Ginger and Rosa: Dünya Yalnızlık ve Gençlik Üzerine
Dünyanın II. Dünya Savaşı’nın ardından ikinci bir savaş, nükleer savaş tehdidiyle sarsıldığı döneme ve savaş fikrine genç bir bakış atan ve hem düşsel hem gerçekçi bir buçuk saatlik bir zaman yolculuğu sunan film, izleyenlere hem aile hem yalnızlık hem de politik bir yolculuk vadediyor.
Sally Potter imzalı filmin en çarpıcı toplum eleştirisi sürekli değinilen savaş etkisi ve savaş fikrinin insanların düşünce yapısını nasıl değiştirdiği. Gençliğini 60’lı yıllarda yaşamış yönetmenimiz, filmin senaristliğini de kendi üstlenmiş. Bu akıcı filmde başrolleri Elle Faning ve Alice Englert paylaşıyor, oyuncuların performansı da izlenmeye değer.
Ginger and Rosa, ilk olarak bizi Soğuk Savaş’ın yarattığı gerilimin doruk noktasına ulaştığı, üzerine bir de nükleer savaş tehditlerinin savrulduğu 1962 yılında bir Londra gecesine götürüyor. Dünyanın yok olma tehdidi lise çağında kendi dünyası parçalanmakta olan bir genç kadının (Ginger) öfkesiyle birleşiyor. Ginger and Rosa iki yakın arkadaşın benlik arayışları üzerine kurulu… 60’lı yılların tatlı esintileri devrim niteliğinde değişen aile ve birey yapısı ile toplumun bu değişimleri kabul edişini tatlı bir dille anlatıyor. Bedenlerin ve fikirlerin ailelerinin değişmesinin mi, içsel değişimin mi yoksa dünyanın değişiminin mi daha hızlı olduğu sorusu film boyunca karşımıza çıkıyor.
Aniden hikayeye giremediğimiz, ağır ağır karakterleri benimsediğimiz filmin sonunda Ginger’ın bakış açısını kabulleniyorsuz, arayışını kendimizle bağdaştırabiliyoruz. Filmin başlıca eksiği bu kadar detaylı anlatılmış Ginger’ın yanında Rosa’nın silik kalması fakat yine de kurguya girmekte zorlanmıyoruz.
Filmin bir diğer özelliği ise tarihsel gerçekliğe kattığı bakış açısı; boğuk bir radyo sesi ve Ginger’ın sözleri, yazılarıyla anlatılıyor bu gergin Soğuk Savaş süresi. Buna rağmen izleyen herkesi sorgulamaya iten insancıl mesajlarla dolu. Ne kadar içinde tarihsel öğeler bulundursa da merkezimizde toplum var daha çok. Kurguyu oldukça gerçekçi kılan bir diğer özellik de bütün yardımcı karakterlerin bu eleştirel öyküye katkıda bulunması ve anlam taşıması.
Ginger’ın bakış açısından izlediğimiz film birbirinden oldukça farklı iki gencin bağımsız birer kadına dönüştükleri süreyi ve yaşanan olayları ele alıyor. Beraber başlayan bu kişilik arayışının çok ayrı yerlerde noktalanması filmin iskeletinin oluşturuyor. Ginger’ın giderek politikleşmesinin aksine Rosa’nın daha da içselleşmesi sonucu ikili arasında açılan uçurum izleyeni etkilemeyi başarıyor.
Aile içindeki değişimler, kadın ve erkeğin arasındaki inceltilmeye çalışılan duvar ve toplumun aileden bekledikleri, fikir özgürlüğünü sonuna kadar savunmakta olan yazar baba, kızı doğuduktan sonra hayalindeki işi bırakmış bir anne ve kendini arayan lise çağındaki bir kızın oluşturduğu aile de ağır ağır eleştirilmiş. Ailesinden ve en yakın arkadaşından düşünce biçimi açısından adım adım uzaklaşan Ginger’ın bu içsel yalnızlığı ve dışa duyduğu öfkesi, değişmekte olan dünyanın yarattığı yeni düzende kendisine bir yer açma uğraşını tetiklemekte.
İyi seyirler!
İlk yorumu siz yazın!