukça ideal, köpeğiniz de varsa geniş bir yeşil alanı mevcut, tatlı tatlı koşturabilirsiniz. Yol üstünde de balık ekmek yiyebileceğiniz onlarca yer mevcut, imkan yok aç kalmazsınız. Köpek demişken, güvenlik kapılarının girişinde en az dört, beş köpek oluyor. Eğer sizin de bir köpeğiniz varsa gelirken minik bir poşette mama getirmeniz hem sizi, hem de bu bebekleri çok iyi hissettirir 🙂 Aklınızda olsun, çok ürkekler.
Ve artık dönüş yolu. Tıklım tıkış AVM’ler ve korkunç plazaların arasında Eymir Gölü oldukça tatlı bir yer. Siz de spor ayakkabılarınızı yalnızca kapalı duvarlar arasındaki spor salonlarında giymekten sıkıldıysanız hep beraber Eymir’e! Bol enerjik günler.
İlginizi çekebilir: Canan Keleş’ten “Ankara’nın Cennetleri: Eymir ve Morgan Gölü”
İlk yorumu siz yazın!