Glow Coffee: Kahveye Kuzguncuk Dokunuşu
Kuzguncuk’u nasıl tanırsınız? Semtin sokaklarını arşınlayarak, merdivenli yokuşlarını tırmanarak, iskeleden semti izleyerek veya iskeleye bakan bir sokak arasında geçirdiğiniz birkaç vakit ile mi? Benim tercihim genelde uzun bir yürüyüş rotası yapmamın ardından bir kahve ve tatlı molası vermek oluyor. Tabii ki kahve içeceğim yeri rastgele seçmiyorum. Her ne kadar semti doyasıya dolaşmış olsam da bir kahve molası vereceğim mekânda o semte dair izler arıyorum. Oturduğum sandalyenin semti izleyebileceğim bir açıda olmasına daima özen gösteriyorum. İşte tüm bu isteklerimin beni Glow Coffee’ye yönlendiriyor.
Burada içilen bir kahvenin tadının hem lezzetinde hem de tarihi binasında olduğunu düşünüyorum. Bugüne kadar Kuzguncuk’ta defalarca kez vakit geçirmeme rağmen Glow Coffee ile rastlaşmamdan sonra tek uğrak noktam burası oldu. Artık cümleye Kuzguncuk’a mı gitsem diye değil Glow’a mı gitsem diye başlıyorum.
Uzun soluklu okumalar yapmamın gerektiği, bir arkadaşımla keyifli sohbet eşliğinde vakit geçirdiğim, kendimle baş başa kalmak istediğim ve bunun gibi birçok değerli anımda Glow Coffee ilk tercihim oluyor. Her seferinde başka amaçlarla gitsem de en çok tercih etme nedenim uzun ve geniş masasında, mekânın kendi playlist’i eşliğinde laptopumla okumalar yapmam oluyor. Her bir kahvesinin lezzeti birbirinden farklı olsa da ben her seferinde cappucino ve yanında kahveme eşlik edecek olan beyaz çikolatalı brownie sipariş ederken buluyorum kendimi. Glow Coffee ile ilk tanışmanızda size eşlik edecek bir ikili olabilirler:)
Eğer siz de bulunduğunuz semtin sevdiğiniz bir sokağında kahve içerken o semti anlatan kitaplar okumayı seviyorsanız benim sizlere önerim Nedret Ebcim’in, Aahh Canım Kuzguncuk ve Kuzguncuklular Kuzguncuk’u Anlatıyor kitabı. Okurken altını çizeceğiniz birçok insan hikâyelerinin, içinde bulunduğunuz sokakta hatta belki de kaldırımında içtiğiniz kahvenin yanı başında yaşanmış olduğunu bilmek çok hoş bir ambiyans oluşturuyor. Kahvenizin yanında söyleyeceğiniz tatlının yanına bir de bu kitapları eklemek çok güzel olacaktır. Hem de bu kitapları kahve siparişinizi beklerken hemen köşe başındaki bakkaldan veya Nail Kitabevi’nden almanız keyifli olacaktır 🙂
Acelenizin olduğu veya gezerken kahve içmek istediğiniz günlerde ‘take away’ tercihinden yana olmayı unutmayın. Ama bence herkesin Kuzguncuk’ta belki bir belki de birkaç saat için kendine ayırabileceği vakti bulunmalı veya bu vakit yaratılmalı!
Kapak Fotoğrafı: Nergis Demir
İlginizi çekebilir: Gamze Türker’den Yirmiyedi Kuzguncuk
İlk yorumu siz yazın!