Giraffe Manor: Kenya'da Zürafalarla Çevrili Bir Butik Otel
Varlığını öğrendiğimden beri en büyük hayalim olan Kenya’daki Giraffe Manor’a gitme şansı yakaladığım için yaşadığım mutluluğu kelimelere dökmek çok zor! Bu yüzden de, dünyanın her yerinden birçok insanın ilgisini çeken bu otel hakkında bilmeniz gereken her şeyi anlatmak isteyerek bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Giraffe Manor, Kenya
Giraffe Manor‘ın asıl binası 1932 yılında David Duncan’ın av köşküymüş. 1960 yılına kadar da av köşkü olarak kullanmaya devam etmiş. 1960’ta David Duncan, köşkü Betty ve Jock Melville’e satıp Güney Afrika’ya yerleşmiş.
Köşkün yeni sahipleri Betty ve Jock Melville burada yaşarken, köşkün üzerindeki bitkileri yemek için zürafalar gelmeye başlamış. Bu duruma bayılan ikili 1974 yılında yetim bir zürafayı evlat edinince bugünkü Giraffe Manor hikayesinin ilk adımı atılmış! Bu zürafanın adını Daisy koymuşlar ve bugüne kadar süregelen isimlerin de ilkini böylece vermişler. 1984 yılında köşkü otele çevirmişler ve 2009 yılında Tanya ile Mikey Carr-Hartley oteli satın alıp işletmeye başlamış ve hala daha onlar işletiyorlar.
Giraffe Manor’a giderseniz zürafa isimlerinin hala Betty ve Jock Melville tarafından verilen isimlerden ve hatta kendi isimlerinden oluştuğunu görebilirsiniz; yani yeni doğan zürafalara da Daisy, Betty ve Jock gibi isimler veriyorlar.
Bugünkü Giraffe Manor
1932 yılında 150 hektarlık bir alanda kurulan Giraffe Manor’un köşk kısmı ana bina olarak geçiyor ve içerisinde 6 oda yer alıyor. 2017 yılında ikinci binanın eklenmesiyle oda sayısı 12’ye çıkarılıyor. Otelin içinde ayrıca spa, her çeşit orkidenin bulunduğu bir sera ve bir butik bulunuyor.
Dünyanın her yerinden insanın buraya gelmek istediğini ve yalnızca 12 odası olduğunu düşünürsek rezervasyon yaptırmanın ne kadar zor olduğunu anlayabilirsiniz. Otelin sitesine bakarsanız da en az bir yıl sonraya rezervasyon olduğunu görebilirsiniz. “E peki sen nasıl gittin?” diye soracak olursanız, tamamen şans eseri olduğunu söyleyebilirim. Önceden rezervasyonunu yapmış birinin gitmekten vazgeçmesi ve bizim Giraffe Manor’a ne kadar çok gitmek istediğimizi bilen birinin de onun yerine bizi göndermesiyle son dakika gitme şansı buldum.
Rezervasyon yaptırabildiğiniz zaman otelin sıkı check-in/check-out kurallarını kesinlikle bilmeniz gerekiyor. Çünkü check-in saatinden önce gelirseniz otelin içine giremiyorsunuz, check-out saatinden sonra da bir kahve için bile otelde kalamıyorsunuz. Check-in 11:00’da; check-out ise 10:00’da. Bu saatlere aman dikkat edin!
Odaların hepsi güzel ama Betty ve Karen Blixen Suite favorilerim arasında. Odalar hakkında detaylı bilgi için otelin sitesine bakabilirsiniz. Karen Blixen Suite, 115 metrekarelik iki odalı, iki banyolu, teraslı müthiş bir oda. Burada sabahları zürafaların terasınıza gelmesiyle güne başlama şansınız oluyor fakat ana binadaki odalarda kalırsanız sabahları odanızın camından veya balkonunuzdan da zürafaları besleyerek güne başlayabiliyorsunuz.
Zürafalar Hep Ortada Dolaşıyor Mu?
Ne yazık ki zürafalar herkesin zannettiği gibi her an etrafta değil. Sadece sabah kahvaltısına ve akşamüstü 5 çayına geliyorlar fakat otel o kadar güzel dekore edilmiş ki biz daha zürafalar gelmeden bile otelin güzelliğine bayılmıştık! Hem odalarda hem otelin genelinde zürafa detaylı dekorasyonlar bulunuyor. O kadar keyifli, o kadar zevkli ki…
Ayrıca zürafalar evcil hayvan gibi olmuş şeklinde bir algı var ama aslında pek de öyle değil ne yazık ki. Ne olursa olsun zürafaların kedi/köpek gibi bir hayvan olmadıklarının bilincinde olmak gerekiyor. Yemek verdiğiniz sürece yanınızda duruyorlar, yoksa genellikle gidiyorlar ama siz özellikle elinizde yemek yokken yanlarına giderseniz veya çok ani bir hareket yaparsanız size zarar verme ihtimalleri oluyor.
Zürafaların tekmeleyerek bir aslanı öldürebileceklerini biliyor muydunuz? O yüzden zürafalar dolaşırken belli yerlere gidemiyorsunuz, otel çalışanları olmadan yanlarına yaklaşamıyorsunuz… Hatta fotoğraflarınızı bile genelde otel görevlileri çekiyor.
Rotschild Zürafaları
Oteldeki zürafaların hepsi Rotschild zürafası. Tehlikede olan bir tür oldukları için burada koruma altına alınmışlar. Giraffe Manor’da kaldığınızda veya hemen yanındaki Giraffe Center’a gittiğinizde bu zürafalara destek olmuş oluyorsunuz. Tabii dilerseniz bir zürafaya sponsor da olabilirsiniz.
Otelde sadece zürafalar değil yaban domuzları da bulunuyor. Onlar da çok tatlı bence. 🙂 Tabii yaban domuzlarına hiç dokunamıyorsunuz ve onların yanına gidemiyorsunuz çünkü ne yapacakları pek belli olmuyormuş. Onlar sadece zürafalara verdiğiniz yemeklerin yere düşen parçalarını yemek için geliyorlar.
Otelde kalıyorsanız Giraffe Center’a otelin içinden de ücretsiz olarak girebiliyorsunuz. Eğer otelde kalmıyorsanız, sizi otele hiçbir şekilde sokmadıkları için, zürafaları beslemeye, onları sevmeye -beslemeden sevdirmiyorlar zaten- ve zürafalar hakkında bilgi almaya Giraffe Center’a da gidebilirsiniz.
Ne Zaman Gitmeli?
Aslında Giraffe Manor’a her mevsim gidebilirsiniz. Biz kasım ayında gittiğimiz için sabahları çok soğuktu ama gün içinde hava ısınıyordu. Bu konuda bence dikkat edilmesi gereken tek şey seyahatinizi yağmurlu bir zamana denk getirmemek. Dediğim gibi otelin her kısmı ayrı keyifli ama oraya zürafaları görmek ve onlarla vakit geçirmek için gittiğinizi düşünürsek, dilediğiniz gibi vakit geçirememek biraz sinir bozucu olabilir.
Sonuç olarak; ben Giraffe Manor’da kaldığımız süre boyunca kendimi kaybettim, zaman nasıl geçti hiç anlamadım ve onlar yanımıza geldiği sürece hep zürafaların arasındaydım. Gerçekten her anlamda hayal ettiğimden bile daha güzel bir deneyim yaşadığımı söyleyebilirim. Giraffe Manor hakkında daha detaylı bilgi için Smile and Travel‘a göz atabilirsiniz.
Kapak fotoğrafı: Instagram / @the_b_t_s
İlginizi çekebilir: Özlem Karagöz’den Kenya Turu
En çok gitmek istediğim yerlerden biri🙂 Yazınız harika olmuş ellerinize sağlık🙂