Haberler
theMagger News: Trendler
GASTRONOMİ
Mükemmel kahveyi kendi zevkinize göre hazırlayabildiğiniz ev tipi kahve makinaları ve artizan ‘coffee house’ların olmadığı dönemleri hatırlar mısınız? Kahve gurmelerinin savaşı kazandığını düşünebiliriz, ancak veriler bambaşka bir hikaye anlatıyor.
Fine Dining Lovers’a göre dünyada tüketilen perakende kahvenin %34’ünden fazlasını hazır kahve oluşturuyor. Evde hazırlanan...
Mükemmel kahveyi kendi zevkinize göre hazırlayabildiğiniz ev tipi kahve makinaları ve artizan ‘coffee house’ların olmadığı dönemleri hatırlar mısınız? Kahve gurmelerinin savaşı kazandığını düşünebiliriz, ancak veriler bambaşka bir hikaye anlatıyor.
Fine Dining Lovers’a göre dünyada tüketilen perakende kahvenin %34’ünden fazlasını hazır kahve oluşturuyor. Evde hazırlanan kahvenin ise %73’ü hazır kahve. Bazı tahminlere göre, yetiştirilen kahve çekirdeklerinin yarısı hazır kahve olarak son buluyor! Son yıllarda makineyle hazırlanan kapsül kahve, ev mutfaklarında hazır kahvenin yerini almış olsa da, çevreye olan etkilerini azaltmak isteyen pek çok kişi yeniden hazır kahveye yöneliyor.
Geçtiğimiz yıl, küresel hazır kahve pazarı 35,97 milyar USD değerine ulaştı ve yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) değer bazında %5,11, hacim bazında ise %2,88 olarak gerçekleşti. Özellikle millennial kuşağı, bu alanda oldukça hevesli bir pazar segmenti olarak öne çıkıyor. Gastronomi yazarı Hugo McCaferty bu gelişmeyi şöyle özetliyor: “Bu tür trendler döngüseldir ve üst düzey, zanaatkar kahveler kalıcı olsa da, modası geçen şeylerin genellikle geri döndüğünü unutmamak gerekir. Hazır kahve şu anda yeniden popülerliğini yaşıyor ve güçlü bir dönüş yapmış durumda.“
TEKNOLOJİ
Eğer geçtiğimiz hafta sosyal medyada biraz olsun zaman geçirdiyseniz muhtemelen Kim Kardashian
Instagram hesabından çevre dostu hesap Waste Free Planet’in yapay zekanın çevresel etkilerine dikkat çeken bir infografiği öne çıkaran gönderisini paylaşan oyuncu, takipçilerine şu çağrıyı yaptı: “Lütfen yapay zekayı, seksi bir Sims karakterine benzeyeceğinizi görmek için falan kullanmayı bırakın – bunu yetenekli ve biraz...
Eğer geçtiğimiz hafta sosyal medyada biraz olsun zaman geçirdiyseniz muhtemelen Kim Kardashian kendi android hizmetkarlarını tanıttığı o video kesitlerine muhtemelen rastlamışsınızdır. Kardashian, Musk’ın sibernetik hizmetkarlarını desteklerken kendisine taban taban zıt bir argümanla gündem olan Emmy ödüllü oyuncu Ayo Edebiri “anti-AI” yani AI-karşıtı olduğunu açıkladı.
Instagram hesabından çevre dostu hesap Waste Free Planet’in yapay zekanın çevresel etkilerine dikkat çeken bir infografiği öne çıkaran gönderisini paylaşan oyuncu, takipçilerine şu çağrıyı yaptı: “Lütfen yapay zekayı, seksi bir Sims karakterine benzeyeceğinizi görmek için falan kullanmayı bırakın – bunu yetenekli ve biraz sapık bir sanatçıya 6 dolara falan yaptırabilirsiniz ya da bilmiyorum, hayal gücünüzü kullanın. Ne mi benzersiniz? Küçük versiyonunuz gibi – işte, söyledim. Bu saçmalık hem gezegeni hem de beyinlerimizi mahvediyor!!!!” Edebiri’nin paylaştığı gönderideyse şu ifadeler yer alıyordu: “2027 yılına kadar, yalnızca yapay zeka kullanımı Yeni Zelanda’nın tamamı kadar su tüketmesi bekleniyor.”
Çevre krizinin etkileri hissedilir şekilde artarken Edebiri’nin mesajının altını çizmek önemli. Zira yapay zeka, inanılmaz miktarda su tüketiyor. The Independent, 2023 yılında Microsoft’un veri merkezlerinin tek bir yılda 2.500 olimpik yüzme havuzundan fazla su kullandığını bildirdi. Bunun nedeniyse, yapay zekanın sürekli olarak karmaşık hesaplamalar yapmak için devasa bilgi işlem kaynaklarına ihtiyaç duyması. Microsoft’un son çevresel raporuna göre, şirketin su tüketimi 2021 ile 2022 arasında %34 oranında artarak yaklaşık 1,7 milyar galon seviyesine ulaşmış durumda…
KÜLTÜR - SANAT
Songül Canerik’in 16 Kasım’da Galeri Beylikdüzü’nde açılan ilk kişisel sergisi “Hafıza”, Mario Levi’nin “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanındaki karakterlerden ilham alıyor.
Geçmiş ve bugünü buluşturan sergi, günümüz edebiyatının en üretken isimlerinden Mario Levi’nin bir Yahudi ailesinin 1920-1980 yılları arasında İstanbul’da yaşadıklarını kaleme aldığı...
Songül Canerik’in 16 Kasım’da Galeri Beylikdüzü’nde açılan ilk kişisel sergisi “Hafıza”, Mario Levi’nin “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanındaki karakterlerden ilham alıyor.
Geçmiş ve bugünü buluşturan sergi, günümüz edebiyatının en üretken isimlerinden Mario Levi’nin bir Yahudi ailesinin 1920-1980 yılları arasında İstanbul’da yaşadıklarını kaleme aldığı “İstanbul Bir Masaldı” adlı romanından ilham alıyor. Canerik resimlerinde bugünün perspektifinden canlanan anıları bireysel hikayelerle buluşturarak, kolektif hafıza oluşturuyor. Sergiye ilham olan “İstanbul Bir Masaldı”ya dönersek; kitabın asıl kahramanını barındırdığı ve yok ettiği “umutlar”la İstanbul olarak ele alabiliyoruz. Göçlerle birlikte başka bir ülkeyi, daha da önemlisi kendi ülkesini arama çabasındaki insanların öyküsü. Tam da bu sebeple, “Hafıza” sergisindeki resimlerde bu karakterler, kimi zaman bir kapı komşusu, kimi zaman kalabalık bir yerde göz göz geldiğimiz bir yabancı, kimi zaman da bakışlarıyla unutulmuş hatıraların kapılarını aralayan sessiz bir tanıdık olarak beliriyor.
GÜNDEM
Yeni bir TikTok trendi, erkeklerin tuhaf ve/veya ‘gaslighting’ olarak değerlendirilebilecek davranışlarını gün yüzüne çıkarıyor. #WomenInMaleFields etiketi altında, birçok heteroseksüel kadın, erkeklere kendi yaptıklarını tattırdıkları hayali senaryoları mizahi bir dille anlatan videolar paylaşıyor.
Örneğin, bir video şöyle diyor: “Bana neyi yanlış yaptığımı...
Yeni bir TikTok trendi, erkeklerin tuhaf ve/veya ‘gaslighting’ olarak değerlendirilebilecek davranışlarını gün yüzüne çıkarıyor. #WomenInMaleFields etiketi altında, birçok heteroseksüel kadın, erkeklere kendi yaptıklarını tattırdıkları hayali senaryoları mizahi bir dille anlatan videolar paylaşıyor.
Örneğin, bir video şöyle diyor: “Bana neyi yanlış yaptığımı açıkladığında, ona ‘Üzgünüm, böyle hissettiğin için’ diyerek cevap veriyorum.” Bir diğeri ise: “Mesajlarına geri dönmedim ama Instagram’da hikayesini beğendim,” şeklinde. Esasen bu trend heteroseksüel, romantik ilişkilerde güncel olarak gözlemlediğimiz pek çok soruna da ışık tutuyor. Öyle ki bu problemlerin en uç noktası olarak Güney Kore’de 4B hareketi olarak bilinen fenomen, bazı kadınların erkeklerle flört etmeyi, evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı tamamen reddetmesini ifade ediyor. Güney Kore’deki kadınların bu tercihinin ardından sağ temelli siyasetin yükselişiyle artan mizojini yaklaşımı gösteriliyor. Benzer şekilde TikTok’un yeni #WomenInMaleFields trendi de sarkastik bir tonda kadın cinayetleri, cinsiyet temelli mobing, psikolojik şiddet, orgazm eşitsizliği gibi pek çok cinsiyet eşitliğine dair konuyu gündeme getiriyor. Tabii konunu daha yumuşak yüzü olarak romantik ilişkilerdeki gülünç anılar da kendilerine bolca yer buluyor.
TASARIM
Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Jaguar; otomotiv, modern lüks ve sanat dünyasında yeniden kalıpları kırarak çığır açacak yeni bir dönemi bugün başlatıyor. Jaguar’ın coşkulu tasarımının ilk fiziksel gösterimi ABD’de Miami Art Week kapsamında sergilenecek.
Kökleri özgünlüğe dayanan ve kurucusu Sir William Lyons’un ifadesiyle, “Benzeri...
Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörlüğünü üstlendiği Jaguar; otomotiv, modern lüks ve sanat dünyasında yeniden kalıpları kırarak çığır açacak yeni bir dönemi bugün başlatıyor. Jaguar’ın coşkulu tasarımının ilk fiziksel gösterimi ABD’de Miami Art Week kapsamında sergilenecek.
Kökleri özgünlüğe dayanan ve kurucusu Sir William Lyons’un ifadesiyle, “Benzeri olmayan” Jaguar, tamamen yeniden tasarlanmış marka kimliğiyle bugünden itibaren yeni bir dönem başlatıyor. Benzersiz ve özgün olma anlayışını yeniden temellendiren yeni Jaguar dünyasının tüm yönlerini yaratıcı bir felsefe olarak “Coşkulu Modernizm” tanımlıyor. Yeni Jaguar’ın modern ve enerji dolu ruhunu temsil eden değişimler logo ve marka kimliğinden renklerine kadar, cesur ve sanatsal atılımları içeriyor. Yeniden tasarlanan Jaguar markası, yeni, sofistike bir görsel dil aracılığıyla benzersiz karakterini ortaya koyan bir marka kimliğiyle dönüşüyor. Değişimin sembollerinin her birine yüklenen anlamlarla, marka değerlerini yansıtıyor ve gelecekte ne olacağına dair ipuçları sunuyor: Jaguar’ın yeni sembolü; geometrik form, simetri ve sadelik gibi öğelerle güçlü bir modernizm vurgusunda bulunuyor.
İYİ YAŞAM
Günlük yaşamın getirdiği büyük duygularla baş etmek için geliştirdiğimiz yollar duygusal yemeden egzersiz ve meditasyona geniş bir sprektrumda sağlıklı ve sağlıklı olmayan yöntemler olarak yerini alıyor. Bu pratiklere eklenen bir yenisiyse ‘rage cleaning’ yani öfkeli temizlik.
Ortalama bir Türk annesinin çok da çığır açıcı bulmayacağı bu yöntem TikTok’un yükselen...
Günlük yaşamın getirdiği büyük duygularla baş etmek için geliştirdiğimiz yollar duygusal yemeden egzersiz ve meditasyona geniş bir sprektrumda sağlıklı ve sağlıklı olmayan yöntemler olarak yerini alıyor. Bu pratiklere eklenen bir yenisiyse ‘rage cleaning’ yani öfkeli temizlik.
Ortalama bir Türk annesinin çok da çığır açıcı bulmayacağı bu yöntem TikTok’un yükselen trendleri arasında. TikTok’ta araması yaparsanız, ham duyguları temizliğe kanalize etmenin oldukça popüler olduğunu görebilirsiniz. Öte yandan bu aktivitenin iyi hissettirmesi şaşırtıcı değil çünkü temizlik mutluluk hormonlarınız olan endorfinlerinizi harekete geçirirken kısa süre sonrasında da tertemiz bir evin verdiği tatmini yaşamaya yardımcı oluyor. ‘Rage cleaning’i denemek isteyenler için bu tatmini arttırmak için önerilenler arasındaysa; fonda metal ya da punk rock gibi isyankar mesajları olan müzikler dinlemek, kısa zaman aralıklarında tek bir bölgeyi temizlemek ve özellikle de zamanınız olmadığı durumlarda size en çok tatmini getirecek işi seçip yalnızca onu tamamlamak (yalnızca bulaşıkları yıkamak ya da makineye çamaşır atmak gibi) yer alıyor.
KİTAP & EDEBİYAT
2024 Booker Prize’ın kazananı Orbital adlı romanıyla Samantha Harvey oldu. Harvey’nin uzaydaki astronotların bir gününü anlattığı Orbital aynı zamanda ödülü kazanan en kısa ikinci kitap olarak listeleniyor.
Roman, altı astronot ve kozmonotun 24 saat içinde, sessiz mavi gezegenleri üzerinden kıtaları ve mevsimleri geçerek, dağ zirvelerini ve okyanus dalgalarını gözlemleyerek 16 gün doğumu...
2024 Booker Prize’ın kazananı Orbital adlı romanıyla Samantha Harvey oldu. Harvey’nin uzaydaki astronotların bir gününü anlattığı Orbital aynı zamanda ödülü kazanan en kısa ikinci kitap olarak listeleniyor.
Roman, altı astronot ve kozmonotun 24 saat içinde, sessiz mavi gezegenleri üzerinden kıtaları ve mevsimleri geçerek, dağ zirvelerini ve okyanus dalgalarını gözlemleyerek 16 gün doğumu ve 16 gün batımı izlemeleri konu ediniyor. Ödülü beşinci eseriyle alan Samantha Harvey’nin yazımı, insan varoluşunu derinlemesine keşfetmesi, etkileyici bir dil kullanımı ve hikâyelerin yoğun olduğu bir dünyada eserlerini öne çıkaran yapısal bir yaratıcılık ile dikkat çekiyor. Orbitalin karakterleri, yalnızca dış dünyadaki zorluklarla değil, şüpheler, hayaller ve varoluşsal sorgulamalarla dolu içsel evrenleriyle de mücadele ederken, Harvey’nin felsefeyi anlatılarının dokusuna ustalıkla işleme konusundaki becerisini vurguluyor. Hem şiirsel hem de kesin bir anlatıma sahip oluşuyla eleştirmenler ve okuyucuların takdirini kazanan Harvey, Orbital ile okuyucuları varoluş, bellek ve insan zihnine dair derin soruları irdeleyen bir yolculuğa çıkarıyor.
SERGİ & MÜZE
Her daim farklı zamanların gerçekliklerine yolculuk etmeyi sağlayan müzeler sanal gerçeklik ile birlikte bu misyonunu bambaşka deneyimlere taşıyor. Bu deneyimlerin yaratıcılarından biri olan MüzeVerse, son teknoloji VR teknolojisini entegre ederek geleneksel müze modellerini kökten değiştirmeyi amaçlıyor.
19 Kasım’da UNIQ İstanbul’da başlayacak olan deneyimin açılış...
Her daim farklı zamanların gerçekliklerine yolculuk etmeyi sağlayan müzeler sanal gerçeklik ile birlikte bu misyonunu bambaşka deneyimlere taşıyor. Bu deneyimlerin yaratıcılarından biri olan MüzeVerse, son teknoloji VR teknolojisini entegre ederek geleneksel müze modellerini kökten değiştirmeyi amaçlıyor.
19 Kasım’da UNIQ İstanbul’da başlayacak olan deneyimin açılış gösterimi olan “Piramitlere Yolculuk, Antik Mısır’ın Keşfi”, ziyaretçileri 4.500 yıl öncesine götürerek Kral Khufu’nun cenaze törenine tanıklık etme ve Giza Platosu, Sfenks ve Büyük Piramit’in gizli alanlarını keşfetme fırsatı sunuyor. Deneyimin yaratıcılarından VR Future’dan Fahad Rehman misyonlarını şöyle özetliyor: “MüzeVerse, yalnızca VR teknolojisini müzelere getirmekle kalmıyor, aynı zamanda tarihle nasıl etkileşim kurduğumuzu ve onu nasıl deneyimlediğimizi yeniden şekillendiriyor. Bu projeyle ziyaretçilere tarihsel olayların bir parçası olma fırsatı sunuyoruz ve bu sürükleyici deneyim, insanların kültürel mirasa bakış açısını nesiller boyu dönüştürecek.”
KİTAP & EDEBİYAT
Son bir yıldır duymaktan bıktığımız ‘ozempic’ kelimesi Hollywood’un yeni zayıflama büyüsü, beden algısı eleştirilerinin odağı ve hatta Lizzo’nun Halloween kostümü olarak karşımıza çıktı. İşte Gazeteci-yazar Johann Hari’nin “Sihirli Hap – Yeni Zayıflama İlaçlarının Olağanüstü Faydaları ve Tedirgin Edici Riskleri” isimli yeni kitabı bu fenomeni mercek altına alıyor.
Bu ilaçlardan biri olan...
Son bir yıldır duymaktan bıktığımız ‘ozempic’ kelimesi Hollywood’un yeni zayıflama büyüsü, beden algısı eleştirilerinin odağı ve hatta Lizzo’nun Halloween kostümü olarak karşımıza çıktı. İşte Gazeteci-yazar Johann Hari’nin “Sihirli Hap – Yeni Zayıflama İlaçlarının Olağanüstü Faydaları ve Tedirgin Edici Riskleri” isimli yeni kitabı bu fenomeni mercek altına alıyor.
Bu ilaçlardan biri olan Ozempic’i kullanan ve zahmetsizce kilo verme sürecini bizzat tecrübe eden Hari, kitabında bu ilaçların bizler için ne anlama geldiğini irdeliyor. Yeni zayıflama ilaçlarının geliştirilmesinde rol alan bilim insanlarının yanı sıra onlara eleştirel bakanlarla, beslenme uzmanlarıyla, beden olumlama hareketini destekleyen kişilerle, İzlanda’dan Japonya’ya dünyanın farklı yerlerinde sağlıklı yaşamı teşvik etmek için ilginç yöntemler uygulayan eğitimciler ve hatta iş insanlarıyla konuşan Hari, bu uzun yolculuk sırasında öğrendiklerini tarafsız bir gözle aktarıyor.
YEME - İÇME
New York’tan İstanbul’a metropollerde özellikle de gastronominin de başkenti sayılabilecek şehirlerde restoranlara rezervasyon yaptırmak inanılmaz derecede zor hale gelmiş durumda. Michelin yıldızlı Brooklyn brasserie Francie’nin şefi John Winterman’ın sözleriyle: “İnsanların eskisi gibi ilişkiler geliştirmediği tuhaf bir restoran dönemindeyiz.” Tam da bu yüzden karşımıza yeni bir uygulama olarak restoran...
New York’tan İstanbul’a metropollerde özellikle de gastronominin de başkenti sayılabilecek şehirlerde restoranlara rezervasyon yaptırmak inanılmaz derecede zor hale gelmiş durumda. Michelin yıldızlı Brooklyn brasserie Francie’nin şefi John Winterman’ın sözleriyle: “İnsanların eskisi gibi ilişkiler geliştirmediği tuhaf bir restoran dönemindeyiz.” Tam da bu yüzden karşımıza yeni bir uygulama olarak restoran üyelileri çıkıyor. Bir bakıma müdavim kavramının resmileşmiş bir hali gibi de düşünebilirsiniz.
İşte Francie de bu sistemi uygulayan restoranlardan bir tanesi ve Witherman Fine Dining Lovers’a verdiği röportajda konuyu şöyle açıklıyor: “Francie’nin sunduğu şey, bu insani ilişkiyi bir iş yeriyle sistematik bir hale getirmek. New York’un geleneksel olarak daha ticari özel kulüplerinde gerçekten satın alınamayacak bir şey.” Francie’de sistem şöyle işliyor: Her üç ayda bir, 550 dolar (50 dolarlık bir bonus dahil) Francie’deki ev hesabınıza yükleniyor ve bu tutar herhangi bir satın alım için kullanılabiliyor. Kullanılmayan bakiyeler sona ermiyor ve süresiz olarak devrediliyor. Ayrıca, özel bir içki dolabına ve rezervasyon yapmak için özel bir mesaj hattına erişiminiz oluyor. New York’ta yükselmekte olan bu üyelik sisteminin İstanbul’da karşılık bulma ihtimali de yüksek görünüyor.