Geriye Bakış: Hannah and Her Sisters
69.Cannes Film Festivali için geri sayımın başladığı günlerdeyiz! Festival için duyduğumuz heyecanı arttıran etkenlerden biri de Woody Allen’ın Cafe Society filmi ile açılış yapacak olması… Oyuncu kadrosunun bile beni meraklandırmaya yettiği bu yeni Woody Allen filminin bir de fragmanı yayınlanınca “Hannah and Her Sisters” hakkında yazmak, daha doğrusu sizinle favori Woody Allen filmimi paylaşmak istedim.
Woody Allen, filmlerinde bize orijinal veya yenilikler ile değil de sadelik ve gerçeklik ile geliyor, onu eşsiz kılan da bu oluyor bana sorarsanız. Kafamızda karmaşıklaştırdığımız her korkuyu, duyguyu olduğu gibi sunarak bize basitliği farkına varma fırsatını veriyor. Aynı zamanda size aklınızla ve hislerinizle film izletmek oluyor Allen’ın yaptığı.
Hannah and Her Sisters, işlediği her karakterin çaresizliği ve “kalp” dediğimiz organın esnekliği üzerinden ilerleyen bir film. Benim için Woody Allen’ın en keyifli filmlerinden.
Kusursuza yakın kadın Hannah ve elbette ki onun kız kardeşlerini konu alan bir filmde tüm karakterleri aynı derinlikte vermek konusunda bir sorun yaşamamış Woody Allen. Karakterlerin iç dünyasını, yaptığı hataları ve kusurlarını seyrederken “en kusursuz ve sorunsuz” görünen karakterimiz Hannah’ın üzerinde oluşan baskıyı da hissediyoruz. Bazı şeyleri içimizde çözmeye çabalarken ve sevdiklerimize destek olmaya çabalarken bile rahatsız edici olabileceğimizi veya böyle insanları rahatsız edici bulabileceğimizi görüyoruz.
Siz ilişkilerin karmaşıklığı ve olaylar içinde düğümleneceğinizi hissederken yönetmenimiz her şeyi büyük görünen ama aynı zamanda ufak dokunuşlardan fazlası olmayan olaylar ile çözüme kavuşturuyor. Ve biz karmakarışık olmuşken filmin sonlanması üzerine sorular soruyoruz, biraz da fark ediyoruz, olayları içinden çıkılmaz hale sürükleyenin zihnimizden başka bir şey olmadığını. Bir de Hannah and Her Sisters’ın en güzel ayrıntılardan biri, başından sonuna kadar sahnelere çok yakışan caz ve klasik müzik parçalarıyla dolu olması. Bir bölümde ise E.E. Cummings ve harika şiiri Somewhere I Have Never Travelled’dan satırlar geçer, etkilenmemeniz mümkün değil. Pek fazla ayrıntı vermediğim bu harika filmi hala izlemediyseniz, geç kalmadan izlemenizi tavsiye ederim.
İnsanız, duygularımızın tutkularımızın akışına kapılıp yaptığımız hatalar oluyor ve bundan sonra çaresizliğimiz içinde boğuluyoruz. Kendi kendimize tartışıyoruz bazı sorunları, basit noktalara takılıyor, basit noktalara aşık oluyor, basit görünen o noktalar yüzünden parçalanıyoruz. Woody Allen bu basit noktalardan vuruyor bizi. Biraz vuruyor, biraz gülümsetiyor… Kısaca kendinizi görmenizi sağlayıp durumunuza içten içe canınınız sıkılması, ilişkilerinizi gözden geçirmeniz, sonunda düşünceli hallere bürünmenize sebep olan filmler Woody Allen’ın çektikleri. Her an izlemek isteyebileceğiniz türden yapımlar.
İyi seyirler!
İlk yorumu siz yazın!