İlk yorumu siz yazın!
Ferit Edgü ve Genco Erkal’ın Ardından: Ölüm Mevsiminin Gölgesinde Bir Yazdı
Ferit Edgü ve Genco Erkal’ın birer hafta arayla vefatları Türk Kültür-Sanat Dünyası’nın büyük kayıpları olarak tarihe kaydoldu. Bu iki büyük sanatçının ardından sevindirici olan uzun ve verimli bir yaşam sürmüş (Edgü 88, Erkal 86 yaşında vefat etti.) ve gerek yaşamları gerekse de öldükten sonra ülke standartları düşünüldüğünde hak ettikleri saygıyı göreceli de olsa görmüş olmalarıdır.
Modern Türk Edebiyatı’nın en önemli yapıtlarından biri olan O/Hakkari’de Bir Mevsim’in yazarı Ferit Edgü’yü 22 Temmuz 2024’de kaybettik. Edgü’nün ölüm haberini İtalya’da tatilde aldım. Tatil sonrasında tamamlamak üzere yazar hakkında bir yazı tasarlamış ve notlar almaya başlarken aynı zamanda da aynı adlı romandan uyarlanmış Erden Kıral’ın yönettiği ve başrolünde Genco Erkal’ın yer aldığı 1982 tarihli Hakkari’de bir Mevsim Filmi’ni seyretmeye başladım. Sardunya Adası’nın ve Akdeniz’in tüm güneşi, maviliği ve huzurlu atmosferi ile Doğu Anadolu’nun kar, hastalık ve soğukla bütünleşmiş yoksulluğunun oluşturduğu tezadı düşünürken filmi seyretmeyi tamamladığım gün Genco Erkal’ın vefat haberi geldi.
theMagger’da yayımlanan ‘İz Bırakan 25 Türk Romanı: Aylak Adam’dan Beyaz Kale’ye’ başlıklı yazımı hatırlayanlar romanın sadece edebi değil kişisel yaşam serüvenim içinde de çok önemli bir yere sahip olduğunu bileceklerdir. Türk Edebiyatı’nda ‘bunalım kuşağının’ en önde gelen isimlerinden biri olan Ferit Edgü bu başyapıtta adeta soğuktan buz tutmuş sert bir toplumsal ve coğrafi gerçeklik içinde roman evrenine ait bir gerçeküstü dil oluşturmayı başarmış bir yazar olarak Modern Türk Edebiyatı’na damga vuruyor. Birçok okuyucu için fazla soyut ve avangart olabilecek dili, Edgü’nün edebiyatının genel izleği ve içeriği ile mükemmel örtüşüyor. Hayal/gerçek arası bulanık bir zihnin ve bir entelektüelin yeniden uyanışının şiirsel bir yansıması olarak da okunabilecek olan roman yazarın yedek subay olarak bulunduğu dönemdeki anılarından esinlenerek yazıldığı için yarı-otobiyografik bir özelliğe de sahip.
Filme gelirsek… Senaryosu bir başka önemli edebiyat ve sinema adamı, çok önemli bir entelektüel olan Onat Kutlar tarafından yazılan ve Erden Kıral tarafından uyarlanan 1983 tarihli film Berlin Film Festivali’nde ‘Gümüş Ayı’ ödülü almasına rağmen Faşist 12 Eylül Cuntası’nın sansür yasalarının kurbanı olmuş ve beş yıl boyunca yasaklı kalmıştı. İlk seyrettiğimde, romanın da etkisiyle büyüleyici bir etkiye sahip bir sanat yapıtıyla karşı karşıya kaldığımı hissetmiştim. Kötü bir kopyadan seyrettiğim filmi tekrar yenilenmiş versiyonuyla MUBI’de seyrettiğimde özellikle ışık kullanımının sinemaya uyarlanması zor bir romanın ruhunu beyaz perdeye başarıyla aktardığını gördüm. Bu noktada bir ekleme yapmak ve konuyu bir kaç gün kaybettiğimiz büyük oyuncu Genco Erkal’a bağlamak isterim. Nasıl ki Anayurt Oteli bir Ömer Kavur filmiyse ve uyarlandığı romanın büyüklüğü onun bir başyapıt olmasını sağladıysa o çapta bir film olmasında Zebercet rolündeki Macit Koper’in de etkisi büyüktür. Başka bir deyişle Anayurt Oteli sadece Ömer Kavur yönetmenliğiyle değil Macit Koper oyunculuğuyla da büyür. Hakkari’de Bir Mevsim de böyledir: Bir Onat Kutlar senaryosu ve bir Erden Kıral yönetmenliğidir ama aynı zamanda da bir Genco Erkal filmidir. O olmadan film bu derece etkileyici olur muydu? Benim yorumum tam aksi yönde. Buradan hareketle de şunu söylemek isterim: Benim için Genco Erkal her şeyin ötesinde büyük bir sinema oyuncusudur. Oysa benim Erkal ile tanışmam bir tiyatro oyunu ile gerçekleşmiştir. Berthold Brecht’in Bay Puntili ve Uşağı Matti oyununda kendisini sahnede canlı seyretmiştim ilk olarak. Aklımda oyundan çok birkaç sıra önümde tüm oyun boyunca uyuyan adam kalmıştı. Sonra televizyonda sansürlenerek oynatıldığını sonradan öğrendiğim 1982 tarihli Fehmi Yaşar’ın senaryosundan Zeki Ökten’in yönetmenliğini yaptığı Faize Hücum filmde başrolde seyrettim onu.
Fehmi Yaşar Türk Sineması’nın bir on yılına damgasını vurmuş çok önemli bir senaryo yazarıydı. 1982-1990 arasında yazdığı her film ses getiren Yaşar’ın bence başyapıtı olan 1990 tarihli Camdan Kalp ise Erkal’a bir sinema oyuncusu olarak hayranlığımı perçinleyen film. Hem yazıp hem yönettiği Camdan Kalp’de Fehmi Yaşar, ki yönettiği ilk ve tek filmdir, farklı dünyalar arasındaki geçişleri (İstanbul’un burjuva yaşamından Güneydoğu Anadolu’nun geleneksel ataerkil yaşamına) gerçeküstü/fantastik öğelerle anlatırken ona eşlik eden bir gerilimle de seyircinin filme olan ilgisini korumayı başarıyor ve böylelikle ortaya seyir zevki çok yüksek olan bir sanat filmi çıkıyor. Camdan Kalp, bir yönetmen filmi olduğu kadar bir oyuncu filmidir ve elbette bir kez daha Genco Erkal filme damgasını vuruyor. Yaşadığı dar çevrenin etkisiyle yaşadığı ülkenin gerçekliğinden habersiz; entelektüel kibri içinde kendi etkisizliğinin farkında olmayan Kirpi karakterinde Genco Erkal Türk Sineması’nın en müthiş performanslarından birini ortaya koyuyor. Erkal, ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Altın Portakal aldığı At (Ali Ozgenturk, 1982) ve Faize Hücum filmlerindeki kadar başarılı bir oyunculuk ortaya koymuştur bu filmde de.
Erkal Camdan Kalp sonrasında sinema serüvenine ara veriyor ve ağırlıklı olarak tiyatro ve sahne çalışmalarında yer alıyor. Oyuncunun rol aldığı son filmleri ve dizileri –Pazar: Bir Ticaret Masalı (Ben Hopkins, 2008) ve Prensesin Uykusu (Çağan Irmak, 2010) ile Yedi Yüz (2017)- seyretmedim.
Sinemada bir Genco Erkal hayranı olarak daha fazla filmde oynamadığına çok üzüldüğümü belirmek isterim. İtiraf edeyim oyuncunun toplumsal ve politik konulara duyarlı ‘aydın’ kimliği ile Nazım Hikmet ile özdeşleşen sahne performansları sinemadaki az ama çok etkileyici oyunculuğu kadar ilgilendirmedi beni. Bunda tiyatro seyretmememin ve bir şair olarak Nazım Hikmet’i çok sevmememin etkisi de vardır elbette. O yüzden vefatının ardından Genco Erkal benim için hem Hakkari’de Bir Mevsim ve Camdan Kalp filmlerinin büyük oyuncusu olarak kalacak. Büyük sanatçılar böyledir; sanatı seven herkesi kendilerine hayran bırakacak bir miras bırakırlar.
Not: Ferit Edgü’nün ‘Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı’ romanını bulabilenler okusun. Okuması, içine girmesi zor bir yapıt ama Ergün’ün edebiyatını anlamak ve onun tadına varabilmek bu zorluğa değer:
“(…) ona bir geçmiş uyduruyordum, çünkü geçmişi hakkında çok az şey biliyordum. yıllar boyunca düşleye düşleye ona gerçek bir hayat kurdum.”
Camdan Kalp ise Youtube üzerinden seyredilebilir:
Kapak Fotoğrafı: Hakkari’de Bir Mevsim
İlginizi çekebilir: Bülent Tunga Yılmaz’dan Ömer Kavur
Ferit Edgü'nün kitapları okumak ve Genco Erkal'ın filmlerini izlemek adına iştah açıcı bir yazı olmuş. Kendi açımdan Genco Erkal çok büyük bir tiyatrocudur. Bir tiyatro müdavimi değilimdir ancak Erkal'ın son 25 senede oynadığı bir çok eseri seyretmişimdir. Teatral oyunculuğundan ötürü hiçbir filmini izlemek istemedim. Özellikle At'ı merak ederdim oysa. Ancak vefatından sonra filmlerini izlemeye karar verdim.
Yorumunuz için çok teşekkürler. Her rol aldığı film Türk Sineması'na iz bırakmış önemli yapıtlardır. İyi seyirler ve sevgiler.