Fleabag ve Rahip: Aşk Hikayesi ya da Jekyll ve Hyde
Burnundan akan kanlarla “bu bir aşk hikayesi” diyen Fleabag bizi, yıkılmış bir düzenden, düzenin temsiline doğru ters bir yolculuğa çıkarır ve bu yolculukta bize, bir tilki eşlik eder. O halde gelin Fleabag ve rahip ilişkisine farklı noktalardan bakalım.
Bir akşamüstü bankta otururken tilkilerin senelerdir peşinde olduğunu söyleyen Rahip, ilk kez Fleabag ve ailesinin şık bir mekanda yediği akşam yemeğinde karşımıza çıkar. Şık bir mekanda, yuvarlak bir masa etrafında neşe ile kadeh kaldıran bir aileden daha normal ne olabilir? Fleabag aslında bu görüntünün özünde olabilecek en anormal şeyleri barındırdığını bize gösterir.
Dışarıdan bakıldığında, ailenin yaşlı babası ve yeni nişanlısı, 2 kızı ve kızının eşinin katıldığı yemekte toplumdaki alışılmış herhangi bir aile figürüyle karşılaşırız. Bir de, yakın zamanda nikahı kıyacak olan Rahip bu resmin bir parçasıdır. Herkesin hayatındaki gelişmelerde kibarca bahsettiği ortam, birdenbire Claire’in düşük yapması, Fleabag’in bunu üstüne alması ve Martin’e kafa atmasıyla adeta yokuştan aşağı yuvarlanır. İdeal aile görüntüsünün altından çıkan bu düzensizliğe yine toplumun en “temiz” ve “düzgün” olması gereken üyesi olan Rahip, ablasının alkolik, kardeşinin pedofili olmasıyla ve kendisinin cümlelere sıkıştırdığı küfürlerle dahil olur, hatta belki de temsilcisi olur.
Bir akşam yemeğinin şahit olduğumuz kısa bir kesitinde bile ortaya çıkmadan duramayan bu zıtlık ve düzenin altında yatan düzensizlik, bireylerin toplum karşısında yaşadığı kişilik bölünmesinin adeta büyük resimde bir temsilcisidir. Garson geldiğinde her şeyden memnun gülümsemeler saçan Claire, gittiği anda yemekten şikayet etmeye başlar. Bu anlık tepki, aslında bireyin ait olduğu toplum içerisinde nasıl davranması gerektiğine dair belirlenmiş kuralları takip ettiğinin göstergesidir.
İç dünyası ile dışarıdaki kimliği arasında asıl uçuruma sahip olan kişi ise şüphesiz ki Rahip’tir. Her ne kadar Fleabag ilk saniyeden itibaren aralarında geçen şeyin bir “aşk hikayesi” olduğuna bizi inandırmak istese de, bu Rahip’in tecrübe ettiği “Jekyll and Hyde” durumudur. Stevenson’ın Viktoryen döneme ait eserinde, Doktor Jekyll toplumdaki doktor kişiliği ile iç dünyası arasındaki uçurum sebebiyle kişilik bölünmesi yaşar ve 2. kişiliği karşımıza “Hyde” olarak çıkar. Rahip da Fleabag ile arasında geçenler sonucunda kendi Hyde’ını bulmaya çok yaklaşır. Aslında, Rahip’ın “Hyde”ı onu iç güdülerine karşı savaşmayı bıraktığı her saniye takip eden tilkidir. Belki de bu yüzden tilkiler ona “seni izliyoruz, seni alt edeceğiz” der. Rahip’in toplumdaki kimliği gereği bastırdığı tüm duygular ve içgüdüler, onu bir tilki silüetinde takip eder. Kafasındaki tilkiler sürekli takiptedir ve “Hyde”ı olmaya hazırdırlar. Stevenson’ın kitabında “Hyde”ın deforme bir vücuda sahip olması Fleabag’de bir hayvan figürü ile karşılık bulur.
Bahsedilen sembolik kişilik bölünmesini Fleabag de farklı şekilde yaşar, onun Hyde’ı ise biz, yani izleyicilerdir. Hem Rahip hem Fleabag birbirlerinin Hyde’larını görebilme yetisine sahiptirler. Sadece Rahip onun arada dönüp bizimle konuştuğunu fark eder ve Rahip’in tilkilerini gerçekten görebilen tek kişi Fleabag’dir. Aslında kişinin mahreminde yaşadığı ve gizli kalması gereken özellikleri, bu ilişkide ortalığa serilmiştir. Bu, belki de aralarında kuvvetli bir bağ oluşturur ancak toplum-birey düzeninin sağlanabilmesi için bu bağın kopması gerekir. Bastırılması gereken bastırılmalı ve saklanmalı, açıkta kalması gereken ise belirlenmiş kurallara en uygun olacak şekilde açıkta kalmalıdır.
Fleabag’le olmayı reddettiğinde dahi tilkiler Rahip’in peşinden gitmeye devam eder. Her ne kadar Fleabag bizden uzaklaşsa da, belki de biz de onu takip etmeye bir şekilde devam ederiz. Çünkü bireyin iç dünyası ve toplumdaki kimliği her zaman savaş halinde olmuştur ve düzeni bozmak için tilkiler her zaman etrafta dolaşacaktır.
Kapak Fotoğrafı: radiotimes.com
İlginizi çekebilir: Eser Altınkaya’dan Fleabag
İlk yorumu siz yazın!