Amerikalı deneysel yazar Gertrude Stein, Türkiye’de ve dünyada en çok Alice B.Toklas’ın Özyaşamöyküsü adıyla Metis Yayınları’ndan çıkan kitabıyla tanınır. Aynı zamanda yazarın ilk romanı Üç Yaşam da geçtiğimiz yıllarda (2017) Delidolu Yayınları’nca Türkçe basıldı.

Gertrude Stein | Fotoğraf: hampsteadtheatre.com

Paris’teki adresi 27 Rue de Fleurus’da dönemin avangard ama bugün hepimizin tanıdığı isimlerinin toplandığı suareler düzenleyen Stein; Picasso, Matisse ve Juan Gris gibi isimlerin ünlenmesinde büyük pay sahibiydi. Evindeki toplantılarda ‘yeni modern’ler bir araya geliyorlardı. ‘Kayıp Kuşak’ adını verdiği Hemingway, Fitzgerald ve Sherwood Anderson gibi isimler kendisine danışmak, yazdıklarını göstermek ve fikir almak için Stein’in evini ziyaret ediyorlardı. Aynı zamanda bir sanat koleksiyoncusu olan Stein, daha ünlenmeden ve pahalılaşmadan önce bugün milyon dolarları bulan fiyatlara satılan ressamların işlerini alıyordu. Zaten bu ressamlarla dosttu. 

Kendi kitaplarında on dokuzuncu yüzyılın bir çizgide ilerleyen, zamana bağlı, standart yazımını reddederek daha deneysel, tema veya diyaloglar konusunda pek de zengin olmayan metinler ortaya koydu. James Joyce’un ‘Ulysses’ romanını Stein’dan etkilenerek yazıp yazmadığı da tartışma konusudur. Stein, Yeni Modern’lerin resimde yaptığı yenilikleri romanda yapmaya çabaladı. 

Paris’e yerleşmesinin nedenini de şehri yirminci yüzyılın sanatı ve edebiyatının kendisi ve diğer avangart sanatçılarca yaratılacağı yer olarak görmesi olduğunu açıklar. Gertrude Stein ve kardeşi Leo’nun Paris’teki Vollard Galeri’de Gaugin, Cezanne ve Renoir’ın eserlerini aldığı, 1906’da Picasso’nun Gertrude Stein’in bir portresini yaptığı biliniyor. 

Toplantılarda beraber yaşadığı Alice Toklas’ın misafirlerin eşleri ve kız arkadaşlarını ağırlarken, Stein’ın o dönemde deha olarak görülen sanatçılarla başka bir odada sohbet ettiği ilginç bir anekdot. Ernest Hemingway ile Stein arasında bir hoca-öğrenci havasında başlayan ilişkinin Stein’ın Alice B.Toklas kitabında Hemingway için söylediği bir söz nedeniyle bozulması da enteresan bir detay.    

Gertrude Stein’ın siyasi fikirleri ise Fransa’da döneminin Nazi işbirlikçisi Vichy hükümetini destekleyecek derecedeydi. Can ve mal varlığını (bugün müzelerde sergilenen sanat koleksiyonu) korumasının da bu yakınlığa dayandığı belirtiliyor. Stein ayrıca İspanyol İç Savaşı’nda Franco’yu destekler. Kendi ülkesi Amerika’da ise 1929 borsa çöküşünden ‘New Deal’ adı verilen devletin kamusal harcamalarıyla ülkenin toparlanabilmesi paketine karşı çıkar. Amerika’nın bu dönemdeki başkanı FDR(Franklin Delano Roosevelt)’den hiç hoşlanmaz ve onun Avrupa’dan almış olduğu ‘refah devleti’ fikrini reddeder. 

Son yıllarda, San Francisco ve New York’taki Gertrude Stein ile ilgili sergilerde yazarın siyasi görüşlerinden bahsedilmemesi de Amerikan medyasında gözden kaçmaz ve tartışmalar devam eder. Bugün Gertrude Stein’ın yaratıcı sanatçılara verdiği destek ile tavsiyeler ve sanat koleksiyonu kadar yukarıda belirttiğim tartışmalı fikirleriyle de bilinmesi gerekli diye düşünüyorum.  

Kapak Fotoğrafı: crfashionbook.com

İlginizi çekebilir: Taner Tuna’dan Midnight in Paris